
"Cahiliye" Arama Sonuçları

‘Cahiliye’ malumunuz vahyin son ziya ve şifasının inzal buyrulduğu, o meş’um, istikametten sapmanın vaki, toplumsal çürüme ve bozulmanın meşhur olduğu dönemin ve bunu meydana getirip sürdüren toplumun sıfatı, tesmiyesidir.

Cuma hutbesi: Dünden Bugüne Cahiliyenin Namazdan Menetme Cürmü I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Bu noktada Ercümend Özkan’ın, modern cahiliyenin kavramları karşısındaki net duruşu öne çıkmaktadır. Mesela demokrasiyi “Hevaya uyma rejimi” olarak tanımlamıştır ki, bu tanıma 12’den vurmak desek yeridir.

Son 20 yılda Türkiye'deki İslami mücadele birikimi, AKP'nin "şeytanın sağdan yanaşmasına" denk gelen entegrasyon politikalarıyla tahrif ve tahrip edildi, büyük oranda cahiliye düzenine payanda kılındı. Peki bu durum sürpriz miydi?

19 Şevval 1443 / 20 Nisan 2022 tarihli "Teberruc Boyutuyla Günümüz Cahiliyesi" konulu hutbeyi, "filenin fâsıkları" gündemine binaen bir kez daha yayınlıyoruz:

İslam’ın gücü önünde hiçbir tiranın, hiçbir diktatörün ve hiçbir cahiliye toplumunun durması mümkün değildir.

Kısacası, cahiliye döneminde Hicaz bölgesinde ciddi oranda bir "mülteci" kitlesi vardı, fakat "mülteci sorunu" yoktu. O insanalr, mülteci olarak kendiklerine sığınanlara düşmanlık değil,i ev sahipliği yapmışlardı. Tabi bu durum, İslam döneminde daha da yaygın ve örnek bir hale geldi.

Cuma vaazı: Câhiliye Toplumunun Özellikleri - Hasan Çelenk - Kur'an Nesli İlim Merkezi

Halil Konakçı adlı namaz kıldırma memuru, Hz. Yusuf'un "kralın kanunlarıyla" hükmettiği gibi bir iddiada bulunarak, bugün cahiliye düzenlerinin cahiliye yasalarıyla hükmeden din(i)idar politikacıları İslami açıdan temize çıkarmaya kalkıştı.

Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.

Bu sürece girildikten sonra, Seyyid Kutub’un altını çizdiği cahiliyeyle uzlaşmazlık ve akidevi ayrışma “engelinin” aşılıp, entegrasyonun tevhidi bilinçlenme sürecinde yer almış kesimler nezdinde meşrulaştırılması için iki tutumun öne çıktığını görmekteyiz.

Cahiliye Nikah Türleri ve İslam'da Nikah (Haftanın Sohbeti) - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi

Şehadetinin 56. yıldönümü vesilesiyle Seyyid Kutub'u rahmetle anarken, son yıllarda cahiliye düzenlerine entegrasyon süreçlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte dillendirilmeye başlanan "Seyyid Kutub'u aşmalıyız" tarzı söylemlerin konu edildiği bir makaleyi dikkatlerinize sunmakta fayda görüyoruz.

Tekbirlerle savuşturulan darbe girişiminin sabahına Türkiye, laik-kemalist câhiliyenin daha koyu bir versiyonuyla uyanmış oldu. Hal böyle iken, Türkiye’deki “İslami çevrelerde” yaygın ve yoğun bir 15 Temmuz sembolizmi, hatta “kutsaması” söz konusu altı senedir.

Son yirmi yıllık süreçte Türkiye’deki “İslami kesimler”in önemli bir kısmında, mevcut laik-kemalist câhiliye düzeninin akidevi açıdan konumlandırılması, fert ve topluluklar bazında Müslümanların düzen ve aktörleri karşısındaki konumlanmaları, takınılması gereken tutum konusunda yaşanan savrulmalara, Bedir’de yaşananlar çerçevesinde bakıp, bu zaviyeden bir muhasebeye tâbi tutmakta fayda vardır.

Kimi İslami çevreler, o günlere kadar istikrarlı bir şekilde, sebat üzere sürdürdükleri söz konusu akidevi/ilkesel tutumu, 28 Şubat döneminde uygulamaya konulan zulümlere son verilmeye başlanmasıyla birlikte, akidevi7ilkesel tutumu arka plana atarak yaşanan sürecin cazibesine kapıldı ve o güne kadar savunulan Kur’ani/Nebevi ilkelerle bağı koparılmış, reel politik bir düzleme oturan “maslahat”, “merhale fıkhı” gibi söylemlerle giderek Ak Parti’nin aktif destekçisi haline geldi. 2009 yılında Davos’ta yaşanan “van minut” olayı, İslami çevrelerin o güne kadar haklı olarak câhiliye kavramı çerçevesinde değerlendirdikleri mevcut sistem içi politik süreçler ve aktörlere “İslami anlamlar” yükleme noktasında etkili bir olay oldu.

Cuma hutbesi: Teberruc Boyutuyla Günümüz Cahiliyesi - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 19 Şevval 1443 / 20 Nisan 2022

Bizler, egemen cahiliyenin kavram, değer yargısı ve oluşturduğu gündemlerin paydaşı olmak yerine, İslam'ın bize öğrettiği özgün kavram ve değer yargılarıyla hareket etmekle mükellefiz.

AKP dönemiyle birlikte çeşitli "İslami çevrelerin", cahiliye düzeni ve düzenin aktörleri karşısındaki duruş ve tutum konusunda sapma ve savrulmalar yaşadığına tanıklık ettik. Söz konusu savrulma sürecini, İktibas Dergisi'nin dosya konusu bağlamında Kürşad Atalar’la konuştuk. Yaşanan dönüşümün köksüzlükle açıklanabileceğini belirten Atalar, “Köksüzlük ise, esasen ‘bilmemekle’ ilgili bir şeydir. Biliyorsunuz ‘keşke bilselerdi’ ayetine ben biraz da bu açıdan bakıyorum. Kullar, Peygamberler gibi ‘bilebilseydi’, savrulmazlar, dönüşmezlerdi. Tarihte savrulan, dönüşen bir Peygamber olmamıştır” diyor. Söyleşimizi ilgiyle ve beğeniyle okuyup istifade edeceğinizi düşünüyoruz.

Lakin burada gözden kaçırılan çok temel bir nokta vardı ki, o da sözü edilen “merhale”nin, câhiliye düzeninden (ruczdan) akidevi kesinlikte teberrisini/hicretini ortaya koymuş olup, kendi özgün hareket hattını aşama aşama inşa etmeyi değil, câhili sistem içi demokratikleşme merhalelerine atıf yapıyor olmasıydı.
Makaleler
Hava Durumu