Fethi Yeken: ABD ve İsrail Lübnan’da yenildi

ABD ve İsrail'in Lübnan'da yenildiğini kaydeden Yeken, "Amerika, Afganistan'da Taliban'a, Irak'ta direnişçilere, Filistin'de Hamas'a, Lübnan'da Hizbullah ve bize karşı başlattığı savaşı kaybetmiştir. ABD'nin Ortadoğu Projesi (POB) iflas etmiştir" diye konuşuyor.

29-05-2008


Lübnan'da faaliyet gösteren İslâmi Amel Cephesi lideri yazar Fethi Yeken Vakit gazetesinden Cevdet Kılıçlar'ın Lübnan'daki son gelişmeler merkezli sorularını cevapladı. ABD ve İsrail'in Lübnan'da yenildiğini kaydeden Yeken, "Amerika, Afganistan'da Taliban'a, Irak'ta direnişçilere, Filistin'de Hamas'a, Lübnan'da Hizbullah ve bize karşı başlattığı savaşı kaybetmiştir. ABD'nin Ortadoğu Projesi (POB) iflas etmiştir" diye konuşuyor.

Geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve Lübnan'ı iç savaşın eşiğine getiren olayların arka planında neler vardı?

- Son olayları anlatmadan önce Lübnan bağımsızlığından bu yana süregelen çekişmelerin temeline değinmek gerekir. Son olayları bunları görmezden gelerek okumak mümkün değildir. Lübnan bağımsızlığından bu yana çatışma iki grup arasında süregelmiştir.

Bu gruplardan biri işgalcilerle işbirlikçi ve Lübnan'ı batılılaştırmaya çalışanlardır. Diğer grup ise Lübnan'ın Arap kimliğini koruyarak Lübnan'ın daha çok İslâm ülkelerine yakınlaşması için çalışanlardır. 1985'te Başbakan olan Kemir Şemun ki; bu adam batılılaştırmadan yana idi onunla Müslümanlar arasında çekişmeler başladı. Batılılaşma ile buna karşı olanlar arsındaki ihtilaf büyüyünce Lübnan'ı batılılaştırmak isteyenler ile Lübnan'ı İslâmîleştirmek isteyenler arasında Taif Anlaşması imzalandı. Taif Anlaşması'nda alınan kararda Lübnan'ın Arap kimliğiyle İslâm ülkelerine yakınlaşması gerektiği ve batılılaşmasında bir fayda olmayacağı kararı alındı. Ancak Hariri öldürüldükten sonra Lübnan'ın batılılaştırılması yeniden gündeme getirildi. Lübnan'ın Amerika politikalarına alet edilmesi gündeme geldi. Bu projeye de Yeni Ortadoğu Projesi dendi. Bu hareketin başında ise Lübnan Genelkurmay Başkanı Samir Cace vardı. 1982'de İsrail Lübnan'ı işgal ettiğinde, Sünni Müslümanlar olarak mücadeleye başladık, direnişin adını da Şafak Gücü koyduk. Bu hareket Sünni bir hareketti. O dönemde Hizbullah da, direnişi de yoktu.

Daha sonra İsrail sınıra çekildiğinde, biz o dönemde Fecir Gücü olarak bölgede faaliyet gösteren Hizbullah ile işbirliği yaptık. Büyük Ortadoğu Projesi Irak'ta Saddam'ı, Afganistan'da da Taliban'ı devirdiği gibi, Filistin'de Hamas'ı, Lübnan'da da bizi ortadan kaldıracağını sandı. Ama Amerika burada kaybetti. 2006'daki bu zafer Amerika'nın bu topraklar üzerindeki hayallerini yok etmiştir. Amerika, Afganistan'da Taliban'a, Irak'ta direnişçilere, Filistin'de Hamas'a, Lübnan'da Hizbullah ve bize karşı başlattığı savaşı kaybetmiştir. ABD'nin Ortadoğu Projesi (POB) iflas etmiştir.

Beyrut Havaalanı üzerinde ciddi bir propaganda yaşandı. ABD ve İsrail, bu nokta üzerinde neden bu kadar duruyorlar?

- ABD ve İsrail Lübnan'daki İslâmî hareketler ile İslâm dünyasının iletişimini kesmek için bu tür girişimlerde bulunuyorlar. Amerika İsrail'in bütün silah ihtiyacını karşılıyor. 2006'nın Temmuz'unda İsrail savaşı kaybedince, Amerika, Lübnan'daki hareketleri tamamen bitirme ve etkisizleştirme kararı aldı. ABD, Fuat Sinyora'ya yardım yoluyla İslâmî hareketleri zayıflatma yoluna girdi. Burada Lübnan tekrar ikiye bölündü. Bunlardan biri Amerika'yı desteklemeye başladı; hatta İsrail'i bile destekleyenler oldu. İkinci grup ise Amerika'ya karşı onun planlarını bozmaya çalıştı. Amerika'nın planlarını yıkmaya karşı olan bu gruplar içinde Şii, Sünni ve hatta bazı Hıristiyan gruplarda vardı. Bush, İsrail'in kuruluş yıldönümü kutlamalarına geldiğinde, Lübnan'daki batılılaşmayı destekleyen ve muhalefeti yeren açıklamalar yaptı. Lübnan'daki bu kargaşayı gidermek için Katar devreye girdi. Günümüzde Lübnan'da meydana gelen olaylarda artık Suudi Arabistan rolü yerine Katar'ın aldığı rol ön plana çıkıyor.

Arap Birliği, Lübnan'a yönelik bir çözüm önerisi getirdi ve siz buna çok ciddi bir tepki gösterdiniz. Bu önerinin arka planında neler ve kimler vardı?

- Arap ülkelerinin ve başkentlerinin daha çok Amerika'dan etkilendiğini ve direnişleri desteklemeyeceğini gördük. Bunların İslâmî düşünce ve hareketlerden çok, Amerika'dan etkilendiğini ve o yönde düşündüğünü gördük. Arap başkentlerin çoğu, İslâmî hareketleri kökünden kazımaya çalışıyor. Bugün Mısır'da Müslüman Kardeşler Hareketi'nin üyeleri tutuklanıp öldürülüyor. Ürdün'de, Tunus'ta ve diğer Arap ülkelerinde İslâmi hareketler bastırılıp yok edilmeye çalışılıyor. Arap ülkelerinde Amerika'yı memnun etme adına İslâmî hareketler ve mensupları çok korkunç eziyetlere maruz bırakılıyor ve katlediliyor. Arap rejimleri bugün hıyanet pozisyonunda; ancak biz vatanımız ve özgürlüğümüzü korumaya çalışıyoruz.

İsrail daha çok şey kazanmak için mi Golan Tepeleri'ni görüşme masasına sürüyor; yoksa gerçekten çok mu köşeye sıkışmış durumda?

- İsrail tabiî ki anlaşma gereği Golan'ı geri verdiğinde karşılığında Suriye'nin Filistin ve Filistin halkının haklarını savunmasından ve haklarını talep etmesinden vazgeçmesini isteyecektir. Eğer Golan Tepeleri karşılığında Filistinlilere yapılan zulümlerin görmezden gelinmesi ise bu kabul edilemez bir iştir. Lübnan'da İslâmî hareketler İsrail'in yenilmez bir efsane olduğu tezini yerle bir etmiştir. Lübnan direnişi, İslâm ve Arap ülkelerindeki halklara direniş mesajını iletirler. Lübnan'daki direniş, çevre ülkelerdeki başkentleri sıkıştıracak direnişleri de beslemektedir. İsrail, her zaman daha fazla almadan bir şey vermez. Suriye'nin bunu çok iyi bilmesi gerekir.

ABD'nin Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi Lübnan'da da bir mezhep çatışması çıkarmaya çalıştığını biliyoruz. Irak ve kısmen Afganistan'da başarılı olan bu proje, Lübnan'da neden işe yaramıyor?

- ABD, Irak'ta askeri alanda başarısız olunca bu sefer başka taktiklere ve oyunlara başvurdu. Mezhepler arası çatışma ve fitne çıkardı. Şiileri Sünniler aleyhine kışkırtan ve İran'daki uranyum geliştirme çalışmalarını Sünnilere karşı kullanacağı yalanını söyleyen Amerika'dır. Afganistan ve Irak'ta askeri alanda başarısız olan ABD, mezhepler arası çatışmayla işin içinden çıkmaya çalışıyor. Lübnan'da da bu mezhebî fitneyi uyandırmaya çalışmaktadır ama Allah'ın izniyle muvaffak olamayacaklar. Biz sünnet ehli ve grubu olarak mezhep ayrımcılığı ateşini söndürmeye ve birlik kurma konusunda önemli roller üslenmekteyiz.

Türkiye'nin arabuluculuk yaptığı Suriye - İsrail arasındaki barış görüşmeleri var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Biz temelde İsrail'i düşman görüyoruz. İşgalci bir devlettir. İsrail'in kardeşimiz ve dostumuz olabileceğine inanamayız. Biz İsrail'e elini uzatan herkesin de İsrail ile işbirlikçi olduğuna inanıyoruz. İsrail'in işgal ettiği toprakları iade etmesi meselesinde arabuluculuk etmek ayrı, Filistinlilerin aleyhine Arap - İsrail ittifakının olması ise ayrı bir şeydir. Yani Golan Tepeleri'nin iadesi, Suriye'nin hakkıdır ve bu hakkın sahibine verilmesi gerekir; ancak bunun karşılığında Filistin ve halkının hakları feda edilirse, biz bunu kabul edemeyiz. Golan'ın iadesi karşısında Filistin'in haklarından vazgeçmesi söz konusu olamaz. Bu bize göre kabul edilemez bir durumdur.

Türkiye'de binlerce genç, eserlerinizle büyüdü. Eserleriniz, İslâm kültürünün tanınmasında ciddi roller oynadı. Genç Müslümanlara nasihatleriniz var mı?

- Gelecek nesillerden bir hayli umutluyum. Türkiye'nin eskiden oynadığı rolüne dönmesinden başka bir çıkar yolu görünmemektedir. Bugünkü gençler yarının başbakanları, generalleri ve hakimleri olacaklardır. Ve tabiî ki, işte bu gençler, Türkiye'ye gerçek rolünü iade edeceklerdir. O zaman Türkiye İslâm'ı ve Arapları ilgilendiren konularda söz söyleyebilecektir.

(Röportaj: Cevdet Kılıçlar / Vakit)

Etiketler : #Fethi   #Yeken:   #ABD   #ve   #İsrail   #Lübnan’da   #yenildi   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN