CHP’ye son günlerde bir şeyler olmuş, hatta çarşaf, türbe ve Kur’an kursu açılımlarını devletin kırmızı kaplı kitabının değişimiyle ilişkilendirenler dahi çıkmıştı. Bugüne kadar kesif bir tesettür karşıtlığı sergileyen CHP’nin son atağı ise Ankara Nallıhan’dan seçime girecek adayının başörtülü olması. Halen Belediye Meclis üyeliği yapan Meryem Bıçkıcı’nın Deniz Baykal’ın onayıyla Belediye Başkan adayı gösterilmesi ister istemez bu açılımların samimiyeti meselesini bir kez daha gündeme getirdi. Bıçkıcı’nın, “seçilirsem yasalar neyi gerektiriyorsa onu yapacağım” sözleri ise telaşa mahâl kalmadığını gösteriyor. Demek ki CHP’nin “açılım” dediği “açılın”mış! Taraf’a konuşan Bıçkıcı, on yıldır sivil toplum ve siyasette yer aldığını belirterek, inancı gereği başını örttüğünü ancak CHP’nin bu konudaki hassasiyetini de doğru bulduğunu söyledi.

Seçilirsem başörtümü çıkaracağım
İnançları gereği başını örttüğünü belirten Bıçkıcı, dinle siyaseti birbirine karıştırılması gerektiğini iddia ederken seçildiği takdirde yasalar gereği görevinin başında olduğu zamanlarda başını açacağını söyledi. Bıçkıcı Taraf’taki açıklamasına şöyle devam etti: “Ben de adaylık için kimseye başımı açacağım diye bir taahhütte bulunmadım. Ama resmi törenlerde çelenk de koymam gerektiği zaman başım açık katıldım. Başörtüsü benim için inancım gereği ama devletin yasalarına saygılıyım. Kamu görevi yapacağım için seçilirsem başörtümü çıkaracağım. Görev dışında sürdürmeyi düşünüyorum.”

Bıçkıcı'nın bu açıklamalarıyla, CHP’nin "açılımları"nın maksat ve mahiyeti bir kere daha ortaya çıkmış oluyor. Kuzu postuna bürünerek yapılan bu kurtluğa halkın kanacağını zannedenler, aylardır süren başörtüsü eylemlerindeki mesajları yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.

Başörtüsüne kayıtsız, şartsız özgürlük gelene kadar bu zulmün bittiğine kanaat getirmeyeceğiz. Kamusal alan yalanlarıyla “yasalar gereği açarım” diyenler, açılımlarını alıp başlarına çalabilirler…

(Kaynak: Platform Haber)