İslam ve Hayat

Milli Gazete yazarı Mine Alpay Gün, seçim sonuçlarını değerlendirdiği 'Gönüller Hüseyin'den yana, Kılıçlar Muaviye'nin emrinde...' başlıklı yazısında, iktidar partisine "Muaviye" benzetmesinde bulundu. 

Saadet Partisi'ne gönül veren birçok kişinin, cepheleşme sebebiyle iktidar partisine oy verdiğini belirten yazar, "İdealist partilerin mensupları; tarihi bir vakıayı tekrar hayata geçirmişti: "Gönlümüz Hüseyin'den yana, kılıçlarımız Muaviye'nin emrinde". Gönüller başka yerde mühürlü idi, ancak oylar aynı havuzda toplanmıştı. Benzer yazgı Saadet Partisi'nin de payına düşmüştü. İnsanlar medyanın, Ergenekon'un tacizi ile gönüllerinde olanı unutmasalar da, oylarını iktidar partisinde toplamışlardı." ifadelerini kullandı. 

Mine Alpay Gün'ün yazısı:

'Gönüller Hüseyin'den yana, Kılıçlar Muaviye'nin emrinde...' 

Mine Alpay Gün / Milli Gazete

Kaç seçim gördük. Eskiden sabahlara değin beklerdik sonuçları. 94 seçimlerinde bile sabah beşe doğru değişmişti dengeler. İlçelerden, uzak beldelerden gelen sayıların birbirine eklenmesi saatler alırdı.

Kesin sonuç ertesi gün açıklanabilirdi.

Şimdiyse, seçim biter bitmez sonuca vakıf olabilmekte insanlar.

Teknoloji mi ilerledi, bizler mi yaşlandık zamana yetişmek mümkün değil.

Seçim geceleri annem hummalı bir faaliyete girişir; uzun geçecek bir gecenin yanında içilecek çaylar için pasta börekler yapardı.

Oysa şimdi tek bardak çay alamadan geldi sonuçlar.

Kimileri hüznü yaşadı, kimileri ziyadesi ile sevindi.

Bu seçimden arta kalanlara bakıldığında.

Çok şükür olaylar yaşanmadı, kan dökülmedi.

İnsanlar sokakları ve okul bahçelerini bayram yerine çevirerek neşe içinde oylarını kullandılar.

Ev kadını, işçi, öğrenci, memur, çiftçi, herkes; vatandaşlık görevini yapmanın mutluluğu ile döndü evine.

Rekor katılımla, oy vermeye gitmişiz; vatandaşlık bilinci tavan yapmış, Avrupa'yı bile geçmişiz, yüzde 87 lik katılımla.

Çocukların diline düşmüş bir "piskevit" masumiyeti kaldı zihinlerde.

Kasetlerle çok da fazla ilgilenmedi kimse.

Yüzde kırkları kendisine yakıştıran CHP nin, yüzde otuzun altını görmeyeceği gibi büyük lokmalarına da takılmadı değil ahali.

Ergenekon örgütüne mensup olanları aday yapmak için direnen CHP ye bu inadı, hiç fayda getirmedi.

Bu seçimin bir farklılığı da, BDP artık güneydoğudan çıktı, bir metropol partisi olmak için kanat çırptı.

Bizim sokağımıza bile seçim irtibat bürosu açtılar.

Karadenizli insanların çoğunlukta olduğu sokak; onları yadırgamadı, dışlamadı, cami cemaati bile gidip, BDP li gençlerin çaylarını içti, başarılar dilediler.

Herkes gönlündeki aslan için can siperane çalıştı, uğraştı.

Kimilerinin gönlündeki aslan kükremedi.

Yalçın Topçu partisinin genel başkanlığından istifa etti.

İdealist partilerin mensupları; tarihi bir vakıayı tekrar hayata geçirmişti:

"Gönlümüz Hüseyin'den yana, kılıçlarımız Muaviye'nin emrinde"

Gönüller başka yerde mühürlü idi, ancak oylar aynı havuzda toplanmıştı.

Benzer yazgı Saadet Partisi'nin de payına düşmüştü.

İnsanlar medyanın, Ergenekon'un tacizi ile gönüllerinde olanı unutmasalar da, oylarını iktidar partisinde toplamışlardı.

Yüzde ellilik bir desteği arkasına alan AKP, kuracağı hükümetle halkın sesine daha fazla kulak vermelidir.

Zira sosyal devlet olmayı bekleyen kitleler bulunmaktadır.

Kriz teğet geçse de, mağdurların sayısı hayli fazladır.

Hiç sosyal güvencesi olmayan insanlar, bu modern çağda bile hastalıkları ve parasızlıkları ile bir başlarına kalabiliyorsa; Ömer olmaya daha çok var.

Gelişmiş batı ülkelerindeki gibi, insanların sosyal güvenceleri bulunmalı.

Kimse kimseye muhtaç olmamalı.

Devlet, halkının mutluluk ve refahını sağlayabilmeli.