DEĞİŞEN FIKIH -|-

Hızır YILDIRIM

30-12-2024 08:20


Fıkıh anlamı: Sözlükte bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak mânasına gelen fıkıh kelimesi ilim, fehim gibi yakın anlamlı diğer kavramlara göre daha özel bir anlam taşır. Fakih de bir konuyu derinden kavrayan, ince anlayış sahibi kimse" demektir.

Fıkıh en geniş anlamıyla kişinin hak, yetki ve sorumlulukların bilincinde olmasıdır. Fıkıh ilmi ise kişinin Allah'a karşı ibadet yükümlülüğünü, helal haram ölçüşünü ve kişiler arası ilişkileri inceler. (Alıntı)

Değişken fıkıh Müslümanların, deyimi yerinde ise mutfak tezgahın altında, her an kullanıma hazır gibi açıkta olmasıdır.

Allah kelâmı Kur'an nastır. Resûl’ün (sav) sünneti onun uygulayıcısıdır. Rasûlün ahlâkını kuşanmış her bir âlim, değişken fıkhı uygulama ile mükelleftir.

10 yıl önce tefsir çalışması yapmış olan her müfessir kendisini yenilemelidir. Nas sabit olacak ve güncel okuma yapılması, yani hayatı iyi okumalı ona göre amel edilmeli.

Meslek erbablarını düşünürsek; kendilerini sürekli güncellemelidir. Meslek sabitedir; uygulama güncel olmalı. Yoksa yeni icatlar olur muydu?

5 yıl öncesi ile bugüne çok şeyler değişmiştir; teknolojik aletler buna örnektir. Müslümanlar bunlardan çok geride kaldı, önceki alimlerin seviyesini bile yakalayamadılar. Batılılar bu işte uyanıklık yaptılar, eğitim ve ilimde ileri seviyeleri yakaladılar. Maalesef insanlığın pek hayrına kullanmadılar, dinleri bozuk olduğu gibi ahlâkları düzgün değil.

Yeryüzünü ıslah değil; isfad ettiler.

'' Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin'' (Buharî, el-Edebül-Müfred s. 168) buyuran Peygamberin ümmeti olan bizler, ne ile meşgulüz veya “ben ne haldeyim” diye sormamız lazım.

Meslek erbabı kişiler kendilerini geliştirmediği müddetçe hep geride kalır ileriye dönük hamle yapamaz.

Rekorlar; eforlarını geliştirip ileri hamle yapanlar ancak başarıp rekortmen olurlar.

Batılılar biz Müslümanları nasıl geçtiğini iyi anlamak ve kavramalıyız, hiçbir şey geç değildir. Atılım yapan, kafa yoran, çalışıp tefekkür edene Allah da yardım eder.

Elmas; toprak altında olduğu müddetçe bir şey ifade etmez. Çıkarıp işlenince değeri katlanır.

Mümin şahsiyetler de aynı elmas gibiyiz ama; toprak altında kalmışız, değerimiz şu an yok. İzzet ve şerefi Allah ve Resulü yanında arayan ve amel boyutuna taşıyan her mü'min gelişme açık işlenecek elmas gibidir.

Suriye meselesini öncesini Müslümanlar iyi okuyamadı ve sayısız katliamlar yaşandı ve çoğunluk ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Şimdi ise Müslümanlar orayı yeniden feth ettiler. Yarın ise Allahû âlem. İsrail'in önü açıldı veya Müslümanlar başaracak veya emperyalist çetelerin bir oyunu vs. Birçok okuma yapılabilir. İlimde kavrayış sahibi âlimler devreye girip şura ile yol almalılar.

Nebevî yol, nebevî metodu uygulayan Resûlullahı dikkate almalıyız. Resul o gün deveye biniyordu, bugünün insanları ise arabalara biniyor. Bizlerde iyi araçlar üretip bineceğiz.

13 yıl Mekke'de, Müslümanları İslam devletine hazırladı, işledi ve her biri elmas oldu ve Medine devleti kuruldu.

 

Elmas olan her mü'min Medenîdir, Medenî olan her mü'mine Medine devleti ise çok yakışır. Bunun için çok çalışmalıyız, bir program dahilinde.  Geceleri kıyam, rûkû ve secde ile ibadet ve tefekkür, gündüz ise çalışma ile ihya etmeliyiz.

Önceki ilim erbabı âlimler misal: İmam Rabbani, Abdulkadir Geylani İslami ilimler üzerinde çalışmalar yaptılar, hayata dönük çalışmalar az olunca dengeyi oturtamadılar dinde birçok yanlışa düştüler. Farabi, İbn Sina vs. âlimler hem İslami ilimler hem diğer ilimler üzerinde çalışmalar yaptılar bunlarda dengeyi şaşırdılar ve felsefe boyutunda İslam'a uymayan birçok görüşleri oldu. Bu âlimler sonuçta bizim atalarımız, doğrularını alırız, yanlışları atarız. Tümümü süpürüp atmayız.

Endülüs İslam medeniyetinden de maalesef batılılar faydalandı. Yaklaşık bir milyon kitabı gasp ettiler, birçoğunu yaktılar bizler faydalanmasınlar diye, bize de yaklaşık 3000 adet kitap kaldı.

Müslümanlar birbirleriyle uğraşınca elin gavuru fezaya çıktı. Radara yakalanmayan uçaklar geliştirdiler, şehirlerini demir kubbe ile korudular.

Bizlere ise bombalarla ölüm düştü.

“Siz insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah'a inanırsınız.” (Al-i İmran, 110)

En hayırlı ümmet biz Müslümanlar ayetlerle amel etmedik, Resûl (sav) güzel ahlâkını öteledik ve izzeti kaybettik.

Kendimizi yenileyemedik ve yaşadığımız hayatı iyi okuyamadık ki değişken fıkhı uygulayalım. Teknolojik çağdaki yaşantıya ayak uygulayamadık. Her cemaatin farklı şeriat anlayışı var, bir araya gelmeyince değişken fıkhı uygulamadık. Velhasıl güzel bir örneklik gösteremedik. Güvenilir ve emin vasfı bizden gidince batıl ideolojiler bizleri kuşattı.

Ailemize ve çocuklarımıza söz geçiremedik. Evlerimiz bile şeriat düzenine uyumlu değil. Sistem içi araçları Müslüman gibi kullanmadık. İslam hayata hâkim olmayınca da batıl kavramlarla kendimizi ifade etmeye kalkıştık ve sonunda da bir çoğumuz savruldu.

"Ey Rabbimiz insanlığın en hayırlı ümmeti olduğumuzu kavramayı, fıkh etmeyi, senin bize emrettiğin Kur'an’ın ahkamıyla yaşamayı, Rasülün ahlâkını kuşanmış samimi mü'minler olmayı bizlere nasip eyle ey yüce Rabbimiz!"

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN