Gülen'in üzüntüsüne üzüldüm!
Şahsen Gülen'in bu üzüntüsüne üzüldüm. Gülen, kendisine daha sahici ve sahih üzüntüler bulmalı...
12-11-2008
Kadıtör yazıyor
Sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum kıymetli okuyucularım. Rabbimizin rahmet ve bereketinin üzerimize yağması niyazıyla yazıma başlamak istiyorum.
Fethullah Gülen, yakın dönemin önemli isimlerinden biri. Öncülük ettiği toğluluğun eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmalar, yaşadığımız coğrafyada olduğu gibi dünya çapında da dikkat çekici bir düzeye ulaştı. Bu çalışmalarla ilgili farklı yorumları biliyor olmalısınız. Bunları İslami açıdan anlamlandıranlar olduğu gibi, dünyanın çeşitli ülkelerine Türkiye'deki "laik sistemin sembolleri"ni ihraç ettiği ve mesela Pakistan'da, Afganistan'da, Afrika'nın Müslüman ülkelerinde Müslüman çocuklarına jakobenizmin 10 . Yıl Marşı'nı ezberlettiği için eleştirenler de... Gülen, 28 Şubat sürecinde İmam Hatipler ve başörtüsü gibi sistemin hedefinde olan konularda yaptığı açıklamalarla sistemi memnun etmeye ve postmodern darbecilerin hışmını kendinden ve cemaatinden uzaklaştırmaya çalıştı. Başörtüsünün teferruat olduğunu söyleyip, cematine bağlı hanımlara okuyl ve dersanelerde başlarını açma fetvası verdi. İmam Hatipler konusunda ise bu okulların kapatılmasının din eğitimi açısından bir eksiklik doğurmayacağı, alternatif öğretim kurumlarının var olduğu yönünde sözler sarfetti. Lakin bunlar dahi 28 Şubatçıların hışmına uğramaktan kendisini kurtaramadı.
Postmodern darbe döneminin etkili isimlerinden dönemin Ankara DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel'in hakkında açtığı davanın ardından miladi 1999 yılında Amerika'ya gitti ve o günden beri yurduna dönemedi. Gülen'in duygusal yönünü bilenler açısından bu 9 yılı bulan ayrılığın kendisi açısından ne kadar sıkıntılı olduğunu tahmin edlecektir. Lakin Zaman gazetesinde uzun yıllar çalışan gazeteci Faruk Mercan'ın Doğan Kitap'tan çıkan ve Fethullah Gülen'in hayatını ayrıntılı olarak anlatan kitabında bizzat Gülen'in dilinden ifade edilenlerden anlıyoruz ki, Gülen'in ABD yıllarında en çok üzüldüğü konu çok farklı.
Gülen, kendisi Amerika'da iken hayatlarını kaybeden Bülent Ecevit ve Aydın Bolak'ın cenazelerine katılamadığı için üzüldüğünü belirtiyor Faruk Mercan'a ABD'de yaşadığı günleri anlatırken.
Düşünsenize, Gülen ABD'de iken Türkiye'de kendisini Allah yoluna adayan nice güzel insanlar hayatını kaybetti, nice mazlumlar, garibanlar acılarla karşılaştı... Gülen ise 28 Şubat sürecinin Başbakanı Ecevit'in cenazesine katılamamanın üzüntüsünü yaşıyor...
Şahsen Gülen'in bu üzüntüsüne üzüldüm. Gülen, kendisine daha sahici ve sahih üzüntüler bulmalı...
- Ahmed Kalkan`la `Hayırlarda yarışmak` üzerine (VİDEO)
- İşgalci katil Rusya'dan Doğu Guta'yla ilgili BMGK şeytanlığı
- Kahreden "ucuzluk"
- Yapmayın sayın İslamoğlu!
- Ece Nur'un haber değeri yok mu?
- Gülen'in üzüntüsüne üzüldüm!
- Mekke müşriklerinden farklı bir şey söyleyin!
- "Çılgın Türkler" mi, "Çılgın Kürtler" mi?
Makaleler
Hava Durumu