

"Herkesin" Arama Sonuçları

Şeklen aynı yöne, aynı Allah’a yönelmemize rağmen düşünce ve eylemlerimizin pusulası farklı yönleri göstermektedir. Kalıcı olan ahir hayatını değil dünya hayatını öncelediğimiz için daha dün Kur’an’ın elinin tersiyle ittiği bir toplumun kıblesine bugün şeklen olmasa da düşünsel, karakter ve mizaç olarak teslim olmuş vaziyetteyiz. Bu acınası durumdan bizi kurtaracak olan reçete malum, Allah’ın Kitabı ve Rasulün bizzat yaşadığı sünnetidir.

İnsanlığın serüveni; bebeklik, gençlik ve ihtiyarlık.. Herkesin serüveni farklı; kiminin bebekken, kiminin gençken, kiminin de ihtiyarken dünya serüveni son buluyor.

Neredeyse 15 yıl sonra, kripto varlıklar herkesin bahsettiği şey. Kripto meraklıları, kripto kumarında şanslarını denemeleri gerektiğini düşünerek kripto piyasasının yükselişine hayret ediyor. Madencilerden aracılara kadar tümü, dijital finansa yayılmak isteyen bir ekosistem ortaya çıktı. Kripto misyonerleri, girişleri ve dolayısıyla kripto balonunu körükleyen momentumu korumak için sürekli artan kripto varlık fiyatlarının aldatıcı bir anlatısını kullanarak yeryüzünde cenneti vaat ediyor.

Bu noktada, Kâfirûn sûresinden mülhem olarak, “Herkesin ‘Başöğretmeni’ kendinedir” diyebiliriz. Hiçbir fert, toplum veya sistem, kendi “Başöğretmen”ini başkalarına dayatmamalıdır.

Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.

Türkiye değişik birimleriyle Macron Fransa’sının İslam hakkındaki bu projesine ‘çok sert’ tepki göstermiş. Dışişleri Bakanlığı Macron’a ‘haddini’ hatırlatarak, anlamı ‘barış’ olan yüce dinimizi ‘aydınlatma’ bahanesiyle yanlış ve çarpık yaklaşımlara konu etmenin hiç kimsenin haddine olmadığı uyarısında bulunmuş. Sözde ‘aydınlatma’ bahaneleriyle ‘Avrupa İslamı’, ‘Fransa İslamı’ gibi kavramlar ortaya atarak göçmen toplumları disiplin altına alabileceğini zannetmek insani ve hukuki mülahazaların aksi yönde hareket etmek olurmuş. Herkesin inançlarını yaşarken alacağı din hizmeti ve benimsediği dinî anlayışı, devletlerin yasalarla belirleme hakkı olmazmış. Demek ki Türkiye’de işler hiç böyle işlemiyormuş!

İnsanlık bir taraftan “kuzulaşarak”; diğer taraftan “kurtlaşarak“ yaşıyor bu serencâmı.. Kuzu kuzu, 6 yetmez 7; yetmez 8; yetmez 15 G teknolojiyi bekliyor .. Tabiî ki bir de kurt tarafımız var; sosyal medyada ortaya çıkan, herkesin birbirini yediği ve asla doymadığı…

Herkese hesap sorulacağı gün; Cenab-ı Hakk’ın yüz çevirdiği, muhatap olmadığı, “Niçin öldürdünüz?” sorusunu bile sormadığı insanlardır onlar. O masuma soracaktır Cenab-ı Hak. İşte o gün, o masum, ana babasının onu nasıl diri diri toprağa gömdüğünü bir bir anlatacaktır. Dünyada hiçbir hâmisi olmamış, herkesin gözü önünde zulme uğrarken kimse müdahale bile etmemiştir. Peki hangi günahı sebebiyle öldürülmüştür? Zalimlere sorarsanız -kendilerince- haklı birçok nedenleri vardır. Cahiliye toplumu, bu iğrenç fiili uygulayanları değil cezalandırmak, kınamamıştır bile. Bunu yapanlar da utanmamıştır yaptığından, bütün toplum ise “Allah’ın verdiği gözlerle” seyircidir sadece.

Süleyman’ın mülkü çerçevesinde Bakara, 102. ayetin gündeme getirdiği, karı ile kocanın arasını ayıracak işler (sihir), sihir denilen oyunun kendi başına müstakilen hiçbir gücünün olmadığının tipik örneğidir. Günümüzde karı ile kocanın arasının ayrılması yani ailenin dinamitlenmesi, boşanmaların çoğalması ve normalleştirilmesi herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. İşte bu, öncelikle şeytandan öğrenilen bir iştir.

Kimisi oyuncağını yarıştırıyor, kimi evini, arabasını, bankadaki parası, koltuklar, eşyalar, ne varsa hayata dair bir yarış içinde. Herkesin bitmeyen bir hedefi var, neden bitmiyor? Çünkü kim bir hedefe ulaşsa hemen önüne yeni bir hedef geliyor, sahip olunan ne varsa sahip olduğumuz anda değerini yitirmeye başlıyor, herkes maddi-manevi ne düzeyde olursa olsun bir üsttekine bakıyor.

Herkesin bir koşusu vardır: kimisinin koşusu paraya, kimisinin koşusu mala ve mülke, kimisinin koşusu kariyere, kimisinin koşusu kadına ve erkeğe kimisinin koşusu makama ve mevkiye, kimisinin koşusu ailesine, kimisinin koşusu da madalyaya uzanmak.

Herkesin kesin olarak bildiği gibi dünyadaki yaşam süresi sınırlıdır. Birkaç saat, bir gün, bir yıl, 30 yıl ya da 70 yıl... Ve herkes şunu da kesin olarak bilir ki sınırlı olan herşey eninde sonunda bitecektir. Bir insan 80 yıl da yaşasa, 100 yıl da yaşasa her geçen gün kaçınılmaz olan sona doğru ilerler. Bunun örneklerini istisnasız herkes kendi hayatında görmüştür. Uzun vadeli olarak yaptığınızı düşündüğünüz her plan eninde sonunda geçip gitmiştir. Şu anda geriye dönüp baktığınızda hayatınız hakkında söyleyeceğiniz ilk söz "ne kadar çabuk geçti!" olacaktır.

Vahyin belirlediği ve Rasûlün (s) sünnetinin güzel örneğini oluşturduğu sahih İslam anlayışıyla bağdaşmayan ve yüzyıllara sâri yozlaşma sürecinde üretilen birçok bid’at ve hurafelerle kuşatılmış geleneksel din anlayışında, yaşantısına bakılmaksızın lâfzen “kelime-i şahadet”i söyleyen ve “müslümanım” diyen herkesin Allah’ın rahmetine müstahak olduğu ve kurtuluşa ereceği zannedilir. Ve ölen herkese kolayca “rahmet ve mağfiret” duası yapılır. Hâlbuki Kur’an’daki birçok âyet, Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa erebilmek için, kişinin Allah’ın azabından korkup sakınarak O’nun emir ve yasaklarına uyma sorumluluk bilinciyle Kur’an’a uygun takvalı bir hayat yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah’ın, ancak böyle bir hayatı yaşayarak kurtuluşu hak edenlere rahmet edeceği bildirilmektedir.

İtalya'nın Venedik Valisi Brugnaro, Venedik'in meşhur San Marco Meydanı'nda 'Allahu ekber' diye bağıran herkesin vurulacağını söyledi.

Gerçek müminler herkesin cennete girme ihtimali olduğunu düşünenlerdir. Öte yandan takva dışındaki tüm üstünlük iddialarının dünyayı cehenneme çevirdiğini unutmazlar.

Hiç kimsenin kazanmaması biçimindeki strateji, “İran-Irak savaşı”nda da gözlemlediğimiz bir politikaydı. Arap dünyasını çok iyi gözlemleyen Mısırlı gazeteci merhum Muhammed Heykel'in ifadesiyle ABD, İran-Irak savaşı konusunda zig-zag politikası izliyordu. Buna göre Washington, Bağdat'ın tamamıyla hezimete uğramasını istemiyorsa da, bu savaştan zayıflayarak çıkacağı yönündeki umudunu gizleyemiyordu. İran ve Irak hariç, savaşın uzadıkça uzaması herkesin yararına idi. ABD'nin etkili isimlerinden Henry Kissinger'a göreyse İran-Irak savaşı, ABD'nin her iki tarafın kaybetmesini istediği ilk savaştı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ziyaret gerçekleştirdiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Suriye’de ilan edilen ateşkese değinen Rus lider, Rusya ve ABD’nin Suriye’de barışa ulaşılması ve terörle mücadele konusunda ortak hedefi paylaştığını kaydetti. Putin, “Terörle mücadelede ortak hedefin yanı sıra Suriye’de barışa ulaşılması noktasında ortak arzuyu duyduğumuzu ifade edebilirim. bu gerçek anlamda bir ortak hedef ve Amerikalı partnerlerimizle birlikte herkesin bunu anladığına dair herhangi bir şüphem yok” ifadesini kullandı.

Bütün eksikliklerine rağmen Türkiye’de ana akım İslami çalışmaların en büyük özelliği açık, şeffaf, her şeyin herkesin gözü önünde, aktörlerinin hesap verebilir açıklıkta figürler olmasıdır. Kim adına hareket ettiği, kime karşı sorumlu ya da sorumsuz olduğu bilinmeyen mistik kapalı yapıları bu açık yapılanmalardan ayıran, hesap verilebilir olmaktan çok kutsanmış bir bağlanmanın hakim olmasıdır.

Şimdilerde hepimiz farkındayız, uykuyu zor uyuyoruz yataklarımızda, lakin bir zaman sonra dinlenebileceğimiz uyku hiç girmeyecek odalarımıza. Fakındayız, herkesin kalbinde bir sızı var, dalıp dalıp gidiyoruz dipsiz kuyulara, sanki ölmüşüz de kefensiz geziyoruz şehrin sokaklarında. Dünyanın yükü ağır geliyor yalnız ve cılız omuzlarımıza. Yük ağır, yol uzun ve çileli, düşman çok, küfür egemen, gücümüz yok. Bütün bu olumsuzluklara karşı “Biz” olmaktan başka çaremizde yok. Müslümanlar ne yapmalı, oturup düşünmeliyiz.

Taksim Dayanışması platformu, 1 Mayıs'la ilgili olarak Taksim yerine başka bir yerin gösterilmesiyle ilgili olarak "Hac ibadetinin başka bir yerde yapılmasını istemek gibi" şeklinde tanımlama yapmış. Her dinin bir kıblesi olduğu gibi modern beşeri dinler de kendilerine böyle kıbleler üretiyor işte. Tıpkı Kemalizm'in Anıtkabir'i gibi. Ne diyelim: Herkesin kıblesi kendine!
Makaleler
Hava Durumu