"Vahiyle" Arama Sonuçları
İblisin cübbelisi
Cübbesiyle nam salmış bir kişi şeytanın bütün bu görevlerini fazlasıyla yerine getirmektedir. Bu cübbeli İblis Kur’an’dan istediği ayeti ahlaksız ve ahmakça safsatalarına alet edebiliyor, İslam’ın tertemiz akidesine karşı istediği imansızlık zehrini kusabiliyor, istediği zaman istediği hezeyanı savurabiliyor. Kur’an’ın tanımıyla, kendisi gibi cin ve ins şeytanları zümresine vahiyler indiriyor / telkinlerde bulunuyor.
Cübbesiyle nam salmış bir kişi şeytanın bütün bu görevlerini fazlasıyla yerine getirmektedir. Bu cübbeli İblis Kur’an’dan istediği ayeti ahlaksız ve ahmakça safsatalarına alet edebiliyor, İslam’ın tertemiz akidesine karşı istediği imansızlık zehrini kusabiliyor, istediği zaman istediği hezeyanı savurabiliyor. Kur’an’ın tanımıyla, kendisi gibi cin ve ins şeytanları zümresine vahiyler indiriyor / telkinlerde bulunuyor.
Artan pitbull saldırıları üzerine
Hayvanlar, kendilerine sınır konulamaz, dokunulmaz “kutsal varlıklar” haline getirilince de, insanın hizmetinde olması gereken hayvanlar, önü alınmaz bir şekilde insanlar için tehlike haline gelmektedir. Kısacası, yaşanan bu tür sorunların temelinde, Rabbimizin belirlediği ve vahiyle bize bildirdiği varlık hiyerarşisine ittiba etmek yerine, o hiyerarşiyi alt üst etme tuğyanı yatmaktadır.
Hayvanlar, kendilerine sınır konulamaz, dokunulmaz “kutsal varlıklar” haline getirilince de, insanın hizmetinde olması gereken hayvanlar, önü alınmaz bir şekilde insanlar için tehlike haline gelmektedir. Kısacası, yaşanan bu tür sorunların temelinde, Rabbimizin belirlediği ve vahiyle bize bildirdiği varlık hiyerarşisine ittiba etmek yerine, o hiyerarşiyi alt üst etme tuğyanı yatmaktadır.
Allah'a iman etmenin anlam ve şümulü üzerine
O halde Allah’a iman etmek demek, O’nun varlığını ve noksan sıfatlardan münezzeh, kemal sıfatlarla mücehhez oluşunu şeksiz-şüphesiz tasdik etmek ve O’na ve vahiyle bildirdiği ölçülere mutlak bir güven duyup, o ölçülere tâbi olmakla dünya ve âhiret saadetinin temin edileceğine dair kesin bir inanış ile Allah’ın hükümlerine itaat ve ittiba etmek demektir.
O halde Allah’a iman etmek demek, O’nun varlığını ve noksan sıfatlardan münezzeh, kemal sıfatlarla mücehhez oluşunu şeksiz-şüphesiz tasdik etmek ve O’na ve vahiyle bildirdiği ölçülere mutlak bir güven duyup, o ölçülere tâbi olmakla dünya ve âhiret saadetinin temin edileceğine dair kesin bir inanış ile Allah’ın hükümlerine itaat ve ittiba etmek demektir.
Medine, Medine Sözleşmesi, medeniyet kavramları dolayımında mülahazalar
Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.
Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.
Vahiyle irtibatın sürekliliği ve örnekliğin önemi
İletişimin sürekliliği açısından telefonun baz istasyonuyla irtibatının sürekli olması gerektiği gibi Müslümanın da Allah'ın ayetleriyle ile irtibatı daimi olmalıdır.
İletişimin sürekliliği açısından telefonun baz istasyonuyla irtibatının sürekli olması gerektiği gibi Müslümanın da Allah'ın ayetleriyle ile irtibatı daimi olmalıdır.
İslam Davası
Rasulullahın davasına olan imanını iyi anlamalıyız. Onu başarılı kılan evveliyetle o imanıdır. Ardından, imanının gereğini yapmasıdır. Kırk senedir kendi toplumunda ‘müddessir’ ve ‘müzzemmil’ halde yaşayan Muhammed (a.s), Allah’tan aldığı vahiyle birlikte, birden tarihin ender kaydettiği o cevvaliyetle işine koyulmuş, bir anda bütünüyle gündemi belirleyen kişi olmuştur. Muhammed (a.s)’ın İslam davasındaki başarısını anlamamıza perde olan hususlardan biri, müddessir ve müzzemmil kelimeleriyle onu battaniyeye sarıp sedirine yatırmamız (uyutmamız)dır. Oysa müddessir ve müzzemmil buna değil, adeta ‘yok’ hükmünde olan bir insanın artık ‘var’ ve hem de en belirleyici olarak var olmasına denmektedir.
Rasulullahın davasına olan imanını iyi anlamalıyız. Onu başarılı kılan evveliyetle o imanıdır. Ardından, imanının gereğini yapmasıdır. Kırk senedir kendi toplumunda ‘müddessir’ ve ‘müzzemmil’ halde yaşayan Muhammed (a.s), Allah’tan aldığı vahiyle birlikte, birden tarihin ender kaydettiği o cevvaliyetle işine koyulmuş, bir anda bütünüyle gündemi belirleyen kişi olmuştur. Muhammed (a.s)’ın İslam davasındaki başarısını anlamamıza perde olan hususlardan biri, müddessir ve müzzemmil kelimeleriyle onu battaniyeye sarıp sedirine yatırmamız (uyutmamız)dır. Oysa müddessir ve müzzemmil buna değil, adeta ‘yok’ hükmünde olan bir insanın artık ‘var’ ve hem de en belirleyici olarak var olmasına denmektedir.
Vahiyle yönlendirilen Rasûl'ün mücadele sünnetini ve “yoldaki işaretler”i terk eden “Müslümanlar”
Öncelikle ifade etmek gerekir ki, ilk “Kur’an toplumu”nu oluşturan mü’minlerin hepsi Kur’an’ı anlamak, öğüt almak ve yaşamak amacıyla okuyorlardı. İslami şahsiyeti ve hayatın bütün alanlarını vahiyle inşa etmek amacıyla tertil üzere Kur’an okuyor (Müzzemmil, 73/4; Ahzab, 33/34), Rasûlullah’tan (s) kitabın ve hikmetin eğitimini alıyorlardı. (Cuma Suresi, 62/2; Bakara, 2/129, 151; Âl-i İmran, 3/164). Bütün mü’minler okuyup eğitimini aldıkları Kur’an’dan anladıklarını, fıkhettiklerini hayatlarına taşımaya çalışıyor, birbirleriyle de fikir teatisinde bulunuyorlardı.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki, ilk “Kur’an toplumu”nu oluşturan mü’minlerin hepsi Kur’an’ı anlamak, öğüt almak ve yaşamak amacıyla okuyorlardı. İslami şahsiyeti ve hayatın bütün alanlarını vahiyle inşa etmek amacıyla tertil üzere Kur’an okuyor (Müzzemmil, 73/4; Ahzab, 33/34), Rasûlullah’tan (s) kitabın ve hikmetin eğitimini alıyorlardı. (Cuma Suresi, 62/2; Bakara, 2/129, 151; Âl-i İmran, 3/164). Bütün mü’minler okuyup eğitimini aldıkları Kur’an’dan anladıklarını, fıkhettiklerini hayatlarına taşımaya çalışıyor, birbirleriyle de fikir teatisinde bulunuyorlardı.
Furkan ayı, hakla bâtılı ayırma ayıdır Ramazan
Sözü geçen ayette “eğri ile doğrunun bir birinden ayrılması” üzerinde düşünmeye daha çok ihtiyacımız olsa gerektir. Allah resulünün muhatap olduğu ilk vahiyle birlikte yeni bir düzenin temelleri Ramazan ayında atılmıştır. Bu ay hak ile batılın bir birinden iyice ayrıldığı, hakkın tüm delilleriyle meydana çıkıp batılın bütün kirli oyunlarını bozduğu, tahakkümüne son verdiği ay olması bakımından kıymetlidir. Bizim meselemizde burasıdır.
Sözü geçen ayette “eğri ile doğrunun bir birinden ayrılması” üzerinde düşünmeye daha çok ihtiyacımız olsa gerektir. Allah resulünün muhatap olduğu ilk vahiyle birlikte yeni bir düzenin temelleri Ramazan ayında atılmıştır. Bu ay hak ile batılın bir birinden iyice ayrıldığı, hakkın tüm delilleriyle meydana çıkıp batılın bütün kirli oyunlarını bozduğu, tahakkümüne son verdiği ay olması bakımından kıymetlidir. Bizim meselemizde burasıdır.
“İslami Mücadelede Kadının Rolü” seminerinden notlar
Ayşe Pamak Göksoy, Müslüman kadının geleneksel ve modern çerçeveleri aşıp, Rabbimizin vahiyle bildirdiği ve Allah Rasulü (s) öncülüğünde ilk neslin pratize ettiği hayatın öznesi konumuna talip olması gerektiğine vurgu yaptı.
Ayşe Pamak Göksoy, Müslüman kadının geleneksel ve modern çerçeveleri aşıp, Rabbimizin vahiyle bildirdiği ve Allah Rasulü (s) öncülüğünde ilk neslin pratize ettiği hayatın öznesi konumuna talip olması gerektiğine vurgu yaptı.
"Katliamlara tepkinin ötesinde, tevhidi inşaya yoğunlaşmalıyız"
Radyo Denge'ye Gazze'ye yönelik son siyonist işgal girişimini değerlendiren Mehmet Pamak: Bizler esas meseleye yoğunlaşıp halimizi ıslah etmeyi, terk edilmiş bırakılan Kur'an'a tekrar dönerek vahiyle ümmeti yeniden inşa etmeyi ve böylece Allah'ın vaadi olan yardımını hak etmeyi hedeflemek yerine, sadece işgal ve katliamların tırmandığı süreçlerde meydanlara çıkıp slogan atarak zalimleri tel'in ediyor, zulme uğrayan kardeşlerimize yardım ve dua için seferber oluyoruz. Şüphesiz ki bunlar önemli ve gerekli, ama o süreç geçince yeni bir katliama kadar esas sorumluluğumuzu, kalıcı ve kesin çözümü gündeme getirecek çabalara yoğunlaşmadan zaman geçiriyoruz. Baskısı ve kuşatması altında bulunulan sistemleri değiştirmek ve bunun için öncelikle içinde yaşadığımız cahiliye toplumlarını vahiyle dönüştürmeye yoğunlaşmak yerine, cahiliye sistemleri içinde görece imkanlara kavuşmak adına oyalanıyor ve tevhidi mücadele stratejisinde ısrar etmek yerine istikameti koruma zaafı içine düşerek sistem içi siyasetlere eklemleniyoruz. Sonra yeni bir katliam sürecinde yine sokaklara çıkıp "kahrolsunlar" diye bağırıp slogan atmaya tekrar başlıyoruz.
Radyo Denge'ye Gazze'ye yönelik son siyonist işgal girişimini değerlendiren Mehmet Pamak: Bizler esas meseleye yoğunlaşıp halimizi ıslah etmeyi, terk edilmiş bırakılan Kur'an'a tekrar dönerek vahiyle ümmeti yeniden inşa etmeyi ve böylece Allah'ın vaadi olan yardımını hak etmeyi hedeflemek yerine, sadece işgal ve katliamların tırmandığı süreçlerde meydanlara çıkıp slogan atarak zalimleri tel'in ediyor, zulme uğrayan kardeşlerimize yardım ve dua için seferber oluyoruz. Şüphesiz ki bunlar önemli ve gerekli, ama o süreç geçince yeni bir katliama kadar esas sorumluluğumuzu, kalıcı ve kesin çözümü gündeme getirecek çabalara yoğunlaşmadan zaman geçiriyoruz. Baskısı ve kuşatması altında bulunulan sistemleri değiştirmek ve bunun için öncelikle içinde yaşadığımız cahiliye toplumlarını vahiyle dönüştürmeye yoğunlaşmak yerine, cahiliye sistemleri içinde görece imkanlara kavuşmak adına oyalanıyor ve tevhidi mücadele stratejisinde ısrar etmek yerine istikameti koruma zaafı içine düşerek sistem içi siyasetlere eklemleniyoruz. Sonra yeni bir katliam sürecinde yine sokaklara çıkıp "kahrolsunlar" diye bağırıp slogan atmaya tekrar başlıyoruz.
"Kutlu doğum edebiyatı" sorgulanmalı
"Soruda verilen örnek gibi Hz. Muhammed için anlatılan bu tür olayların genellikle Peygamberleri yarıştırıp Hz. Muhammed’i şampiyon yapma çabalarının ürünü olduğu açıktır. Mesela Hz. İsa’nın sözde diri olarak göğe çekilip kıyamete kadar Allah'ın yanında yaşamasına ve kıyametten önce gelip Hıristiyanları da, kendilerini kurtarmaktan aciz düşmüş zavallı Müslümanları da kurtarması anlatımlarına alternatif olarak Hz. Muhammed’in Miraç’ta güya göklerin üstüne çıktığı ve Yüce Allah’la yüz yüze görüşüp ondan vahiyler aldığı, bedeniyle veya ruhuyla diri olup istediği zaman hayatta görünüp tasarruf ettiği anlatılır ki bununla Hz. İsa’nın ya ötesine geçtiği ya da ondan geri kalmadığı anlatılmak istenmektedir."
"Soruda verilen örnek gibi Hz. Muhammed için anlatılan bu tür olayların genellikle Peygamberleri yarıştırıp Hz. Muhammed’i şampiyon yapma çabalarının ürünü olduğu açıktır. Mesela Hz. İsa’nın sözde diri olarak göğe çekilip kıyamete kadar Allah'ın yanında yaşamasına ve kıyametten önce gelip Hıristiyanları da, kendilerini kurtarmaktan aciz düşmüş zavallı Müslümanları da kurtarması anlatımlarına alternatif olarak Hz. Muhammed’in Miraç’ta güya göklerin üstüne çıktığı ve Yüce Allah’la yüz yüze görüşüp ondan vahiyler aldığı, bedeniyle veya ruhuyla diri olup istediği zaman hayatta görünüp tasarruf ettiği anlatılır ki bununla Hz. İsa’nın ya ötesine geçtiği ya da ondan geri kalmadığı anlatılmak istenmektedir."
Ali Küçük "Hayatı Vahiyle İnşa Sorumluluğu"nu anlattı
İLKAV'ın konferansında konuşan Ali Küçük, hayatın vahiyle inşasının önemine ve nasıllığına değindi.
İLKAV'ın konferansında konuşan Ali Küçük, hayatın vahiyle inşasının önemine ve nasıllığına değindi.
“Kur'ani İnkılap, toplumun vahiyle inşasından geçer”
Tahkikat.net sitesinin Mehmet Pamak'la gündem üzerine söyleşisinin üçüncü bölümünü istifadenize sunuyoruz. Bu bölümde ağırlıklı olarak Suriye ve Mısır'daki gelişmeler ve toplumsal dönüşüm üzerinde konuşuldu.
Tahkikat.net sitesinin Mehmet Pamak'la gündem üzerine söyleşisinin üçüncü bölümünü istifadenize sunuyoruz. Bu bölümde ağırlıklı olarak Suriye ve Mısır'daki gelişmeler ve toplumsal dönüşüm üzerinde konuşuldu.
"Kur'an, hükümleriyle amel etmek maksadıyla okunmalı"
Ahmed Kalkan: Ya vahiyle konuşmalı ya da vahye kulak vermeli. “İşittik, itaat ettik” teslimiyeti ile okumalı vahyi. Anlamları ve kavramları tahrif etmeden okumalı. Te’vilini Allah’a bırakarak okumalı. Muhkemleri esas alarak okumalı. Müteşâbihlere tefekkürle bakmalı. Mezhebî ve meşrebî okumamalı. Kültürel ve âyinsel okumamalı. Nefsin ihtiraslarından uzak kalarak okumalı.
Ahmed Kalkan: Ya vahiyle konuşmalı ya da vahye kulak vermeli. “İşittik, itaat ettik” teslimiyeti ile okumalı vahyi. Anlamları ve kavramları tahrif etmeden okumalı. Te’vilini Allah’a bırakarak okumalı. Muhkemleri esas alarak okumalı. Müteşâbihlere tefekkürle bakmalı. Mezhebî ve meşrebî okumamalı. Kültürel ve âyinsel okumamalı. Nefsin ihtiraslarından uzak kalarak okumalı.
Hay-Der'de "Merhamet Bilinci" işlendi
Hakan Aksu: Merhameti doğru algılamak gerekir. Merhamet sınırsızca vermek değildir. Rabbimiz, vahiyle sınır (yasak) koymuştur. Baba, anne, koca, abi, yönetici vs sevdiklerine dünya ve ahiret için sınır koymalıdır. Modernitenin sınırsız akıl ve mümeyyiz akıl saçmalıklarına karşı, yemede, giyside, harçlıkta ve davranışta sınır koymak karşımızdakinin hem dünyasına hemde ahiretine fayda sağlayacaktır.
Hakan Aksu: Merhameti doğru algılamak gerekir. Merhamet sınırsızca vermek değildir. Rabbimiz, vahiyle sınır (yasak) koymuştur. Baba, anne, koca, abi, yönetici vs sevdiklerine dünya ve ahiret için sınır koymalıdır. Modernitenin sınırsız akıl ve mümeyyiz akıl saçmalıklarına karşı, yemede, giyside, harçlıkta ve davranışta sınır koymak karşımızdakinin hem dünyasına hemde ahiretine fayda sağlayacaktır.
İdeal olan Kur'an'la aracısız konuşmaktır
Oktay Altın: Her meal ve tefsir aynı zamanda birer "aracı"dır. İdeal olanı Kur'an talebesinin Kur'an'la aracısız konuşabilmesidir. Ancak her müslümanın Arapça öğrenmesi mümkün olmadığına göre mealler vahiyle muhatap olmanın kaçınılmaz araçlarıdır.
Oktay Altın: Her meal ve tefsir aynı zamanda birer "aracı"dır. İdeal olanı Kur'an talebesinin Kur'an'la aracısız konuşabilmesidir. Ancak her müslümanın Arapça öğrenmesi mümkün olmadığına göre mealler vahiyle muhatap olmanın kaçınılmaz araçlarıdır.
İslami Mücadele Alanında Uzlaşma Bid'ati: Müdahene
Hz. Peygamber hiç bir zaman İslam'ın Allah tarafından konulmuş ilkelerini pazarlık konusu yapmamıştır. Ama insanlar arası ilişkilerinde yumuşak huyludur... Fakat Allah'ın vahiyle indirdiği doğruluğu tartışılmaz ilkelerde tıpkı bütün insanlar gibi o da inisiyatif sahibi değildir.
Hz. Peygamber hiç bir zaman İslam'ın Allah tarafından konulmuş ilkelerini pazarlık konusu yapmamıştır. Ama insanlar arası ilişkilerinde yumuşak huyludur... Fakat Allah'ın vahiyle indirdiği doğruluğu tartışılmaz ilkelerde tıpkı bütün insanlar gibi o da inisiyatif sahibi değildir.
Makaleler
Hava Durumu