"Asyla" Arama Sonuçları
"İsrail", yirminci yüzyılda yeni bir Batı kolonisiydi
Zaten Yahudiler uzunca bir zamandır Batı’da bir sorun olarak görülüyordu ve onların Filistin’e taşınmasının zemini rahatlıkla kurulabilirdi. Siyonizmin en önemli temsilci olarak kabul edilen Theodor Herzl’in 1896’da basılan kitabının adının “Yahudi Devleti” olması şaşırtıcı değildir. Fakat konunun burada bırakılmaması gerekirdi. Zira İsrail, İngiltere’nin yirminci yüzyıla taşınmış yeni bir kolonyalist girişimiydi.
Zaten Yahudiler uzunca bir zamandır Batı’da bir sorun olarak görülüyordu ve onların Filistin’e taşınmasının zemini rahatlıkla kurulabilirdi. Siyonizmin en önemli temsilci olarak kabul edilen Theodor Herzl’in 1896’da basılan kitabının adının “Yahudi Devleti” olması şaşırtıcı değildir. Fakat konunun burada bırakılmaması gerekirdi. Zira İsrail, İngiltere’nin yirminci yüzyıla taşınmış yeni bir kolonyalist girişimiydi.
Ulûhiyyet, Rubûbiyyet ve İsim-Sıfat Tevhidi tasnifi ne anlama geliyor?
Ulûhiyyet, Rubûbiyyet ve İsim-Sıfat tevhidi şeklindeki sınıflandırma, bir taraftan konunun daha kolay kavranmasına yönelik ilmi çabaların hâsılası olduğu gibi, aynı zamanda İslam’ın tevhid öğretisinin şümulüne, kapsayıcılığına ve zerreden kürreye tüm egemenlik alanlarındaki belirleyiciliğine de işaret etmektedir.
Ulûhiyyet, Rubûbiyyet ve İsim-Sıfat tevhidi şeklindeki sınıflandırma, bir taraftan konunun daha kolay kavranmasına yönelik ilmi çabaların hâsılası olduğu gibi, aynı zamanda İslam’ın tevhid öğretisinin şümulüne, kapsayıcılığına ve zerreden kürreye tüm egemenlik alanlarındaki belirleyiciliğine de işaret etmektedir.
Irkçılıkta ırkçılarla yarışır olduk
Denizli’de bir tost dükkanının camına asılan ırkçı döviz pes artık dedirtti.
Denizli’de bir tost dükkanının camına asılan ırkçı döviz pes artık dedirtti.
Göktaş'ın konferansına faşişt saldırı (VİDEO)
Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde Yazar Mehmet Göktaş'ın katılımıyla düzenlenen 'Modernizm ve İslam' isimli konferans, kendilerini 'ülkücü' olarak tanıtan bir grup tarafından basılarak katılımcılar darp edildi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde Yazar Mehmet Göktaş'ın katılımıyla düzenlenen 'Modernizm ve İslam' isimli konferans, kendilerini 'ülkücü' olarak tanıtan bir grup tarafından basılarak katılımcılar darp edildi.
Hz. Peygamber'e hakarete Diyarbakır ve Van'da protesto
Diyarbakır'da DBP'li belediye tarafından asılan Hz. Peygamber’e hakaret içerikli billboardlar, Ulu Cami'de cuma namazı çıkışı bir araya gelen Diyarbakır’daki 72 sivil toplum kuruluşu, taşıdıkları pankart, döviz ve attıkları sloganlarla Peygamber Efendimize (S) yönelik hakaretleri lanetlerken Van'da da Cuma namazı sonrası Hz. Ömer Camii avlusunda toplanan İnisiyatif Üyeleri ve vatandaşlar, Peygambere hakaret içeren karikatürleri afişleri protesto etti.
Diyarbakır'da DBP'li belediye tarafından asılan Hz. Peygamber’e hakaret içerikli billboardlar, Ulu Cami'de cuma namazı çıkışı bir araya gelen Diyarbakır’daki 72 sivil toplum kuruluşu, taşıdıkları pankart, döviz ve attıkları sloganlarla Peygamber Efendimize (S) yönelik hakaretleri lanetlerken Van'da da Cuma namazı sonrası Hz. Ömer Camii avlusunda toplanan İnisiyatif Üyeleri ve vatandaşlar, Peygambere hakaret içeren karikatürleri afişleri protesto etti.
Bir kölelik biçimi: Taşeronluk
Taşeron işçilik sistemi aşağı yukarı şöyle işliyor. Herhangi bir kamu kuruluşu ihtiyacını karşılayacak sayıda işçi çalıştırmak için bir ihaleye çıkıyor. İhaleyi en düşük fiyatı veren firma kazanıyor doğal olarak. İhaleyi açan kamu kuruluşu ‘mevcut fiyatların en düşüğüne bu işi bitirdim, ihtiyacımı ucuza hallettim’ diye kasıladursun, sistem derhal ‘köle’ oluşturmaya başlıyor.
Taşeron işçilik sistemi aşağı yukarı şöyle işliyor. Herhangi bir kamu kuruluşu ihtiyacını karşılayacak sayıda işçi çalıştırmak için bir ihaleye çıkıyor. İhaleyi en düşük fiyatı veren firma kazanıyor doğal olarak. İhaleyi açan kamu kuruluşu ‘mevcut fiyatların en düşüğüne bu işi bitirdim, ihtiyacımı ucuza hallettim’ diye kasıladursun, sistem derhal ‘köle’ oluşturmaya başlıyor.
Charlie Hebdo paçavrasına tepkiler yağıyor
Müslümanlar yaptıkları eylem ve açıklamalarla Allah Resulüne hakaretleri sonucu geçtiğimiz hafta Paris’teki merkezi basılan Charlie Hebdo karikatür dergisine olan öfke ve tepkilerini ortaya koydu.
Müslümanlar yaptıkları eylem ve açıklamalarla Allah Resulüne hakaretleri sonucu geçtiğimiz hafta Paris’teki merkezi basılan Charlie Hebdo karikatür dergisine olan öfke ve tepkilerini ortaya koydu.
Mehmed Akif yazdı: Afgani ve Abduh Vahhabi miydi?
Bugün Mısır memleketinde İslam’ın menfaatlarını müdafaa eden ne kadar hamiyetli kalem varsa hepsi Cemaleddin’in terbiyesi sayesinde yetişmiştir. Tevhid dünyasına binlerce muharrir el, binlerce mütefekkir dimağ hediye eden Cemaleddin Vehhabi olabilir mi? Merhumu ne Afganistan’da, ne Hindistan’da, ne Avrupa’da, ne Osmanlı toprağında rahat bırakmadılar, hiçbir yerde oturtmadılar. Cemaleddin Müslüman aleminde hakiki, sermedi (sürekli, uzun soluklu) bir uyanış başlatmak gayesine matuf olan çalışmasında kısıtlama yapsaydı, bu siyasetine azıcık fasıla verseydi, dünyanın her yerinde şerefiyle mütenasip bir debdebe içinde yaşayabilirdi.
Bugün Mısır memleketinde İslam’ın menfaatlarını müdafaa eden ne kadar hamiyetli kalem varsa hepsi Cemaleddin’in terbiyesi sayesinde yetişmiştir. Tevhid dünyasına binlerce muharrir el, binlerce mütefekkir dimağ hediye eden Cemaleddin Vehhabi olabilir mi? Merhumu ne Afganistan’da, ne Hindistan’da, ne Avrupa’da, ne Osmanlı toprağında rahat bırakmadılar, hiçbir yerde oturtmadılar. Cemaleddin Müslüman aleminde hakiki, sermedi (sürekli, uzun soluklu) bir uyanış başlatmak gayesine matuf olan çalışmasında kısıtlama yapsaydı, bu siyasetine azıcık fasıla verseydi, dünyanın her yerinde şerefiyle mütenasip bir debdebe içinde yaşayabilirdi.
Kurulu düzen partilerinden İslami dönüşüm beklenir mi?
Rasim Özdenören: Kurulu düzenin partilerinden İslamî bir dönüşümü beklemek onun yapısal özelliğine aykırıdır. Üzerine ayak basılan zemin eğer demokratik bir ortamı ifade ediyorsa, demokratik bir ortamın iyileştirilmesinden doğacak sonuç ancak demokrasinin iyileştirilmesini sonuçlar. Onun mülahazat hanesine kayıt geçer. Eğer İslamî bir ortamın oluşturulması amaçlanıyorsa, bu, İslam'ın öngördüğü yöntemle gerçekleştirilebilir. Demokrasinin kolaylıklarından yararlanarak ulaşılabilecek her sonuç demokrasinin mülahazat hanesine bir artı olarak kaydolur. Buradaki inceliğin kavranmasını önemle ve özellikle talep ediyorum.
Rasim Özdenören: Kurulu düzenin partilerinden İslamî bir dönüşümü beklemek onun yapısal özelliğine aykırıdır. Üzerine ayak basılan zemin eğer demokratik bir ortamı ifade ediyorsa, demokratik bir ortamın iyileştirilmesinden doğacak sonuç ancak demokrasinin iyileştirilmesini sonuçlar. Onun mülahazat hanesine kayıt geçer. Eğer İslamî bir ortamın oluşturulması amaçlanıyorsa, bu, İslam'ın öngördüğü yöntemle gerçekleştirilebilir. Demokrasinin kolaylıklarından yararlanarak ulaşılabilecek her sonuç demokrasinin mülahazat hanesine bir artı olarak kaydolur. Buradaki inceliğin kavranmasını önemle ve özellikle talep ediyorum.
Abdülkadir Molla asılarak şehid edildi
İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un... Bangladeş'de Cemaat-i İslam Lideri Abdulkadir Molla şehid edildi...
İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un... Bangladeş'de Cemaat-i İslam Lideri Abdulkadir Molla şehid edildi...
Bayramı Gazze'de geçiren Kemal Songür'ün izlenimleri
Gazze/Filistin ümmetin ortak paydası ve gönüllerin, yüreklerin genelde hemhal olduğu-olabildiği topraklar, Gazze kelimenin tam anlamıyla açık hava hapishanesi, sınırlarının yaklaşık her beş kilometresinde yere çakılmış ve gökyüzüne bırakılmış uçan balonlara yerleştirilen kameralarla fasılasız gözetim altında olan, semasında insansız hava araçlarının hiç eksik olmadığı yani her tür teknoloji kullanılarak göz hapsinde tutulan bir toprak parçası
Gazze/Filistin ümmetin ortak paydası ve gönüllerin, yüreklerin genelde hemhal olduğu-olabildiği topraklar, Gazze kelimenin tam anlamıyla açık hava hapishanesi, sınırlarının yaklaşık her beş kilometresinde yere çakılmış ve gökyüzüne bırakılmış uçan balonlara yerleştirilen kameralarla fasılasız gözetim altında olan, semasında insansız hava araçlarının hiç eksik olmadığı yani her tür teknoloji kullanılarak göz hapsinde tutulan bir toprak parçası
Sabra ve Şatilla'da 30 yıl önce bugün insanlık katledildi
16 Eylül tarihi Sabra ve Şatilla katliamının yıldönümüdür. Bu katliam, 16 Eylül 1982 tarihinde Beyrut’ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarının basılarak çoluk, çocuk, kadın, yaşlı binlerce kişinin katledilmesi olayıdır.
16 Eylül tarihi Sabra ve Şatilla katliamının yıldönümüdür. Bu katliam, 16 Eylül 1982 tarihinde Beyrut’ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarının basılarak çoluk, çocuk, kadın, yaşlı binlerce kişinin katledilmesi olayıdır.
Dört karede bir işgalin hikayesi New York tren istasyonlarında
New York’ta tren istasyonlarına asılan Filistin haritaları görenleri şaşırttı. Filistin topraklarının aşamalı olarak işgaline işaret eden haritalara Yahudilerden tepki geldi.
New York’ta tren istasyonlarına asılan Filistin haritaları görenleri şaşırttı. Filistin topraklarının aşamalı olarak işgaline işaret eden haritalara Yahudilerden tepki geldi.
Yeni mabet: CERN
Bilim yaratılışın 'nasıl'ına dair bitmez tükenmez bir cevap arayışıdır. Bu nasıla verilecek cevap hiçbir zaman 'niçin yaratıldık' sorusunun cevabı değildir. Bilim belki 'nasıl'a dair cevaplar üretebilir ama 'niçin' gibi varoluşsal bir arayışın cevabını veremeyecektir. Bu durumda bizzat bilim çevrelerinin 'nasıl'dan yola çıkıp 'niçin'e dair soruları örtbas etmeleri, bir tür dini iddiada bulunuyorlar demektir.
Bilim yaratılışın 'nasıl'ına dair bitmez tükenmez bir cevap arayışıdır. Bu nasıla verilecek cevap hiçbir zaman 'niçin yaratıldık' sorusunun cevabı değildir. Bilim belki 'nasıl'a dair cevaplar üretebilir ama 'niçin' gibi varoluşsal bir arayışın cevabını veremeyecektir. Bu durumda bizzat bilim çevrelerinin 'nasıl'dan yola çıkıp 'niçin'e dair soruları örtbas etmeleri, bir tür dini iddiada bulunuyorlar demektir.
Özür dile dile bitmez!
İstiklal Mahkemelerinde asılan o hacı, hocaların aileleri ve talebelerinden ne zaman özür dileyecekler? Darbeler sebebi ile askerler milletten ne zaman özür dileyecek mesela.. Öğretmenler öğrencilerden ne zaman özür dileyecekler mesela o yalan tarih için.. İmamlar cemaatten ne zaman özür dileyecekler korkup gerçekleri söylemedikleri için. Ben bir gazeteci olarak her gerçeği yazmadığım/yazamadığım için özür dilerim..
İstiklal Mahkemelerinde asılan o hacı, hocaların aileleri ve talebelerinden ne zaman özür dileyecekler? Darbeler sebebi ile askerler milletten ne zaman özür dileyecek mesela.. Öğretmenler öğrencilerden ne zaman özür dileyecekler mesela o yalan tarih için.. İmamlar cemaatten ne zaman özür dileyecekler korkup gerçekleri söylemedikleri için. Ben bir gazeteci olarak her gerçeği yazmadığım/yazamadığım için özür dilerim..
Toplum iyice kumarbaz oldu
Halkın geçen yıl ekonomik durumunu düzeltmek için şans oyunlarına harcadığı paranın kriz yıllarını bile geride bıraktığı vurgulanarak, Türkiye'de yasal olarak oynatılan "Milli Piyango", Sayısal Oyunlar, İddia, Spor Toto ve At Yarışlarının bir önceki yıl 6.2 milyar lira olan toplam hasılatının geçen yıl yüzde 9.3 arttığı belirtildi.
Halkın geçen yıl ekonomik durumunu düzeltmek için şans oyunlarına harcadığı paranın kriz yıllarını bile geride bıraktığı vurgulanarak, Türkiye'de yasal olarak oynatılan "Milli Piyango", Sayısal Oyunlar, İddia, Spor Toto ve At Yarışlarının bir önceki yıl 6.2 milyar lira olan toplam hasılatının geçen yıl yüzde 9.3 arttığı belirtildi.
Atıf Hoca, "Frenk mukallitliği"ne kurban edilmişti
Cumhuriyet rejiminin "Gardrop Batıcılığı" politikaları ve bu politikalara dayalı dayatmalarının bir uzantısı olarak 1925 yılında çıkarılan "Şapka Kanunu"na muhalefet ettiği gerekçesiyle 84 yıl önce bugün (4 Şubat 1926) asılarak idam edilen İskilipli Atıf Hoca'yı rahmetle anıyoruz. Bu vesileyle bir kaç yıl önce Vakit gazetesi yazarı Yavuz Bahadıroğlu'nun konuyla ilgili kaleme aldığı yazının ilgili bölümünü okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz:
Cumhuriyet rejiminin "Gardrop Batıcılığı" politikaları ve bu politikalara dayalı dayatmalarının bir uzantısı olarak 1925 yılında çıkarılan "Şapka Kanunu"na muhalefet ettiği gerekçesiyle 84 yıl önce bugün (4 Şubat 1926) asılarak idam edilen İskilipli Atıf Hoca'yı rahmetle anıyoruz. Bu vesileyle bir kaç yıl önce Vakit gazetesi yazarı Yavuz Bahadıroğlu'nun konuyla ilgili kaleme aldığı yazının ilgili bölümünü okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz:
İLKAV'dan Diyanet'e: Ya hakkı söyle, ya da sus!
Camilere asılan ideolojik mahyaların içeriklerinde bir sorun görmediklerini açıklayan Diyanet yetkililerine İLKAV Başkanı Mehmet Pamak'tan tepki: “Ya Hakkı söyleyin ya da susun”
Camilere asılan ideolojik mahyaların içeriklerinde bir sorun görmediklerini açıklayan Diyanet yetkililerine İLKAV Başkanı Mehmet Pamak'tan tepki: “Ya Hakkı söyleyin ya da susun”
Makaleler
Hava Durumu