
"Darbelerin" Arama Sonuçları

İslami Direniş Hareketi (Hamas) Sözcüsü Abdullatif El-Kanu', Direniş Ortak Odası'nın işgal rejimine verdiği mesajın direnişin yumruğunun sert ve acı verici olduğunu, darbelerinin de sert ve uzun vadeli olacağını, siyonist işgal rejimine işlediği cinayetlerin bedellerini mutlaka ödeteceğini ortaya koyduğuna dikkat çekti.

Bugün 11 Eylül 2020; yarın da 12 Eylül. Türkiye’de sık sık yapılan darbelerin en büyüğü ve zulmü en kapsamlı olan 12 Eylül darbesinin 40. Yıldönümü. Her on yılda bir darbe yapılması gelenek hale gelen bu ülkede, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerlere hiçbir ceza verilmemiştir. Sadece Fetöcüler diye adlandırılan ve darbede nasıl bir rol aldığı hâlâ belirsizliğini koruyan kişilere darbe bahanesiyle, cezası verilemeyen diğer darbelerin de cezası sanki onlara kesiliyor gibi, darbeye hiç katılmayan o grubun üyelerine de büyük cezalar verilmiştir. Evet, bilfiil darbe yapanlara ceza verilmezken, darbeye hiç katılmayan, sadece o cemaate sempati besleyen kimselere en ağır cezaları uygun gördüler. Bir tarafta, sonuçları açısından çok büyük zulümlere sebep olan 12 Eylül darbecilerine hiçbir ceza verilmez veya verilemezken, diğer taraftan başarısız bir darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan o cemaatin fertlerine yönelik büyük cezalar verildiğine şahit olduk.

Atatürkçü ve laik zihniyetin orduya hâkim kılınmasıyla bu tür darbelerin engelleneceği gibi gülünç iddialar, hiç utanmadan ortaya atılıyor. Laiklikten ve Atatürkçülükten taviz sonucu, Gülenistlerin orduda bu derece kadrolaştıkları gibi ahmakça ifadeler kullanılarak Ergenekoncuların önü açılıyor ve ordudaki güç dengesi bir darbeci cuntadan diğerine doğru kaydırılıp halkın can feda ederek gerçekleştirdiği direnişin elde ettiği sonuç etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.

Türkiye’de 1960’dan bu yana yaşanan darbelerin hiç biri ABD’den habersiz ya da onaysız olmadı. 15 Temmuz da bunun bir istisnası gibi görünmüyor. Türkiye’nin darbeler tarihine ve bu müdahalelerde Amerika’nın parmak izlerine yakından baktık.

Fethullah Gülen, MEB’nin dersanelerin dönüştürülmesiyle ilgili taslağının darbe dönemlerini hatırlattığını iddia edip, infial oluşturma taktiğini kullandı. Gülen darbelerin tokatını yediklerini iddia ediyor. Oysa ki kendisinin darbecilerle ilgili serüveni bambaşka…

"Darbelerin anası"nın bizatihi bu rejimin kuruluş felsefesi olduğunu, 27 Mayıs'ı "darbelerin anası" olarak nitelemenin çok önemli bir tarihsel yanılgıyı ifade ettiğini ve bu tür ideolojik yanılsamaların Müslümanların sisteme dair devrimci perspektifini zaafa uğrattığını bilmemiz gerekir.

27 Mayıs'ı "darbelerin anası" olarak nitelemenin çok önemli bir tarihsel yanılgı olduğunu ve bu tür ideolojik yanılsamaların Müslümanların sisteme dair devrimci perspektifini zaafa uğrattığını bilmemiz gerekir.

Tokat’ta faaliyet yürüten TOKAD, Türkiye’nin yaşadığı darbelerin yıldönümlerinde, toplumsal hafızayı canlı tutmaya yönelik farklı çalışmalara imza atıyor.

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu üyeleri sordu: "Gazetelerinden, televizyonlarından, cümle basın yayın organlarından ve gündemlerinden yukarıda saydıklarımızı hiç düşürmeyenler, niçin NATO hakkında tek kelime etmiyorlar? ‘’Darbelere dur de!’’ diyenler, niçin NATO’ya selam duruyorlar? ‘’Darbelere hayır! Darbelerin beslendiği kaynak olan NATO’ya evet.’’ mi diyorlar?
Makaleler
Hava Durumu