Modernleşme imtihanı ve Müslümanlar
Modernizm, zihinsel dönüşümün ortaya çıkardığı bir ideoloji ve bir yaşam biçimidir; insana, doğaya, tarihe, hayata yeni bir bakıştır. Köklerden bağımsız bir değişim?. Evvela şunu hatırlamakta fayda var. İslam körü körüne geleneğe bağlılığı asla kabul etmiyor.
22-04-2017
Hak ve batıl savaşının Hz. Adem'in yaratıldığı günden beri başladığını Kur'an haber vermektedir. Adem için secdeye çağrıldığında iblisin karşı koymasıyla hak ve batıl savaşı başlamıştı.
"İblis dedi ki; Beni kışkırtıp sapıklığa düşürdüğün için, andolsun ki, doğru yolun üzerinde pusu kurup insanların yolunu keseceğim.Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım da çoğunluğunu şükreder bulamayacaksın."(16-17). Hayatın amacı imtihandı,yaradılış gayesi kulluktu. Kulluk imtihanında çeşitli sınavlar kişinin kulluk derecesini ölçmek içindi.Her dönem inananların imtihan şekli farklı oldu. Kimi zaman uhdud ashabı gibi ateşlere atıldılar. Zorluğun imtihanı bazen öyle çetin olmuştur ki inananlar "Yardım ne zaman" diye inlemişlerdi. "(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır".(Bakara214). Yinede taviz verilememiş. Yine silikleşilmemiş,yinede dinlerini batıla bulaştırmamışlardı. Kulluk imtihanı için bir kez fırsat verilmişti,yeniden dünyaya gelinmeyecekti. Kimi zaman açlık,kimi zaman bolluk vb.İslam şeriatının hakim olması ve yaşanması hiç kuşkusuz o toplumun meleleri tarafından istenmez çünkü bu, menfaatlerinin zayi olması anlamına gelmektedir.
Bu nedenle de Şeytan ve dostlarının hak ile savaşları hiç hız kesmedi kesmeyecek. yaşadığımız coğrafyada da tarih boyu müminlerin imtihanı çeşitlilik arz etti. Tanzimat ile başlayan ittihat ve terakkinin çabasıyla hızlanan batılılaşma süreci Türkiyeli Müslümanlar için ciddi bir imtihan süreciydi ve hala da devam etmektedir.Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana kimi zaman fiili engellemeler, yasaklar, genelgeler inanan kesim üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştu. En son yaşanan 28 şubat süreci zulmünde inançların yaşanmasına hayat hakkı tanımayan uygulamalar ve zulümler zorluğun imtihanıydı. : Ayeti kerime de beyan edilmişti;"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!"(Bakara:155).. Fakirlik bir imtihandı,zenginlik de öyle.Hastalık bir imtihandı,sağlık ta öyle. Zorluk imtihandı ve kolaylık da imtihan..
Türkiyeli Müslümanlar olarak 28 Şubat sürecinin ardından gelen rahatlık,serbestlik, imtihanın başka bir çeşidiydi. Korkarım rehavet manevi duyguların, düşünce dünyasının üzerini örttü ve rahatlık imtihanında sınıfta kaldık.
Modernleşme son hız etkisini hayatın her alanında göstermektedir. fark etmeden silikleşiyor, anlamadan kimlik erozyonunda kayıyoruz.
Modern Olmak Ne demektir?
Genel olarak geleneği kırıp,köklerle bağı koparmak ve yenilenmek anlamına gelmektedir. Köke bağlı kalmadan değişmek,yenilenmek. Modernizm, zihinsel dönüşümün ortaya çıkardığı bir ideoloji ve bir yaşam biçimidir; insana, doğaya, tarihe, hayata yeni bir bakıştır. Köklerden bağımsız bir değişim?. Evvela şunu hatırlamakta fayda var. İslam körü körüne geleneğe bağlılığı asla kabul etmiyor. "Onlara Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?"(Bakara:170). Şimdilerde " Allah'ın indirdiğine gelin" çağrısı, adeta "Modernizm bulduklarımız bize yeter, "Demokraside bulduklarımız bize yeter" cevabını buluyor.Önceden ayetler okunduğunda "Eskilerin masalları" derlerdi. Şimdilerde ayetler hatırlatıldığında "Sen hala orda mısın?" denmekte.Arada sadece söylem farkının olduğu aynı mantığın ürünü sözler bunlar.
Müminler için her iş Kur'an'ın hükümleri ve Resulün sünnetiyle şekil almalıydı. Allah hayata tek renk olan Allah'ın boyasının vurulması gerektiğini emr etmişti. "İşte Allah’ın boyası! Allah’tan daha güzel boyası olan kim vardır? Biz yalnız ona kulluk ederiz!"(Bakara:138)
Modernleşme Müslüman'ın Siyaset algısını değiştirdi ve ne acı ki kabul gördü.
Artık Siyaset denince "Demokrasi" anlamayan kaç kişi kaldı.
İslam'da, kayıtsız ve şartsız hakimiyet Allah'ındır. Modern dünyada hakimiyet kayıtsız şartsız halkın seçtiklerine verilir. İslam ile taban tabana zıt olan bu uygulama mümin bir kalpte nasıl kabul görür?!.
"Onlar, cahiliye dönemi hükmünü mü arıyorlar? İyici bilen bir toplum için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim vardır?"(Maide:50)
Modernleşme Ekonomi hayatını değiştirdi,Müslümanları etkisi altına aldı.
İslam da ekonomik kuralların belirleyicisi olan Allah'tır ve ekonomi sisteminde kesinlikle faiz haramdır. "Faiz yiyenler, “alışveriş, faiz gibidir” demeleri dolayısıyla, ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve o da (faize) son verirse, geçmişi kendisine, işi Allah’a aittir. Kim de tekrar (faizciliğe) dönerse, işte bunlar cehennem ashabıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır."(Bakara:275)
Ve yine haksız kazanç haramdır; "Ey iman edenler! Mallarınızı, aranızda karşılıklı anlaşma, bir ticaret olmadan ve batıl yollarla yemeyin, kendinizi mahvetmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir."(Nisa:29).
Modernleşme alış veriş algılarını dumura uğrattı!.
İslam'da asl olan ihtiyacını ihtiyacın kadardır.Modern algı alış verişi mutluluk adetti.Aldıkça doyumsuzlaşan nefisler obezite'ye dönüştü.
Bunun tam tersine,Modern dünya sisteminin ekonomisini faiz teşkil ediyor.Daha çok kazanma anlayışı üzerine kurulu ekonomi sistemlerinde aile hayatını etkilemiş,ya da insan sağlığını etkilemiş dikkate alınan bir husus değildir.
Modernleşme Ahlaki hayatı etkisi altına aldı.
İslam'ın vaaz ettiği ahlak ilkelerinin başında "Haya" gelmektedir.Modern ahlakın öldürdüğü haya duygusunun yokluğu fitnenin,fesadın,fuhşun önünü açtı.Artık başına bez örtenler bile ekranlarda koca avına çıkmayı öz güven ad ediyorlar. Tv başlarında akıllarını kiraya vermiş yığınlar reytingleri katlıyor. Her yönüyle toplumsal ahlak çürüyor. Sosyal medyadan her türlü mahrem hallerini paylaşan Müslümanlar(!) modernizmin dayatmasına ahlaklarını kurban vermektedirler.
Modernleşme muameleleri etkisi altına aldı.
İnsan sosyal bir varlık ve çevresiyle iletişim halinde olmak zorunda. Bu ilişkilerin ne ve nasıllığı Müslümanlar için fıkıh kitaplarında net olarak belirlenmiştir.
Asla başı boş bırakılmamış,kişinin keyfine de terk edilmemiştir.Sosyal muamelelerin rengi artık Modernizm!.
Düğün dernek işleri başta olmak üzere yapılması gereken özel günlerin modern motiflerle donatılması, peygamber (sav) örnekliği anlamına gelen sünnetin dışlanmasına sebep olmuştur.
Modernleşme giyim tarzını etkisi altına aldı.
İslam'da giyim tarzının belli öçüleri vardır. 28 şubat direnişçilerine baktığınızda korunan tesettür hassasiyeti ne acıdır ki yasağın kalkmış olduğu bu ortamda yok. Tesettür saç kıllarını kapatmaktan ibaret bir ibadet değildi oysaki!. Her şeye,her işe dini bir motif katarak onu meşrulaştırma çabasının örnekleriyle doldu gündem. Tesettür, kadın erkek ilişkileri,kadının çalışma hayatı. reklamlar dahası dizi ve filmler. Modernite adına dinin kutsalları feda ediliyor.
Modernleşme Kadın erkek ilişkilerini dumura uğrattı.
"Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir."(tevbe:71).
Bir birlerinin velisidirler.Bir bütünün yarısıdırlar. Elbette zaman zaman iletişim içerisinde olmaları gereken hususlar olabilecektir. Zaman zaman birlikte iş yürütmek zorunluluğu hasıl olabilecektir. İslam bu konuları ölçüsüz ve başı boş bırakmamıştır.
Modern dünya algısında sınırsız,edepsiz diyaloglar laubaliliği de beraberinde getirdi.
Yozlaşma ,kendine yabancılaşma her zamankinden daha fazla yaygınlaştı ve durum kendini Müslüman ad edenler eliyle gerçekleşti,gerçekleşiyor.
Modernizm bir imtihandır müminler dik durarak bu imtihanı ancak kazanabilir. Zira İslam fıkhına uygun olmayan her bir değişim yozlaşmayı da beraberinde getirir.Kimlik kaybına,karma bir imlik ve kişiliğe sebep olur. Kişi kendi olamaz.
Değişimin her türlüsünü İslam kabul etmez. Değişim ama değerlere bağlı kalarak.
Modernizm kadını şımarık bir pozisyona getirdi
Modernizm Toplumsal hayatta kadını ve erkeği pervasızlaştırdı
Modernizm kadın erkek diyalogunu laubalileştirdi
Modernizm aile hayatını bozdu
Modernizm kadının analık vasfını ve duygusunu elinden aldı
Modernizm erkeğin kavvam sıfatını yaraladı
Modernizm İslam'i değerlere ait ne varsa değiştirdi.
"Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz."(Bakara:149).
Oysaki Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılana eğri yolda olan zarar veremezdi.O ip gevşetilidği içindir bu bulanıklık,tevbe den ve öze dönüşten başka kurtuluş yolu yoktur.
"Ey iman edenler! Kendinize dikkat edin. Siz hidayette (doğru)olursanız, sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. Yapmakta olduklarınızı o size haber verecektir."(Maide:105)
Sabiha Ateş Alpat
Makaleler
Hava Durumu