Dünya barışının Kudüs’ten yükseleceğine olan inançla, Kudüslü hanım kardeşlerimize destek amacıyla yola çıkan Uluslararası “Hepimiz Meryemiz” kampanyası, dünyada yankı bulmaya devam ediyor. Kampanyanın en önemli ayaklarından birisi de “Kudüs İçin Hepimiz Meryemiz Yürüyüşü” oldu. Fatih Camii’nde Cuma namazının ardından başlayan yürüyüş, Saraçhane Parkı’nda nihayete erdi. Saraçhane Parkın’da da basın açıklaması gerçekleştirildi. 

Uluslararası Kudüs Eğitim Kültür ve Araştırma Derneği (UKEAD) öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe İHH İnsani Yardım Vakfı ve çok sayıda STK destek verdi. Yürüyüş boyunca “Mescid’i Aksa Onurumuzdur!”, “Mavi Marmara Onurumuzdur” ve “Hepimiz Meryemiz, Siyonizme Yeteriz!” gibi sloganlar atıldı. 

“İsrail’i aklını başına almaya davet ediyoruz”

Saraçhane’deki ilk konuşmayı Türkiye - Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Hasan Turan yaptı. Organizasyonu gerçekleştiren STK’lara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Hasan Turan, “Buradan Kudüs’e, Kudüs’ün Meryemlerine selam olsun” dedi. Hasan Turan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kudüs, yalnız. Kudüs, mazlum. Ve Kudüs, feryat ediyor. Kudüs’ün Meryemleri, kendilerini kurban veriyorlar haklı davamız için. Hiçbir şey yapamıyorsak buradan onları selamlamak imanımızın gereği. Kudüs, bağımsız Filistin’in başkenti olana dek faaliyetlerimiz devam edecek. Bu organizasyon da bunun göstergesidir. Kudüs, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi kırmızı çizgimizdir. İsrail’i aklını başına almaya davet ediyoruz. Uluslararası kuruluşları ve ilgili kurumları, haklının yanında durmaya davet ediyoruz. Zulmün yanında olan zulmün ortağıdır.” 

“Kısa, orta ve uzun vadede çözümler üretmemiz gerekiyor”

Hasan Turan’ın ardından sözü HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız aldı. Konuşmasında Yıldız, “İsrail’de bir zulüm vardır, katliam vardır. Bunu kabul etmediğimizi bir kez daha buradan deklare ediyoruz. Yolumuzun uzun olduğunu görüyoruz. Bir günlük bir çözümün mümkün olmadığını da farkındayız. Onun için de kısa, orta ve uzun vadede çözümler üretmemiz gerektiğini biliyoruz” diye konuştu. 

Saraçhane’deki diğer konuşmacılar ise şunları söyledi: 

“Kudüs’ü hayatı boyunca unutmayacaklara selam olsun”

Burak Derneği Başkanı Adem Yenihayat: “Bu eylem, şu ana kadar yapılan eylemlerden ayrı bir özellik arz ediyor. Mescid’i Aksa’nın kapıları kapatıldı diye gelmedik biz buraya. Yıllardır artarak devam eden tüm işgallere karşı ses vermek için burada bulunuyoruz. Bu eylemle biz orada asil bir duruş sergileyen Meryemlere, Salahlara selam vermek için bu eylemi düzenliyoruz. Kudüs’ü hayatı boyunca unutmayacaklara selam olsun.” 

“Siz, evlatları katledildiği halde asla korkmayan Meryem’siniz”

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım: Yeryüzündeki emperyalistler kartondan güçlerine güveniyor. Biz adım adım zafere doğru gidiyoruz. Şu yürüyüşü gören İsrail’in kalbine korku girmemesi mümkün değil. Çünkü bir davaya kadınlar sahip çıkıyorsa sonunda mutlaka zafer vardır Allah’ın izniyle. Siz, Gazze’de vurulan hemşiresiniz. Siz, evlatları katledildiği halde asla korkmayan Meryem’siniz. Sizin yürüdüğünüz yol sadıklar, şehitler yoludur. Size güveniyoruz. Ne sokaklardan ne eylemlerden ne de yalnız kalan insanlara dua etmekten vazgeçin. Kudüs, özgür olursa Doğu Türkistan’da, Arakan’da özgür olur. 

Ey zalimler, size ne oluyor da bu savaşları körüklediğiniz zaman kadınları ve çocukları hapse atıyorsunuz. Niçin bu çocukları koruma altına almıyorsunuz? Buradan sesleniyorum, Suriye, Irak, Libya ve Mısır! Ey iktidar sahipleri, unutmayın bu katliamlarınız sizi sevindirsede, bir gün sizler de o tahtlarınızdan indirileceksiniz. Ve bütün halklar hapishanedeki zincirleri kırmak için Kudüs’e gidecek. O günler için hazır olun kardeşlerim. Kimileri diyor ki ‘Yeter artık. Yorulduk!’ Ümmet ölürken yorulamazsınız. Ümmet işkence görürken, çocuklar öldürülürken biz yerimizde duramayız!” 

“Kudüs aşıklarına selam olsun”

AGD İstanbul Şube Başkanı Yunus Genç: “Ne mutlu bizlere ki İslam ümmetinin davası için buradayız. Erbakan hocamız, Kudüs olmadan İslam Birliği’nin kurulamayacağını hatırlattı. Biz bağımsız ve özgür Kudüs için çalışacağız. Özgürce namaz kılmaya ant içtik. Bizim erkeklerimizi, hapislere atarak bu davayı durduracaklarını zannediyorlar. Ama bilmiyorlar ki en az onlar kadar cesur Meryemler var. Selam olsun o Kudüs aşıklarına.” 

“Direniş devam ediyor”

2011 yılındaki esir takasıyla İsrail zindanlarından kurtulan Zekeriya Necip: “Özellikle Kudüs’te olmak üzere Filistin’in tüm bölgelerinde sabreden, direnen kadınlarımıza destek olmak üzere buraya gelen tüm Meryemlere teşekkür ediyorum. Buradan, Sultan Fatih’in fethettiği direniş meydanından Kudüs’teki direniş meydanlarına sizlerin selamlarınızı iletmek istiyorum. O kardeşlerimizinden kimileri şehit oldu, kimisi de evladını kaybetti. Ama buna rağmen direnişlerine devam ediyorlar. Her şeye rağmen bu mücadele zafere kadar devam edecek.” 

“Dünya barışı Kudüs’ten yükselecek”

UKEAD Başkan Yardımcısı Ayşegül Bayıcı da basın açıklamasını okudu. Açıklamada Ayşegül Bayıcı, şunları söyledi: 

“Bizler, başlattığımız bu kampanya ile Kudüs’te özellikle işgalin kadın ve çocuklara karşı ortaya koyduğu insanlık dışı tavrı tüm dünyaya göstermeliyiz. Tüm insan hakları ve hukuk savunucularını, Kudüs’teki Filistinli kadınlara yönelik uygulamalarından dolayı işgalci İsrail hakkında iddianameler hazırlamaya ve hukuk alanında mücadele etmeye davet ediyoruz.

Bizler inanıyoruz ki, İslam ümmeti ve tüm insanlık Kudüs sevdasında birleşecek ve gerçek barış sağlanacak. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak Kudüs’ün çığlıklarına kulak verelim. Kudüs, tarihte olduğu gibi bizi özgürleştirsin! Ey vicdan sahipleri, dünya barışı Kudüs’ten, Meryemlerin sesinden yükselecek!”

61 STK destek verdi

İDSB, ÖNDER, AGD İstanbul Şubesi, MAZLUM-DER, ÖZGÜR-DER, HAK-İŞ, BEM-BİR-SEN, Ensar Vakfı, Hukukçular Derneği, İMH, Siyer Vakfı, Ümmet Vakfı, Burak Derneği, Genç Aktivistler, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi, ÖNSİAD, Nisaül Aksa, MÜMDER, HAGEV, Hukukçu Kadınlar Derneği ve FİDDER gibi 61 STK’nın destek verdiği program, çeşitli marşların hep bir ağızdan söylenmesi ile sona erdi.