Somali’de savaş ve ittifak
Somali’de çatışan taraflar arasında BM aracılığıyla 12 Mayıs’tan bu yana görüşmeler sürdürülüyordu. BM Somali temsilcisi Ahmedo Veled Abdullah da anlaşmanın imzalanması sonrasında düzenlediği basın toplantısında çok zor bir ittifaka varıldığını çünkü tarafların hassasiyetlerini terk etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi.
11-06-2008
Ahmet Varol / Vakit
Gazetemizde 6 Haziran Cuma günü yayınlanan yazımızda Somali’deki iç çatışmaya son verilmesi amacıyla Cibuti’de gerçekleştirilen ama başarısızlıkla sonuçlanan bir ittifak girişiminden söz etmiştik.
Başarısızlıkla sonuçlanmasının sebebi dış güçlerin desteğiyle iktidarı ele geçiren geçici hükümet heyetinin, görüşme ve anlaşmanın yapılacağı salona işgalci Etyopya’nın büyükelçisini de çağırmasıydı.
Bizim söz konusu değerlendirmeyi yayınlamamızdan sonra yine Cibuti’de bir ittifak anlaşması imzalandı. Başarısızlıkla sonuçlanan girişimden söz edip anlaşmayı atlamak uygun olmayacağı için bugün yine Somali’yle ilgili gelişmeler üzerinde durma ve söz konusu ittifak anlaşmasıyla ilgili değerlendirme yapma zorunluluğu hâsıl oldu.
Somali’de çatışan taraflar arasında BM aracılığıyla 12 Mayıs’tan bu yana görüşmeler sürdürülüyordu. BM Somali temsilcisi Ahmedo Veled Abdullah da anlaşmanın imzalanması sonrasında düzenlediği basın toplantısında çok zor bir ittifaka varıldığını çünkü tarafların hassasiyetlerini terk etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Bir anlaşmaya varılmasının son derece zor olması gayet tabiiydi. Çünkü Cibuti’de bir ittifaka varılması için görüşmelerin yapıldığı sırada Etyopyalı işgal güçleri Mogadişu’da Bakara pazaryerine baskın düzenlemiş, sinek öldürür gibi insan öldürüyorlardı. Katledilenlerin birçoğunu da silahsız, savunmasız insanlar, çoğunlukla da kadınlar ve çocuklar oluşturuyordu. Ne yazık ki bu katliamı gerçekleştiren işgalcileri Cibuti’de “taraf” olarak masaya oturan geçici hükümetin adamları çağırmıştı. Zaten siyaset meydanındaki önemli şahsiyetleri Cibuti’de masaya otururken, silahlı militanları da Bakara’da Etyopyalı işgalcilerle birlikte savunmasız insanların üzerine kurşun yağdırıyordu. Filistin ve Irak’taki en önemli acı ve ızdırabımız da politik çıkarları için kendi halklarını satan ve dış güçlerle işbirliğine giren kadrolardan kaynaklanmıyor mu?
Böyle olmasına rağmen yine de kanamanın durması için acıyı içe atmak, işgalcileri kovabilmek için işbirlikçilere “yapmayın, etmeyin, bu ihanetten vazgeçin” çağrısı yaparak diyalog kapısını zorlamak gerekiyor. Dolayısıyla Somali ve Filistin’deki son gelişmeleri bu çerçevede değerlendirmeye ihtiyaç var.
Anlaşmaya geçici hükümet adına Başbakan Nur Hasan Huseyn, direnişi temsil eden Somali’nin Yeniden Bağımsızlaştırılması İttifakı adına da başkan Şeyh Şerif Şeyh imza attı.
İttifak bir geçiş süreci anlaşması niteliği taşıyor. Bu sürecin ilk otuz günlük bölümünde silahlı çatışmaların tamamen durdurulması isteniyor. Sonrasında 90 günlük bir geçiş merhalesi belirleniyor. Bu 120 günlük sürenin bitiminden sonra Etyopya işgal güçlerinin ülkeden tamamen çekilmesi ve yerine Uluslar arası Barış Gücü yerleştirilmesi isteniyor. Bu amaçla BM Güvenlik Konseyi’nden, bir karar çıkarılması için talepte bulunulması öngörülüyor. BM’den Somali’ye dost ama sınır olmayan ülkelerin ordularına mensup askerlerin oluşturacağı bir uluslar arası güç gönderilmesi istenecek. “Sınır olmayan” şartıyla uluslar arası güçte Etyopyalı askerlerin yer almamasının garantiye alınması amaçlanıyor.
Geçici hükümet başkanı Abdullah Yusuf Ahmed konu hakkında yaptığı açıklamada Etyopyalı güçlerin çekilmesinin ancak Uluslar arası Barış Gücü yerleştirilmesi şartının kesin bir şekilde uygulanmasına bağlı olduğunu ileri sürdü. Bu açıklaması da zaten onun sultasının Etyopya işgal güçlerinin desteğine dayandığını, halktan herhangi bir destek alamadığını, işgalcilerin çekilmesi durumunda sap gibi ortada kalacağını, bu yüzden uluslar arası güçle kendisinin ve kadrosunun hayatını sağlama almak istediğini gösteriyor.
Anlaşma muhalif hareketten şiddet eylemlerini kınamasını, anlaşmaya bağlı kalmayan silahlı gruplardan teberri etmesini istiyor.
Anlaşmanın imzalanmasından sonra muhtelif yorumlar yapıldı. Somali’deki bazı gruplar bu anlaşmanın kendilerini bağlamayacağını, Mogadişu’da kan akıtılırken Cibuti’de anlaşma imzalanmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceğini ileri sürdüler. Etyopya işgal güçlerinin silahla girdiğini, yine silahın gücüyle çıkarılacaklarını söyleyenler oldu. Anlaşmayı olumlu bir gelişme olarak değerlendirip başarılı olmasını arzuladıklarını ifade edenler de oldu.
Anlaşmadan sonra uluslar arası teşkilatlara, Somali’ye yardım çağrıları yapıldı.
Filistin’de de Mahmut Abbas liderliğindeki Fetih hareketiyle Hamas arasında diyalog gerçekleştirilmesi konusunda son günlerde bazı önemli adımlar atıldı. İnşallah bu konudaki değerlendirmemizi de müteakip yazımızda yapacağız.
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu