"Vahyin" Arama Sonuçları
Cahiliyenin Alametleri
‘Cahiliye’ malumunuz vahyin son ziya ve şifasının inzal buyrulduğu, o meş’um, istikametten sapmanın vaki, toplumsal çürüme ve bozulmanın meşhur olduğu dönemin ve bunu meydana getirip sürdüren toplumun sıfatı, tesmiyesidir.
‘Cahiliye’ malumunuz vahyin son ziya ve şifasının inzal buyrulduğu, o meş’um, istikametten sapmanın vaki, toplumsal çürüme ve bozulmanın meşhur olduğu dönemin ve bunu meydana getirip sürdüren toplumun sıfatı, tesmiyesidir.
İktibas Dergisi “Ekonomi ve Müslümanlar” manşeti ile çıktı
İktibas’ın 537. sayısı ekonomi konusunu manşete taşıyan kapağıyla okurlarına ulaştı. Derginin yorum sayfalarında, kapitalist liberal ekonomik sistemin getirdiği huzursuzluğa dikkat çekilirken, İslami ekonomi düzenin vahyin ışığı altında oluştuğu vurgulanıyor.
İktibas’ın 537. sayısı ekonomi konusunu manşete taşıyan kapağıyla okurlarına ulaştı. Derginin yorum sayfalarında, kapitalist liberal ekonomik sistemin getirdiği huzursuzluğa dikkat çekilirken, İslami ekonomi düzenin vahyin ışığı altında oluştuğu vurgulanıyor.
Kadir gecesi üzerine
İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.
İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.
Okuma(ma)nın zararları
Vahyin, ilmin, âlimin, okumanın ve yaratılış gayesinin önemini doğru anlamak istiyorsak Kur’an’a kulak vermek zorundayız. “(Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
Vahyin, ilmin, âlimin, okumanın ve yaratılış gayesinin önemini doğru anlamak istiyorsak Kur’an’a kulak vermek zorundayız. “(Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
Farklı boyutları ve merhaleleriyle “Hicret”
Vahyin ilk inzal sürecinde hicret emrinin yer aldığı bir diğer ayet, Müzzemmil sûresi 10. ayettir. Rabbimiz bu ayette “Onların söylediklerine sabret ve onlardan güzelce ayrıl (vehcurhum hecrân cemîla)” buyurmaktadır. Bu hicreti “siyasal/kurumsal hicret” olarak nitelemek mümkündür.
Vahyin ilk inzal sürecinde hicret emrinin yer aldığı bir diğer ayet, Müzzemmil sûresi 10. ayettir. Rabbimiz bu ayette “Onların söylediklerine sabret ve onlardan güzelce ayrıl (vehcurhum hecrân cemîla)” buyurmaktadır. Bu hicreti “siyasal/kurumsal hicret” olarak nitelemek mümkündür.
İLKAV'dan online konferansa dâvet
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın online eğitim konferanslarının bu haftaki misafiri Mehmet Pamak. Pamak'ın, "Mekke'den Medine'ye Vahyin İnşaında Vahyin Yönlendirdiği Nebevi Yöntem ve Yoldaki İşaretler" başlıklı konferansı inşallah bu Pazar Saat: 15.00'da İLKAV youtube kanalında.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın online eğitim konferanslarının bu haftaki misafiri Mehmet Pamak. Pamak'ın, "Mekke'den Medine'ye Vahyin İnşaında Vahyin Yönlendirdiği Nebevi Yöntem ve Yoldaki İşaretler" başlıklı konferansı inşallah bu Pazar Saat: 15.00'da İLKAV youtube kanalında.
Neden Mekke'deki gibi bir cemaat oluşturamadık?
Dinimizin emretmiş olduğu hükümlerin gerçekleşmesi için kolektif irade ve aklı üretmemiz ve güç birliği yapmamız gerekmektedir. Buna rağmen, tevhidî uyanış süreci olan 40 yıllık önemli bir birikimimiz olduğu halde, neden tevhidde vahdet oluşturup insanlığa vahyin şahidliğini yapacak kolektif bir iradeyi, ülke çapında kuşatıcı örnek bir İslam cemaatini, ümmeti yeniden inşa edecek Kur’an neslini oluşturamadık?
Dinimizin emretmiş olduğu hükümlerin gerçekleşmesi için kolektif irade ve aklı üretmemiz ve güç birliği yapmamız gerekmektedir. Buna rağmen, tevhidî uyanış süreci olan 40 yıllık önemli bir birikimimiz olduğu halde, neden tevhidde vahdet oluşturup insanlığa vahyin şahidliğini yapacak kolektif bir iradeyi, ülke çapında kuşatıcı örnek bir İslam cemaatini, ümmeti yeniden inşa edecek Kur’an neslini oluşturamadık?
Hayat ve ölüm üzerine
Hayat ve hidâyet Kitab’ı olan Kur’ân’ı hakkıyla okuyarak ona iman edenler, Allah’tan gelen sahih bilgi ve ilme ulaşanlar, akletme kabiliyetini kullanarak yaratılışı, dünya hayatını, imtihanı, ölümü, hesap gününü ve bütün bunların Sahibini, vahyin belirlediği boyutlarıyla kavrayabileceklerdir. Böylece kısacık dünya ömrünün bir imtihan alanı olduğu bilinciyle hareket ederek âhirete hazırlık yapabilecek ve hüsrâna uğramaktan kurtulma umudunu yakalayabileceklerdir.
Hayat ve hidâyet Kitab’ı olan Kur’ân’ı hakkıyla okuyarak ona iman edenler, Allah’tan gelen sahih bilgi ve ilme ulaşanlar, akletme kabiliyetini kullanarak yaratılışı, dünya hayatını, imtihanı, ölümü, hesap gününü ve bütün bunların Sahibini, vahyin belirlediği boyutlarıyla kavrayabileceklerdir. Böylece kısacık dünya ömrünün bir imtihan alanı olduğu bilinciyle hareket ederek âhirete hazırlık yapabilecek ve hüsrâna uğramaktan kurtulma umudunu yakalayabileceklerdir.
“Büyüklük taslayan kimselerin kahrolduğu ve boyun eğdiği yer”
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Pamak: Yaşanan Büyük Yozlaşmanın da, Aile İçi Şiddetin de Sebebi Laik Uygulamalardır -I-
AKP iktidarlarının programlarıyla gerçekleşen gönüllü sekülerleşme ve laikleşmenin sonucunda acı gerçek şudur ki, Kur’an’ı hakkıyla okumaktan uzak düşmüş on milyonlarca “Müslüman”, vahyin ölçülerinde Müslüman olmanın gereklerinden habersiz ve uzak bir konumda oldukları halde, Müslüman olduğunu zannederek hüsrana doğru sürüklenmektedir.
AKP iktidarlarının programlarıyla gerçekleşen gönüllü sekülerleşme ve laikleşmenin sonucunda acı gerçek şudur ki, Kur’an’ı hakkıyla okumaktan uzak düşmüş on milyonlarca “Müslüman”, vahyin ölçülerinde Müslüman olmanın gereklerinden habersiz ve uzak bir konumda oldukları halde, Müslüman olduğunu zannederek hüsrana doğru sürüklenmektedir.
Radyo Denge'de "Kur'an ve Toplum" paneli gerçekleştirildi (VİDEO)
Radyo Denge´de, Kur´an ay´ı Ramazan´ı geride bıraktığımız şu günlerde, Kur´an´la hayatımızı güzelleştirme, Kur´an´ın emir ve ulema profilinin çizildiği ve Kur´an vahyinin sosyalleştirilmesinin konu edildiği, Kur´an´ı gündemimizde tutmaya yönelik değerlendirmeleri içeren, Osman Yıldız´ın yönettiği ve Ahmed Kalkan, Ahmed Turgut Ulucak ve Emrullah Ayan´ın konuşmacı olarak katıldığı Kur´an ve Toplum paneli canlı olarak gerçekleştirildi. Programın video kaydını istifadenize sunuyoruz:
Radyo Denge´de, Kur´an ay´ı Ramazan´ı geride bıraktığımız şu günlerde, Kur´an´la hayatımızı güzelleştirme, Kur´an´ın emir ve ulema profilinin çizildiği ve Kur´an vahyinin sosyalleştirilmesinin konu edildiği, Kur´an´ı gündemimizde tutmaya yönelik değerlendirmeleri içeren, Osman Yıldız´ın yönettiği ve Ahmed Kalkan, Ahmed Turgut Ulucak ve Emrullah Ayan´ın konuşmacı olarak katıldığı Kur´an ve Toplum paneli canlı olarak gerçekleştirildi. Programın video kaydını istifadenize sunuyoruz:
Ramazan denince aklınıza ilk ne geliyor?
Kur’an’ı dışarıda bıraktığınızda, Hira’nın, Kadir gecesinin anlam ve işlevini gündemleştirmediğinizde, bir Ramazan ayının Kadir gecesinde, Hira’da insanlığa yağmaya başlayan vahyin yeniden bir de sizin üzerinize yağması için talepkâr olmadığınızda Ramazanı anlayamamış, Ramazana adım atmamışsınız demektir.
Kur’an’ı dışarıda bıraktığınızda, Hira’nın, Kadir gecesinin anlam ve işlevini gündemleştirmediğinizde, bir Ramazan ayının Kadir gecesinde, Hira’da insanlığa yağmaya başlayan vahyin yeniden bir de sizin üzerinize yağması için talepkâr olmadığınızda Ramazanı anlayamamış, Ramazana adım atmamışsınız demektir.
Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa, ancak Kur’an’a uygun yaşayıp takvayı kuşananlar ulaşabilir
Vahyin belirlediği ve Rasûlün (s) sünnetinin güzel örneğini oluşturduğu sahih İslam anlayışıyla bağdaşmayan ve yüzyıllara sâri yozlaşma sürecinde üretilen birçok bid’at ve hurafelerle kuşatılmış geleneksel din anlayışında, yaşantısına bakılmaksızın lâfzen “kelime-i şahadet”i söyleyen ve “müslümanım” diyen herkesin Allah’ın rahmetine müstahak olduğu ve kurtuluşa ereceği zannedilir. Ve ölen herkese kolayca “rahmet ve mağfiret” duası yapılır. Hâlbuki Kur’an’daki birçok âyet, Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa erebilmek için, kişinin Allah’ın azabından korkup sakınarak O’nun emir ve yasaklarına uyma sorumluluk bilinciyle Kur’an’a uygun takvalı bir hayat yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah’ın, ancak böyle bir hayatı yaşayarak kurtuluşu hak edenlere rahmet edeceği bildirilmektedir.
Vahyin belirlediği ve Rasûlün (s) sünnetinin güzel örneğini oluşturduğu sahih İslam anlayışıyla bağdaşmayan ve yüzyıllara sâri yozlaşma sürecinde üretilen birçok bid’at ve hurafelerle kuşatılmış geleneksel din anlayışında, yaşantısına bakılmaksızın lâfzen “kelime-i şahadet”i söyleyen ve “müslümanım” diyen herkesin Allah’ın rahmetine müstahak olduğu ve kurtuluşa ereceği zannedilir. Ve ölen herkese kolayca “rahmet ve mağfiret” duası yapılır. Hâlbuki Kur’an’daki birçok âyet, Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa erebilmek için, kişinin Allah’ın azabından korkup sakınarak O’nun emir ve yasaklarına uyma sorumluluk bilinciyle Kur’an’a uygun takvalı bir hayat yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah’ın, ancak böyle bir hayatı yaşayarak kurtuluşu hak edenlere rahmet edeceği bildirilmektedir.
İmanını ispat eden tutarlı Mü’minler ve vahyin şahidi “Müslimler” olmak - II -
Sadece iman ettim diyenlerin kurtuluşa ereceğine dair bir tek ayet yoktur. İman ve salih amelin hep ard arda zikredilmesi, salih amel olmaksızın sadece iman ettik demekle kurtuluşun mümkün olmaması sebebiyledir. İman olmadan yapılan amel salih amel olmaz. Bu kişilerin yaptıkları zahiren hayırlı ve olumlu ameller bile boşa gider. Bu tür ameller, yalanlayanlara ancak dünyada ve insanlar nezdinde bir olumlu görüntü ve itibar sağlasa da, Allah nezdinde hiçbir karşılığı olmaz. Kur’an’da inkârcıların, yalanlayanların amellerinin boşa çıktığı haber verilmektedir.
Sadece iman ettim diyenlerin kurtuluşa ereceğine dair bir tek ayet yoktur. İman ve salih amelin hep ard arda zikredilmesi, salih amel olmaksızın sadece iman ettik demekle kurtuluşun mümkün olmaması sebebiyledir. İman olmadan yapılan amel salih amel olmaz. Bu kişilerin yaptıkları zahiren hayırlı ve olumlu ameller bile boşa gider. Bu tür ameller, yalanlayanlara ancak dünyada ve insanlar nezdinde bir olumlu görüntü ve itibar sağlasa da, Allah nezdinde hiçbir karşılığı olmaz. Kur’an’da inkârcıların, yalanlayanların amellerinin boşa çıktığı haber verilmektedir.
İmanını ispat eden tutarlı Mü’minler ve vahyin şahidi “Müslimler” olmak – I
Kur’an’ın belirlediği mü’min ve müslimliğin en temel şartı; hayatın bütün alanlarında hükmüne tabi olunması, kendisine itaat ve ibadet edilmesi gereken tek İlah ve Rab olarak Allah’ı kabul etmek, Allah’tan başka ilahlık ve Rablik taslayan şeytan, heva ya da tağutların arzularına ve hükümlerine itaat etmeyi reddetmektir. (Enbiya, 21/25, Yasin, 36/60, Casiye, 45/18, Nahl, 16/36). Bu imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır
Kur’an’ın belirlediği mü’min ve müslimliğin en temel şartı; hayatın bütün alanlarında hükmüne tabi olunması, kendisine itaat ve ibadet edilmesi gereken tek İlah ve Rab olarak Allah’ı kabul etmek, Allah’tan başka ilahlık ve Rablik taslayan şeytan, heva ya da tağutların arzularına ve hükümlerine itaat etmeyi reddetmektir. (Enbiya, 21/25, Yasin, 36/60, Casiye, 45/18, Nahl, 16/36). Bu imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır
Duha suresinin bu günümüze anlattıkları
Resulullah vefat ettiğinde Ummu Eymen(ra) ağlar. Ona derlerki neden ağlıyorsun? Resulullah arzuladığı yere gitti. O da şu cevabı verir. Ben Resulullahın varacağı yeri biliyorum. Ben onun ölümüne değil, vahyin semamızdan kesilmesine ağlıyorum. Evet vahyin kesilmesi bizi bu hale getirdi. Ve bu hal vahye dönünceye kadar devam edecektir.
Resulullah vefat ettiğinde Ummu Eymen(ra) ağlar. Ona derlerki neden ağlıyorsun? Resulullah arzuladığı yere gitti. O da şu cevabı verir. Ben Resulullahın varacağı yeri biliyorum. Ben onun ölümüne değil, vahyin semamızdan kesilmesine ağlıyorum. Evet vahyin kesilmesi bizi bu hale getirdi. Ve bu hal vahye dönünceye kadar devam edecektir.
Ebu Talib iktidar olsa...
İşte bizler Mekke'deki Müslümanlar gibiyiz, yani sistemin parçalarından bir parça değiliz. Biz bir tarafız vahyin tarafıyız. Batıla ve tuğyani, şirk düzenlere karşın Hakkın tarafıyız. Zulmün yerine adaletin tarafıyız.
İşte bizler Mekke'deki Müslümanlar gibiyiz, yani sistemin parçalarından bir parça değiliz. Biz bir tarafız vahyin tarafıyız. Batıla ve tuğyani, şirk düzenlere karşın Hakkın tarafıyız. Zulmün yerine adaletin tarafıyız.
"Statükonun dini", hep Allah’ın yeryüzündeki hâkimiyetiyle uğraşmış, onu engellemeye çalışmıştır. Özellikle de, statükonun sahiplerinin çıkarına hizmet etsin diye, siyasal, ekonomik, hukuki toplumsal, kamusal alana Allah’ın vahyinin hükmetmesine engel olmaya yönelmiştir. Kamusal alanı kendi hâkimiyet alanı olarak ilan edip yeryüzündeki ilahlığı egemenlerin hevalarına bırakarak Allah’ın göklerdeki ve evrenin işleyişindeki kozmik hâkimiyetini O’na lütfeder gibi bir tutum içine girmiştir.
"Kur'an'ın, İslami bir devlet yönetim biçimi öngörmediği söylentileri boştur"
Venhar Kur'anevi Cumartesi sohbetlerinde geçtiğimiz Cumartesi akşamı (17 Mart 2018) Mustafa Kahya 'Kur'an Bütünlüğü Açısından Laiklik' konusunu anlattı. Kahya yaklaşık 15 yıldır Müslümanlar tarafından pek de gümdem edilmeyen bir kavramı yeniden tartışmaya taşımış oldu. Kur'an'ın, İslami bir Devlet yönetim biçimi öngörmediği söylentilerinin boş birer söz olduğunu, 'demokrasi'nin salt bir seçim yöntemi olmaktan öte bir yaşam biçimi olduğunu ve insanların "Kur'an'da her şey vardır" sözünden yanlış çıkarımlarda bulunduklarını vurguladı. Vahyin temel ölçütleri belirlediğini ve bize ulaşan sahih sünnet ile uygulamayı öğrendiğimizi aktardı.
Venhar Kur'anevi Cumartesi sohbetlerinde geçtiğimiz Cumartesi akşamı (17 Mart 2018) Mustafa Kahya 'Kur'an Bütünlüğü Açısından Laiklik' konusunu anlattı. Kahya yaklaşık 15 yıldır Müslümanlar tarafından pek de gümdem edilmeyen bir kavramı yeniden tartışmaya taşımış oldu. Kur'an'ın, İslami bir Devlet yönetim biçimi öngörmediği söylentilerinin boş birer söz olduğunu, 'demokrasi'nin salt bir seçim yöntemi olmaktan öte bir yaşam biçimi olduğunu ve insanların "Kur'an'da her şey vardır" sözünden yanlış çıkarımlarda bulunduklarını vurguladı. Vahyin temel ölçütleri belirlediğini ve bize ulaşan sahih sünnet ile uygulamayı öğrendiğimizi aktardı.
Makaleler
Hava Durumu