Batman'da "İslami Tebliğde Temel Hassasiyetler" konuşuldu
Şeyho Duman seminerine tebliğ yolunun zorlu, meşakkatli ve uzun bir yol oduğunu, bize bu yolun kolay olduğunu kolayca cennete gidebileceğimize dair söylemlerde bulunan yalancıların her zaman var olageleceğini fakat cenneti kazanmanın ucuz olmadığını söyleyerek başladı.
02-10-2017
Özgür-Der Batman şubesinin düzenlemiş olduğu alternatif eğitim faaliyetleri kapsamında bu ay değerli âlim ve yazar Şeyho Duman tarafından ‘’İslami Tebliğde Temel Hassasiyetler’’ konulu seminer gerçekleştirildi. Cumartesi saat 20.00’da Külliye binasının mescid katında gerçekleştirilen seminere bay-bayan yoğun katılım olduğu gözlendi.
Şeyho Duman seminerine tebliğ yolunun zorlu, meşakkatli ve uzun bir yol oduğunu, bize bu yolun kolay olduğunu kolayca cennete gidebileceğimize dair söylemlerde bulunan yalancıların her zaman var olageleceğini fakat cenneti kazanmanın ucuz olmadığını söyleyerek başladı.
Rabbimizin Bakara Suresi 214. Ayette ‘’Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.’’ Buyurduğunu belirterek peygamberlerin bile bu yolda çok zorlu şartlarda mücadele ettiğini, hiçbir peygamberin kolayca tebliğini yapma fırsatı bulamadığını, hep zorluklara göğüs gererek Allah yolunda mücadele ettiğini fakat tebliğden hiçbir zaman yüz çevirmediklerini belirtti. ‘’Bu anlamda bizler Resulullah’ın yolunda olduğumuzu iddia eden Müslümanlarsak, eğer onun sünnetini ve mücadelesini devam ettirmekte mecburuz. Müslümanlar kendini bu yolun yolcusu olarak kabul ediyorsa sorumluluklarının olduğunu kabul edip, örnek olma misyonunu yerine getirmesi gerekiyor.’’ Dedi.
Şeyho Duman Hocamız, bu yolda düşmanların Müslüman tebliğcilere hiçbir zaman rahat vermeyeceğini, şeytan ve dostlarının ezelden ebede kendi küfür mücadeleleri ile Müslümanları bu yoldan alıkoymaya çalışacağının altını çizdi. Bu anlamda şeytanın her zaman bize, olduğu gibi kötü şekli ile gelmeyeceğini, Saffat Suresi’nin 28. Ayetini zikrederek anlattı. ‘’Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.” Şeytan ve dostların, bazen bizim inancımıza ait malzemeler kullanarak bize yakınlaşabileceğini belirtti. Peygamberin mirası olan Kur’an ve Kur’an’ın uygulanış biçimi olan sahih sünnet bağlamında bizim Kur’an’ı okumamız, anlamamız ve hayatımıza tatbik ederek bir hayat nizamına dönüştürmemiz gerektiğini söyledi. Bu anlamda genel bir öz eleştiri de yapan Şeyho Duman Hocamız, ‘’ biz Kur’an’ı her yerde okuduk ama anlamaya çalışmadık. Kıraatle okuduk ama mesajını algılayamadık. Biz bu gün Kur’an’ı yeniden keşfe muhtacız’’ dedi.
Akabinde ‘’Peki, İslam’ı nasıl tebliğ etmemiz gerekir ?’’ sorusuna cevap arayan Duman; en başta her zaman her yerde doğru olanı söylememiz gerektiğini, fakat doğru olanı da doğru bir usul ve üslup çerçevesinde insanlara aktarmanın en az doğru olanı söylemek kadar önemli ve hayati olduğunun altını çizdi. Mevcut konjonktürün geçmişe kıyasla çok daha uygun olduğunu, geçmişte yaşanan zorlukların şu an yaşanmadığını ve Müslümanların bu nimetleri iyi değerlendirmemesi durumunda mutlaka hesaba çekileceklerini bilmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Ahzap Suresi 70. Ayette Geçen ‘’Kavlen Sedida’’ ifadesinin bu güne değin Müslümanlar arasında eksik anlaşılan bir ifade olduğunu, ‘’ bunun, güzel söz olmasından ziyade; ihtiyacı giderici, dertlerine derman olucu’’ şeklinde anlaşılması gerektiğini ve bunun da tebliğ metodumuzun temel taşlarından birini teşkil ettiğini ifade etti. Bu anlamda en büyük örneğin Peygamberimiz olduğunu, etrafında birçok münafık olmasına rağmen hiç birini münafıklıkla itham etmediğini belirtti.
‘’Mevcut cahili toplumda Allah’ın dinini nasıl tebliğ edeceğiz?’’ sorusuna da cevap veren Duman; Yasin suresi 20-28. Ayetleri arasında geçen ifadelerden yola çıkarak itham edici, karşıdakini dışlayıcı bir dilin ne kadar tehlikeli olduğunu, böyle bir dil kullanılması halinde insanların İslam’a karşı antipati duyup bir uzaklaşma vesilesi olarak görebileceğini söyledi. Dil ve üslupta davetçinin muhatap şahıs ve toplulukla kendini bütünleştirmenin (Ey oğulcuğum!, Ey babacığım!, Ey kavmim! .. vs.) hitaplarının yanı sıra bir şeyi dile getirirken kendini de işin içine katarak, kendini ayrı görmeyerek bir şeyi ifade etmenin daha etkili olduğunu ifade etti.
Sonuç itibariyle Şeyho Duman hocamız, tebliğ yaparken dikkat etmemiz gereken hususları şu kısa maddelerle dile getirdi;
1- Neyi tebliğ ettiğimizin farkında olmamız gerekir.
2-Doğru usuller/yöntemler kullanarak insanları İslam’ın yoluna yönlendirmemiz (ki, biz bu işi sanat olarak yerine getirmekte çok geriyiz) gerekir.
3-Bu işlerin zorla yapılamayacağını bilmemiz gerekir.
4- İnsanları Hikmetle davet etmemiz gerekir
5-Anlatılan şeylerin karşıdakinin aklına, tahsil seviyesine göre anlatılması gerekir.
6-Kur’an’da geçen ‘’ Onlarla Güzelce Cedelleş’’ uyarısı gereğince muhataba şefkatle yaklaşılması gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.
Seminer, soru-cevap kısmından sonra, Hocamız Şeyho Duman’ın yaptığı dua ile sona erdi.
Bu vesileyle, Şeyho Duman'ın İLKAV'da geçtiğimiz yıl (2016) Eylül ayında verdiği sitemizde de yayınladığımız "Laiklik ve Demokrasi, Tevhid İle Bağdaşır mı?" balıklı konferansından demokrasi ile ilgili bölümün video kaydını tekrar paylaşmakta fayda görüyoruz:
-
Ş. Hüseyinoğlu 02-10-2017 23:52
Tarık kardeşimiz konuyu Özgür-Der bağlamında ele almış. Ben de Şeyho Duman hocamız açısından birkaç hususa değinmek isterim. Benim Kur'an ve sahih Sünnetten anladığım odur ki, bir topluluğa hitap edildiği zaman öncelikle ve mutlaka o topluluğun temel sorunu, içinde bulunduğu temel problem söz konusu edilmelidir. Bir bina temelden sarsılıyorsa onun dekorasyonuyla ilgilenmek asıl sorunu örtmek anlamına gelir. İmdi, şayet beni herhangi bir Özgür-Der şubesine konuşmacı olarak davet etseler, aşağıda linklerini vereceğim temel sapmaları mutlaka söz konusu eder ve bunların sorgulanması ve fert fert Özgür-Der camiasındaki arkadaşların bu sapmalardan beri olduklarını deklare etme yükümlülüğü bulunduğunu ifade ederim. Bunu yapmadığım takdirde orada konuşmamın bir anlamı olmaz, emri bil maruf nehyi anil münker yükümlülüğünü yerine getirmemil olduğuma ve dahası mevcut sapmaları meşrulaştırma durumuna düştüğüme inanırım. Birkaç yıl önce Zonguldak'ta bu çevreden arkadaşların yönetimindd olduğu bir dernekte Kur'an kıssalarıyla ilgili verdiğim bir konferansta mevcut yönetim üzerinden Türkiyeli Müslümanların tağut kavramıyla ilgili perspektifinde değişim meydana gelmesinin yanlışlığına değinmiştim ve bunu söylediğim için fesbukta bazı dinleyiciler "Zonguldak'tan bir Harici geçti" türünden tezvirat yapmışlardı. Haber metninden anlaşıldığı kadarıyla Şeyho hocamızın konferansında bahsettiğim esas konular gündem edilmemiş görünüyor. Ki bu bence ciddi bir sorun. - İmanın temelini teşkil eden reddiyenin üzirine bina edildiği Tağut kavramının Özgür-Der çevresi tarafından maalesef "Yeni Türkiye" rejimini İslami açıdan meşrulaştıracak şekilde tahrif edilmesine dair link: http://www.haksozhaber.net/siyasal-degerlendirmelerde-kurani-olcu-34982h.htm - Laik rejimin yöneticilerinin muvahhid ilan edilecek kadar ölçünün kaçırıldığına dair link: http://www.haksozhaber.net/ataturk-erdoganda-kemalizm-ak-partide-yeniden-bedenlenir-mi-32268yy.htm
-
Tarık 02-10-2017 21:21
Özgürder'in kendi camiası dışından bir hocayı, Batman'daki, Tatvan'daki kendi şubelerinde konuşmacı yaptırması, ilk planda sevinilecek bir yaklaşım olarak görülebilir. Hatta vahdete yönelik bir adım olarak bile değerlendirilebilir. Ama, konuşmacı Özgüderi AKP'ye eklenmekle eleştirip uzun süredir arasına mesafe koyan İLKAV'da vazife yapan bir hoca olunca, ister istemez bazı sorular akla geliyor: 1- Yaklaşık 15 yıl süren ILKAV ile Haksöz ve Özgürder birlikteliği sürecinde bir kez olsun Şeyho Dumanı herhangi bir şubesinde konuşmacı yapmayan Özgürder'in hocayı yeni keşfetmişçesine son iki yıldır davet etmesinin ve bu yıl birkaç şubede birden konuşturmasının arkasında acaba ne var? 2- Şeyho Hoca'nın Doğudaki bazı Özgür-der şubelerine zaman zaman çağrılması, acaba onu bir imaj için araçsallaştırma anlamına mı geliyor? 3- Tatvan Özgürder'de iki ayrı günde konuşmacı olmalarına rağmen, Hamza Türkmen ve Şeyho Dumanın konuşurken çekilmiş fotoğrafları yan yana monte edilerek, sanki birlikte konuşmuşlar gibi bir görüntü verilmek mi istenmiştir? 4- Bir taraftan İLKAV yönetimi ve Başkanı Mehmet Pamak'ın İslami bakışını, fikir ve yorumlarını yer yer alaylı ve hakarete varacak ve suçlayacak tarzda eleştirip; diğer taraftan aynı vakıftan bir hocayı şube şube konuşmalara çağır. Bunda bir anormallik yok mu? 5- Cemaat çatışmalarından da, cemaatlerin birbirinden adam çalmalarından da, birbirleri hakkında hesap ve plan yapmalarından da bizim mahalle bıktı ve sıkıldı. Bu olaydan yola çıkarak insan şu soruyu sormadan edemiyor: Özgürder'in İLKAV üzerinde hesapları mı var?
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu