"Kibir" Arama Sonuçları
Olmayan kıtlık ve olan pahalılık
Aslında fakirlerin ihtiyaçlı olmasından ziyade, zenginlerin "açlığı" söz konusu. Doymuyorlar, bu gidişle hiç doymayacaklar. Kibirlilik, doyamama, bencillik cimrilik yaşam tarzlarıdır. Bizden ya köle, ya da ölü olmamızı istiyorlar. Soluduğumuz hava onların elinde olsaydı ücrete tabi tutarlardı.
Aslında fakirlerin ihtiyaçlı olmasından ziyade, zenginlerin "açlığı" söz konusu. Doymuyorlar, bu gidişle hiç doymayacaklar. Kibirlilik, doyamama, bencillik cimrilik yaşam tarzlarıdır. Bizden ya köle, ya da ölü olmamızı istiyorlar. Soluduğumuz hava onların elinde olsaydı ücrete tabi tutarlardı.
Toplumlar nasıl çöker ve yükselirler?
Çökmeye başlayan bu ülkelerin o günkü yöneticilerinin ve toplumlarının zihniyetlerine, yaşam tarzına ve birbirleriyle olan ilişkilerine bakıldığında genellikle şu manzara ile karşılaşırsınız: Gösteriş, riyakarlık, gurur, kibir ve yalakalık...
Çökmeye başlayan bu ülkelerin o günkü yöneticilerinin ve toplumlarının zihniyetlerine, yaşam tarzına ve birbirleriyle olan ilişkilerine bakıldığında genellikle şu manzara ile karşılaşırsınız: Gösteriş, riyakarlık, gurur, kibir ve yalakalık...
Enverland!
Almanlar ise Türkiye’ye giden trenlerin üzerine bile “ENVERLAND’a (Enver’in Ülkesi’ne) gider” yazmışlardır. “Devlet-i Ebed Müddet’ten Enverland’a!” Kibir ve ihtiras demiştik ya! Paşa’nın şu ifadelerine bakınız: “Beni Napolyon’a benzetmişlerdi, kabul etmem, çünkü ben ikinci adam olamam.”
Almanlar ise Türkiye’ye giden trenlerin üzerine bile “ENVERLAND’a (Enver’in Ülkesi’ne) gider” yazmışlardır. “Devlet-i Ebed Müddet’ten Enverland’a!” Kibir ve ihtiras demiştik ya! Paşa’nın şu ifadelerine bakınız: “Beni Napolyon’a benzetmişlerdi, kabul etmem, çünkü ben ikinci adam olamam.”
''Şirk''in ayak sesleri
Kul ile Allah arasına serpiştirdikleri bu ilahları, kamuflaj malzemesi olarak kullanan “mele” takımı; kibir ve gururlarından, oyunbazlık ve hokkabazlıklarından, gariban halka karşı ahkam kesiliyorlardı! Bunlar, zalim krallara, despotlara, müstekbirlere karşı ise kırıtarak, sırıtarak, büklüm büklüm oluyor, envai şekil ve kılıklara bürünerek çok yüzlülüğün alasını sergiliyorlardı. Çünkü onların eteklerine yapışarak dünyalık mal, mevki, makam, şan ve şöhret devşirmekteydiler.
Kul ile Allah arasına serpiştirdikleri bu ilahları, kamuflaj malzemesi olarak kullanan “mele” takımı; kibir ve gururlarından, oyunbazlık ve hokkabazlıklarından, gariban halka karşı ahkam kesiliyorlardı! Bunlar, zalim krallara, despotlara, müstekbirlere karşı ise kırıtarak, sırıtarak, büklüm büklüm oluyor, envai şekil ve kılıklara bürünerek çok yüzlülüğün alasını sergiliyorlardı. Çünkü onların eteklerine yapışarak dünyalık mal, mevki, makam, şan ve şöhret devşirmekteydiler.
Ey teslimiyet, senin adın İslam!
Olması gereken odur ki, kurbanı kesen de, kesilen kurbandan hisse alan da takva üzere olmalıdır. Yani keseceği kurbanı gücünün yeteceğinin en güzelini almak, hayvana sevgi ve merhametle davranmak, hisse ile kesenlerin kalben mutmain olması ve kimsenin diğer hisse sahibinin hissesinde gözünün kalmaması, ya da etin kilogram hesabının peşine düşmemek. Yahut da kurbanlığı bir kibir vesilesi yapmamak, hisse dağıtırken mütevazı olmak, el âleme nisbet olsun bakın ne hayvan almışızın derdine düşmemek.
Olması gereken odur ki, kurbanı kesen de, kesilen kurbandan hisse alan da takva üzere olmalıdır. Yani keseceği kurbanı gücünün yeteceğinin en güzelini almak, hayvana sevgi ve merhametle davranmak, hisse ile kesenlerin kalben mutmain olması ve kimsenin diğer hisse sahibinin hissesinde gözünün kalmaması, ya da etin kilogram hesabının peşine düşmemek. Yahut da kurbanlığı bir kibir vesilesi yapmamak, hisse dağıtırken mütevazı olmak, el âleme nisbet olsun bakın ne hayvan almışızın derdine düşmemek.
Makaleler
Hava Durumu