Mustafa ÖMEROĞLU

09 Mayıs 2010

TECESSÜS VE BUMERANG ETKİSİ

Tecessüsün yani birilerinin gizlerini araştırmanın, merak etmenin; o yetmedi edinilen zanni veya doğru bilgilerin şahsın rızası dışında kamuoyuna taşınmasının doğurduğu olumsuz sonuçlardan birine şimdilerde en iyi şahit olan herhalde CHP Başkanı D. Baykal’dır.

Öyle oldu ki düne kadar muhalefeti vuran tecessüs silahı adeta bir bumerang gibi sahiplerini vurdu..

Ve o artık herhalde meclis kürsüsünden veya başka yerlerden eskisi gibi esip gürleyemeyecek.. 

Dün dinci,şeriatçı diye tesmiye edilen kesimlerden birilerinin gizli,mahrem görüntüleri ekranlarda gösterilirken,”Vurun,yaşatmayın;gericiler,yobazlar!” diye yırtınanlar ;şimdiki haberlere,gazete yazılarına bakılırsa geçmişlerinden utanırcasına tel tel dökülüyorlar..

Çok sever göründükleri,aslında kendi siyasi ikballeri için bir enstrüman olarak kullandıkları kişilerin bel altı muhabbetlerine kurban edilmeleri karşısında çaresiz istifa sesleri çıkarmaya koyuldular..

“Yok,o yapmamıştır,mümkün değildir!” demek yerine,mahrem görüntülerin servis edilme zamanına dikkat çekilmesi;bu anlamda referandum öncesi,kongre zamanı gibi “sav” ların ileri sürülmesi, aslında çaresizliğin kendisinden başka bir şey değildir. 

Kendi adımıza söyleyelim ki:Hiç kimsenin mahreminin araştırılmasına ve faş edilmesine taraftar değiliz. Müslümanlığımızla, Kur’an algımızla bağdaşan bir şey değildir çünkü. İnsan fıtratına terstir aynı zamanda ve gayri ahlaki bir durumdur. Görüntülerin gayr-i ahlaki bir durumu resmetmesi bu durumu değiştirmemektedir.

Sırf bu sebeple devletlerin yıkıldığı, toplumların birlikteliğin sarsıldığı, ailelerin dağıldığı, cinayetlerin işlendiği; yani kaosun, yani gerilimin oluştuğu tarihsel ve bir o kadar da güncel bir vakıadır.

Türkiye, sürekli bu gerilimin yaşatıldığı bir ülkenin ismi değil mi zaten?

Bu gerçeklikten hareketle temennimiz odur ki:Ergenekon dosyası çerçevesinde yargılananlar dahil,durduk yerde gündeme servis edilen görüntünün kahramanları ve onun şakşakçıları yaşananlardan umarız ders alırlar..Ders alırlar da bundan sonra bu tür olaylarla insanları karalamaya, suçlamaya, ötekileştirmeye; devlet ve toplum nezdinde mahkum ettirmeye çalışmazlar.. 

Geçmişte, gerçek olmadığı  sonradan ortaya çıkan ses ve görüntü kayıtlarıyla;senaryosu önceden kurgulanmış tiyatral gösterilerle Müslümanlar töhmet altında bırakılırken;şimdinin mağdur olanları en olanca güçleriyle bağırıp çağırıyorlardı,”biz bu ülkeyi şeriatçılara,dincilere teslim etmeyeceğiz” diye..

Şimdi zil takıp oynayacak halimiz yok elbette; ama dediğimiz gibi artık ders alınmalı yaşananlardan;

o yüzden söylüyoruz bütün bunları.

İnsanlar birbirlerine nahak yere zarar vermekten vazgeçmelidirler.Dini,ideolojik farklılıklar, menfaate, çıkara dönüştürülmemeli..Üç vakitlik,üç kuruşluk dünya sevdasına,insan, kendi cinsinden olanları kurban vermemeli. 

Hatırlayalım:28 Şubatlar, E-muhtıralar kah bel atı görüntüler, kah devlet,rejim aleyhtarlığı söylemlerinin ses kayıtları bahane edilerek gerçekleştirilmedi mi?

Daha dün denecek bir zaman diliminde ve seçim arifesinde birilerinin bilmem ne kasetleri servis edilmedi mi ortalık yerlere?

Elan gerçekleşen olay için komplodur, insanlık dışıdır; deneyimli politikacıya kast vardır; ayıptır, günahtır diyenler, geçmişte vuku bulanlar için niye aynı yolu tercih etmediler? 

Açıkça ifade edelim ki kendi adımıza işleyişinden çok da memnun olmadığımız siyaset,politika bu denli kirli olmamalı..

İster solculuk, ister liberalizm vb. gibi ideoloji sahipleri en azından kendi ideolojilerine olsun saygı göstermeliler; ki herhalde ideolojileri ve kalmışsa biraz vicdanları birilerinin ayıplarını ortalık yerlere serpiştirmeyi tavsiye ediyor değildirler? 

Maksat kendi siyasi ikballeri için gündem değiştirmekse bunun kısa ve uzun vadede kimseye fayda sağlamayacağı açıktır. Böyle yapılarak insanların ruh sağlığı bozulmakta, toplum birbirlerine güvenmeyen insanlar yığınına dönüştürülmekte ve toplumsal paranoyaya sebep olunmaktadır.

İşte bir yenisi daha; meclis çalışmalarının sonra erdiği bir vasatta ortaya mahrem görüntüleri çıkan siyasetçiye şimdi de suikast yapılacağı haberi gündeme servis edildi.

Görüntüler de suikastla ilgili e-mail de eski tarihli! 

Bütün bunların arkasında hin oğlu hinlik arayacağız ama,ama işte!,

“Ey inananlar, zandan çok sakının. Zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın… Hucurat.49/12” ayet mealinde verilen mesaj tutuyor bizi..

Keşke, dünün çalımlarından yanlarına varılmayan ama şimdinin mağdur olanları Rabbimizin bu mesajına kulak vererek tutuverseler kendilerini de zulmetmekten vazgeçseler insanlara.. 

Vazgeçseler de güzelim dünyayı  dar etmeseler insanlara;yaşansa birlikte dostça,kardeşçe..

Ama nerdeeee?