Hüseyin ALAN

22 Eylül 2009

BAYRAM

Kutlu kitabımızın kendisinde nazil olduğu; onda bildirilen hakikatler ki, tevhidden uzaklaşıp şirk içerisinde yaşayan ve ondan vaz geçmeyen insanlığa yeniden can-ruh verdi, hidayet etti, dosdoğru yolu gösterdi ve ebeden sürecek olan ahiret yurdundan haberdar etti. Ayrıca; Rabbimizin bu aya has buyruğu olan oruç ibadeti nedeniyle oruç tutanlarımızın; işlemekte olduğumuz fesattan ve yapmakta olduğumuz kötülüklerden imsak ederek, onları tutup, onlardan vaz geçerek daha salih olmaya, salihlerle birlikteliği güçlendirmeye, salih tutumlar sergilemeye karar verdik. Artık, bir kez daha söz vererek tutuğumuz oruçların ve imsakların sonu da olan iftara kavuştuk. Böylece sağ kalanlarımızla, bir ramazanı daha geride bıraktık. Bu yıl da bize bu nimeti vesilesi ile uyarısını bir kez daha yapan, ibret almamızı teyit eden ve sağlıkla bu günlere kavuşturan Allah'a hamd olsun.... Elhamdulillah...

 

Bize dosdoğru yolu göstererek bizi dirilten Kutsal kitabımızı, bu ayda, bazen tek başımıza, çoğu kez de birlikte olmak üzere daha çok okuduk, daha çok tefekkür ettik. Okudukça "arındık" şirkten; müstağnilikten, ifsattan, tuğyandan; kötülüklerden, kibirden, hasetten... Arındıkça kendimizi düzelttik, kulluğumuzu fark ettik; salihlerden olmaya, salihlerle olmaya, salih işler yapmaya ahdettik. Öncelikle kendi niyetimizi ve işlerimizi İslamla düzeltmeye, imanla yoğurmaya kastettik, hem de kendi irademizle, yenilenen bilincimizle. Arındıkça, bir kez daha anladık ki, kendimizi düzeltirken toplu işlerimizi de düzeltmeye, toplulukları da düzeltmeye, giderek dünyaları da düzeltmeye karşı sorumluluklarımız var ve bu işleri de bir hala yola koymaya mecburmuşuz. Salihliğin bu, salih amelin bu olduğunu, dolayısı ile, toplu yapılan işlerin adının salih amel olduğunu, böylece ve bir kez daha hatırlamış olduk...

 

Kur'anda hazır kalıp olarak başlayan ve ardından mutlak kurtuluşu müjdeleyen muhkem birçok ayetin "iman edip salih amel işleyenler..." olarak buyrulduğunu biliyoruz. Bu bilmenin artık karşılığını da biliyor ve bu bilinçlenmenin gereğini yapmaya da azm-ü cezm-ü kast ediyoruz. Elhamdülillah ki, toplu kuran okumanın, birlikte okumanın, kuran eğitimi yapmanın, yaptırmann ve yalnız olarak geceler boyunca tefekkür ederek okumanın anlamını, sonucunu, karşılığını, gereğini böylece anladık, bir kez daha kavradık...

 

Kuran okuyarak arınanlarımız, yeniden can bulanlarımız, taze olarak canlananlarımız, artık ayrışmanın da gereğini ve yolunu aramaya, salih amellerle ilgili olarak istişare etmeye, hakkın şahitliğini yapmaya başlamak için iftar ediyorlar, bayram coskusuna koşuyorlar. Zulümattan nura, şirkten tevhide koşar gibi. Bunun için ayrışacaklar; cahiliyyeden, cahili ve ümmi toplumlardan, bireysellikten ve seküler yaşama biçiminden. Hepimizi kuşatan ve tevhidi değerlerle savaşarak yaşayan bu seküler hayata karşı, artık topluca söyleyeceklerimiz ve topluca yapacaklarımızla ayrışacağız. Bu iftar ve bu bayramdan sonra, artık daha bir bilinçli olarak, bireysellikten arınıp ümmet olarak ayrışacağız. Ehlimizle, ehillerimizle birlik olacağız, gerçek kardeşler olacağız. Tıpkı, sadece müslüman olduğu ve peygambere tabi olduğu için, evet sadece bunun için her şeyi göze alarak hicret eden muhacirler ve yine sadece inancı gereği, her şeyi göze alarak onları bağrına basan, tıpkı ensar gibi. Öyle olunca, onlar gibi olunca Allah bizlerin de kalplerini telif edecek de, gerçek kardeşler olacağız bizler de. Velimiz ve vekilimiz Allah olunca, aramızdaki ilişkiler de velayet temelli kurulacak, gerçekten de kardeşler olacağız. Tıpkı onlar gibi. Budur bizleri kurtracak tutumlar, örneklikler ve davranışlar. Budur salih amel, salih olan ameller...

 

Bu vesile ile selam ediyorum; cahiliyye içerisinde kurtuluşa ermek, topluluğu helak edilirken kendileri kurtulanlardan olmak isteyenlere. Niyet ve arzu dışında gerçekten de bu yolda kendilerini adayanlara, örneklik edenlere, şahitlik edenlere ve her daim adil olanlara... Selam olsun o gibilere ki, onlarla cesaret buluyor, onlarla yürekleniyor ve onlarla hedefimizi doğrultuyoruz... Birbirlerini uyaranlardan olmak ve her daim adaletli davranmak;  başkalarının yanlışını öne çıkararak kendine meşruiyet arayan ve hep kendini haklı çıkararak hem kendilerine ve hem de kardeşlerine zulmedenlerden olmaktansa, hikmetli davranarak güzel örneklikler sergileyenlerden olamak ne güzel. Ne güzeldir o muttakiler, ne güzeldir onlarla birlik olmak.. Bizlerin öğretmeni kâfir olanlar, müşrik olanlar, zalim olanlar, nefislerine zulmedenler ve azgınlaşanşar değil, peygamberler ve salih olanlardır. Öyleyse onalara iyi bakalım, onları iyi takip edelim...

 

Kulli şey'in aliim, kulli şey'in basiir, kulli şey'in hakiim, kulli şey'in kadiir olan Allah’ım, bizlere ve tüm kardeşlerimize iyilikler ver, hem dünyada ve hem ahirette. Bizleri ateşin azabından koru. Sen merhametlilerin en merhametlisi olansın... Artık hep istemeyeceğiz, yalnızca istemeyeceğiz senden; sorumluluk bilincini kuşanarak salihlerden olacak, salihlerle birlik olacak ve salih amellerde bulunacağız inşaallah. Bize bu konuda yardım et, bize izan ve feraset ver ve bizi hikmetli kıl...  

 

Hayırlı bayramlar efendim, cümlenize. Hayırlar getirsin inşaallah...