
"Risale" Arama Sonuçları

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Tarihselcilik konusunda uzman isimlerden Prof. Dr. Şevket Kotan, “Hasan Basri, Kader Risalesi ve Kur’ancılık” başlıklı bir konuşma yapmak üzere 18 Ocak Cumartesi günü saat 14.00’te İktibas Dergisi’ne konuk olacak inşallah.

Ben Înâs’ı çok sevdim. Sizlerin de seveceğine inanıyorum. Înâs hiçbir çekince gütmeden, tam tersine büyük bir güven ve istekle her eve girdirilebilecek bir misafir. İslam’la tanışmasını istediğimiz her insanın eline tutuşturabileceğiniz bir risale. Bayramda-seyranda verilebilecek güzel bir hediye.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Peki, böyle özgürlükçü bir toplum neden Muhammed (s.a.s) bana Risalet verildi deyince “Lâ ilâhe illallah” deyin kurtulun çağrısına şiddetle karşı çıktılar? Neydi onları Hz. Peygambere hasım eden?

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Hasan el-Benna’nın çeşitli zamanlarda yaptığı sohbetlerinde değindiği 25 farklı mesele Risale Yayınları tarafından bir araya getirilerek "Cuma Sohbetleri" adıyla yayınlandı.

Risale Yayınlarından çıkan Kur’an ve Sünnet’te İtikad, İbadet ve Güzel Ahlak kitabında Ebu’l-Hasen en-Nedvî İslam dininin özelliklerini dokuz başlık altında toplayıp bunları sırasıyla izah eder. Fatih Pala yazdı.

İlk olarak risaletin başlangıcında Mekke müşrik oligarşisinin, Yunus Suresi 15. ayette haber verildiği üzere Allah Rasulü'ne (a.s.) "Ya bu Kitabı değiştir ya da yeni bir Kitab getir" şeklindeki talebiyle ortaya koydukları "kurulu düzenlere uygun bir İslam algısı" üretme çabasının son örneği Fransa'da kendini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Laiklik, Cumhuriyetin İslam'la bir sorun olmamasını garanti ediyor. Sonbaharda, İslam'a Cumhuriyetin ruhuna uygun bir çerçeve sunacağız" ifadeleriyle bu konudaki hedeflerini dile getirdi.

Hz. Yusuf bir peygamberdir. Hiç şüphe yok ki onun risâleti de, gönderilen bütün peygamberlerin risâletlerinin aynısıydı ki, o risâletler Allah’ın dinini diğer bütün din ve düzenlere gâlip kılma ve yüceltme risâletidir. Yoksa biz Yusuf’un (a.s.) hükümette bulunduğu süre içerisinde, bir kâfir yöneticinin emrine ve hizmetine girerek, onun yardımcılığını yaparak, Allah’ın dinine göre değil de, hükümdarın/tâğutun kanunlarına göre hükmettiğini kabul edecek olursak, o takdirde Hz. Yusuf’un Süleyman Demirel’den, Bülent Ecevit ve benzerlerinden ne farkı kalır?

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, Alternatif Eğitim Faaliyetleri kapsamında, Peygamberimizin mücadele sünnetini ve Risalet misyonunu doğru anlamaya vesile olmak ve Nebevî Sünneti çağımıza taşımaya dair bir bilinç oluşturmak amacıyla İLKAV konferans salonunda "Siyer-2017 Paneli"ni düzenledi. Panel 30 Nisan 2017 Pazar günü gerçekleştirildi.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Şehid imam/öğretmen Hasan el-Benna, yarınların, yorgun olanların değil, rahatından vazgeçenlerin olacağını söyler. Hani nerede rahatlarını bozanlarımız? Nerede Hakk için, ebedî âlem için koşturan öğretmenlerimiz? Rahat yüzü nedir bilmeyen Hasan el-Benna, adam akıllı öğretmendi, Hocaydı ve mücadele halindeyken kırk üç yaşında Rabbine şehadetle gidiverdi. Hocalığın sanat olduğu konusuyla ilgili bir vakit küçük bir risale yayınlatan rahmetli Osman Öztürk Hoca, “Meslek çilelidir, korkma ve usanma! Öğrenci, Allah’ın emanetidir, titizlik göster. Emeğine acıma; samimiyetle yapılan hiçbir hizmet karşılıksız kalmaz. Kimseden karşılık ve vefa bekleme; sabırlı ol, vadeli mükâfat, hesaba sığmayacak kadar çok olacaktır.” türünden nice öğütler veriyordu meslektaşlarına.

Cumartesi Sohbetlerimizin bu haftaki oturumunun konuşmacısı " Risaletin İlk Yılları ve Mekke'den Günümüze TEVHİD-ŞİRK Mücadelesi" konu başlığı ile Mehmet Kantar olacak... Nuh (a.s.) bu yana eskimeyen bu mücadeleyi bir de Sayın Mehmet Kantar'dan dinlemek isterseniz buyurun Venhar Kur'an Evi'ne...

Yaşayarak yazmayı ve yazarken de yaşamayı bizzat soluyan bir kahramandı o. Ardında bıraktığı direniş mirasının yanında, bir de pratize edilmesi gereken teorik bilgileri bir kitapta toplayıp sunması, onun ne kadar büyük ufuk sahibi bir dava adamı olduğunu bize hatırlatıyor. Davasını sürdürecek, mirasını yürütecek olan halefleri için hayatî stratejiler olma özelliği taşıyan, istikametten sapmamaları için yol haritası hükmünde olan bu el risalesivarî kitap, aynı zamanda tarihe verilmiş yaman bir cevaptır da.

Ali Akın, "Allah için uyarı görevimixi yapıyoruz" diyor ve Risale-i Nur'un ilmi olarak değeri olup olmadığını anlatıyor...

Muhammed Atıf Hoca'nın bu risalesi, son olarak Yalçın Eren tarafından baş kısmına Atıf Hoca'nın hayat hikayesi ve bu risalenin serüveni yazılarak hem Türkçe hem de Osmanlıca orijinal nüshasıyla yayınlandı ve Neyzen Kitap ytarafından yayınlandı.
Makaleler
Hava Durumu