Libya'da kim kimdir: Muhalefet ve İslami hareketler
Aşiret yapısı ile öne çıkan Libya'nın en güçlü muhalif hareketleri Libya İslami Cemaati ve Libya Milli Kurtuluş (İnkaz) Cephesi olarak öne çıkıyor.
22-02-2011
Libya kabileler ve aşiretlerden oluşan bir ülke. Muhalefetin tamamına yakını ülke dışında sürgünde yaşıyor. Sürgündeki muhalif gruplar 14 Şubat 2011 tarihinde bir bildiri yayınlayarak Kaddafi'yi istifaya davet etti. Bildiriye imza atan muhalif gruplar: Toplumsal Adalet ve Demokrasi Birliği, Libya Milli Kurtuluş (İnkaz) Cephesi, Libya Milli Hareketi, Libya İslami Hareketi Birliği, Libya Muhalefeti Konferansı, Yeter Hareketi, Adalet ve Hakikat için Libya Komisyonu ve Libya Entelektüel ve Yazarları Birliği.
Libya'nın en güçlü muhalif hareketleri Müslüman Kardeşler (Libya İslami Cemaati), Libya Milli Kurtuluş (İnkaz) Cephesi ve cihat hareketleridir.
Libya İslami Cemaati
Libya İslami Cemaati 1979 yılında kuruldu. Cemaat kuruluşunda Müslüman Kardeşler'de olduğu gibi ''İslam din ve devlettir'' prensibini hedef ve gaye olarak edindi. Libya İslami Cemaati, 1993 yılından sonra Libya Müslüman Kardeşleri olarak anılmaya başlanmıştır.
Yetmişli ve seksenli yıllarda Kaddafi yönetiminin sert ve acımasız tutumundan dolayı cemaatin kurucuları ve yöneticileri son derece gizli tutuldu.
Toplantılarda Libya Müslüman Kardeşlerini bir müddet Şehid Şeyh Muhammed bin Ğali temsil etmiştir. İslami Cemaatin Lisanı Hali adlı bir yazıda Muhammed el Hıfsi'den bahsedilmektedir. Şehid edilen El Mebruk Ğays El Medhun ile ilgili açıklamada da, Hıfsi'nin Libya Müslüman Kardeşleri ile ilgili olarak adı geçti.
Doksanlı yıllarda El Müslim Dergisi tarafından kendisiyle yapılan bir röportajda Raşid El Muntasar'dan Libya İslami Cemaati'nin genel sorumlusu olarak bahsedildi. Abdullah Ebu Sin de bazı organizasyonlarda Libya İslami Cemaati'ni temsil etmişti. Bu isimlerin belli dönemlerde Libya Müslüman Kardeşleri'nin yöneticileri olduğu sanılmaktadır.
Libya Müslüman Kardeşleri, Libya'nın İslam dünyasının parçalanmaz bir bütünü olduğuna inanmaktadır. Cemaat, Libya yönetimini, İslam'a karşı savaşan, özgürlükleri kısıtlayan ve halka zulüm eden bir rejim olarak görmektedir.
Cemaat, Libya'da siyasi partilerin kuruluş ve faaliyetlerinin engellenmesi, sendikaların, yargının ve bütün sosyal toplum örgütlerinin Kaddafi yönetimi tarafından sıkı bir şekilde kontrol altında tutulmasının insan haklarına aykırı olduğunu belirtmektedir.
Libya Milli Kurtuluş (İnkaz) Cephesi
Kaddafi yönetimine muhalif olarak 1981 yılında kuruldu. Cephe Kaddafi'yi devirerek, anayasal ve demokratik bir sistem kurmayı hedeflemektedir.
Hedefleri Kaddafi'den önceki ve sonraki hedefler olarak ikiye ayrılmaktadır.
A. Kaddafi'den önceki hedef
1. Kaddafiyi devirmek:
İlk hedef Kaddafi yönetimini devirmektir. Bu hedefi gerçekleştirmek için ülke içi ve dışındaki bütün milli hareketlerle birleşerek ortak bir mücadele planı hazırlamak ve bütün meşru yöntemleri kullanmak gerekmektedir.
B. Kaddafi'den sonraki hedef
1. Kaddafi yönetimine son verdikten sonra başkanlık meclisi oluşturmak ve görev süresi bir yıldan uzun olmamak şartıyla geçici bir hükümet kurmak.
2. Başkanlık meclisi ve geçici hükümetin kurulmasından sonraki ilk altı ay içerisinde genel seçime gitmek.
3. Referandum sonucunda kabul edilecek yeni anayasa mucibince devlet başkanı seçmek.
4. Bir elde toplanmasını engellemek için yetkileri güçler ayrılığı prensibi gereği farklı devlet kurumları arasında dağıtmak.
5. Ülkenin mukaddesatı ve maneviyatını korumak.
6. Ülkenin kaynaklarını halkın, komşu ülkelerin, kardeş ülkelerin ve bütün insanlığın hizmetine sunmak.
7. Kaddafi döneminde Libya aleyhinde oluşan uluslar arası arenadaki kötü imajı değiştirmek. Komşular ve dünya ülkeleriyle karşılıklı saygı çerçevesinde iyi ilişkiler geliştirmek.
Cihad Hareketleri
Libya'da cihad hareketleri de bulunmaktadır. ''Şehitler Hareketi'' ve ''Savaşçı İslami Cemaat'' adında iki önemli cihad hareketi ülkede sesini duyurmuştur.
Ülkedeki cihad hareketleri ile Kaddafi yönetimi arasındaki ilk sürtüşme, 1986 yılında Bingazi şehrinde yaşandı.
Bingazi'de Kaddafi tarafından kurulan ''Devrim Komisyonu'' üyelerinden Ahmed Misbah el Verifli suikasti, Kaddafi yönetimi ve cihad hareketleri arasındaki ilk sürtüşme olarak bilinir.
Bingazi şehrinde özellikle de seyyar satıcılara karşı takındığı katı tavır ve halka etmiş olduğu zulüm gerekçesiyle Devrim Komisyonu üyesi Ahmed Misbah el Verifli, Cihat hareketine bağlı 9 üye tarafından 1986 yılı ağustos ayında öldürüldü. Kaddafi yönetiminin bu dokuz kişiyi Ekim 1987 yılında idam etmesinin ardından Kaddafi yönetimi ile cihad hareketleri arasındaki silahlı çatışmalar başladı.
Bu dokuz gencin idamı Bingazi'de Kaddafi ve devlet terörü olarak algılanmıştır. Genelde Libya yönetimi, özelde ise ''Devrim Komisyonu'' üyeleri bu olaydan sonra Bingazi halkı gözünde düşman olarak algılanacaktır.
Sonraki dönemlerde Libya yönetimi özellikle de Trablus kentinde cihad hareketlerinin camilerine sıklıkla baskınlar düzenleyecek, çıkan çatışmalarda iki taraf ta kayıplar verecektir.
Milliyetçiler, Sosyalistler, Liberaller....
15 Şubat 2011 tarihinde İslami akımların üyeleri tarafından ''Değişim için Libya İslami Hareketi'' adında yeni bir grup oluşturdu. Libya yönetiminin barışçıl yollarla değiştirilmesini hedeflediklerini belirten grup, silahsız olduklarını açıkladı.
Dini akımların elemanları ve daha önce tutuklanan İslami cemaatlerin elemanlarının yer aldığı Hareket, Libya halkını kendilerine katılmaya çağırdı.
Libya'da bağımsızlıktan sonra sosyalist Arap Baas Partisi, Hizb et Tahrir el İslami ve Arap milliyetçileri hareketi gibi siyasi akımlar da bir müddet varlık gösterdi. Ülkede komünistler, sosyalistler, liberaller, demokrasi taraftarları ve çeşitli faaliyetler gösteren sosyal toplum kuruluşları bulunmaktadır.
Libya'da da diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi hiçbir siyasi hareket ile ilintisi olmayanlar ezici çoğunluğu oluşturuyor.
(Abdullah Aydoğan Kalabalık - Dünya Bülteni /Kahire)
-
movsar 05-03-2011 17:30
Kaddafi daha çok KAN döksün ki ABD ve Batılı ların Müdahaleleri Dünyadan alkış alsın ve Müdahaleleri Haklılık kazansın.. Kaddafi Libyayı Libya Halkına değil ABD ve Batılı ülkelere TESLİM edecek.
-
HUSEYIN SASMAZ 22-02-2011 17:10
1978 Temmuzu'nda "İslam Devrimi"nin(!) ilanından sonra gerçek yüzünü ortaya koyan Kaddafi Sünneti inkar etmekle meşhurdur. Kaddafi'nin, Yeşil Kitabının İslam'la bağdaşmadığını söyleyen bir ulema grubu çıktı ortaya. Fakat Kaddafi bu sefer derhal İslam'ın duyarlı olduğu noktalara saldırmaya başladı. İslam'ın temeli olan Sünnet, hadis, kıyas, icma ve Şer'iatın, gerçek İslam olmadığını, gerçek İslam'ın, sadece Allah'ın kelamı olan kutsal Kur'an'dan ibaret olduğunu iddia etmeye başladı. O'na göre, bunlar İslam'ın içerisinde var olduğu sürece de şirk unsurları taşıyacaklardı. Hizb-ut Tahrir de Sünnet'in vahy olduğunu ispatlamak için Kaddafi'ye bir heyet gönderdi. Kaddafi ile heyet arasında 4 saat süren bir görüşme gerçekleşti. Toplantıda sunulan delilleri reddeden Kaddafi heyetteki dört kişiyi üniversite kampüslerinde astırdı. O gün hala bütün Müslümanlar tarafından bir kara gün olarak kabul edilmektedir. Sömürgeci Batı, İslâmla savaşında kendi çocuklarıyla yetinmedi, söylediğini papağan gibi tekrarlayacak ve Batı iddialarını yayacak yolunu şaşırmış müslümanların bazı çocuklarını kendi tarafına çekmeye çalıştı ve başarılı oldu. Bunların bir kısmını iktidara ulaştırdı. Libya Albayı Kaddafi gibi. Bu Albay, on senedir Sünnete karşı düzenli kampanya yaparak saldırıyor. Kendi ceza evlerinde yatan Hilâfet Devleti kurmak için çalışan İslâmi bir Hizb'e mensub olan on üç kişiyi idam etti. Çünkü bu Hizb, Kaddafi sünneti inkâr edince onunla tartışmak için bir heyet gönderdi. Bu heyet, sünnetin doğru bir kaynak olduğunu ispatladığı gibi tefekkür, siyaset ve teşri (yasama) etmek için bir kaynak olduğunu ispatladı. Sünnetle savaşmak ve onun hakkında şüphe, kuşku meydana getirilmek istenmesinin sebebi ve hedefi nedir? İslâm'ın Râsul'u Muhammed (s.a.v)'e vahyolunması hususu hakkında şüpheler ortaya atmanın sebebi nedir? Bu tür saldırılar ve kampanyalar niçin? Bazıları; sünneti neden bir 'içtihad' olarak göstermeye çalışıyor? Kaddafi'nin iddia ettiği gibi, Kur'an'ı korumak için sünneti reddettiğine dair bahaneler niçin? Halbuki kendisi Kur'an'ı yıkmak için sünneti inkar ettiğini biliyor. Batı ve müsteşrikler, Müslümanların Kur'an'a güvenlerini sarsamadılar. Eskiden; münafıklar da sarsamamışlardı. Kur'an'a bir şey sokamadılar, böyle işlerde başarılı olamadılar. Herhangi bir ayetle oynayamadılar. Çünkü Allahû Teâlâ, Aziz Kitabında dediği gibi Kur'an'ı koruyacaktır. Şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik ve onun koruyucuları da gerçekten Biziz." (Hicr:9) ve gerçekten de onu korudu. Bunun için, Batı ve askerleri saldırılarını sünnete yöneltmeye ve yoğunlaştırmaya başladılar. Şüphe ve kuşkuyu meydana getirmeye çalıştılar. Bundan sonra Kur'an'ı yıkmaya çalışacaklar. Misal olarak, kendisini Râsul olarak tanıtıp iddia eden Raşid Halife önce sünnete dokunup onun hakkında şüpheleri meydana getirmeye çalıştı. Başta şöyle iddia etti; "sahih hadisler azdır, sayıları yüz taneyi geçmez" kampanyasını bunun üzerine yoğunlaştırdı. Bazı cahiller kendi tarafına çekilince sünneti tamamen reddetti ve ondan sonra Kur'an'a dokunmaya başladı. 19 sayısını ayetlerin doğruluğunu ispatlamak için kullanmaya başladı. Zira, bu sayıyı Kur'an'ın mucizesi olarak sayıp bu sayıya uymayan ayeti red ediyor, onları Kur'an'dan saymıyor. Kaddafi ise, sünnet hakkında şüphe ve kuşkuyu meydana getirmeye çalıştıktan sonra onu inkâr etti. Kur'an'a dokunmaya başladı; Arap milliyetçiliğini bir ölçü olarak kullanıp Kur'an'dan bazı kelimeleri kaldırmak istedi, bazı ayetleri te'vil etmeye (yanlış yorumlamaya) başladı.
- Batıl Uyutur, Îslam Diriltir!..
- İslami bir eğitim...
- Beynimizin neden her gün okumaya ihtiyacı var?
- Nasıl bir eğitim sistemi: Nasıl bir insan?
- Rus uçakları yine yerleşim yerini vurdu
- Kapitalizme karşı insan onuru ve hayatını savunmalıyız
- İslami mücadele yöntemi ictihadi midir?
- Müslümanlara Hacc ve Umre konusunda bir öneri
Makaleler
Hava Durumu