"Evet" Arama Sonuçları
"İsrail" yenilirken
Şimdi gidişâta bir bakalım. Aşağı yukarı iki aydır, olanca ve orantısız kuvvetiyle saldırıyorlar. Evet, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırdı; yıktı ve zırhlılarını, tanklarını, birliklerini soktular. Ama burada tam bir hâkimiyet sağlamış olduğu hâlâ tartışmalı. Han Yunus tarafında ise çatışmalar tekmil şiddeti ile devâm ediyor. Ne tünelleri bulabildi; ne de Hamas’a ağır bir zayiat verdirebildiler. Bu arada kendi kayıpları, her ne kadar saklamak için büyük bir gayret göstermekteyseler de bu kayıpların resmen bildirilen rakamların çok üstünde olduğu anlaşılıyor.
Şimdi gidişâta bir bakalım. Aşağı yukarı iki aydır, olanca ve orantısız kuvvetiyle saldırıyorlar. Evet, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırdı; yıktı ve zırhlılarını, tanklarını, birliklerini soktular. Ama burada tam bir hâkimiyet sağlamış olduğu hâlâ tartışmalı. Han Yunus tarafında ise çatışmalar tekmil şiddeti ile devâm ediyor. Ne tünelleri bulabildi; ne de Hamas’a ağır bir zayiat verdirebildiler. Bu arada kendi kayıpları, her ne kadar saklamak için büyük bir gayret göstermekteyseler de bu kayıpların resmen bildirilen rakamların çok üstünde olduğu anlaşılıyor.
Filistin için Cihad-ı Mukaddes
Cevat Rıfat Atilhan: Evet, düşmanın elinde birçok fırsatlar vardır. Fazlaca şımarmıştır. Paralı ve silahlıdır. Yaygaracı ve küstahtır. Dünya matbuatına ve fikriyatına tahakküm etmektedir. Bütün bunlara rağmen, bütün umduklarına rağmen, Arz-ı Mev’ud, ona arzı cehennem ve makber olacaktır.
Cevat Rıfat Atilhan: Evet, düşmanın elinde birçok fırsatlar vardır. Fazlaca şımarmıştır. Paralı ve silahlıdır. Yaygaracı ve küstahtır. Dünya matbuatına ve fikriyatına tahakküm etmektedir. Bütün bunlara rağmen, bütün umduklarına rağmen, Arz-ı Mev’ud, ona arzı cehennem ve makber olacaktır.
NATO üyesi olup NATO'ya efelenmenin (!) kaçınılmaz finali
NATO üyesi Türkiye, bir süredir İsveç adlı alçak ülkenin NATO üyeliği konuusnda ayak diriyor imajı vermekte ve dahası bu konuda NATO'ya ve NATO'nun efendisi büyük şeytan ABD'ye efeleniyor görünmekteydi. Kaçınılmaz final dün Litvanya'daki finalde gerçekleşti ve Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet dedi.
NATO üyesi Türkiye, bir süredir İsveç adlı alçak ülkenin NATO üyeliği konuusnda ayak diriyor imajı vermekte ve dahası bu konuda NATO'ya ve NATO'nun efendisi büyük şeytan ABD'ye efeleniyor görünmekteydi. Kaçınılmaz final dün Litvanya'daki finalde gerçekleşti ve Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet dedi.
Şimdi İslam zamanı
Bir de, demokrasi kötüdür, laiklik şöyle şöyle din dışıdır vb. demek aslında bir şey demek değildir. Esas belirleyici olan, “demokrasi kötüdür”den sonra kuracağımız cümledir. Devamında “İslam iyidir” cümlesini kurarsak, yerde ve gökte, âfakta ve enfüste, ezelde ve ebette en büyük doğruyu söylemiş olacağız. Platon’dan bu yana pek çok demokrat da demokrasiyi eleştirmektedir. Demokrasi için “yetmez ama evet” diyenler azımsanmayacak kadardır ama bu insanlar seçimlerini Allah ve Rasûlden/Rasûllerden yana yapmadıkları müddetçe, bir şey demiş sayılmazlar.
Bir de, demokrasi kötüdür, laiklik şöyle şöyle din dışıdır vb. demek aslında bir şey demek değildir. Esas belirleyici olan, “demokrasi kötüdür”den sonra kuracağımız cümledir. Devamında “İslam iyidir” cümlesini kurarsak, yerde ve gökte, âfakta ve enfüste, ezelde ve ebette en büyük doğruyu söylemiş olacağız. Platon’dan bu yana pek çok demokrat da demokrasiyi eleştirmektedir. Demokrasi için “yetmez ama evet” diyenler azımsanmayacak kadardır ama bu insanlar seçimlerini Allah ve Rasûlden/Rasûllerden yana yapmadıkları müddetçe, bir şey demiş sayılmazlar.
Muhammed (a.s.)'ın ümmeti olmaktan daha büyük bir kimlik tanımıyoruz
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen "Mevlid-i Nebi" etkinliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Etkinlikte konuşan Mehmet Göktaş, "Evet, ya Resulullah. Biz sana ümmet olmaktan daha büyük bir şeref tanımıyoruz. Muhammed ümmeti olmaktan daha büyük bir pasaport, kimlik tanımıyoruz." diye konuştu.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen "Mevlid-i Nebi" etkinliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Etkinlikte konuşan Mehmet Göktaş, "Evet, ya Resulullah. Biz sana ümmet olmaktan daha büyük bir şeref tanımıyoruz. Muhammed ümmeti olmaktan daha büyük bir pasaport, kimlik tanımıyoruz." diye konuştu.
Tesettürün evrenselliğinden, çıplaklığın evrenselliğine
Evet, hak asıl bâtıl arızidir. Âlemlerin Rabbi’ne itaat, emirlerine ittiba asıl, tuğyan arızidir. Namazın ikamesi asıl, namazsızlık arızidir. İffet asıl, iffetsizlik arızidir. Tesettür asıl, tesettürsüzlük arizidir. İnsanların asıldan ziyade arızi olana rağbet etmeleri, asıl olanı arızi, arızi olanı asıl yapmaz.
Evet, hak asıl bâtıl arızidir. Âlemlerin Rabbi’ne itaat, emirlerine ittiba asıl, tuğyan arızidir. Namazın ikamesi asıl, namazsızlık arızidir. İffet asıl, iffetsizlik arızidir. Tesettür asıl, tesettürsüzlük arizidir. İnsanların asıldan ziyade arızi olana rağbet etmeleri, asıl olanı arızi, arızi olanı asıl yapmaz.
İstikamet krizine girmiş tevhidî uyanış süreci öncülerini hâllerini sorgulamaya çağrı -II-
Evet, hepinizin de takip ettiğiniz üzere, tevhidî uyanış süreci bakiyesi grupların savrulması ve ortak birikimimizi laik bir iktidara destek uğruna harcamaları yüzünden büyük bir yozlaşma yaşanıyor. Onlar yanlıştan dönüp tevbe ederek eski istikametlerine yönelerek ıslah çabası göstermeden susmak hem onlara hem de Allah’ın dinine zulümdür ve büyük vebale ortak olmaktır.
Evet, hepinizin de takip ettiğiniz üzere, tevhidî uyanış süreci bakiyesi grupların savrulması ve ortak birikimimizi laik bir iktidara destek uğruna harcamaları yüzünden büyük bir yozlaşma yaşanıyor. Onlar yanlıştan dönüp tevbe ederek eski istikametlerine yönelerek ıslah çabası göstermeden susmak hem onlara hem de Allah’ın dinine zulümdür ve büyük vebale ortak olmaktır.
Yunanistan'ın İslam'ı vesayet altına alma tavrı kabul edilemez evet, peki ya Türkiye'nin?
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın müftülükleri kendi yönetimi altına almaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Gerekli ve doğru bir açıklama. Lakin Dışişleri Bakanlığı'ndan, aynı tepkiyi Türkiye'ye de göstermesini ve "Diyanet teşkilatı eliyle İslam'ı ve İslam'ın mâbedlerini laik bir yönetimin vesayeti altına alma yaklaşımının kabul edilemez olduğunu" deklare etmesini bekliyoruz.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın müftülükleri kendi yönetimi altına almaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Gerekli ve doğru bir açıklama. Lakin Dışişleri Bakanlığı'ndan, aynı tepkiyi Türkiye'ye de göstermesini ve "Diyanet teşkilatı eliyle İslam'ı ve İslam'ın mâbedlerini laik bir yönetimin vesayeti altına alma yaklaşımının kabul edilemez olduğunu" deklare etmesini bekliyoruz.
İslam, akledenin dinidir
Genç Müslümanlar akıllı olunuz, düşününüz, okuyunuz ve yaşayınız öğrendiğiniz İslâmi doğruları.. Evet, yaşayınız ki sizlerde teşekkül edecek pırıl pırıl İslâmi kişilik çevrenizde örnek olsun ve insanların Allah’ın dinine tehalükü daha da artsın ve sizleri güzelleştiren İslam’ın kendilerini de güzelleştireceği düşüncesi yayılsın insanlar arasında, imrenenler artsın müslüman olmaya.
Genç Müslümanlar akıllı olunuz, düşününüz, okuyunuz ve yaşayınız öğrendiğiniz İslâmi doğruları.. Evet, yaşayınız ki sizlerde teşekkül edecek pırıl pırıl İslâmi kişilik çevrenizde örnek olsun ve insanların Allah’ın dinine tehalükü daha da artsın ve sizleri güzelleştiren İslam’ın kendilerini de güzelleştireceği düşüncesi yayılsın insanlar arasında, imrenenler artsın müslüman olmaya.
Türkiye, evet nassla yönetilmektedir
Devlet evet, bir nassa göre yönetilmektedir fakat bu, Allah ve Rasulünün değil, kendisini Allah’ın konumuna yerleştirmeyi çok istemiş başka ilahların ve başka rasullerin naslarıdır…
Devlet evet, bir nassa göre yönetilmektedir fakat bu, Allah ve Rasulünün değil, kendisini Allah’ın konumuna yerleştirmeyi çok istemiş başka ilahların ve başka rasullerin naslarıdır…
Kadın ve Aile Serisi 1- Batılı Kadının Özgürleştirilmesi - Hikayenin Tamamı | Dr.İyad Kunaybi (VİDEO)
Batı'da hikaye şöyle başladı: Kadın haksızlığa uğramıştır... Ona yapılan bu haksızlık da son bulmalıdır... Evet, haklı bir istek; ancak bu haksızlık nasıl son bulacak? Kadınların hak ve görevlerini hakîkat ve adâlet temelinde açıklayan ve sınırları belirleyen ilahî bir yasa var mı? Hayır... Batı'da insanlara sunulan böyle bir sistem yok.
Batı'da hikaye şöyle başladı: Kadın haksızlığa uğramıştır... Ona yapılan bu haksızlık da son bulmalıdır... Evet, haklı bir istek; ancak bu haksızlık nasıl son bulacak? Kadınların hak ve görevlerini hakîkat ve adâlet temelinde açıklayan ve sınırları belirleyen ilahî bir yasa var mı? Hayır... Batı'da insanlara sunulan böyle bir sistem yok.
Kemalistlerin
Beştepe sarayını eleştirelim evet, ki biz de o israfı eleştiriyoruz, ancak ondan önce bu memlekette ilki 1926 yılında İtalyan bir heykeltraşa bizzat M. Kemal tarafından halkın milyonlarca lirasıyla yaptırılıp dikilen Sarayburnu'ndaki heykel olmak üzere 95 yıllık asli israf kalemi olan heykel saltanatını eleştirelim, bu israf ve putperestliğe karşı sesimizi yükseltelim.
Beştepe sarayını eleştirelim evet, ki biz de o israfı eleştiriyoruz, ancak ondan önce bu memlekette ilki 1926 yılında İtalyan bir heykeltraşa bizzat M. Kemal tarafından halkın milyonlarca lirasıyla yaptırılıp dikilen Sarayburnu'ndaki heykel olmak üzere 95 yıllık asli israf kalemi olan heykel saltanatını eleştirelim, bu israf ve putperestliğe karşı sesimizi yükseltelim.
Din'in filizlendiği yer: Filistin
Evet, kendimi bildim bileli Filistin’i hep “Filizdin” yani dinin filizleneceği yer olan Filistin devleti olarak telaffuz etmek isterim.
Evet, kendimi bildim bileli Filistin’i hep “Filizdin” yani dinin filizleneceği yer olan Filistin devleti olarak telaffuz etmek isterim.
Neden, hak ölçülerle uyaran mü’minleri dışlayıp imanına zulüm bulaştıranları “veli” edindik?
Evet, maalesef bu hakikat biz Müslümanlar içinde de tezahür etmekte ve kardeşlerimizin Allah’ın bu emrini yerine getirmelerine tahammül edemeyip dışlayıcı ve irtibatı koparıcı tepkiler verebilmekteyiz. Bu husus hepimizi çokça düşündürmeli ve İslamî ölçü ve ahlakla bağdaşmayan bu yanlıştan bir an önce kurtulma çabası içine girmeli değil miyiz?
Evet, maalesef bu hakikat biz Müslümanlar içinde de tezahür etmekte ve kardeşlerimizin Allah’ın bu emrini yerine getirmelerine tahammül edemeyip dışlayıcı ve irtibatı koparıcı tepkiler verebilmekteyiz. Bu husus hepimizi çokça düşündürmeli ve İslamî ölçü ve ahlakla bağdaşmayan bu yanlıştan bir an önce kurtulma çabası içine girmeli değil miyiz?
Mustafa Bozacıoğlu, İktibas'ın Tevhidi duruş üzere 500. sayıya ulaşan istikrarını yazdı
Evet, dergimiz İktibas 500. sayıya ulaştı... Dalya, gümüş, altın dönem nitelemeleri yapılırken uzun soluklu birliktelikler için. Dergimiz adına bu istikrara nice övgüler az kalır.
Evet, dergimiz İktibas 500. sayıya ulaştı... Dalya, gümüş, altın dönem nitelemeleri yapılırken uzun soluklu birliktelikler için. Dergimiz adına bu istikrara nice övgüler az kalır.
12 Eylül darbesinin 40. yılı dolayısıyla darbelere bakış (VİDEO-HABER)
Bugün 11 Eylül 2020; yarın da 12 Eylül. Türkiye’de sık sık yapılan darbelerin en büyüğü ve zulmü en kapsamlı olan 12 Eylül darbesinin 40. Yıldönümü. Her on yılda bir darbe yapılması gelenek hale gelen bu ülkede, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerlere hiçbir ceza verilmemiştir. Sadece Fetöcüler diye adlandırılan ve darbede nasıl bir rol aldığı hâlâ belirsizliğini koruyan kişilere darbe bahanesiyle, cezası verilemeyen diğer darbelerin de cezası sanki onlara kesiliyor gibi, darbeye hiç katılmayan o grubun üyelerine de büyük cezalar verilmiştir. Evet, bilfiil darbe yapanlara ceza verilmezken, darbeye hiç katılmayan, sadece o cemaate sempati besleyen kimselere en ağır cezaları uygun gördüler. Bir tarafta, sonuçları açısından çok büyük zulümlere sebep olan 12 Eylül darbecilerine hiçbir ceza verilmez veya verilemezken, diğer taraftan başarısız bir darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan o cemaatin fertlerine yönelik büyük cezalar verildiğine şahit olduk.
Bugün 11 Eylül 2020; yarın da 12 Eylül. Türkiye’de sık sık yapılan darbelerin en büyüğü ve zulmü en kapsamlı olan 12 Eylül darbesinin 40. Yıldönümü. Her on yılda bir darbe yapılması gelenek hale gelen bu ülkede, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerlere hiçbir ceza verilmemiştir. Sadece Fetöcüler diye adlandırılan ve darbede nasıl bir rol aldığı hâlâ belirsizliğini koruyan kişilere darbe bahanesiyle, cezası verilemeyen diğer darbelerin de cezası sanki onlara kesiliyor gibi, darbeye hiç katılmayan o grubun üyelerine de büyük cezalar verilmiştir. Evet, bilfiil darbe yapanlara ceza verilmezken, darbeye hiç katılmayan, sadece o cemaate sempati besleyen kimselere en ağır cezaları uygun gördüler. Bir tarafta, sonuçları açısından çok büyük zulümlere sebep olan 12 Eylül darbecilerine hiçbir ceza verilmez veya verilemezken, diğer taraftan başarısız bir darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan o cemaatin fertlerine yönelik büyük cezalar verildiğine şahit olduk.
Bin 600 ekmeğe bir şapka!
Evet, kelle avcılarıyla konumuza dönecek olursak; bu zulüm, işkence ve idamlar; ekmeksiz kalan fakat “KELLESİZ” kalmak istemeyen yoksul İstanbul halkını canından bezdirmiş olacak ki, şapka kanununa muhalefet sanılmasın diye Beyoğlu şapkacılarına hücum etmişler, satılmasına imkân olmayan en tapon malları bile göz açıp kapayıncaya kadar altın fiyatına kapışmışlardı. Artık halk için sorun; şapka takıp takmamakla alakalı bir sorun olmaktan çıkmış, sorun sadece “Şapkanın giyileceği kafayı yerinde tutabilmeyi becerebilme sorunu” haline gelmişti.
Evet, kelle avcılarıyla konumuza dönecek olursak; bu zulüm, işkence ve idamlar; ekmeksiz kalan fakat “KELLESİZ” kalmak istemeyen yoksul İstanbul halkını canından bezdirmiş olacak ki, şapka kanununa muhalefet sanılmasın diye Beyoğlu şapkacılarına hücum etmişler, satılmasına imkân olmayan en tapon malları bile göz açıp kapayıncaya kadar altın fiyatına kapışmışlardı. Artık halk için sorun; şapka takıp takmamakla alakalı bir sorun olmaktan çıkmış, sorun sadece “Şapkanın giyileceği kafayı yerinde tutabilmeyi becerebilme sorunu” haline gelmişti.
İslâm karşıtı düzene evet, İstanbul Sözleşmesine hayır öyle mi?
Ali Rıza Demircan: İslâm’ı dışlayan egemen yasal düzenimiz ortada. Diyanet, Tarikatler, İlahiyatlar dilsiz şeytan olmuş. Baş tacı ettiğimiz laik düzene çıt yok. Ama devede kulak bile olmayan İstanbul Sözleşmesine karşıyız.
Ali Rıza Demircan: İslâm’ı dışlayan egemen yasal düzenimiz ortada. Diyanet, Tarikatler, İlahiyatlar dilsiz şeytan olmuş. Baş tacı ettiğimiz laik düzene çıt yok. Ama devede kulak bile olmayan İstanbul Sözleşmesine karşıyız.
Lâ diyememek -V-
Evet, koşmamız gerekiyorsa koşmamız lazım. Sonra geç olabilir, Habibi Neccar hem koşmuştu, hem de hak yolda Resullere destek olmuştu. Ve sonunda Allah’ın rahmetiyle cennete uçtu. Mümin şahsiyetin güzel bir örneği.
Evet, koşmamız gerekiyorsa koşmamız lazım. Sonra geç olabilir, Habibi Neccar hem koşmuştu, hem de hak yolda Resullere destek olmuştu. Ve sonunda Allah’ın rahmetiyle cennete uçtu. Mümin şahsiyetin güzel bir örneği.
Sandalyeler kaldırılınca câmiler aslına dönmüş oldu mu?
Câmileri salt, hayattan ve hâkimiyet ilişkilerinden bağımsız bir “ritüel mâbedi” olarak algılayan bir yaklaşım açısından evet bu genelge, câmilerin şeklen kiliseye dönüştürülmesi tehlikesini ortadan kaldırmıştır ve dolayısıyla “câmiler aslına dönmüştür.”
Câmileri salt, hayattan ve hâkimiyet ilişkilerinden bağımsız bir “ritüel mâbedi” olarak algılayan bir yaklaşım açısından evet bu genelge, câmilerin şeklen kiliseye dönüştürülmesi tehlikesini ortadan kaldırmıştır ve dolayısıyla “câmiler aslına dönmüştür.”
Makaleler
Hava Durumu