"halklar" Arama Sonuçları
Kur'an'ı Yakan Batılılar, Kur'an'la Hükmetmeyen Doğulular
Asıl üzerinde durmamız gereken, Türkiye'deki ve İslam dünyasının diğer bölgelerindeki yöneticilerin, Kur'an'a yönelik bu tür saldırılar karşısında halkların tabir yerindeyse gazını almaya yönelik açıklamalarla Kur'an'a sahip çıkma görüntüsü verip meseleyi geçiştirmeleridir. Oysa Kur'an'a sahip çıkmak, onunla hükmetmek, onu hayatın her alanında egemen kılmaktır.
Asıl üzerinde durmamız gereken, Türkiye'deki ve İslam dünyasının diğer bölgelerindeki yöneticilerin, Kur'an'a yönelik bu tür saldırılar karşısında halkların tabir yerindeyse gazını almaya yönelik açıklamalarla Kur'an'a sahip çıkma görüntüsü verip meseleyi geçiştirmeleridir. Oysa Kur'an'a sahip çıkmak, onunla hükmetmek, onu hayatın her alanında egemen kılmaktır.
Ekonomide pandeminin 1. yılı: Pahalılık, işsizlik ve fakirlik arttı
TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan: “Birçok ülkede hane halklarına ve şirketlere yapılan yardımlar millî gelirlerinin yüzde 15-20’sine kadar çıkarken, bizde yüzde 1’de kaldı.”
TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan: “Birçok ülkede hane halklarına ve şirketlere yapılan yardımlar millî gelirlerinin yüzde 15-20’sine kadar çıkarken, bizde yüzde 1’de kaldı.”
Mısırlı soğanlar
Sisi, diktatör değil miydi yahu! Ülkemizi yönetenler Rabia işareti yapmıyorlar mıydı! Yoksa dört parmak işaretiyle dört sene sonra sizden acı ithal edeceğiz demek istiyorlardı da biz mi anlamadık! Her şey seçim yatırımı mıydı! Her seçim döneminde bir acıyla korkutmak mı lazımdı! Halkı acıyla terbiye etmek mi gerek! Hani halkın huzuru! Nerede halkların huzuru!
Sisi, diktatör değil miydi yahu! Ülkemizi yönetenler Rabia işareti yapmıyorlar mıydı! Yoksa dört parmak işaretiyle dört sene sonra sizden acı ithal edeceğiz demek istiyorlardı da biz mi anlamadık! Her şey seçim yatırımı mıydı! Her seçim döneminde bir acıyla korkutmak mı lazımdı! Halkı acıyla terbiye etmek mi gerek! Hani halkın huzuru! Nerede halkların huzuru!
Ey "Müslüman"lar gelin "Müslim" olalım
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
Demokrasi özgürlük ve halkların kardeşliği yalanı
İlk bölümde kısa ve özet şeklinde geçtiğimiz seçim süreci ve sürecte yaşananlara bakış açımzı, bu bölümde biraz daha esas çevçeve içerisinde değerlendirmek isterim. Nedir bu esas çerçeve ? Meselenin temeline oturtumaya çalışılan ve Müslüman toplumlara yavaş yavaş sevdirilen demokrasi-özgürlük ikilemi toplum tarafından ne sorguya tutuldu vede bunun İslam hukuku açısından durumu değerlendirildi. Bu batıl yaşam biçimleri ve modelleri İslam toplumlarına sevidirilirken elbette yerel güçlerdende destek alındı, zaten toplumsal yaşam biçimleri o toplumun değer verdiği kişiler eliyle gerçekleşirse toplumun ona itibar etmesi daha kolay ve hızlı olur.
İlk bölümde kısa ve özet şeklinde geçtiğimiz seçim süreci ve sürecte yaşananlara bakış açımzı, bu bölümde biraz daha esas çevçeve içerisinde değerlendirmek isterim. Nedir bu esas çerçeve ? Meselenin temeline oturtumaya çalışılan ve Müslüman toplumlara yavaş yavaş sevdirilen demokrasi-özgürlük ikilemi toplum tarafından ne sorguya tutuldu vede bunun İslam hukuku açısından durumu değerlendirildi. Bu batıl yaşam biçimleri ve modelleri İslam toplumlarına sevidirilirken elbette yerel güçlerdende destek alındı, zaten toplumsal yaşam biçimleri o toplumun değer verdiği kişiler eliyle gerçekleşirse toplumun ona itibar etmesi daha kolay ve hızlı olur.
Yaşasın demokrasi özgürlük ve halkların kardeşliği falan !
Biz Müslüman bir toplumda ve Müslümanca yaşamak istiyorsak; toplumun her safhasında İslam’ın değerlerini yüceltmek zorundayız ve bu ancak Kur’an ve Sünnet’e uygun bir model ve yöntemle gerçekleşir. Demokrasi-özgürlük isteklerinin ne kadar sahte ve ancak kendilerinden yana olduğunuzda geçerli bir ölçü olduğunu anlamak için sadece son 2 günde yaşananlara dikkat çekmek yeterlidir
Biz Müslüman bir toplumda ve Müslümanca yaşamak istiyorsak; toplumun her safhasında İslam’ın değerlerini yüceltmek zorundayız ve bu ancak Kur’an ve Sünnet’e uygun bir model ve yöntemle gerçekleşir. Demokrasi-özgürlük isteklerinin ne kadar sahte ve ancak kendilerinden yana olduğunuzda geçerli bir ölçü olduğunu anlamak için sadece son 2 günde yaşananlara dikkat çekmek yeterlidir
Müslüman için yegâne seçim İslam'dır
Türkiye ve halkı Müslümanım diyen ülkeler halkları için sağlıklı seçim İslâm’dır. Bu seçimi vaktiyle yapan bu halklar seçimlerinin mürüvvetlerini de görmüşlerdir…
Türkiye ve halkı Müslümanım diyen ülkeler halkları için sağlıklı seçim İslâm’dır. Bu seçimi vaktiyle yapan bu halklar seçimlerinin mürüvvetlerini de görmüşlerdir…
İlkav Cuma Hutbesi: Vahdet
Eğer bugün yeryüzünde yaşamakta olan 2 milyara yakın Müslüman halklar aralarındaki hiçbir akli yönü bulunmayan, ihtilaf doğuran söz, hareket ve çekişmelerle birbirlerini tekfir edeceklerine Rasulullah (sav)’in buyurduğu gibi (…) Kardeşler olarak güçlerini birleştirip birer kova su dökseler inanınız ki İsrail’i sel alıp götürürdü. Ya da sırf tükürseler bile İsrail’i tükürükleriyle boğarlardı.
Eğer bugün yeryüzünde yaşamakta olan 2 milyara yakın Müslüman halklar aralarındaki hiçbir akli yönü bulunmayan, ihtilaf doğuran söz, hareket ve çekişmelerle birbirlerini tekfir edeceklerine Rasulullah (sav)’in buyurduğu gibi (…) Kardeşler olarak güçlerini birleştirip birer kova su dökseler inanınız ki İsrail’i sel alıp götürürdü. Ya da sırf tükürseler bile İsrail’i tükürükleriyle boğarlardı.
İLKAV'da "Kudüs Günü" konferansı gerçekleştirildi (VİDEO)
Uzun yıllardır halkı Müslüman olan ülkelerde Ramazan ayının son Cuması Dünya Kudüs Günü olarak çeşitli etkinliklere sahne olmaktadır. Bu bağlamda İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV’da Ramazan ayının son Cumasında Hamas’ın Yemen Temsilcisi Abdulmuti Zakkot konuşmacı oldu. Tercümanlığını yine Filistinli bir doktor olan Mahmut Arkavî yaptı. Vakıf yöneticilerinden Yıldırım Ak’ın sorularını cevaplayan Hamas temsilcisi, Filistin, Yemen ve Suriye meseleleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Hamas’ın bu fitne ortamındaki pozisyonunu ve Gazze’deki son durumları ele aldı. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’e dikkat çeken konuşmacı, ümmetin Mescid-i Aksa farkındalığını unutmaması gereği üzerinde durdu. Bu coğrafya üzerindeki sorunların ancak kendi halkları arasında Müslümanca çözülebileceğini, akan kanın kardeş kanı olduğunu ve bu karmaşadan en çok Siyonist rejimin istifade ettiğini ifade etti.
Uzun yıllardır halkı Müslüman olan ülkelerde Ramazan ayının son Cuması Dünya Kudüs Günü olarak çeşitli etkinliklere sahne olmaktadır. Bu bağlamda İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV’da Ramazan ayının son Cumasında Hamas’ın Yemen Temsilcisi Abdulmuti Zakkot konuşmacı oldu. Tercümanlığını yine Filistinli bir doktor olan Mahmut Arkavî yaptı. Vakıf yöneticilerinden Yıldırım Ak’ın sorularını cevaplayan Hamas temsilcisi, Filistin, Yemen ve Suriye meseleleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Hamas’ın bu fitne ortamındaki pozisyonunu ve Gazze’deki son durumları ele aldı. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’e dikkat çeken konuşmacı, ümmetin Mescid-i Aksa farkındalığını unutmaması gereği üzerinde durdu. Bu coğrafya üzerindeki sorunların ancak kendi halkları arasında Müslümanca çözülebileceğini, akan kanın kardeş kanı olduğunu ve bu karmaşadan en çok Siyonist rejimin istifade ettiğini ifade etti.
Zalimler için yaşasın cehennem
Tüm zalimlerin ve katillerin atası Kabil’dir. Ve bugünlerde yaşananlar da özelde Halep ve Suriye’de, genelde tüm İslam coğrafyasında sanki kaderleri imişcesine yaşananlar Kabil’in, firavunların ve nemrutların torunlarınca bu mazlum insanlara, bu Müslüman halklara hem de çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden ABD ve dostları, batılı ve doğulu kana doymayan vampirlerce yaşatılıyor.
Tüm zalimlerin ve katillerin atası Kabil’dir. Ve bugünlerde yaşananlar da özelde Halep ve Suriye’de, genelde tüm İslam coğrafyasında sanki kaderleri imişcesine yaşananlar Kabil’in, firavunların ve nemrutların torunlarınca bu mazlum insanlara, bu Müslüman halklara hem de çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden ABD ve dostları, batılı ve doğulu kana doymayan vampirlerce yaşatılıyor.
Sinirlioğlu'na göre "Bölgede eninde sonunda seküler demokratik bir düzen kurulacak"
Ferudun Sinirlioğlu: Bu çokkültürlü coğrafyanın inanç ve din özgürlüğü temelinde seküler, demokratik bir geleceğe doğru yönelmesi gerektiğini de görüyoruz. Zaten 2011’de başlayan Arap Baharı da bu taleple ortaya çıkmıştır. İnsanlar demokrasi talep ediyordu. Demokrasi ve sekülerizm birlikte gündemdeydi. Bu süreç başlangıçta çok büyük beklentilerle hemen netice alınabilecekmiş gibi erken ve aşırı bir iyimserlik havası yarattı. Ama hemen arkasından da büyük bir karamsarlık ortaya çıktı. Ne o iyimserlik doğru yaklaşımdır ne de daha sonra içine düşülen karamsarlık. “Bu bölgenin kültürüyle demokrasi bağdaşmaz” yaklaşımı çok yanlış ve hatta ırkçı bir anlayışın ürünüdür. Akdeniz’in güneyinde ve doğusunda 2011’de başlayan demokratikleşme ve Akdeniz’in kuzeyindeki demokrasilerle ortak paydada buluşma süreci devam edecek. Bu değişim ve dönüşümün ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil. Ama eninde sonunda, halkların iradelerini ve rızalarını yönetimlerine seçimler yoluyla yansıtabilecekleri bir seküler demokratik düzen kurulacaktır. Bu süreç zaman alabilir. Unutmayalım, Doğu Avrupa’da Soğuk Savaş sonrasındaki demokratikleşme süreci de 10 yıl sürdü, hatta bazı yerlerde aslında hâlâ tamamlanamadı. Dolayısıyla beklentilerimizde sabırlı olalım ve hedefi gözden kaybetmeyelim.
Ferudun Sinirlioğlu: Bu çokkültürlü coğrafyanın inanç ve din özgürlüğü temelinde seküler, demokratik bir geleceğe doğru yönelmesi gerektiğini de görüyoruz. Zaten 2011’de başlayan Arap Baharı da bu taleple ortaya çıkmıştır. İnsanlar demokrasi talep ediyordu. Demokrasi ve sekülerizm birlikte gündemdeydi. Bu süreç başlangıçta çok büyük beklentilerle hemen netice alınabilecekmiş gibi erken ve aşırı bir iyimserlik havası yarattı. Ama hemen arkasından da büyük bir karamsarlık ortaya çıktı. Ne o iyimserlik doğru yaklaşımdır ne de daha sonra içine düşülen karamsarlık. “Bu bölgenin kültürüyle demokrasi bağdaşmaz” yaklaşımı çok yanlış ve hatta ırkçı bir anlayışın ürünüdür. Akdeniz’in güneyinde ve doğusunda 2011’de başlayan demokratikleşme ve Akdeniz’in kuzeyindeki demokrasilerle ortak paydada buluşma süreci devam edecek. Bu değişim ve dönüşümün ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil. Ama eninde sonunda, halkların iradelerini ve rızalarını yönetimlerine seçimler yoluyla yansıtabilecekleri bir seküler demokratik düzen kurulacaktır. Bu süreç zaman alabilir. Unutmayalım, Doğu Avrupa’da Soğuk Savaş sonrasındaki demokratikleşme süreci de 10 yıl sürdü, hatta bazı yerlerde aslında hâlâ tamamlanamadı. Dolayısıyla beklentilerimizde sabırlı olalım ve hedefi gözden kaybetmeyelim.
İki Ölçüsüzlük: İşgalciye Gül, Halkına Bomba
Bir uçta diyalog ve hoşgörü adına emperyalist işgalci-yağmacıları dahi hoşgören, onlara karşı yegane seçenek olan direniş yerine diyalog adı altında teslimiyetçi ve işbirlikçi bir tutumu savunan bir yaklaşım sergilenirken, diğer uçta ise beldelerimizi işgal eden ve değerlerimizi yağmalayan emperyalist güçlere karşı doğru seçenek olan direniş seçeneğinde ölçüsüz davranarak, işgalcilerin ötesinde onların halklarını da fiilen hedef seçen, alışveriş merkezlerini, metroları vs bombalamakta beis görmeyen bir şiddet körlüğü sürdürülmektedir.
Bir uçta diyalog ve hoşgörü adına emperyalist işgalci-yağmacıları dahi hoşgören, onlara karşı yegane seçenek olan direniş yerine diyalog adı altında teslimiyetçi ve işbirlikçi bir tutumu savunan bir yaklaşım sergilenirken, diğer uçta ise beldelerimizi işgal eden ve değerlerimizi yağmalayan emperyalist güçlere karşı doğru seçenek olan direniş seçeneğinde ölçüsüz davranarak, işgalcilerin ötesinde onların halklarını da fiilen hedef seçen, alışveriş merkezlerini, metroları vs bombalamakta beis görmeyen bir şiddet körlüğü sürdürülmektedir.
Husi lider: Arap orduları, Gazze bombalanırken neredeydi?
Yemen'de Husilerin partisi Ansarallah Yönetim Kurulu üyesi Dayfallah Eş Şami, "Birleşik Arap Silahlı Kuvvetleri'nin oluşturulması kararı, hakları çiğnenmiş Arap halklarının çıkarlarını hiçbir şekilde korumuyor. İsrail ordusunun sivilleri bombaladığı Gazze'ye bakın. Nerde Arap ordusu? Nerde birlikleri? Hiçbir Arap ordusu, Filistin halkını kurtarmak istemiyor" dedi.
Yemen'de Husilerin partisi Ansarallah Yönetim Kurulu üyesi Dayfallah Eş Şami, "Birleşik Arap Silahlı Kuvvetleri'nin oluşturulması kararı, hakları çiğnenmiş Arap halklarının çıkarlarını hiçbir şekilde korumuyor. İsrail ordusunun sivilleri bombaladığı Gazze'ye bakın. Nerde Arap ordusu? Nerde birlikleri? Hiçbir Arap ordusu, Filistin halkını kurtarmak istemiyor" dedi.
İLKAV temsilcilikleri istişare toplantısı yapıldı
İLKAV Temsilcilikleri ile İLKAV Bileşeni Kur´an halklarının katıldığı genişletilmiş istişare Toplantısı İLKAV Konferans salonunda gerçekleştirildi.
İLKAV Temsilcilikleri ile İLKAV Bileşeni Kur´an halklarının katıldığı genişletilmiş istişare Toplantısı İLKAV Konferans salonunda gerçekleştirildi.
Kunaybi: Laik devlette iktidar olmak doğru mudur?
Kunaybi: Fakat bu ne İslami ne de İslamîye benzer bir durumdur. Aksine bu; otoritenin tamamını Allah’a ait kılmaktan sapmanın şekillerinden bir şekil olarak tamamen laik bir durumdur. Erdoğan, askeri yönetimden daha az baskı içeren şer’î olmayan bu durumu sağlamlaştırıyor, onu benimsiyor, yayıyor ve ideal ve nihai bir hedef gibi halkları ona teşvik ediyor.
Kunaybi: Fakat bu ne İslami ne de İslamîye benzer bir durumdur. Aksine bu; otoritenin tamamını Allah’a ait kılmaktan sapmanın şekillerinden bir şekil olarak tamamen laik bir durumdur. Erdoğan, askeri yönetimden daha az baskı içeren şer’î olmayan bu durumu sağlamlaştırıyor, onu benimsiyor, yayıyor ve ideal ve nihai bir hedef gibi halkları ona teşvik ediyor.
Siyonist rejimin kök salmasında Arap rejimlerinin rolü
Direniş güçlerine karşı tavır ve tutumda işgal yönetimiyle Batılı ülkeler ortak bir noktada buluşuyor. Bütün bunlar bize Filistin topraklarının işgal edildiği ilk yılları hatırlattı. Filistin davasının başladığı tarihten bugüne kadar bu davanın yanında yer alan halkların aksine rejimlerin bu davaya karşı yaptıkları düşmanlıkları, işgal rejimine yaptıkları yardımları, bu rejimin Filistin topraklarında kök salmasında üstlendiği rolü bir kez daha gündeme getirdi.
Direniş güçlerine karşı tavır ve tutumda işgal yönetimiyle Batılı ülkeler ortak bir noktada buluşuyor. Bütün bunlar bize Filistin topraklarının işgal edildiği ilk yılları hatırlattı. Filistin davasının başladığı tarihten bugüne kadar bu davanın yanında yer alan halkların aksine rejimlerin bu davaya karşı yaptıkları düşmanlıkları, işgal rejimine yaptıkları yardımları, bu rejimin Filistin topraklarında kök salmasında üstlendiği rolü bir kez daha gündeme getirdi.
Kunaybi: Laik devlette iktidar olmak doğru mudur?
Kunaybi: Fakat bu ne İslami ne de İslamîye benzer bir durumdur. Aksine bu; otoritenin tamamını Allah’a ait kılmaktan sapmanın şekillerinden bir şekil olarak tamamen laik bir durumdur. Erdoğan, askeri yönetimden daha az baskı içeren şer’î olmayan bu durumu sağlamlaştırıyor, onu benimsiyor, yayıyor ve ideal ve nihai bir hedef gibi halkları ona teşvik ediyor.
Kunaybi: Fakat bu ne İslami ne de İslamîye benzer bir durumdur. Aksine bu; otoritenin tamamını Allah’a ait kılmaktan sapmanın şekillerinden bir şekil olarak tamamen laik bir durumdur. Erdoğan, askeri yönetimden daha az baskı içeren şer’î olmayan bu durumu sağlamlaştırıyor, onu benimsiyor, yayıyor ve ideal ve nihai bir hedef gibi halkları ona teşvik ediyor.
"Ortadoğu"da büyük oyun!
Batılıların "Ortadoğu" olarak adlandırdığı merkezi coğrafyamızın Müslümanlarının kurulmuş Haçlı koalisyonlarına, Yahudi İsrail zulmüne ve batının sömürgesine karşı dik durmaya kalkmış ve yüz yıllık oyunu bozmuşlardı. Yeni bir oyun kurulmalı, yeni stratejiler belirlenmeli hem sevimli hem insan haklarına sahip çıkan masum bir fotoğrafla Ortadoğu ve dünya üzerindeki liderlik ve kazanımları daha tam olarak kaybedilmeden daha fazlasıyla geri alınmalıydı. Böylece mevcut konjonktür de tuzaklar ve akıl oyunlarıyla dolu büyük plan yapıldı. Yeryüzü onlara muhtaç hale getirilmeli, ezilmiş bütün halklar onlardan himmet beklemeli ve onların yardımlarına naçar kalarak beklide bir asır daha zillet içinde sürdürecekleri bir hayata gebe bırakılmalılardı.
Batılıların "Ortadoğu" olarak adlandırdığı merkezi coğrafyamızın Müslümanlarının kurulmuş Haçlı koalisyonlarına, Yahudi İsrail zulmüne ve batının sömürgesine karşı dik durmaya kalkmış ve yüz yıllık oyunu bozmuşlardı. Yeni bir oyun kurulmalı, yeni stratejiler belirlenmeli hem sevimli hem insan haklarına sahip çıkan masum bir fotoğrafla Ortadoğu ve dünya üzerindeki liderlik ve kazanımları daha tam olarak kaybedilmeden daha fazlasıyla geri alınmalıydı. Böylece mevcut konjonktür de tuzaklar ve akıl oyunlarıyla dolu büyük plan yapıldı. Yeryüzü onlara muhtaç hale getirilmeli, ezilmiş bütün halklar onlardan himmet beklemeli ve onların yardımlarına naçar kalarak beklide bir asır daha zillet içinde sürdürecekleri bir hayata gebe bırakılmalılardı.
Hepmiz "korsan"ız, hepimiz "kaçakçı"
Müslüman halkları ulusal sınırlarla birbirinden ayıran ulus-devletler, bu yapay sınırların çaresiz bıraktığı, birbirinden kopardığı, ticaret ve akrabalık ilişkileri gibi doğal irtibatlardan bile mahrum ettiği insanların bu insanlık dışı çemberi aşma gayretlerini suç olarak nitelemekte ve cezalandırmaya layık görmektedir.
Müslüman halkları ulusal sınırlarla birbirinden ayıran ulus-devletler, bu yapay sınırların çaresiz bıraktığı, birbirinden kopardığı, ticaret ve akrabalık ilişkileri gibi doğal irtibatlardan bile mahrum ettiği insanların bu insanlık dışı çemberi aşma gayretlerini suç olarak nitelemekte ve cezalandırmaya layık görmektedir.
Makaleler
Hava Durumu