Ebubekir MERCAN
HİÇ DÜŞÜNDÜK MÜ?
Neyden ve neden yaratıldığımızı?
Hiç düşündük mü bunu?
Yoksa şu üç günlük dünyanın koşturmacısından vakit mi bulamıyoruz?
Yoksa tam düşünecektik de… İşte şu çağdaş sihirbazlar yok mular var ya! (hadi bunu biraz açalım) şu diziler, filimler, gerilimler, gelinler, gelenler, gidenler... derken vakit mi kalmadı diyorsunuz?
Diyelim ki neyden ve neden yaratıldığımızı düşünemedik, peki şu her gün doğan güneşi, o batınca doğan ayı, yıldızları, dağları, ovaları, bulutlardan damlayan rahmet, hele şimdi gökten top top değil de tane tane düşen kar tanelerini de mi hiç düşünmedik.
Yoksa olması gerekiyor işte! Güneş bu doğacak tabi! Kış bu yağacak tabi! mi dediniz.
Bu kadar muazzam işleyen şu koskoca kâinatta ne kadar yer kapladığımızı! “değil tabi” Yerimizin ne olduğunu da mı hiç düşünmedik. Yani bir görevim var mı benim, bir vazifem, bir misyonum… var mı bu alemde acaba diye hiç sorduk mu?
“Sormuştuk veya sormamıştık” veya “Doğru cevapları bulmuştuk veya bulamamıştık”
Soralım inşaAllah yeniden, “Can boğaza gelip köprücük kemiğine dayanmadan soralım”
Nereye mi?
Tabi ki Yüce Yaradanın ayetlerinden biri olan kendimize, benliğimize, fıtratımıza...
Yine Yüce Yaradanın ayetlerinden biri olan olan şu dünyaya, evrene, kâinata...
Ve yine Yüce Yaradanın başka bir ayeti olan kutsal kitabımız Kelamullaha, Furkana,Kur’ana....
“Vakit Kaybetmeden Soralım”
Çünkü Yüce Allah(cc) iman etmemiş olanlara atfen buyuruyor ki;
“Kaldı ki, göklerde ve yerde nice ayetler, işaretler var ki insanlar, üzerinde düşünmeden sırtlarını çevirerek yanlarından geçip gidiyorlar.”(12-Yusuf 105)
Unutmayalım ki, namaz kılmak nasıl Yüce Yaradanın bir emriyse, düşünmek yani tefekkür etmek de yine Yüce Yaradanın bir emridir. Hatta namazdan önce, oruçtan önce, gelen bir emirdir bu.
Kendin ve kâinat hakkında yapacağın tefekkür yolculuğunda belki bir katkı sadedinde, bir kaç dakikanı ayırıp Kuran’dan bazı tefekkür damlalarını okumanı tavsiye ederim...
Neyden Yaratıldık?
“Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz; bu yüzden, onun işitmesini ve görmesini sağlamışızdır. Şüphesiz ona yol gösterdik; buna kimi şükreder, kimi de nankörlük.”(İnsan Suresi,2-3)
“ (Allah) onu hangi şeyden yarattı? Onu bir nutfeden-damladan yaratıp onu takdir etti.” (Abese Suresi, 18-19)
“Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalb vermiştir''(Nahl Suresi,78)
Neden/Niçin Yaratıldık?
“Sizi boş ve anlamsız yere yarattığımızı ve bize dönmek zorunda olmadığınızı mı sanıyorsunuz?”(Mü’minûn Suresi, 115)
”O, hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.” (Mülk suresi, 2)
“Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi,56)
İçinde yaşadığımız şu kocaman kâinat nasıl bu kadar muazzam, düzenli ve uyumlu? Bu kadar mükemmel işleyen bu kainatın var edeni kim ve var edilme nedeni nedir?
“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek için yaratmadık, onları gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.” (Duhân Suresi, 38, 39)
“O yedi göğü kat kat yaratandır. Rahman'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözü(nü) çevir (de bir bak) hiçbir çatlaklık görüyor musun? Sonra gözünü tekrar tekrar çevir, bak. Göz aradığı bozukluğu bulmaktan âciz ve bitkin bir halde sana dönecektir. “ (Mülk suresi,3-4)
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler. (Âl-i İmrân Suresi, 190-191).
“O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara suresi, 29)
“Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istiva eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!” (Araf Suresi,54)
“Gökleri ve yeri yaratan, yukarıdan indirdiği su ile size rızık olarak ürünler yetiştiren, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, nehirleri, belli yörüngelerinde yürüyen ay ve güneşi, gece ile gündüzü sizin emrinize veren Allâh’tır. Allâh, istediğiniz her şeyi size vermiştir. Allâh’ın nimetlerini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan çok zâlim ve nankördür.”( İbrahim Suresi, 33-34)
Adeta insanoğlunun yani benim hizmetime sunulmuş olan bu âlemde bir misyonum/bir vazifem/bir görevim var mı?
“Hani Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir halife yaratacağım demişti...” (Bakara Suresi,30)
“Yeryüzünde sizi halifeler kılan O'dur. Kim küfre saparsa, küfrü kendi aleyhinedir. Kafirlerin küfürleri Rableri katında kendilerine gazabtan başkasını arttırmaz. Kafirlerin küfrü kendilerine hüsrandan (ebedi ziyandan) başkasını da arttırmaz.”(Fâtı rSuresi ,39)
“O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi yeryüzünü imar etmede görevli kıldı.” (Hud Suresi, 61)
“Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır.” (Araf Suresi,181)
“Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik...” (Hadid Suresi,25)