"retilmi" Arama Sonuçları
Ölüm Üzerine Tefekkür
Üretilmiş yoğunluk hengâmesinde ilk unutulan ölüm fikridir. ‘Özgürlük’ mitiyle kayıtlardan âzâde olmayı vehmeden modern insan, ölüme ve ölümü hatırlatacak her şeye alıcılarını kapamıştır. Oysa ölüm üzerine tefekkür, bizâtihi hayat üzerine tefekkürdür.
Üretilmiş yoğunluk hengâmesinde ilk unutulan ölüm fikridir. ‘Özgürlük’ mitiyle kayıtlardan âzâde olmayı vehmeden modern insan, ölüme ve ölümü hatırlatacak her şeye alıcılarını kapamıştır. Oysa ölüm üzerine tefekkür, bizâtihi hayat üzerine tefekkürdür.
Tevhid esmâsı ve şirk esmâsı
Rabbimizi, Rasulünü, Kitabını, Âhireti (ve kapsamındaki Hesap Gününü) doğru anlayıp doğru tanımak da, öncelikle onlarla ilgili tarihsel süreçte ve bugün insanlar tarafından birer ümniyye (kuruntu), zan ve vehim ürünü olarak ortaya atılmış olan, geleneksel, modern ve post-modern tüm çeşitleriyle yanlış/bâtıl yaklaşım ve tanımları (üretilmiş, uydurulmuş isim ve sıfatları) tekzip etmek ve bu tekzip hafriyatıyla ortaya çıkan temiz, berrak zeminde, inzal edilmiş isim ve sıfatlar ile bu iman esaslarını kavrama cehdine yönelmek…
Rabbimizi, Rasulünü, Kitabını, Âhireti (ve kapsamındaki Hesap Gününü) doğru anlayıp doğru tanımak da, öncelikle onlarla ilgili tarihsel süreçte ve bugün insanlar tarafından birer ümniyye (kuruntu), zan ve vehim ürünü olarak ortaya atılmış olan, geleneksel, modern ve post-modern tüm çeşitleriyle yanlış/bâtıl yaklaşım ve tanımları (üretilmiş, uydurulmuş isim ve sıfatları) tekzip etmek ve bu tekzip hafriyatıyla ortaya çıkan temiz, berrak zeminde, inzal edilmiş isim ve sıfatlar ile bu iman esaslarını kavrama cehdine yönelmek…
İnzal edilmiş adımızı, üretilmiş "İslamcı" kavramıyla değiştirmenin yol açtığı sapmalar
Ey Müslümanlar! Mademki Rabbimiz, daha önce de şimdi de bize Müslüman ismini verdi, öyleyse adımız sadece Müslüman olsun. Çünkü bu ismi bize Allah verdi.
Ey Müslümanlar! Mademki Rabbimiz, daha önce de şimdi de bize Müslüman ismini verdi, öyleyse adımız sadece Müslüman olsun. Çünkü bu ismi bize Allah verdi.
Tüm mesele, “Temel kaynağın” ne olduğu
Kur’an’ı, furkan ve hakem olarak temel kaynak edinmek; bizi bir taraftan tarihsel sürecin hurafe ve bid’atlarından ve bu arada o süreçte Rasulullah (a.s.) adına üretilmiş olan Kur’an’a muhalif haberlerden sâlim kılarken, diğer taraftan da Rasulullah (a.s.)’ın yaşayan mütevatir Sünnet’i başta olmak üzere yine bizatihi Kur’an’ın refere ettiği, O’nun örneklik ve öğreticiliğine dair Kur’an’a mutabık sahih haberlerden ve Ümmetin 14 asırlık süreçte nice gayret ve çilelerle ürettiği zengin bilgi birikiminden mahrum kalmaktan da sâlim kılar.
Kur’an’ı, furkan ve hakem olarak temel kaynak edinmek; bizi bir taraftan tarihsel sürecin hurafe ve bid’atlarından ve bu arada o süreçte Rasulullah (a.s.) adına üretilmiş olan Kur’an’a muhalif haberlerden sâlim kılarken, diğer taraftan da Rasulullah (a.s.)’ın yaşayan mütevatir Sünnet’i başta olmak üzere yine bizatihi Kur’an’ın refere ettiği, O’nun örneklik ve öğreticiliğine dair Kur’an’a mutabık sahih haberlerden ve Ümmetin 14 asırlık süreçte nice gayret ve çilelerle ürettiği zengin bilgi birikiminden mahrum kalmaktan da sâlim kılar.
Toplumu, bütüncül kulluk anlayışından uzaklaştıran suni tatmin aracı olarak "Kandiller"
“Regaib Kandili” ve bu formda üretilmiş olan diğer özel gün ve geceler inanış ve pratikleri, bir merasim dini değil hayat dini olan, hayatın içinden konuşan ve hayatın bütününe hitap eden İslam’a ait olmadığı bilinmesine rağmen pragmatist mülahazalarla savunulmakta ve sürdürülmektedir. Söz konusu özel gün ve gecelerin, toplumların İslam’la bağ kurmasına vesile olduğu, insanların bu vesilelerle unuttukları bazı değerleri hatırladıkları gibi gerekçelerle, Kur’ani ve Nebevi bir referanstan yoksun olan bu gelenekler muhafaza edilmektedir.
“Regaib Kandili” ve bu formda üretilmiş olan diğer özel gün ve geceler inanış ve pratikleri, bir merasim dini değil hayat dini olan, hayatın içinden konuşan ve hayatın bütününe hitap eden İslam’a ait olmadığı bilinmesine rağmen pragmatist mülahazalarla savunulmakta ve sürdürülmektedir. Söz konusu özel gün ve gecelerin, toplumların İslam’la bağ kurmasına vesile olduğu, insanların bu vesilelerle unuttukları bazı değerleri hatırladıkları gibi gerekçelerle, Kur’ani ve Nebevi bir referanstan yoksun olan bu gelenekler muhafaza edilmektedir.
İktibas'ın Kasım sayısı okuyucuyla buluştu
Derginin Yorum köşesinde “üretilmiş Kürt sorunu” eksenindeki tartışmalar, gelişmeler yorumlanırken, birçok kesimin de farkında olduğu bir gerçeklik de gündeme taşıyor: PKK nın tasfiye süreci…”
Derginin Yorum köşesinde “üretilmiş Kürt sorunu” eksenindeki tartışmalar, gelişmeler yorumlanırken, birçok kesimin de farkında olduğu bir gerçeklik de gündeme taşıyor: PKK nın tasfiye süreci…”
Namaz kılmayanlar niçin oruç tutar?
İçinde yaşadığımız toplumda ağzı oruçlu alnı secdesiz olmak, Cuma, bayram ve tarihsel süreçte üretilmiş olan kandiller dışında namaza yanaşmamak kitlesel bir tutum olarak varlığını sürdürmektedir. Maalesef bu duruma İslami bilinç sahiplerinden ciddi bir itiraz da yükselmemektedir. Hatta “Hiç değilse oruç, Cuma namazı, bayram namazları ve kandiller sayesinde insanların bir şekilde İslam’la irtibatı devam ediyor” şeklinde düşünüp bu duruma olumlu anlam yükleyenler de az değil.
İçinde yaşadığımız toplumda ağzı oruçlu alnı secdesiz olmak, Cuma, bayram ve tarihsel süreçte üretilmiş olan kandiller dışında namaza yanaşmamak kitlesel bir tutum olarak varlığını sürdürmektedir. Maalesef bu duruma İslami bilinç sahiplerinden ciddi bir itiraz da yükselmemektedir. Hatta “Hiç değilse oruç, Cuma namazı, bayram namazları ve kandiller sayesinde insanların bir şekilde İslam’la irtibatı devam ediyor” şeklinde düşünüp bu duruma olumlu anlam yükleyenler de az değil.
Üretilmiş bir kutsallık olarak "Kutlu doğum"
Âlemlere rahmet olan Hz. Peygamber'in anılması ve anlaşılmasına yönelik programlar düzenlenmesi tabii ki çok güzeldir, gereklidir. Lakin bunun "mübarek gün ve geceler" ihdas edilerek, bir ritüele dönüştürülerek yapılması yanlıştır, dine ekleme yapmaktır.
Âlemlere rahmet olan Hz. Peygamber'in anılması ve anlaşılmasına yönelik programlar düzenlenmesi tabii ki çok güzeldir, gereklidir. Lakin bunun "mübarek gün ve geceler" ihdas edilerek, bir ritüele dönüştürülerek yapılması yanlıştır, dine ekleme yapmaktır.
Cumhuriyet
Cumhuriyet, Arapça kökenli cem-her-re kökünden türetilmiş bir kelimedir. Kelimenin kök anlamı ‘bir araya getirme' ya da ‘toplama'dır. Cumhur, bir araya gelmiş ‘çoğunluk' ya da toplu halde bulunan halk, ‘cumhurî' ise cumhura yani halka mahsus şey demektir.
Cumhuriyet, Arapça kökenli cem-her-re kökünden türetilmiş bir kelimedir. Kelimenin kök anlamı ‘bir araya getirme' ya da ‘toplama'dır. Cumhur, bir araya gelmiş ‘çoğunluk' ya da toplu halde bulunan halk, ‘cumhurî' ise cumhura yani halka mahsus şey demektir.
İslam Düşüncesinde Bid'at ve Hurafe
Şu halde tereddütsüz diyebiliriz ki, «bid'at» sözcüğü, Kur'an ve Sünnet ölçülerini koruyan bağışıklık sistemine musallat olabilecek her mikrobun genel adıdır. İslâm, hangi türden olursa olsun, bu mikrobu derhal teşhis ve elimine eden öyle güçlü bir ayıklama sistemine sahiptir ki bu güne kadar üretilmiş bin bir çeşit bid'attan hiç biri İslam'a organik biçimde mal edilememiştir.
Şu halde tereddütsüz diyebiliriz ki, «bid'at» sözcüğü, Kur'an ve Sünnet ölçülerini koruyan bağışıklık sistemine musallat olabilecek her mikrobun genel adıdır. İslâm, hangi türden olursa olsun, bu mikrobu derhal teşhis ve elimine eden öyle güçlü bir ayıklama sistemine sahiptir ki bu güne kadar üretilmiş bin bir çeşit bid'attan hiç biri İslam'a organik biçimde mal edilememiştir.
Pamak: Kur'an neslini yeniden inşa etmeliyiz
Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
Hz. Peygamber’i sevmek, izinde yürümekle olur
Hz. Peygamber de aynı “kutsa ve rafa kaldır” mantığının kurbanı olmuştur. Rabbimiz, Hz. Peygamber’i, insanlar kendisi gibi olsunlar, O’nu örnek edinsinler diye göndermiş iken, tarihsel süreçte, “Biz kim oluyoruz ki O’nun gibi olabilelim” hurafesi üretilmiş, böylece kılıçla, okla engellenemeyen Nebevi mesaj, bu yaklaşımla hayattan koparılıp, efsanelere boğdurulmuştur.
Hz. Peygamber de aynı “kutsa ve rafa kaldır” mantığının kurbanı olmuştur. Rabbimiz, Hz. Peygamber’i, insanlar kendisi gibi olsunlar, O’nu örnek edinsinler diye göndermiş iken, tarihsel süreçte, “Biz kim oluyoruz ki O’nun gibi olabilelim” hurafesi üretilmiş, böylece kılıçla, okla engellenemeyen Nebevi mesaj, bu yaklaşımla hayattan koparılıp, efsanelere boğdurulmuştur.
Filistinli kan ağlıyor
Elektrik kesintileri, 1,5 milyon civarında Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'nde herkesi etkiliyor. Fırınların büyük çoğunluğu üretimi durdurdu; ekmek üretilmiyor.
Elektrik kesintileri, 1,5 milyon civarında Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'nde herkesi etkiliyor. Fırınların büyük çoğunluğu üretimi durdurdu; ekmek üretilmiyor.
Pamak: Kur'an neslini inşa etmeliyiz
"Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
"Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
Bir bu eksikti: Fransız masonlardan başörtüsü fetvaları(!)
Bu da Mason fetvası(!): "Başörtüsü İslamî değildir, Kur'an'da yer almaz ve sonradan üretilmiştir. Örtü, kadınlığı saklıyor. Bunun için İncil'e bakmanız yeterli."
Bu da Mason fetvası(!): "Başörtüsü İslamî değildir, Kur'an'da yer almaz ve sonradan üretilmiştir. Örtü, kadınlığı saklıyor. Bunun için İncil'e bakmanız yeterli."
Hz. Muhammed'i Doğru Anlamak (2 Cilt)
İbrahim Sarmış, mezhebi ve felsefik tartışmalarla üretilmiş olan değerlerle değil, Rabbimizin ilettiği vahyi ölçülere dayanan doğru bir Rasul algısını ortaya koymaya çalışıyor.
İbrahim Sarmış, mezhebi ve felsefik tartışmalarla üretilmiş olan değerlerle değil, Rabbimizin ilettiği vahyi ölçülere dayanan doğru bir Rasul algısını ortaya koymaya çalışıyor.
Hz. Peygamber’i hayata taşımak
Rabbimiz, Hz. Peygamber’i, insanlar kendisi gibi olsunlar, O’nu örnek edinsinler diye göndermiş iken, tarihsel süreçte, “Biz kim oluyoruz ki O’nun gibi olabilelim” hurafesi üretilmiş, böylece kılıçla, okla engellenemeyen Nebevi mesaj, bu yaklaşımla hayattan koparılıp, efsanelere boğdurulmuştur.
Rabbimiz, Hz. Peygamber’i, insanlar kendisi gibi olsunlar, O’nu örnek edinsinler diye göndermiş iken, tarihsel süreçte, “Biz kim oluyoruz ki O’nun gibi olabilelim” hurafesi üretilmiş, böylece kılıçla, okla engellenemeyen Nebevi mesaj, bu yaklaşımla hayattan koparılıp, efsanelere boğdurulmuştur.
Makaleler
Hava Durumu