İslam ve Hayat

7 Haziran 2015 ve sonrasında gerçekleştirilen 1 Kasım 2015 seçimlerinde kimi çevrelerce "Ümmetin maslahatı" adına desteklenen ve kazanacağı bir seçim zaferinin Filistin'in ve mazlum coğrafyaların zaferi olacağı algısı oluşturulan AKP, destekçilerini yine ters köşeye yatırdı.

Tevhidi duruşlarını yitirmiş kimi çevreler de dahil birçok kesim tarafından "Ümmetin maslahatı" adına desteklenen AKP, özellikjle son birkaç aydır dış politikadaki sıkışmışlığı gerekçe gösterip "Düşmanları azaltıp, dostları arttırma" politikası izleyeceği söylemlerini öne çıkarmaktaydı.

Bu politika çerçevesinde atılan ilk adımlar ise siyonist işgal rejimiyle onun işgalini meşrulaştıracak bir anlaşmaya varılması, hergün Suriye'de katliamlar gerçekleştirilen Rusya ise yakınlaşılması ve Almanya'ya İncirlik jesti yapılması olarak öne çıktı.

Dün (26 Haziran 2016) Roma'da siyonist işgal rejimniyle gerçekleştirilen anlaşmanın ardından siyonist rejimin maslahatgüzarının Başbakan Binali Yıldırım'ın iftarına çağrılması ise, AKP maslahatçılığının ne menem bir şey olduğunu göstermesi açısınjdan ibretlik bir vaka olarak kayıtlara geçti.

Seçim sürecinde algı operasyonlarıyla insanlardan "Ümmetin maslahatı" adına oy devşirip, sonrasında siyonist maslahatgüzarı iftara davet ederek İslami değerleri de tahrife yönelen bir ilkesizlik, AKP'nin reel politika tanrısını esas alan politikaları açısından şaşırtıcı değil aslında.

Şaşırtıcı olan, onca yıl Kur'ani-Tevhidi değerleri savunmuş insanların AKP'nin bu illüzyonlarına nasıl aldanabildiği...