
"olmad" Arama Sonuçları

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise; siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Genel Sekreteri Christopher Lockyear, İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de yaşayanların kıyamet koşullarında hayatta kalmaya çalıştığını ancak burada hiçbir yerin güvenli olmadığını belirtti.

"İdeolojik-ırkçı-sömürgeci inşa ürünü olan bilgi’nin, fikirlerin, felsefe’nin kavram ve kurumların, bir toplumun dünya görüşüne, hayat tarzına uygun olup olmadığı düşünülmeden, hazır-paketlenmiş halde ithal edilmesi, ilgili toplumların/toplumun ontolojik/epistemolojik yok oluşuna işaret eder…"

Necmettin Erbakan ve çizgisi Milli Görüş’ün tüm mücadelesinin özü, laik-demokratik-kemalist rejimin asla karşıtı olmadıkları, aksine müslümanların sistemi daha iyi ıslah edeceğini ve yöneteceğini ispat etmektir.

Allah’ı yok sayan, sadece O’nun adını kullanarak kendisine meşruiyet ve halk desteği sağlayan bu sisteme dahil olduğu, verdiği oylar ile şu veya bu kişinin, partinin, görüşün iktidara gelmesine sebep olduğu için Rabbine ne cevap verebilecektir insan. Din konusunda ehven-i şer diye bir kuralın olmadığını bildiği halde kendisini bununla mı savunabilecektir.

Şükrü Hüseyinoğlu: Bugün yaygın bir istikamet krizi yaşandığı, maalesef acı bir gerçektir. Rabbimiz “Haktan sonra dalâletten başka ne vardır?” (Yunus 32) buyurarak, hak ile dalâlet arasında bir “ara form” olmadığını, bir anlayış ve işleyişin ya hak, ya dalâlet olduğunu bildirdiği halde, bugün maalesef İslami bağlamından koparılmış ve tamamen reel politik bir yaklaşıma indirgenmiş bir “maslahat” algı ve söylemiyle, bâtıl bir işleyişe destekçi ve taraftar durumuna düşen ciddi bir potansiyelin varlığına tanıklık ediyor ve gerçekten çok üzülüyoruz.

Kolektif bilincin, akılların birleştirilmesinin, kısacası paylaşımın olmadığı bir yerde “iktidar ahlakı”ndan söz etmek beyhude olacaktır. İslam’ın asli ve asil değerlerini teşkil eden hakkaniyet ve ona dayalı adalet öğretisi, Hukukullah ve Hududullah temelinde “hukuku’l-ibad”ı (kulların hak ve hukuklarını) gözetmeyi ve yeryüzünde bu düzlemde bir işleyişi cari kılmayı öngörür.

Deprem bölgesindeki izlenimlerini paylaşmak üzere İktibas Dergisi lokalinde düzenlenen programda konuşan derginin yazarlarından Şükrü Hüseyinoğlu, depremlerin temelde bir ayet olma vasfına değindi ve yaşananların insanoğlu için dünyada mutlak güven ve rahatlık olmadığı gerçeğini de tekrar hatırlattığını vurguladı.

2016 yılında Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde “Kuran’da tağut kavramı” adı ile bir yüksek lisans tezi kaleme alan Şeyhmus Nebati, tezinde tağut kavramı ile bağlantılı olarak hüküm ve kulluk kavramlarına eğiliyor.

Mehmet abi, seküler sisteme hiçbir zaman eğilim göstermedi. Birilerinin zamanla methiyeler dizdiği laiklik, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi süslü kelimelere kanmadı. Allah’ın ayetlerine karşı savaş açan her düşünceden beri olduğunu yaşamıyla gösterdi. Sistem içi mücadele taraftarı olmadı. Geleneksel bir islamın da taraftarı olmadı. Tasavvuf gibi, çeşitli geleneksel cemaatler gibi ya da muhafazakarlık gibi temeli İslam akidesinden uzak İslam soslu hiçbir düşünceye de meyletmedi. Aksine onlara karşı Kur’ani bir bilinçle mücadele etti.

İslam’ın değerleri ‘kutsal’ sözcüğüyle de ifade edilmez. İslam akidesi, hükümleri (ahkamı), haramı-helali, sevabı-günahı olan bir dindir. İslam’ın ‘kutsalları’na saldırının olmadığı bir tek an ve saldırıdan muaf bir tek ‘kutsal’ var mıdır? İlk saldırı, Allah’ın ilah ve rab sıfatınadır. Arzın dört bir yanı, Allah’ın yerine ikame edilen bin bir türlü rabler ve ilahlara doluyken, bu ‘görmedim-duymadım-bilmedim’ tiyatrosunu ustalıkla oynayanlar herkesi kandırabilirlerse de, Allah’ı kandıramazlar.

Tüm toplum kesimlerinin umrunda olmalıydı ve olmalı oysa Bahadır'ın yaşadıkları. Babası, 15 Temmuz sonrası öğretmenlikten atılmış, 4 yıldır da cezaevinde imiş. Bu durum, yavrucağızın psikolojisini bozmuş ve vahim olay bunun neticesinde gerçekleşmiş.

Ahmed Kalkan Hoca'nın, 6 Aralık 2014 tarihinde Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin düzenlediği "Tevhid Akidesi Olmadan Ahlak Olur mu?" konferansındaki konuşmasını kendisine rahmet duamızla bir kez daha dikkatlerinize sunuyoruz:

Fransa ve İngiltere’nin, Manş Denizi'ni geçmeye çalışırken boğulan 31 mültecinin ölümlerini saatlerce seyrettiği ortaya çıktı. Faciada sağ kalan iki mülteciden biri olan M. İbrahim Zada korkunç saatleri şu şekilde anlattı: İngiliz polisini aradık, yardımcı olmadı. Fransızlar ‘İngiliz bölgesindesiniz’ dediler. Birbirimizin ellerini tuttuk. Şafağa kadar kimse ölmedi, sonra çoğu can verdi. Artık dayanamayarak botu bırakan kişiler birer birer öldü.

İktidar partisinin sözcüsü, Âlemlerin Rabbi'nin biz kulları için bildirdiği hayat menbaı ölçülerine tâbi olmak yerine, müstekbirlikle O'na sınır çizmeye, hayatın hangi alanında söz sahibi olup, hangi alanında olmayacağını belirlemeye kalkışma tuğyanı demek olan laikliğe bağlılıklarını son derece net kelimelerle ifade etti. Lakin "iktidarın doğrularını destekleme, yanlışlarını eleştirme" cephesinin yayın organlarında bu hiçbir şekilde gündem olmadı, görmezden gelindi.

Siyonist işgal rejiminden, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi yolunda çok kritik ve ileri bir adım daha geldi. İşgal mahkemesi, Yahudilerin Mescid-i Aksa’da “sessizce” ibadet etmelerinin kanuna aykırı olmadığına hükmetti.

Rabbimizin tüm isim ve sıfatları, O’nun kozmik, gayb ve şuhûd âlemi ile Hesap Günü’ndeki biricik egemenliğini bize ta’lim etmektedir. Rabbimizi, kendisinin bize tanıttığı isim ve sıfatlarıyla doğru tanıdığımızda ve bu isim ve sıfatların ifade ettiği vasıfları ancak O’na has kılma bilgi ve bilincine ulaştığımızda, tüm alanlarda hâkimiyetin/egemenliğin O’na has olduğunu, mulûkiyyetinde ortağı olmadığını kavramış oluruz.

Hık demiş Hitler'in burnundan düşmüş Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın, şehirde yaşayan mültecilerin faydalandığı belediye hizmetlerine 10 kat zam yapılmasına ilişkin önergesi CHP ve İyi Parti’nin oylarıyla kabul edildi. Böylece insanlık düşmanı faşist Tanju Özcan'ın yalnız olmadığı, Bolu belediye meclisinin tam anlamıyla bir Nazi meclisine dönüştüğü ortaya çıkmış oldu.

İktibas Dergisi Youtube kanalına konuk olan Atasoy Müftüoğlu, “İslam’ın ve Müslümanların söz hakkına sahip olmadıkları bir dünya. Bu cümlenin İslami manada bir açıklaması yok, çünkü biz bütün bir yeryüzü ve insanlıkla konuşmak üzere Allah’ın arzına gönderildik.” dedi.

Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.
Makaleler
Hava Durumu