''Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetler bahşeden, İslam'la şereflendiren, kendisinden başka ilah olmayan Âlemlerin Rabbi Yüce Allah'a hamd olsun.

Salat ve selam; Hz.Adem'e, Hz.Muhammed'e ve ikisi arasında gönderilen tüm nebi ve resûllere ve onların akideleri üzerine yaşayıp, Allah'a teslim olmuş bir şekilde dünyadan göçenlerin üzerine olsun.

İnsanların çoğunun yoldan sapmasının temel nedeni; bu dünyada niçin bulunduğunu anlamamış olması, hevâ ve hevesine göre bir yaşam sürmesidir. Bu dünyaya imtihan edilmek için gönderildiğinin farkında olmayan insana öncelikli olarak hüküm, hâkimiyet vb... gibi İslam'ın diğer konularını anlatmanın pek bir fayda vermeyeceği ortadadır. O kişide henüz ahiret bilinci yerleşmediği için anlatacağınız farklı konular bir kulağından girecek diğer kulağından çıkacaktır. O kişinin ihtiyacı olan, önce hayatın amacını kavramasıdır.

Bugün insanların çoğunluğunun sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi bir yaşam sürdüğü gerçektir. Oysa insanın Allah'ın ayetlerinden gafil, onları hiç umursamaz bir şekilde yaşaması, dünya hayatından razı olup ahiret için hiçbir çaba göstermemesi onu ateşten başka hiçbir yere götürmeyecektir.

Şüphesiz ki bize kavuşmayı beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olanlar ve ayetlerimizden gafil olanlar (var ya!), işte onların kazanmakta oldukları (günahlar) sebebiyle varacakları yer ateştir.  (Yunus Sûresi 7-8)

Âlemlerin Rabbi Allah, doğru yolu gösteren bir rehber olan Kur'ân'ı indirmiştir. Dolayısıyla insan, Allah'ın kitabına karşı umursamaz bir tavır takınmamalıdır. Zira bunun bedeli oldukça ağırdır. Dünyanın en çok edinilen kitaplarından birisi, belki de birincisi olmasına rağmen bu orana göre Kur'ân; en az okunan, okunsa bile manası üzerinde hiç düşünülmeyen, daha çok süs eşyası, ya da cenaze işlerinde ölüye okunmak için kullanılan bir kitap haline getirilmiştir. İnsan birisinden yabancı bir dilde yazılmış bir mektup alsa, sırf anlamadan içindeki sözleri mi tekrar eder, yoksa onu tercüme ettirip de kendisine verilmek istenen mesajı mı öğrenmek ister? Tabi ki aklını kullanan insan, kendisine verilmek istenen mesajı öğrenmenin peşine düşer.

İşte Kur'ân da Allah'tan insana gönderilen bir mektuptur. Bu mektup ancak anlayarak okunduğunda ve içindeki mesajın gerekleri yerine getirildiğinde kişiye fayda verir. Allah'a inandığını söyleyen, gerçekten onu sevdiğini söyleyen insan nasıl olur da Allah'ın kendisine göndermiş olduğu mektubun içeriğini, Allah'ın neler söylediğini hiç merak etmez? Oysa Kur'ân'da insan için en önemli soru olan bu dünyada niçin bulunduğundan, ne yapması gerektiğine kadar onun için gerçekten gerekli olan her sorunun cevabı mevcuttur.

İşte ben de naçizane bu kitapta Kur'ân ayetlerine bolca yer vererek ve onların ışığında açıklamalar yaparak; öncelikli olarak dünyada bulunuş sebebimiz, yapmamız gerekenler, her gün görüp de pek önemsemediğimiz Allah'ın bazı nimetlerini konu olarak aldım. Daha sonra kıyamet, cennet ve cehennem konularına değindim. Ondan sonra da gerçekten iman etme konusunu yani tevhidi bir imanı anlatmaya çalıştım. Çünkü dünyada niçin bulunduğumuzun düşünülmemesi ve hevâya göre yaşam sürmenin dışında diğer büyük problem ise; Allah'a şirk koşulması, Allah'ın indirmiş olduğu dine tâbi olmak yerine uydurulmuş inançların benimsenmesidir. Birçok insan; dünyaya niçin geldiğini, esas amacın ne olduğunu iyice kavramasına rağmen, gerçek manada iman etmeyip birçok yanlışa sapabiliyor. Zaten insanlık tarihi boyunca esas problem, hep Allah'a şirk koşulması olmuştur.

Kur'ân'a baktığımızda Mekke müşriklerinin bile Allah'ın varlığına inandıklarını görürüz. Varlık bazında Allah'a inanma, insanlık tarihi boyunca pek problem olmamıştır. Çünkü insanların çoğu bu manada -pek az bir azınlık hariç- Allah'ın varlığına inanmıştır ve inanmaktadır.

Göklerde ve yerde nice ayetler (ibretler-deliller) vardır ki onların yanından yüzlerini çevirerek geçerler. Onların çoğu, ortak koşmadan Allah'a inanmazlar.  (Yusuf Sûresi 105,106)

Evet, çoğu insan Allah'ın varlığına inanmasına rağmen O'na şirk yani ortak koşmaktadır. Allah'ın varlığına inanmakla her şey bitmiyor. Önemli olan O'na şirk koşmadan gerektiği gibi iman etmek ve salih amellerde bulunmaktır. Bu nedenle gerçek manada iman etme konusuna önem verip büyük ölçüde değinmeye çalıştım. Bu çalışmayı yaparken de birçok alim ve yazardan da istifade ettim.

Sonuçta gayret bizden, başarı Allah'tandır. Bu kitapla bir nebze olsun İslam'a hizmet edebilmişsem ne mutlu bana! Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.''

İlker YİĞİT/2014

ÖN KAPAK 

ARKA KAPAK 

(İslam ve Hayat / Yahya Uslu)