Mustafa ÖMEROĞLU

05 Aralık 2009

MİNAREYE KILIF HAZIR EFENDİM!

Garip ama gerçek!

İsviçre’de minareye yasak konuluyor, Türkiye’de ki hemen hemen her kesim yasağa tepki koyuyor…

İslamın yeryüzü sembollerinden biri olarak kabul edilen minareyi ne kadar da çok sevenimiz varmış!

Aman Allah’ım, bu ne sevindirici bir tablo böyle, bu ne güzel bir birliktelik, demeyelim mi şimdi?!!
 
İyi güzel de şaşırmamak elde değil!

Yabancı ülkelerde Müslümanlara ırk ve din veya başka sebepler bahane edilerek çoktandır öteki muamelesi yapıldığı, tehcir ve tenkile zorlandığı zaten bilinen bir şey...

Ve onlar kendi asıllarına, kendi inanç ve kabullerine uygun davranıyorlar, niye kızalım ki?

Ama ya burada olanlara, tarihi ile kültürü ile İslam’dan bağımsız düşünemeyeceğimiz bu coğrafyanın üzerinde gelişen baskılara ve bu baskıları kendi insanına reva görenlere ne demeli?

Ve Din, İslam ve başörtüsü denilince koparılan vaveylaların adına, sahi ne koymalı?

Devlet kurumlarında, işyerlerinde, süper-hiper marketlerde, okullarda gelişen minaresi bile olmayan mescid ve namaz tartışmalarını nasıl değerlendirmemiz lazım gelir?

Bu çerçevede geliştirilen irica haberleri, “Şok! Şok!” diyerek gözümüze gözümüze sokulmuyor mu bizim?
 
Bakın daha yeni, YAŞ kararlarıyla bazı aileler irtica ve tabii ki namaz vs. bahane edilerek göz-YAŞ-ına maruz bırakılıyor. Hadi, İsviçre’ye tüm hışımlarıyla saldıranlar, afedersiniz sıkıysa son gelişmelere, YAŞ’a tepki göstersinler de bir görelim, …

Çifte standart mı desek çoklu standart mı desek, almış başını gidiyor ve bizden de saf saf malum çevreler için iyi niyet koymamız isteniyor..

Yok efendim yok, yemezler!
 
Önce siz kendi evinizin önünü temizleyiniz, önce din ve inanç özgürlüğü dediğiniz, insan hakları bilmem ne dediğiniz şeylerin hakkını verin de samimi olduğunuzu  bir görelim..

Dedim ya yemezler efendim!

Bir tanesi çıkmış konuşuyor kapital kapital; ”İsviçre bankalarındaki paralarınızı çekiniz, ambargo uygulayınız” falan, filan…

İyi de bizim paramız yok ki orada… Hem hangi “Müslüman” o kadar aç, o kadar mağdur, o kadar yoksul, o kadar ihtiyaç sahibi varken parasını ta oralarda tutacak ki? Hem o bankalara para koyanların bahsettiğiniz endişelerle ne alakası var?

İş mi şimdi bu açıklamalar?

Başka bir tanesi konuşuyor, güya sol sol,”Gereği ne ise yapar, dersini veririz!”

Verirler elbet verirler(!).

Biz de inandık, safız ya hani…

Ama onlar ancak kendi insanlarına ders vermeye kalkarlar...

Yahu onun anlayışı ve çevresi değil miydi başörtülüyü meclisten kovanlar, onlar değil miydi irtica teranesiyle imamhatiplilerin önünü kapamaya çalışanlar, onlardan başkası mıydı eşi başörtülü olanın Başbakan ve cumhurbaşkanı olamayacağını söyleyenler ve yine onlar değil miydi Anayasa mahkemesine dava açanlar?

Çok işimiz var efendim çok!
 
Hadi, bir iyi niyet koyalım bari…

Bakarsınız dışarıda gelişen bu baskılardan sonra kendi yapıp etmelerinden utanırlar da, kendi insanlarına din ve inanç bağlamında yasak tutum sergilemekten geri dururlar…

Pek ümidimiz yok ama olur mu olur…

Çok şükür bizim cami ve minarelerimiz mahyalarla, yer yer hutbe ve vaazlarla kılıf geçirilerek orduya, devlete ve ideolojisine destek çıksalar da şimdilik dimdik ayaktalar(!)…
 
Ne zaman ki İslamın şiarı kabul edilen cami ve minare asli hüviyetine kavuşturulur, işte o zaman inanırım ben Türkiye’den dışarıya yöneltilen tepkilere, işte o zaman inanırım vaveyla koparanlara…
 
Dışarıya aslan kesilen iktidar mensupları, sahi siz de kıssadan hisse alır mısınız?