Muhalefet seçim yenilgisinin suçlusunu buldu: Halk!
Hem hezimete uğrayan partililer, hem de onları destekleyen çevreler ilginç bir yaklaşım gösterip yenilgilerinin suçunu halka attılar.
25-07-2007
Köşk oylamasında TBMM'nin kilitlenmesiyle başlayan seçim süreci Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)'nin zaferiyle sonuçlandı. Siyasetçisinden gazetecisine kadar toplumun her kesimi, sandıktan çıkan neticeyi değerlendirmeye başladı.
İŞTE TEPTİ ÇEKEN YORUMLAR
Ancak, hem hezimete uğrayan partililer, hem de onları destekleyen çevreler ilginç bir yaklaşım gösterip yenilgilerinin suçunu halka attılar. Sivil toplum kuruluşlarını ayağa kaldıran suçlamaların ilki CHP'li Onur Öymen'den geldi. Öymen, "AKP'nin seçimi kazanması mantıkla izah edilemez. Bunda rasyonel olmayan sebepler aramak gerekir." dedi. Seçim sürecinde, cumhuriyet mitinglerindeki kalabalığa dikkat çekip, iktidarın hezimet yaşayacağını savunan bazı köşe yazarları da benzer görüşler dile getirdi. Cumhuriyet'ten Oktay Akbal, "Aziz Nesin'in 'Türk halkının yüzde ellisi aptaldır' sözü boşuna uydurma mı?" diye sordu. Milliyet'ten Melih Aşık, arkadaşı Fahrettin Fidan'a atfen halkın mesajını şöyle aktardı: "...Ananı al da git... deyip seni aşağılıyor, diyenlere (halkımız), 'ben onun yürüyüşüne hastayım' mesajını vermiştir." Hürriyet yazarı Bekir Coşkun, AK Parti'ye oy verenlerin utandığını iddia ederken, Emin Çölaşan, anketlere tepki gösterdiği için özür diledi: "Demek ki uzayda yaşıyormuşuz."
Halkın tercihleri yüzünden hedef yapılmasına toplumun farklı kesimlerinden sert tepki geldi. Siyasetçisinden hukukçusuna, sivil toplum temsilcisinden psikoloğuna kadar hemen herkes aynı sonuca vardı: Halkın iradesi hiçe sayılıyor. En ilginç yorum ise ünlü psikiyatr Nevzat Tarhan'dan geldi. Tarhan, seçimden başarısız sonuçlar alıp sorunu halkta görenler için "Freud'un kulakları çınlıyor." diyor. Gazeteci Derya Sazak, "Halkın yüzde 47'si oy vermiş, yanlış mı yapıyor? CHP hiç mi hata yapmadı? Bırakın kazananları eleştirmeyi de kendi özeleştirinizi yapın." uyarısında bulunuyor.
ANAP'ın bir seçim yenilgisi yaşadığı seçim gecesi sarf ettiği samimi söz siyasi tarihe geçen eski bakan Oltan Sungurlu, benzer olgunluğun şimdiki mağluplar tarafından sergilenmemesine içerliyor. Merhum Turgut Özal'ın lideri olduğu ANAP, 1989 yerel seçimlerinde büyük oy kaybına uğrayınca partinin o dönemki teşkilat başkanı Sungurlu, "Üzerimizden silindir geçti." demişti. Ertesi gün gazeteler bu başlıkla çıkarken, ANAP seçim başarısızlığının sebeplerini masaya yatırıp kendisini sorgulamıştı. Sungurlu, 22 Temmuz seçimlerinden çıkan sonuçları Zaman'a değerlendirirken başarısız partilerden sadece DP lideri Mehmet Ağar'ın istifa ettiğini hatırlatıyor. AK Parti'nin üst üste ikinci kez tek başına iktidara gelmesini "Demokrasi tabana yayılmıştır." sözleriyle özetliyor. Sungurlu, şunları söylüyor: "Başarısızlığı 'halk bilinçsizce oy vermiştir' yaklaşımıyla örtmeye çalışmak, demokrasinin halka yayılmasıyla ellerindeki ülke yönetimini kaybettiklerini düşünen aristokrat sınıfının hazımsızlığıdır. Bu psikoloji, iktidarlarını kaybedenlere aittir. AK Parti'nin başarısı beklenen bir neticeydi. Bu parti, milletin oylarına sahip olmuştur. Seçimden mutsuz ayrılanların halkın AK Parti'ye neden oy verdiğini incelemeleri gerekir. Şapkalarını önlerine koysunlar."
Başarısız siyasetçiler kılıf arıyor
Eski CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de, bir dönem ağır seçim yenilgisi yaşayanlardan. 1999 seçimlerinde CHP'nin baraj altında kalmasıyla yaşanan büyük şoku iliklerine kadar hisseden Keskin, başarısız politikacıların halkı suçlayarak aklanma yoluna gittiklerini belirtiyor. Keskin, başarı için halkı ikna ederek projelerin anlatılması gerektiğini aktarıyor: "Seçimde istediği oyu alamayanlar, bilim adamlarını da içine alacak bir kadro kurarak otokritik yapmalı. Ancak başarısız siyasiler kusurlarını kapatması için toplumu suçlayarak kendilerini aklamaya çalışıyor. Özellikle CHP'deki bu anlayış yeni değil. Baykal ve arkadaşları siyasal anlayışa yeni tanım kazandırmak istiyor herhalde. AK Parti muhalefetin başarısızlığından dolayı başarılı oldu. Kendi sol değerlerini unutan, sağın defolu birtakım adamlarıyla seçime girerseniz bu sonuç normal."
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya, seçimde başarılı olamayan siyasi partilerin örgüt yapılarının zayıf olduğuna dikkat çekiyor. "AK Parti yeni bir parti olmasına rağmen deneyimlerin ışığında gece gündüz çalışınca eksikleri kapattılar ve böyle bir başarı kazandılar." diyen Gençkaya, seçim öncesinde parti örgütleri üzerine araştırma yaptığını, muhalefet partilerinin alternatif iktidar partisi olacak örgüt yapısı içinde olmadıkları sonucuna ulaştığını belirtiyor. Seçimden başarısızlıkla çıkan partilerin yüzeysel değerlendirmeler yerine seçmen davranışını inceleyecek somut araştırmalar yapması gerektiğine vurgu yapıyor: "Seçmen, güven ve inandırıcılığı AK Parti'de görmüştür. Muhalefet partilerinin dikkate alması gereken en önemli nokta burasıdır. Buna göre bu partilerin liderlerinin yeni siyasi söylemler geliştirmesi gerekiyor."
Seçimin galibi iktidar partisi de halkın suçlanmasına bir anlam veremiyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç, partilerinin kurulduğundan bu yana halkın içerisinde olduğunu ve halkın yüzde 60-70'ini temsil ettiğini söylüyor. "Halk, hizmetlerine ve partiyi kendisinden görmesine oy verdi." diyen Denemeç, şöyle devam ediyor: "Halkın bilinçsiz oy kullandığı yaklaşımı doğru değil. AK Parti, toplumdan kendisini soyutlamamıştır. Sosyal Güvenlik Sistemi, KÖYDES projesi, ekonomik başarıları halk görmüş ve değerlendirmesini bilinçli bir şekilde yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi dönemindeki haksızlığı da gördüler ve bu haksızlığı kendilerine yapılmış gibi kabul ettiler. Halka tepeden bakmak, halkı anlamamak, çözüm değildir." (Zaman)
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu