Millet kavramını, tanzimatçılar tahrif etti
Cemil Arslan, Kur’an’da din, şeriat anlamında kullanılan millet kavramının Tanzimat aydınları tarafından sekülarize edilerek Batı dillerindeki “nation” veya “nitos” kelimelerinin karşılığı olarak ulus anlamında kullanılmaya başlandığını belirtti.
29-11-2008
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği’nin (TOKAD) her ayın son Cuma akşamı düzenlediği müzakereli seminerlerden ikincisi 28 Kasım 2008 Cuma akşamı dernek binasında yapıldı. “Türkiye’de Milliyetçilik Meselesi” konusunun işlendiği semineri Cemil Arslan sunarken Ufuk Aktaşlı da müzakereci olarak katıldı.
Cemil Arslan, Kur’an’da din, şeriat anlamında kullanılan millet kavramının Tanzimat aydınları tarafından sekülarize edilerek Batı dillerindeki “nation” veya “nitos” kelimelerinin karşılığı olarak ulus anlamında kullanılmaya başlandığını belirtti. Milliyetçiliğin laik ve seküler yönüne vurgu yapan Cemil Arslan Batılı düşünürlerin millet ve ırk tanımlarından örnekler verdi.
Milliyetçiliğin 19. yy. sonlarında bir yandan Batıcı Osmanlı aydınları, öte yandan Fransız ve İngiliz oryantalistlerle misyonerler tarafından İslam dünyasına girdiğini milliyetçiliğin Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamanın bir aracı olarak kullanıldığını söyledi. Osmanlı’da milliyetçiliğin Turancılık ve Türk İslam ülküsü olmak üzere iki farklı oluşum şeklinde sürdüğünü söyleyen Cemil Arslan, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Tekin Alp, Hamdullah Suphi gibi Türkçü düşünürlerin fikirlerinden örnekler verirken, Sebilür-Reşad dergisi yoluyla Babanzade Ahmet Naim ve Mehmet Akif’in milliyetçiliğe karşı reddiyelerinden söz etti.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile birlikte ortaya çıkan ulus devlette bir ulus inşa etmek uğruna destanlar, efsaneler uydurulduğu Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi gibi hayalî argümanların öne sürüldüğünü anlattı. 1945 sonrasında ise çok partili hayata geçilirken Türkçülükle İslam’ı birleştirmeye çalışan partilerin ortaya çıktığını özellikle Büyük Doğu dergisinin ve N. Fazıl Kısakürek’in Türkçü İslam sentezcisi fikirlerinin İslam düşüncesine büyük Zaralar verdiğini söyledi. Nurettin Topçu ve Anadolucu milliyetçilik anlayışından da bahseden Cemil ARSLAN Anadoluculuğun Milli Selamet Partisi aracılığıyla siyaseten devam ettirildiğini aynı anlayışın günümüzde de AKP tarafından savunulduğunu söyledi.
Seminere müzakereci olarak katılan Ufuk Aktaşlı da milliyetçiliğin 200 yıllık bir ideoloji olduğunu ve ulusun icat edilmiş bir toplumsal yapı olduğunu söyledi. Hobsbawn’ın dediği gibi milletlerin milliyetçiliği değil, milliyetçiliğin milletleri yarattığını söyleyen Ufuk Aktaşlı milliyetçiliğin endüstri toplumunun, ideolojisi olduğunu kapitalist ekonominin bir ihtiyacı olarak burjuva ve onun finanse ettiği aydınlanma düşünürleri tarafında teorize edildiğini söyledi. Tanzimat döneminde bir Osmanlı milleti oluşturmak amacıyla kullanılan milliyetçiliğin Jön Türkler eliyle Türkçülüğe dönüştürüldüğünü İttihat Terakki ile de resmi devlet politikası haline geldiğini söyledi. Cumhuriyet döneminde özellikle 1930 sonrasında Avrupa’da yükselen Faşizm’den etkilenerek ırkçı bir Türk milliyetçiliğinin oluştuğunu Türk Tarih Tezi’nin bu ırkçılığını en somut göstergesi olduğunu söyledi. Ufuk Aktaşlı, Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’nı kaybedeceğinin belli olmasından sonra 1944 yılındaki ünlü ırkçılık Turancılık davasıyla resmi ideolojinin ırkçı milliyetçilikten vazgeçtiğini belirtti. Türkiye’de milliyetçiliğin tepkisellik yoluyla kitleselleştiğini 1960 sonrasında solculuğa 1980 sonrasında da Kürt milliyetçiliğine karşı tepkisel bir milliyetçiliğin oluştuğunu söyledi.
-
ahmet örs 29-11-2008 22:56
verimli bir seminer oldu. arkadaşları tebrik ediyoruz.
- Gelenekten Modernizme Çocuk Eğitimi ve Biz Müslümanlar!
- Hz. Ömer mi dediniz?
- Bize ne oldu...
- Kunaybi: Laik devlette iktidar olmak doğru mudur?
- Hayat ve İbadet
- Kur’an İlaç Değil, Reçetedir
- Toplum mühendislerinin yeni gözdeleri: Neo-Menkıbeciler
- İslam'ın Yunus Emre ve Nursi'ye göre tanımlanması Amerikan projesi
Makaleler
Hava Durumu