
"tahrif" Arama Sonuçları

Kısacası "yağsız süt" nasıl kapitalist tağşişin ürünü ise, "namazsız, tesettürsüz, cih@dsız, ahkâmsız İslam" da aynı kapitalizmin, Allah'ın dinini tahrif etme çabalarının bir neticesidir.

Son 20 yılda Türkiye'deki İslami mücadele birikimi, AKP'nin "şeytanın sağdan yanaşmasına" denk gelen entegrasyon politikalarıyla tahrif ve tahrip edildi, büyük oranda cahiliye düzenine payanda kılındı. Peki bu durum sürpriz miydi?

Millî Görüş’ün Millî Gazete’sinin bu köşe yazısında İslam’ın köşe taşı niteliğindeki en belli başlı kavramlarına takla attırılmış, İslam akidesi kevgire döndürülmüştür. Yaptıkları bu tahrif muamelesi, yapacakları diğer tahriflerin habercisi ve garantisi gibidir.

Allah’ın akideyle ilgili muhkem nasslarını içtihad adı altında tahrif eden “âlimler” -III- / Mehmet Pamak

Allah'ın muhkem naslarını ictihad adı altında tahrif eden "âlimler" -II- Mehmet Pamak

Mehmet Pamak: Allah'ın akideyle ilgili muhkem naslarını ictihad adı altında tahrif eden "alimler" -I-

Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.

Mesela, kitapta yer alan "Sekülerleşen Dil", "Uluhiyyet ve Rububiyyet", "Cahiliyye", "Atalar Dini - Ata Dini", "Şehadet", "Zikr", "Hicret" "Kıssa-Menkıbe", "Başöğretmen" vs gibi konu ve kavramların maruz kalmış olduğu tahrifatın yeterince anlaşılmaması, üzerinde yeterince durulmaması, düşünüyorum ki İslam'ı doğru şekilde anlamanın başında duran engellerden ve Ümmetin kırılma noktalarındandır.

İsa (a.s)’ın getirdiği din tahrif edilirken İsa (a.s) da yanlış bir konuma oturtularak ilahlık atfedilmiştir. Hıristiyanların kutsal kitabı Kitab-ı Mukaddes’ten yola çıkarak Hristiyanlıkta ‘Oğul Tanrı İsa’ inancına mantıklı bir yorum aramak mümkün müdür?

Günümüzde tarihselcilik, evrenselcilik (mealcilik) gibi modern algı ve tahrifat biçimleri ve rölativizm/görecelilik gibi post-modern algı ve tahrifat biçimlerinin, tam olarak Kur’an mesajı karşısındaki modern ve post-modern gürültüler ve “Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir” teklifine tekabül eden saptırma girişimleri olduğunu görmek zor değildir.

Bu ayet-i kerime bize Kurban ibâdetinin anlam ve şümulünü ifade ettiği gibi, varlık hiyerarşisiyle ilgili de önemli bir hususa vurgu yapar. O da, hayvanların, insanlara musahhar kılındığı, insanların hizmetine verildiğidir. Modern ve post-modern tuğyan, Rabbimizin belirleyip bildirdiği bu varlık hiyerarşisini tekzip etmekte ve tahrif etmeye, değiştirmeye çalışmaktadır.

Son günlerde, ABD ve Fransa’da iki bilim adamının İslamcılık üzerine verdikleri iki söyleşide yaptıkları tahrifatlar, düz okumalar ve yanlış mukayeseler çok dikkat çekici. Bunlardan biri ABD kültür sermayesi ve akademik community’den/cemaatten konuşuyor diğeri de Fransa’dan.

Hayatının tamamına veya bir kısmına Kur’an yerine başka kuralların, hükümlerin, otoritelerin ya da heva ve arzuların yön verdiği kimseler, zamanla o yaşadıklarının doğruluğuna inanmaya başlarlar. Hatta o yaşadıklarını meşrulaştırmak, doğruluğunu ispat etmek için Hakkı tahrif edip, kendi batıl hâllerini ve tercihlerini Hakk’a tasdik ettirmeyi bile zorlamaya başlarlar.

Yılbaşı kutlamaları pagan roma toplumundan Hıristiyanlara geçmiş ve Hıristiyan dünya ile özdeşleşmiş bir Hıristiyan bayramıdır. Batı dünyası paganlara ait olan bu kutlamaları kendi tanrılarının doğum yıl dönümü ile birleştirerek kutlamaya başlamışlardır. Roma imparatorluğu Hıristiyanlığı tahrif ederek bünyesine aldığı zaman, kendi pagan inançlarından bir çok unsuru Hıristiyanlığın içerisine taşımıştır. Yılbaşı kutlamaları da Romanın Hıristiyanlığa taşıdığı uygulamalardan birisidir. Roma tanrılarının bayramı ile Hıristiyanların tanrılarının bayramı bu şekilde cem edilerek Hıristiyanlar tarafından kutlanmaya başlandı.

Kalem-Der / Cuma Vaazı: Tevilin Tahrife Dönüşmesi - Ahmet Turgut Ulucak

Seçim sürecinde algı operasyonlarıyla insanlardan "Ümmetin maslahatı" adına oy devşirip, sonrasında siyonist maslahatgüzarı iftara davet ederek İslami değerleri de tahrife yönelen bir ilkesizlik, AKP'nin reel politika tanrısını esas alan politikaları açısından şaşırtıcı değil aslında.. Şaşırtıcı olan, onca yıl Kur'ani-Tevhidi değerleri savunmuş insanların AKP'nin bu illüzyonlarına nasıl aldanabildiği...

Tahrif edilen dinlerden indirilen dine hicretin adı olan İslam’ı ifsad çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Dinlerarası diyalog safsatası ile İslam’ı ifsad çalışmaları yürüten diyalogcular, yeni bir icraata daha imza attılar.

Mısır'da darbeciler yeni bir skandala daha imza attı. Sisi yanlısı bir grup, Kur'an'daki ayetleri tahrif ederek Sisi'yi öven ve İhvan'ı lanetleyen 18 cümleleik uydurma bir "sure" kaleme aldı.

Ahmed Kalkan: Ya vahiyle konuşmalı ya da vahye kulak vermeli. “İşittik, itaat ettik” teslimiyeti ile okumalı vahyi. Anlamları ve kavramları tahrif etmeden okumalı. Te’vilini Allah’a bırakarak okumalı. Muhkemleri esas alarak okumalı. Müteşâbihlere tefekkürle bakmalı. Mezhebî ve meşrebî okumamalı. Kültürel ve âyinsel okumamalı. Nefsin ihtiraslarından uzak kalarak okumalı.

Kur'an Nesli Kültür Merkezi'nde her Cumartesi akşamı düzenlenmeye başlanan Kur'ani Bilinçlenme Seminerleri'nin ilki "Kavramları Kur'an'la Kavramak" konu başlığıyla dün gerçekleştirildi. Şükrü Hüseyinoğlu'nun sunduğu seminer, dinleyicilerin de aktif katılımıyla verimli bir program oldu.
Makaleler
Hava Durumu