
"ykm" Arama Sonuçları

Avrupa'da neşet eden ulus-devlet anlayışı, zamanla dünyanın geri kalanına yayılmış, teker teker bütün toplumlar bu yola bile isteye girmişlerdir. Çünkü uluslararası düzende bir devlet olarak kabul edilebilmek için başta BM'nin onayından geçmek, bunun için de ön şart olarak, bir ulusa dayanmak, laiklik ve demokrasiyi kabul etmek, insan hakları, eşitlik, uluslararası hukukun üstünlüğünü kabul etmek gibi ‘amentü’ye katılmak gerekmektedir. Yola çıkan veya çıkmayı düşünen her toplumun önderleri ya bunun farkında olarak işe başlamakta ya da bir şekilde kendilerine öğretilmektedir.

Küresel sistemle tam entegre olmuş seküler/liberal/demokrat/muhafazakâr toplumu inşa etme sürecinde, mevcut iktidar erkleri, aile konusunda tam bir çıkmazın içine düşmüş gibidirler. Bütün eğitim hayatını pozitivist/maddeci/kapitalist değer yargıları ile dizayn eden sistem, ‘rızkın temini’ konusunda da aynı zihin kodları ile hareket ederek (yukarıda da değindiğimiz gibi), mensuplarını Allah’ın kefil olduğu bir konuyu sorgular hale getirmiştir. ‘Aile’ kurumunun yapı taşı olan çocukların bakım ve iaşesini (güya) destekleyerek, ebter olmaktan kurtulacağı zannına kapılmıştır.

Siyonist barbarların Şifa Hastanesindeki vahşetinin ortaya çıkmasının ardından Hamas yaptığı açıklamada, manzaranın, faşist siyonist zihniyetin bütün insani ve medeni değerlerden uzak, tamamen vahşileşmiş ve canavarlaşmış bir zihniyet olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

80 yıldır “soykırım mağduru” denilerek küresel sistemde ayrıcalıklı bir yere konulan siyonazi işgal ve terör çetesi, 26 Ocak 2024 itibarıyla artık bir soykırım sanığı. Güney Afrika’nın başvurusunu değerlendiren Uluslararası Adalet Divanı, Gazze’de yeterli kanıt olduğuna hükmederek, siyonist çetenin soykırım suçundan yargılanmasına karar verdi.

Bu noktada Ercümend Özkan’ın, modern cahiliyenin kavramları karşısındaki net duruşu öne çıkmaktadır. Mesela demokrasiyi “Hevaya uyma rejimi” olarak tanımlamıştır ki, bu tanıma 12’den vurmak desek yeridir.

Furkan gününün yeni adı Gazze’dir. Gazze’de ‘fark’ ortaya çıkmakta, her iyi ile her kötü birbirinden sabah aydınlığı gibi ayrışmaktadır.

Cuma sohbeti: Zulme Karşı Hep Birlikte Karşı Çıkma Sorumluluğumuz | Hasan Çelenk I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Kendisiyle hükmedilsin diye inzal olunan Kur'an'ın ahlak ve ahkâmına ittiba etmek yerine, Batının heva ürünü ideoloji ve yasalarına tâbi olanlar ve onları uygulayanların Kur'an'a sahip çıkma iddiası münâfıklıktan öteye geçemez.

Döğer: En baştan Allah’ı ve O’nun hayat nizamı olarak vazettiği dini yok sayan bir hayat tarzına karşı çıkmak, Müslümanlardan bir Müslüman olarak benim imana tekabül eden itirazımdır. Bu sebepten modern tasavvura, onun dayattığı yaşam tarzına, davranış kalıplarına itiraz ediyorum.

Asıl üzerinde durmamız gereken, Türkiye'deki ve İslam dünyasının diğer bölgelerindeki yöneticilerin, Kur'an'a yönelik bu tür saldırılar karşısında halkların tabir yerindeyse gazını almaya yönelik açıklamalarla Kur'an'a sahip çıkma görüntüsü verip meseleyi geçiştirmeleridir. Oysa Kur'an'a sahip çıkmak, onunla hükmetmek, onu hayatın her alanında egemen kılmaktır.

Hakeza “sahiplik” düşüncesiyle “iktidarın” tekelleştirildiği durumlarda, rekabet ve çatışmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Oysa Rabbimiz, bizim için sosyal ilişkilerde rekabeti değil velayeti, yani dayanışmayı, işbirliğini, birlikte hareket etmeyi öngörmektedir...

Fetih Suresini alan, Maide Suresini de almak ve ondaki "Allah'ın indirdikleriyle hükmetme" emrine ittiba etmek zorundadır.

Deprem sadece binalarımızı yıkmadı. Dünyaya yüklediğimiz anlamı, hiyerarşik düzenimizi, altından gümüşten ve dövizden çattığımız seküler kafeslerimizi de yıktı.

Son on beş yıldaki ilave sekülerleşme, laikleşme ve yozlaşmanın sebebi, tevhidî daveti bu topluma ulaştırması gerekenlerin de laik, demokrat, ulusalcı, sağcı, muhafazakâr kitlelere eklemlenip onlarla birlikte şirkle hükmeden laik demokratik iktidarların destekçisi konumuna savrulmaları olmuştur.

Halil Konakçı adlı namaz kıldırma memuru, Hz. Yusuf'un "kralın kanunlarıyla" hükmettiği gibi bir iddiada bulunarak, bugün cahiliye düzenlerinin cahiliye yasalarıyla hükmeden din(i)idar politikacıları İslami açıdan temize çıkarmaya kalkıştı.

Çin yönetiminin, Müslümanların yoğunlukla yaşadığı Uygur bölgesine baskılar bugün pek çok şehirde protesto edildi, Kovid-19 kapsamında bölgede uygulanan eve kapatma zorunluluğuna tepki gösterildi. Okunan bildiride ise, Birleşmiş Milletler’in daha aktif sorumluluk alması istenirken, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın adeta yok hükmünde olduğu vurgulandı.

Siyonist İsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın güneyinde Filistinlilere ait 3 ev işgal askerleri tarafından dozerlerle yıkıldı. Ranana kentinde bir kavşakta meydana gelen olayda ise, işgal askeri kendisine saldıracağını sandığı siyonist birini vurdu.

Bütün bu alanlarda yapılan dualar ve kullanılan İslâmî şiarlar, bu laik kurumların mevcut halleriyle devam etmelerini “dindar” kitleler nezdinde meşrulaştırmaktan başka bir anlam taşıyor mu? Bu uygulamalar, bizi İslâmî kimlik ve temel ilkelerimiz bakımından çok rahatsız edip İslam’ın laiklikle hükmeden bu Atatürkçü kurumlar için kullanılmasına itiraza sevk ederken, neden geçmişte aynı çizgide olduğumuz Haksöz Haber’i çok memnun edebiliyor?

Bu ülkede maden ocağı patlaması ve benzeri toplu ölümlerin olduğu olaylarda mesela, patlamanın meydana geldiği maden ocağında hiç kusurlar, hatalar, eksiklikler çıkmaz mı? “Bunlar her zaman olacaktır” sözü, ne kadar tedbir alsanız da, bu gibi kazalar kaçınılmazdır anlamına gelmektedir.
Makaleler
Hava Durumu