GASBEDİLEN HİCRİ TAKVİM, UNUTTURULAN HİCRET

Şahin ÖZDAŞ

27-12-2021 11:26


Geçenlerde bir resimde; İstanbul’un meşhur “Nimet Abla” Milli! Piyango kumar bileti satıcısının önündeki uzunca, ardı arkası kesilmeyen insan kuyruğuna! teessürle dikkat kesilirken, pek muhterem bir kardeşimizin gördüğü bu resmin altına; “Nimet Abla’ya güvendiğiniz kadar, Nimet veren Allah (svt)’ya güvenseydiniz, işte o zaman büyük ikramiye sizin olurdu” yazısını okuyunca içim biraz ferahladı elhamdülillah.

Hani adamın birininbir derdi varmış, doktora giderek kapıyı çalıp içeri girmiş. Doktor: “Neyin var?”deyince, doktora sakalını göstererek “Doktor bey sakalım ağrıyor demiş.”Doktor içinden demiş ki bu adam herhalde normal biri değil, ne ise şimdi anlarız deyip bir soru daha sormuş “peki, bugün sabah kahvaltıda ne yedin?”Adamda“ekmekle buz yedim”demiş. Tabi ki doktorun tepesi atmış “Defol git şuradan! Ne derdin adam gibi, ne de yediğin adam gibi!”demiş. Bizimkisi de işte öyle, demek ki adam buz da yese, hayvanlar gibi tuz da yese,Allah’a ve Rasûlüne savaş ilan ederek faiz de yese heyhat akıllanacağı yok!

“İslam dinine göre halimiz nedir? Duruşumuz kime göre, neye göre nasıldır, bu yediğimiz halt nedir, ne değildir? diyerek sorgulama yapmayanlar, halinin ilmini nereden, kimden ve nasıl öğreneceğini bilmeyerek anlatılan her menkıbeyi itikatlarına alır da bize tebliğ ve davet yapar gibi; O öyle dedi, imamın oğlu şöyle dedi, hele reis yok mu reis neler dedi neler! Yok, nas dedi, yok çaktırmadan bir taraftan yüksek faize göz kırparken, bir taraftan da faizi düşürdüm dedi! Yok, cübbelinin biri böyle dedi, evliyanın biri de şöyle dedi, yok filan şeyh, yok filan üstad şunu dedi, bunu dedi! Ona bir nida geldi, yok be kardeş o kitabı kendisi yazmadı ona yazdırıldı dedi! Şöyle dedi, böyle dedi derken, NİMET ABLALARI ile NOEL BABALARI, taklitçi anlamazların ve çevresinde olup bitenleri göremeyen aymazların kumarda paralarını toplarken, bizim de kafamızın tası atar tabi. Kafamızın tası atınca da başlatma şimdi tuzundan, muzundan “Git ulan git, ablanı da babanı da yanına alıp defol git” demek mi gerekir acaba!

Ünlü tarihçi ibn-i Haldun meşhur Mukaddime adlı kitabındaki teşhisinde “Mağluplar, galipleri taklit etme psikolojisi taşır” ve “Hiçbir maymun, ne kadar iyi insan taklidi yaparsa yapsın, insanlar sınıfına dâhil edilmez”[1]der. Hac 78. ayette adımızın Müslimin (Müslümanlar) geçtiği bizler, eziklik psikolojisine girdik gireli körü körüne elin Avrupalısını ve Amerikalısını kendimizden üstün görme hastalığından dolayı onları taklide başladık. İnanınız ki bizler ne kadar onları taklit edersek edelim, adımız Müslüman bilindikçe onlar bizleri dostda edinmezler, insan yerine de koymazlar.

Bugün yeryüzünde varlığını sürdürmeye çalışan ülkelerin insanlarını birbirine kenetleyip birlikte hareket etmelerini sağlayan ortak değer dediğimiz bazı dinamikler vardır. Bu dinamiklerin başında onları bir arada ayakta tutan yegâne iki unsurdan birincisi dindir, ikincisi ise dinin vazettiklerine uygun ihdas edilmiş ahlaki değerlerdir. İster hak din olsun isterse de çoğunluğu şirk dinlerine mensub olsun, ahlaki değerlerine halkın büyük çoğunluğuyla birlikte sahip çıkmayan bir ülkenin film ve tiyatrolarında ne pohpohlanırsa pohpohlansın, her ne anlatılırsa anlatılsın, uzun süre yaşaması imkânsız hale gelir. Hele bir de insanlarının kabul ettiği dine ve ahlaki kültüre başka din ve kültürlerden etkilenerek, onlara özenip, onları taklit ederek kendi dinlerine birtakım ekleme ve çıkarmaları karıştırıp, uyduruk bir dine iman eden insanların ikamet ettiği ülkenin çok kısa zamanda yıkılması da mukadder olur.

Rasulullah (sav)’inde buyurduğu gibi “Kim bir kavme benzerse, (benzemeye çalışırsa) o’da onlardan olur”hadisi çok önemli gerçeklere işaret eder: İnsan sevdiğini, takdir ettiğini, büyük gördüğünü taklit ettiğinden, şekli benzeşmenin sonuçta insanı iman benzeşmesine kadar götüreceğini söyler. İşte bu taklit etme ateşli hastalığında bizi yakarak, mağluplar enkazına atanlardan bir tanesi de takvimdir.Çünkü İslam coğrafyasında biz Müslümanların hayati zamanlarını düzenli bir hale getiren Hicri takvimi atarak, yerineHıristiyanların zamanlarını gösteren Miladi takvimi alıp kullanmamızdır. Kâfirlere özenerek onlardan alıp kullandığımız takvimin adı da Miladi takvimdir.

Dikkat ederseniz Müslümanlar; Rasulullah (sav)’in622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarihin hicri yılın başlangıcı olarak belli olması açısından kullandıkları takvime Hicri takvim dediler. Hicret edince de Yesrib’i (Medine’yi) medeni yapıp Medine İslam devletini kurdular. Hicri takvimde neler yoktu ki; değerli zamanlarımız, günlerimiz, gecelerimiz, fetih tarihlerimiz, İslam tarihinde savaşlarımız, Cuma tatilimiz, ibadet günlerimiz, aylarımız, yıllarımız, bayramlarımız, namazlarımız, niyazlarımız vardı. İşte; T.C. düzeni 26 Aralık 1925 yılında çıkardığı bir kanunla hicri takvimi kaldırarak, yerine kabul ettiği Miladi takvimle birlikte bu değerlerimizin hepsinin köküne kibrit suyu dökerek yaktı, yıktı ve benzeri yapılmamış her türlü ahlaksızlarını tarihleriyle marifetmiş gibi miladi takvimde göstererek, beyinlerimizi kirletip bizlere değerlerimizi unutturdu.

Esasında unutulmaması gereken husus, “Takvimler beraberinde o medeniyetin kültürünü de getirirler” cümlesinde kayıtlıdır. İşte ilke ve inkılaplarla batılılaşma süreci alenen başlatılıp İslam hukuku tamamen yürürlükten kaldırılınca, hukukun bir parçası olan Müslümanlar tarafından 1400 yıl gibi uzun bir müddet kullanılan Hicri takvimimizde yürürlükten kaldırılmış ve Müslümanların hem İslam dini ile ve hem de İslam dünyasıyla bütün bağları tamamen koparılmıştır. Açıkçası Müslümanların Hicri Takvimi’nden, Hristiyanların Miladi Takvimi’ne geçilince, Hicri Takvimdeki inanç değerimiz olan hicretin tarihi yılın başlangıcı olarak esas alınmamış, Miladi Takvimin inanç değerleri olan Hz. İsa’nın doğumunun tarih başlangıcı adı altında her türlü ahlaksızlığın alenen yapıldığı tarih esas alınmıştır.

Dolayısıyla batı dünyasının kültürü de, medeniyetsizlikleri olan Noel’in bugünkü çocukları olan Hristiyanların Noel bayramı, yılbaşıeğlenceleri, kumar ve içkiler önemsenip,ülkemizde yaygınlaşarak hâkim olmuştur. Evet, bu Miladi takvim; Hristiyanların papası, Papa XIII. Gregory tarafından yaptırıldığından, diğer bir adı da Gregoryen takvimi olmuştur.Esasında, Miladi Takvim bir Kilise Takvimidir. Kilisenin ve imparatorluğun ibadetlerine, işlerine ve törenlerine yardımcı olmak üzere kilise tarafından şekillendirilmiştir.

Ülkemiz;Miladi takvime göre, Hıristiyanlığa özenti olarak çıkarılan 2739 sayılı kanunla sabahlara kadar eğlenerek yorulan sarhoşlar, ayyaşlar, kumarbazlar rahatlasın diye, 31 Aralık öğleden sonra ve 1 Ocak tarihleri arasını resmi tatil saymıştır.Bu vesile ile de sonuçta, Yahudi ve Hristiyanlarla en samimi dostluklar kurulmuş, Müslümanlar olarak bizleri vahdete, kardeşliğe götüren hicretimiz elimizden alınmıştır. Oysa Rabbimiz (cc)Mâide 51. ayetinde“Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları veli (sırdaş, dost, yakın ve idareci)edinmeyin. Onlar (ancak) birbirlerinin yar ve yardakçısı olup (İslam’ın da düşmanıdırlar).Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır”buyurmuştur.

Peki, Hicret nedir? Hicret; Kur’an’la Medine İslam devletine giden bir yoldur, Medine İslam devletini kuran bir yoldur. Kur’an’a giden bir yoldur. Hicret; İman eden bir insanın hayatında hiçbir boşluk bırakmamacasına köklü bir dönüşümün adıdır. Hicret; hem iman edenler için kurtuluşa, hem de mücrimler için azaba neden olan hayatın ta kendisidir. Kısaca Hicret; diğer şirk dinlerin ürettiği pisliklerden Allah (svt)’nın tek dinine bir kaçıştır. Evet, Kur’an’a bir kaçıştır.

Zamanı yaratan kimdir? Tabi ki Allah (svt)’dır. O zaman, biz hayatımızdaki zamanı, Allah’ın emir ve yasaklarına göre mi ayarlayıp yaşayacağız? Yoksa kâfirlerin şirk dinlerinin kabul ettiği birtakım gün ve bayramların belirlendiği Miladi takvime göre mi ayarlayacağız? Şu miladi takvimde yazılı olan, kutladığımız, tatil yaptığımız tarihlere bir bakar mısınız; Cuma tatilimizi kaldırmışlar, onların Cumartesi, Pazarını tatil günümüz yapmışlar. Yoksa biz hem Yahudi hem de Hristiyan mı olduk? Ne olduğumuz belli bile değil.  Yok, 14 Şubat sevgililer günüymüş, yok efendim 19 Mart Türk dünyası filmleri günüymüş. 1 Nisan dünya şaka (mizah) günüymüş, yok efendim 29 Nisan dans (bale) günüymüş, Mayıs ayının 2. Pazar günü anneler günüymüş, 19 Mayıs bilmiyorum kimi anma günüymüş. 1 Kasım (kabul edilmeyen) Türk harflerinin kabul günüymüş.

1 Kasım 1928 tarihli 1353 sayılı “Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanunla” yeni alfabe uygulanmaya başlandı ya! Artık her yıl 1’le 7 Kasım tarihleri arası Türk Harf Devrimi Haftası kutlanıyor.Yani 1928’deki Harf inkılabıyla birlikte hem dilimizi, hem dinimizi, hem imanımızı elimizden alıyorlar ve hem de biz Müslümanlar bunların haftasını kutluyoruz! Nasıl bir akıl tutulması yaşıyoruz ki, inanınki anlamak mümkün değil! Keşke mescitlerimizi, camilerimizi alarak yıkıp yaksaydılar da Kur’an’ı anlamaya götüren elifbamızı elimizden almayıp Kur’an’la ilişkimizi koparmasaydılar. Çünkü camileri mescitleri yeniden imar edip yapabilirdik. Ancak dinsiz ve dilsiz bırakılan bu mazlum halkın gönüllerine acaba Kur’an’ı nasıl inşa ederiz? Yıllardır düşünüyoruz, çabalıyoruz, çırpınıyoruz, anlatıyoruz yine de başarılı olamıyoruz, bir arpa boyu bile yol alamıyoruz.

Evet, Miladi takvimin tarihlerine yine devam edelim; 29 Ekimcumhuriyetbayramıymış! 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa’nın birinci maddesinin sonuna “Türkiye Devleti'nin idare şekli cumhuriyettir.” Yani halk yönetecek! Buda halka bayram olsun! Gülerler adama ya! Ve yine 10 Kasım ve 10 Kasımı kapsayan tüm hafta hem malum adamın ölüm günü ve hem de anma haftasıymış. Hem harf inkılabı yapıp Kur’an harflerini kaldır ve hem de bir hafta boyunca nutuklar savurarak, o ölmez, ölemez, ahlar vahlar içinde Müslümanları adamın ölüsüne ağlat! Şimdi olacak iş mi bu ya! Son olarak ta aymaz ve anlamazlara, heyecanla kutlamayı beklettikleri kâfirlerin Noel bayramı ve1 Ocak yılbaşıymış, falan filan. Bir zatın “Fasa fiso” dediği pislik işleri bu milletin gönlüne kazıyarak inşa ettiler ya! Ne diyeyim? Allah’tan bulsunlar inşaAllah. Bakınız Mehmet Akif ta o günlerde, adeta bugünleri anlatırcasına şöyle feryat ediyor:

Bir mana veremedim, şu miladi yılbaşına!

Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!

Çevirdim başımı, nereye ettimse nazar.

Gördüm ki, Noel için hazır, yer-çarşı Pazar.

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.

Heyhat! Duyuramadım, ne Ahmet’e ne Mehmet’e.

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası,

Kiminin maymunu var, kiminin “Noel babası!”

Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.

Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım.

İstemem bu hayatı, sultan etseler cihanda.

Ölürüm, şerefimle yatarım toprak altında.

Şunu da söylemek istiyorum; Noel rezaletlerine, kumar ve içkilere, yılbaşı çılgınlıklarına adeta bu devlet tarafından halkımız bilinçli olarak teşvik edilmektedir. Çünkü bu devlet bencillik, zayıf olanı ezme, malın tekelleşmesi, karaborsacılık ve tüm bunların sembolü olan faiz üzerine kuruludur.Hatta devlet erkânı TRT Diyanet TV’de milli piyangoya haram diyorlar, TRT-1 TV’de de halka milli piyango yılbaşı çekilişi yaptırıp kumar oynatıyorlar. Bütün caddelerde ve sokaklarda adım başı MİLLİ! Piyango biletleri satılıyor. Bu nasıl bir ikilem? Halk anlamasın, nasıl olsa bu halk anlamaz. Bukalemun bile bu kadarını yapamaz! Eski Ulaştırma Bakanı 15/03/2014 tarihinde, Tekirdağ'daki rakı fabrikası sayısını 2’den 18’e çıkardıklarını övünerek belirtip “İzmir Kordon’da rakısını içenlerin, balığını yerken kokudan burnunu tutmaması için körfezi temizleyeceğim”diyor.

Peki, Allah (svt)Mâide 90. ayetinde:“Ey iman edenler şarap/içki, kumar, dikili taşlar (saygı duyulan putlar), şans oyunları, şeytana ait murdar pis işlerdir. Artık bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” buyurmakla, bu pislik işlerin bizlere haram olduğunu bildirmektedir. Zaten biz Müslim adındaki şahıslara kurtuluş yolunu, bize hayat veren, bize zaman veren tek ilahımız olan Allah (svt) Kur’an’da bu ayetin kanunuyla göstermiştir. Buradan halkımıza seslenmek istiyorum; Peki, neden başka ilahları olan insanların koymuş olduğu ahlaksız kanunlara uyuyoruz? Ey halkımız uyanın artık uyanın! Devlet içki fabrikaları kurmakla, Sayısal Loto, On Numara, Kazı Kazan, Milli! Piyango, Şans Topu oyunları gibi sayamayacağım birçok haram oyunlarla,sizleri kumara ve içkiye teşvik ederek alıştırıyor ve siz farkında olmadan kendi eliyle sizlere içki içtirip, kumar oynatarak sizi cehenneme sürüklüyor. “Şunu iyi biliniz ki; Allah (svt)’ya kafa tutan küfür ve tuğyan ekonomisini yönetenbir devletin tağutu da bunu bilmez, çünkü cehenneme devletler girmez, adamları girer.”

Malumunuzdur ki Furkan 30. Ayette “Ve Resulşöyle diyecektir:Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı MEHCUR TUTTU.O’na sırtını döndü, O’nu yalnız bıraktı, O’nu terk etti, O’na karşı duyarsız hale geldi.Kur’an’ı alaya aldı, Kur’an’ı anlamaya çalışmadı, Kur’an’la bağlarını kopardı, diyerek Allah (svt)’ya ümmet için şikâyetini dile getirecektir. Evet, kimileri onu anlamak ve uygulamak niyeti taşımaksızın okuyup ölülerin ruhlarına üfledi. Kimileri onun yerine, başka eserleri başucu kitabı hâline getirdi. Kimileri de onun bu zamanda geçerliliğini yitirmiş bir kitap olduğunu ileri sürerek hayatının dışına itti. Açıkçası Kur’an’dan hicret etti, Kur’an’dan hicret ettirildi. Rahmetli Ahmed Kalkan ağabeyimizin duasıyla “Ey hicret! Sen Müslümanların takvim başısın. Müslüman olduğunu iddia ettikleri halde, Hristiyanlara göre ve onlar gibi "yılbaşını” kutlayanlar seni yeterince tanımıyor ve değerlendirmiyorsa, onları da mesajınla dirilt! Yalvarıyoruz ey güzel hicret! Ne olur bizden hicret etme!” AMİİN AMİİİN. Velhamdü lillâhi Rabbi’l ‘alemin. Fi âmenillâh Es-Selamü ‘aleyküm ve Rahmetullah…


[1] (Mukaddime, (trc) 1/374-75.)

YORUMLAR
  • Şahin Özdaş   14-01-2022 10:06

    Es Selâmü Âleyküm; Muhterem Kardeşim Ferhat bey; yorumunuzu okudum, çok müstefid oldum. O güzel duygularınızdan dökülen yazınızın her cümlesine imzamı atabilirim. Allah (svt) sizden razı olsun. AEO. Es Selâmü Âleyküm ve Rahmetullâh...

  • Ferhat Karasari   02-01-2022 23:45

    merhaba esselamu aleykum Sahin bey kardesim degerli bir calisma olmus tesekkür ederim kalemine ve yüregine saglik ve sihhatler olsun insaAllah. Zamane firavunlari nin bir örnegi dünyada gelmedi .. yani harfile takvimiyle cumasi ve daha nice degerleri ile ugrasan birini dünya görmedi yasamadi.. her seyimizle beraber degerlerimizida gasbettiler.. Bizler öldük onlar kurtuldular ve sahos masalarinda ülkemizi yönetimizide gasbettiler.. simdi bu gasbedilen topraklar icin savasan kayiplarinada SEHID demekten utanmiyorlar.. Ölende ne icin öldügünü bilmiyor.. hafizalarimizla oynadilar.. Böyle bir zalimler kadrosunu ayakta tutmaya hizmet edenler bizden olmazlar.. Bu nasil bir aymazlik ve saiklikdir anlamak zor.. Dini istismar etmekdende cekinmiyorlar.. ben bunlardan beriyim kisacasi... Coronadan beter bir müsibet bu günkü yönetimdeki kadrolar degilmidir? yaziklar olsun... AEO...degerli kardesim acimiz kücük degil derdimizde 1 degil.Sayi ile... yoksa bu dert kendisini müslüman kabul eden herbirimizin derdidir olmaliydida vesselam..

Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN