Slogancı komutanlar ne zaman itirafta bulunacak?
Şimdi sormak istiyorum buradan: Diyarbakır ve Elazığ’daki komutanlar ne zaman yaptıkları bu büyük hatanın farkına varıp bunun yanlış olduğuna dair itirafta bulunacaklar? Kendileri emekli olup, yetki ve etkisiz kaldıktan sonra mı? Bir insanın hatasını görmesi için illa o koltuklardan, makamlardan ayrılması mı gerekir netekim!
20-11-2007
Kadıtör yazıyor...
Değerli okuyucularım sizleri her zaman olduğu gibi selamların en güzeliyle selamlamakla başlıyorum hasbihale. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Bir kere daha sizinle buluşmanın sevincini yaşıyorum, Rabbime hamdolsun.
Olup bitenleri takip edenleriniz mutlaka bilir, geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin son 30 yılda görev yapan eski üst düzey komutanları, Kürt meselesiyle ilgili bir gazeteye art arda itiraflarda bulunup tabir caizse günah çıkarma yarışına girdiler. Otuz yıl öncesini geçtik haydi, daha bir kaç yıl önce görev yapmış olanlar bile, "Biz Kürtler'in varlığını inkar etmeyle büyük hata yaptık, bize öyle öğretilmişti" gibi itiraflar yapmaz mı? Hele bir de darbeci generalin itirafları vardı ki okuyunca küplere binmemek elde değildi netekim! Tabii bir ülkenin yönetimi bir kimsenin iki dudağından çıkacak talimata bağlı olduğu taktirde böyle olur netekim! Neymiş efendim, darbeci paşa birgün okul ziyaretinde çocuğun birinin Türkçe bilmemesine kızmış da, Ankara’ya dönünce Kürtçe konuşulmasını yasaklamış… Şimdi de onca yaralar açıldıktan sonra, kendisi villasında rahatına bakarken itirafta bulunup günah çıkarmakla vicdanını rahatlatmaya çalışıyor… Nitekim bu olacak iş değildir kıymetli okuyucularım, halkla dalga geçmektir kanaatimce
Şahsen, bir makamda bukunan insanların o makamdan ayrıldıktan, artık yetki ve etkisini kaybettikten sonra dile getirdiği pişmanlığı bir bakıma ölmüş bir insanın tevbekar olmasına (!) benzetirim. Sen hataları, yanlışları işle, bundan insanlar zarar görsün, sonra yetki ve etkini yitirdikten sonra başla konuşmaya: "Efendim şunu yapmam yanlıştı, bunu yapmam akıllıca değildi" filan...
Elbette insanın hatasını görmesi iyidir, güzeldir, lakin zamanında olması gerekir bunun. İş işten geçtikten, testi kırıldıktan sonra olunca ne ifade eder, öyle değil mi kıymetli okuyucularım?
Bu itiraflar yapıldı da ne oldu? Değişen ne var? Maalesef yaşananlar gösteriyor ki önümüzdeki yıllarda dünyanın ömrü kifayet ederse medyaya yeni itiraflar dökülecek gibi görünüyor. Baksanıza Diyarbakır ve Elezığ’da askerler sokaklarda “Tek dil”e vurgu yapılan tahrikkar sloganlarla yürütülüp, yaralar kaşınmaya devam ediyor. Öyle midir kıymetli okuyucularım? Bu ülkede tek dil mi konuşulmaktadır? Darbeci general bile bunu anlamıştır da, hala bazıları niçin anlamamakta ısrar etmektedir bu ülkenin gerçeklerini?
Şimdi sormak istiyorum buradan: Diyarbakır ve Elazığ’daki komutanlar ne zaman yaptıkları bu büyük hatanın farkına varıp bunun yanlış olduğuna dair itirafta bulunacaklar? Kendileri emekli olup, yetki ve etkisiz kaldıktan sonra mı? Bir insanın hatasını görmesi için illa o koltuklardan, makamlardan ayrılması mı gerekir netekim!
- Ahmed Kalkan`la `Hayırlarda yarışmak` üzerine (VİDEO)
- İşgalci katil Rusya'dan Doğu Guta'yla ilgili BMGK şeytanlığı
- Kahreden "ucuzluk"
- Yapmayın sayın İslamoğlu!
- Ece Nur'un haber değeri yok mu?
- Gülen'in üzüntüsüne üzüldüm!
- Mekke müşriklerinden farklı bir şey söyleyin!
- "Çılgın Türkler" mi, "Çılgın Kürtler" mi?
Makaleler
Hava Durumu