
"sisteme" Arama Sonuçları

Allah’ı yok sayan, sadece O’nun adını kullanarak kendisine meşruiyet ve halk desteği sağlayan bu sisteme dahil olduğu, verdiği oylar ile şu veya bu kişinin, partinin, görüşün iktidara gelmesine sebep olduğu için Rabbine ne cevap verebilecektir insan. Din konusunda ehven-i şer diye bir kuralın olmadığını bildiği halde kendisini bununla mı savunabilecektir.

Müslümanlar açıklıkla insanları Allah’ın dinine çağırır, İslam’dan başka hiçbir düzen, sistem, ideoloji ve yaşama biçiminin yeryüzüne hayır, bereket, kardeşlik, saygı ve sevgi getiremeyeceğini, avazları çıktığı kadar söyleyebilirlerse, o zaman bir şahitlikten bahsedilebilir. Yoksa mevcut siyasi partilerden birine eklemlenip, rejimin ‘güvenlikli’ mekanlarını siper edinerek, sisteme göz kırpan aktivitelerle şahitlik yapmak pek sahici görünmemektedir.

Mehmet abi, seküler sisteme hiçbir zaman eğilim göstermedi. Birilerinin zamanla methiyeler dizdiği laiklik, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi süslü kelimelere kanmadı. Allah’ın ayetlerine karşı savaş açan her düşünceden beri olduğunu yaşamıyla gösterdi. Sistem içi mücadele taraftarı olmadı. Geleneksel bir islamın da taraftarı olmadı. Tasavvuf gibi, çeşitli geleneksel cemaatler gibi ya da muhafazakarlık gibi temeli İslam akidesinden uzak İslam soslu hiçbir düşünceye de meyletmedi. Aksine onlara karşı Kur’ani bir bilinçle mücadele etti.

Açık bir kapitalist düzen krizi olan kur krizini halka “sistem krizi” olarak propaganda edip, çözümü de “eski sisteme dönüş” olarak ifade eden muhalefet de, buna karşılık parlamenter sistemin işler olduğu dönemdeki daha büyük krizleri gündeme getirerek “cumhurbaşkanlığı sistemi”ni çözüm olarak sunan iktidar da, bu yaklaşımlarıyla kapitalizm adlı kralın çıplaklığını perdelemeye ve onun beyin ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar.

Sovyet işgalinin ardından Afganistan’daki iç savaş koşullarında ortaya çıkan Taliban, 1996’da yönetimi ele geçirdikten sonra 2011’de ABD müdahalesiyle iktidarı kaybetti. Taliban, ABD ile anlaşarak 9 yıl sonra sisteme geri dönme imkanına kavuştu.

Kapitalist sistem bizleri bilinci körelmiş tüketim nesneleri haline getirdi. Bizler dizilere ve eğlence programlarına odaklı yaşayıp hoşça vakit geçirdiğimizi düşünürken, zihnimize gönderilen mesajlar, davranışlarımızı ve tüketim şeklimizi şekillendirmeye başladı. Giyim tarzımızı, yeme içme adabımızı, insanlarla ilişkilerimizi bize ekranlarda sunulan modele uydurarak sisteme entegre olmaya başladık

Asker öncülüğündeki oligarşik Kemalist vesayetin darbe süreçleri ve baskıya, zora dayalı sekülerleştirme dönemleri, tevhidî uyanışın son derece diri ve zinde, İslami duyarlıkların yüksek ve laik Kemalist sisteme karşı direnişin güçlü olduğu dönemlerdi.Bu baskıcı sekülerleştirme sürecinden sonraki 16 yılda ise, kimi yasaklarda geri adım atılarak görece özgür bir ortam oluşturulmak suretiyle gönüllü sekülerleşme süreci başlatıldı. Bu süreç devam etmekte olup tevhidi uyanış süreci bu dönemde büyük yara almış, çok ciddi bir kan kaybı yaşamış bulunmaktadır. Kur’an halkaları, daha baskıcı dönemlerdeki yaygınlığını, diriliğini ve ruhunu kaybetmiş, birçokları dağılıp yok olmuştur. Hâlâ devam edenler ise ruhsuz rutinler haline dönüşmüştür. Tevhidî davet çalışmaları çok azalmış, bu çabayı göstermeye devam edenlere ise, “siz hâlâ orada mısınız?” küçümsemesi ile bakılır olmuştur.

İşte Cumhuriyet döneminde Menderes, Özal ve nihayet AKP-Gülen koalisyonu sürecinde, hep sistem içi değişimle bazı talepler karşılanarak sistemi yeniden üretme serüveni tekrarlanıp durdu. Toplumun dindarlık seviyesi ve talepleri yükseldikçe, sistem hep bu duruma uygun yeni bir statüko oluşturup buna uygun bir din algısını da yeni statükonun dini olarak kurgulayıp, her seferinde muhalif yeni kitleleri sisteme eklemleyerek kendini yeniden üretti ve böylece hayatiyetini sürdürdü.

Müslümanlar olarak cahili sistemin bekası için tasarlanmış olan bu “demokrasi oyunu”nda rol üstlenmememiz ve yer almamamız gerekmektedir. Bu sisteme kanat işlevi görmek asla doğru olamaz. Müslümanlar Kur’an’ın ölçüleri ve Nebevi pratik ışığında kendi siyasetlerini belirlemeli, kendi yollarında yürümelidirler. Cahili sistemle bütünleşen değil ayrışan, davet eksenli, açık, net, şeffaf bir mücadele ile İslami bir toplum ve siyasi organizasyonun tesisine çalışmalıdırlar.

Cahili sisteme dair akidevi duruşlarını, Ak Parti üzerinden terk etmeyi reddeden İslami çalışma gruplarına yönelik baskı ve yıldırma politikasının son örneği, Bağcılar'da dâvet ve eğitim faaliyetleri yürüten Darul Erkam Medresesi hocaları Cihan Akman ve arkadaşlarının gece yarısı operasyonuyla evlerinden gözaltına alınması oldu.

Vaktin, sadece dünyevi gelir ve çıkar planında son haddine kadar kullanılma düşüncesi, modern dünyanın, özellikle liberal kapitalist sisteme inanmış toplumların, sürekli gündemde tuttuğu hususlardan biridir.

Venhar Kur'an Evi'nin bu aykı şehir-dışı misafir konuşmacısı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde görevli olan Doç.Dr.İhsan Toker idi...

İLKAV’ın düzenlediği ve Mehmet Pamak’ın sunduğu “Mısır ve Suriye Özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru” konulu konferansta, toplumun henüz İslami sisteme müstahak ve hazır hale gelmediği bu tür kaotik ortamlarda ve küresel ve yerel güçlerin/statükonun çok boyutlu kuşatması altında sistem içi hükümetlere talip olmak yerine, yeni gelişen görece özgür ortam kullanılarak İslami toplumsal dönüşüm ve Kur’ani inkılap üzerine yoğunlaşmanın önemi ve Allah’ın yardımını celp edecek tevhidi stratejik yürüyüşte ısrarlı ve istikrarlı olmanın gereği hatırlatılarak içine düşülen istikamet krizlerinde yol gösterici uyarılarda bulunuldu.

Hamza Er, tağuti sisteme karşı tevhidi duruş sahibi olmanın itikadi bir zorunluluk olduğunu ve bu gerçeğin tüm Peygamberlerin mücadelelerinde müşahede edildiğini ve Peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed'in (s) siretinin de temel esaslarından olduğunu ifade etti.

'Mursi mi ehlileşecek, ehlileşirken hareketini de mi ehlileştirecek yoksa içinden çıktığı hareketin talepleri doğrultusunda sistemi mi değiştirecek?' sorusu ile karşı karşıyayız. Daha önce dile getirdiğimiz soruyu sormanın tam vakti: Küresel sisteme karşı alternatif mi olacak yoksa müşteri haline mi gelecek?

Atasoy Müftüoğlu, İLKAV'da düzenlenen konferansta "İslam'ı Protestanlaştırma Çabaları ve Küresel Sisteme Uyumlu 'Ilımlı İslam'" üzerine konuşma yapmıştı. Konferansın videosunu dikkatlerinize sunuyoruz:

İslami hareket zorluklara, yokluklara, imkânsızlıklara ve bunun kaynağı olan sisteme bir meydan okuma hareketidir. İslam, İslami hareket ve mümin çözümün merkezidir. Çözümün insanıdır, sızlanma ve dert yanma yeri değil... Zorlukları, yoklukları tespit etmek büyük marifet değildir. Gerçek Müslüman bunu aşarak çözüm üreten ve çözümü eyleme dönüştürebilendir.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nde, "Vahyin İlk Müslümanları İnşa Süreci” konuşuldu. Konferansta Mehmet Pamak, hedeflerimizi belirlerken çıtaların alt seviyede tutulması sebebiyle sisteme entegre olunduğunu söyledi.

Kemalizm’in hızla çöktüğü tespitinde bulunan Serdar Bülent Yılmaz, “Kemalist oligarşik sistem hızla çöküyor. Çöküşün keyfini sürmeyi bırakıp eskinin yerine neyin ikame edildiği üzerine kafa yormak ve yeni sisteme dair bir usul geliştirmek, bir fıkıh üretmek zorundayız.” dedi.
Makaleler
Hava Durumu