"Yrmek" Arama Sonuçları
161 gündür devam siyonazi soy kıyımında katledilen Gazzelilerin sayısı 31 bini geçti
İşgal güçlerinin 161 gündür sürdürmekte oldukları soykırım saldırılarında şimdiye kadar şehit edilenlerin, yaralananların ve kaybolanların toplam sayısının ise 115 bini geçtiği belirtiliyor. Bunların yüzde 72'sini de kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
İşgal güçlerinin 161 gündür sürdürmekte oldukları soykırım saldırılarında şimdiye kadar şehit edilenlerin, yaralananların ve kaybolanların toplam sayısının ise 115 bini geçtiği belirtiliyor. Bunların yüzde 72'sini de kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı: Son 24 saatte 15 katliam yapıldı, 130 Gazzeli katledildi
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'nın bugün (8 Şubat Perşembe) yayınladığı günlük raporda işgal güçlerinin bölgede sürdürmekte oldukları soykırım saldırılarında son 24 saat içinde toplamda 15 katliam gerçekleştirdikleri, bu süre içinde şehit edilenlerin toplam sayısının 130, yaralananların sayısının ise 170 olduğu bildirildi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'nın bugün (8 Şubat Perşembe) yayınladığı günlük raporda işgal güçlerinin bölgede sürdürmekte oldukları soykırım saldırılarında son 24 saat içinde toplamda 15 katliam gerçekleştirdikleri, bu süre içinde şehit edilenlerin toplam sayısının 130, yaralananların sayısının ise 170 olduğu bildirildi.
Hindistan'da 17 Müslüman'ı katleden 22 kişi beraat etti
Hindistan'ın Gujarat eyaletinde mahkeme, 2002'de en az 1000 kişinin öldüğü olaylarda 17 Müslüman'ı öldürmekle suçlanan 22 kişiye, delil yetersizliğinden beraat kararı verdi.
Hindistan'ın Gujarat eyaletinde mahkeme, 2002'de en az 1000 kişinin öldüğü olaylarda 17 Müslüman'ı öldürmekle suçlanan 22 kişiye, delil yetersizliğinden beraat kararı verdi.
İktibas’ın yeni sayısı çıktı
42 yıldır yayınını sözünü değiştirmeden sürdürmekte olan İktibas Dergisi’nin 527. sayısı “Alevilik Devlet Eliyle Ehlileştirilmek mi İsteniyor?” manşeti ile çıktı. Derginin ‘Yorum’unda, geçtiğimiz ay yapılan cemevi açılışları ve Kültür Bakanlığı bünyesinde aleviler için bir daire başkanlığı oluşturulması konu edilirken, ‘başörtüsü’ konusunun da bir anda gündeme sokulması değerlendiriliyor.
42 yıldır yayınını sözünü değiştirmeden sürdürmekte olan İktibas Dergisi’nin 527. sayısı “Alevilik Devlet Eliyle Ehlileştirilmek mi İsteniyor?” manşeti ile çıktı. Derginin ‘Yorum’unda, geçtiğimiz ay yapılan cemevi açılışları ve Kültür Bakanlığı bünyesinde aleviler için bir daire başkanlığı oluşturulması konu edilirken, ‘başörtüsü’ konusunun da bir anda gündeme sokulması değerlendiriliyor.
İstikamet krizine girmiş tevhidî uyanış süreci öncülerini hâllerini sorgulamaya çağrı
Bu sebeple, hiç ara vermeden bir yandan tevhidî davet, şahidlik ve eğitim çabalarımızı yeni hamleler yaparak bıkmadan, yılmadan ve yaşanan büyük olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa düşmeden sürdürmek, diğer yandan da hiçbir sebeple asla terk edemeyeceğimiz emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker görevimizi yerine getirmek sorumluluğu altındayız.
Bu sebeple, hiç ara vermeden bir yandan tevhidî davet, şahidlik ve eğitim çabalarımızı yeni hamleler yaparak bıkmadan, yılmadan ve yaşanan büyük olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa düşmeden sürdürmek, diğer yandan da hiçbir sebeple asla terk edemeyeceğimiz emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker görevimizi yerine getirmek sorumluluğu altındayız.
Anadolu ziyaretlerimizden izlenimler
Bu yolculuğumuzun öncelikli amacı: Ahmed Kalkan Hocamızla alakalı yapacağımız anma gecesinde kullanılmak üzere bir video hazırlamaktı. Ziyaret ettiğimiz bazı hocalarla, Ahmed Kalkan Hocamız hakkında röportaj yaparak bunları bir videoya dönüştürmek. İkinci amacımız ise bölgedeki değerli hocalarımızla ve Müslümanlarla görüşmek ve onlarla istişare edip güzel anılar biriktirmekti.
Bu yolculuğumuzun öncelikli amacı: Ahmed Kalkan Hocamızla alakalı yapacağımız anma gecesinde kullanılmak üzere bir video hazırlamaktı. Ziyaret ettiğimiz bazı hocalarla, Ahmed Kalkan Hocamız hakkında röportaj yaparak bunları bir videoya dönüştürmek. İkinci amacımız ise bölgedeki değerli hocalarımızla ve Müslümanlarla görüşmek ve onlarla istişare edip güzel anılar biriktirmekti.
Mâbed dili, siyasal dil, dâvet dili
Mâbedlerin, oralarda ancak Allah’ın adının yüceltildiği, O’nun ölçülerinin gündem edildiği, O’na secde üzere yaşama bilincinin öğretilip talim edildiği tevhid merkezlerine dönüştürmek çabası ile, yeryüzünü yalnızca Allah’ın ölçülerinin geçerli olduğu, yalnızca O’na itaat edilen bir kainat mescidi kılmak çabasının kendisinde bütünleştiği bir kulluk bilinç ve pratiğidir dâvet dili.
Mâbedlerin, oralarda ancak Allah’ın adının yüceltildiği, O’nun ölçülerinin gündem edildiği, O’na secde üzere yaşama bilincinin öğretilip talim edildiği tevhid merkezlerine dönüştürmek çabası ile, yeryüzünü yalnızca Allah’ın ölçülerinin geçerli olduğu, yalnızca O’na itaat edilen bir kainat mescidi kılmak çabasının kendisinde bütünleştiği bir kulluk bilinç ve pratiğidir dâvet dili.
Okumak ve üfürmek
O okunarak mı, yoksa yaşanarak, hükmedilerek şifa olacak bir kitap mı? Kur’an’ın alfabesini/harflerini mi yoksa bununla beraber anlam, içerik, maksat ve hikmetini mi öğrenecektik?
O okunarak mı, yoksa yaşanarak, hükmedilerek şifa olacak bir kitap mı? Kur’an’ın alfabesini/harflerini mi yoksa bununla beraber anlam, içerik, maksat ve hikmetini mi öğrenecektik?
Ercümend Özkan neden farklıydı?
Özkan İslamî hareket bir kişi ile bile olsa İslamî harekettir, asla bitmez diyordu. Modern cahiliyeden kurtulup, İslamî bir hayata kavuşmak isteyen her mümin, tek başına bile olsa Allah rızası için çalışmalarını sürdürmek zorundadır. Ercümend Özkan bu bakımdan günümüz insanına iyi bir örnekliktir.
Özkan İslamî hareket bir kişi ile bile olsa İslamî harekettir, asla bitmez diyordu. Modern cahiliyeden kurtulup, İslamî bir hayata kavuşmak isteyen her mümin, tek başına bile olsa Allah rızası için çalışmalarını sürdürmek zorundadır. Ercümend Özkan bu bakımdan günümüz insanına iyi bir örnekliktir.
Böyle olur Kemalizmin "sağlık devrimi"!
Atatürk döneminde, Türkiye’de ilaç için hiçbir yeni hastahane açılmamıştır! Aksine bilgi varsa, buyursunlar, biz de öğrenelim, aydınlanalım, hakkı teslim edelim. Yapılan, mevcut hastahaneleri sürdürmek, bir kısmını genişletmekten ibarettir. O dönem sağlıkla ilgili yapılan tek devrim vardır: Tıp dilinde latinceye geçiş!
Atatürk döneminde, Türkiye’de ilaç için hiçbir yeni hastahane açılmamıştır! Aksine bilgi varsa, buyursunlar, biz de öğrenelim, aydınlanalım, hakkı teslim edelim. Yapılan, mevcut hastahaneleri sürdürmek, bir kısmını genişletmekten ibarettir. O dönem sağlıkla ilgili yapılan tek devrim vardır: Tıp dilinde latinceye geçiş!
Korona günleri
Bun günleri, Rabbimize sadakat, istikametimizi pekiştirmek, imkânlarımızı fırsata dönüştürmek için bir eğitim/kamp/itikaf zamanı/zemini mahiyetinde bizlere verilmiş ilâhî bir lütuf/bağış/fırsat olarak değerlendiremez miyiz?
Bun günleri, Rabbimize sadakat, istikametimizi pekiştirmek, imkânlarımızı fırsata dönüştürmek için bir eğitim/kamp/itikaf zamanı/zemini mahiyetinde bizlere verilmiş ilâhî bir lütuf/bağış/fırsat olarak değerlendiremez miyiz?
Boş vakit mi dediniz o da ne ki?
Vakit öldürmek ne demektir? Bir şahıs vardır 40–50 yıllık ömrüne o kadar çok eser ve güzellikler sığdırmıştır ki sayamazsınız. Bir şahıs da vardır, hayatı tümüyle boşa geçmiştir, ot gibi yaşamış, ot gibi kuruyup toprak olmuş, unutulup gitmiştir. İnsan vardır, 24 saatini dolu dolu değerlendirir, bir aylık bereketli netice alır. Bir insan vardır, hep vakit yokluğundan, yoğunluktan şikâyet eder, tembelliğine zaman yokluğu bahanesini gerekçe gösterir. Biz hangi insan tipindeniz? Hepimiz bunu vicdanımıza ve ortaya koyduğumuz eserlere bakarak cevaplayalım. Güzelim vakti, öldürmeye değil, ihyâ etmeye çalışalım. Boş geçmeye ayrılan ölü vakitleri diriltelim, böylece kendimiz de canlanıp dirilelim.
Vakit öldürmek ne demektir? Bir şahıs vardır 40–50 yıllık ömrüne o kadar çok eser ve güzellikler sığdırmıştır ki sayamazsınız. Bir şahıs da vardır, hayatı tümüyle boşa geçmiştir, ot gibi yaşamış, ot gibi kuruyup toprak olmuş, unutulup gitmiştir. İnsan vardır, 24 saatini dolu dolu değerlendirir, bir aylık bereketli netice alır. Bir insan vardır, hep vakit yokluğundan, yoğunluktan şikâyet eder, tembelliğine zaman yokluğu bahanesini gerekçe gösterir. Biz hangi insan tipindeniz? Hepimiz bunu vicdanımıza ve ortaya koyduğumuz eserlere bakarak cevaplayalım. Güzelim vakti, öldürmeye değil, ihyâ etmeye çalışalım. Boş geçmeye ayrılan ölü vakitleri diriltelim, böylece kendimiz de canlanıp dirilelim.
Dünya istikbarının düşman ihtiyacı
Soruyu ilk soran Merryl oldu: “Şeytan İmparatorluğu dağıldığına göre, yerini kim veya ne alacak?” Hiç kimse cevap veremedi. Tam bir şaşkınlık içinde birbirimize baktık. Cevap yerine, bir yığın muhtemel kehaneti mırıldandık. Sonunda Merryl kendi sorusuna cevap verdi: “Biz olacağız. Bir sonraki umacı, yeni şeytan imparatorluğu İslâm olacaktır. Batı’nın, özellikle sınai ve askerî işbirliğinin kendi kimliğini korumak, işleyişini sürdürmek için hâlâ bir şeytana ihtiyacı var."
Soruyu ilk soran Merryl oldu: “Şeytan İmparatorluğu dağıldığına göre, yerini kim veya ne alacak?” Hiç kimse cevap veremedi. Tam bir şaşkınlık içinde birbirimize baktık. Cevap yerine, bir yığın muhtemel kehaneti mırıldandık. Sonunda Merryl kendi sorusuna cevap verdi: “Biz olacağız. Bir sonraki umacı, yeni şeytan imparatorluğu İslâm olacaktır. Batı’nın, özellikle sınai ve askerî işbirliğinin kendi kimliğini korumak, işleyişini sürdürmek için hâlâ bir şeytana ihtiyacı var."
Amerikan emperyalizminin "İslamilik Endeksi" üzerine
Afrika, Asya ve Yakındoğu ülkelerini sömürmek ile trafik kurallarına uymamak aynı şekilde 1 puan mı?! Batı'nın sömürmek istedikleri ülkelerde çıkardıkları savaşlarda milyonlarca insanın katledilmesi, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesi ve yüzbinlerce insanın sakat kalması ile caddelerinin temiz olması 1'er puan mıdır?!
Afrika, Asya ve Yakındoğu ülkelerini sömürmek ile trafik kurallarına uymamak aynı şekilde 1 puan mı?! Batı'nın sömürmek istedikleri ülkelerde çıkardıkları savaşlarda milyonlarca insanın katledilmesi, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesi ve yüzbinlerce insanın sakat kalması ile caddelerinin temiz olması 1'er puan mıdır?!
Bir kez hac ve umre yapanlar bir daha Müslüman katili Suud’a para vermesin!
Libya Müftüsü Şeyh Sadık Giryani, müslüman alemine çağrıda bulundu: "Bir kez Hac ve Umre yapan bir kere daha yapıp Yemen ve Libya'da Müslümanları öldüren, Sudan ve Cezayir'de ise öldürmek için hazırlık yapan Suudi Arabistan rejimine para vermesin. Allahın huzurunda ben bu sorumluluğu üstleniyorum." diye seslendi.
Libya Müftüsü Şeyh Sadık Giryani, müslüman alemine çağrıda bulundu: "Bir kez Hac ve Umre yapan bir kere daha yapıp Yemen ve Libya'da Müslümanları öldüren, Sudan ve Cezayir'de ise öldürmek için hazırlık yapan Suudi Arabistan rejimine para vermesin. Allahın huzurunda ben bu sorumluluğu üstleniyorum." diye seslendi.
Sekînet, Allah’tan Mü’min'lere Gelen Gaybî Bir Yardımdır
Hayat, mü’minler için bir imtihan alanıdır. Çeşitli şekillerde denendiğimiz bu alanı, imanın gereğine göre değiştirmek, ıslah etmek, dönüştürmekle yükümlüyüz. Bu görevin başarısı toplu bir eylemliliği de içerir. İslâm’ın ferdî veya toplu şâhidliğini yapmak, gerçek anlamda Müslümanca bir hayat sürdürmek, öyle kolay bir iş değildir. Bu zorlu, çileli ama sonunda ferahlığa (dünyada fethe, âhirette cennete) çıkan yolda, zulme, şirke, tuğyana bulaşmadan yürüyebilmek
Hayat, mü’minler için bir imtihan alanıdır. Çeşitli şekillerde denendiğimiz bu alanı, imanın gereğine göre değiştirmek, ıslah etmek, dönüştürmekle yükümlüyüz. Bu görevin başarısı toplu bir eylemliliği de içerir. İslâm’ın ferdî veya toplu şâhidliğini yapmak, gerçek anlamda Müslümanca bir hayat sürdürmek, öyle kolay bir iş değildir. Bu zorlu, çileli ama sonunda ferahlığa (dünyada fethe, âhirette cennete) çıkan yolda, zulme, şirke, tuğyana bulaşmadan yürüyebilmek
Kur’an ve sünnete dayalı sahih İslam anlayışını, her şartta taviz vermeden sürdürmek imanî sorumluluktur
Yüzyıllara yayılan yozlaşma serüveninde ve günümüz dönüşüm sürecinde gerçekleşen bozulma ve değişim, zaman içinde verilen tavizlerle ya da pragmatik “maslahat” hesapları ve “çıkar” amaçlı ilkesiz davranışlarla adım adım yaşanmıştır. Her seferinde bir önceki taviz ya da ilkesiz davranış kanıksanarak daha fazlası yapılmış ve bir süre sonra da artık yaşandığı gibi inanılmaya başlanmıştır. İşte bugün “müslümanım” diyenlerle müslüman olmayanlar arasındaki temel farklılıkların yok olduğu benzeşme böyle bir dönüşüm süreci sonucunda gerçekleşmiştir.
Yüzyıllara yayılan yozlaşma serüveninde ve günümüz dönüşüm sürecinde gerçekleşen bozulma ve değişim, zaman içinde verilen tavizlerle ya da pragmatik “maslahat” hesapları ve “çıkar” amaçlı ilkesiz davranışlarla adım adım yaşanmıştır. Her seferinde bir önceki taviz ya da ilkesiz davranış kanıksanarak daha fazlası yapılmış ve bir süre sonra da artık yaşandığı gibi inanılmaya başlanmıştır. İşte bugün “müslümanım” diyenlerle müslüman olmayanlar arasındaki temel farklılıkların yok olduğu benzeşme böyle bir dönüşüm süreci sonucunda gerçekleşmiştir.
Arakanlılar ailelerini almak için evlerine dönüyor
Myanmar hükümetinin baskılarından kaçan Arakanlı Müslümanlar ailelerini alıp götürmek için geri dönmeye başladı
Myanmar hükümetinin baskılarından kaçan Arakanlı Müslümanlar ailelerini alıp götürmek için geri dönmeye başladı
Ramazan'ın festivalleştirilmesine karşı çıkalım
Son yıllarda bir Ramazan modası oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunu gerçekleştirmek isteyenleri deşifre edip, onlara fırsat vermeyelim. Bu hale maalesef kendilerini muhafazakar demokrat diye tanımlayan sözde dindar kesimlerde alet olmaktadırlar. Ramazan takva ayıdır, karnaval ayı haline dönüştürmek isteyenlere karşı direnelim.
Son yıllarda bir Ramazan modası oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunu gerçekleştirmek isteyenleri deşifre edip, onlara fırsat vermeyelim. Bu hale maalesef kendilerini muhafazakar demokrat diye tanımlayan sözde dindar kesimlerde alet olmaktadırlar. Ramazan takva ayıdır, karnaval ayı haline dönüştürmek isteyenlere karşı direnelim.
Haccımızı geri istiyoruz!
Hep söylüyoruz: Bir değerin etkisiz kılınması iki şekilde olur diye. Bunlardan birincisi etkisiz kılınmak istenen değerin önüne engel çıkarmak, onu yasaklamak; ikincisi ise cesedini yüceltip anlamını gündemden düşürmek, içeriğini boşaltıp hikmetinden soyutlamak şeklinde tezahür eder.
Hep söylüyoruz: Bir değerin etkisiz kılınması iki şekilde olur diye. Bunlardan birincisi etkisiz kılınmak istenen değerin önüne engel çıkarmak, onu yasaklamak; ikincisi ise cesedini yüceltip anlamını gündemden düşürmek, içeriğini boşaltıp hikmetinden soyutlamak şeklinde tezahür eder.
Makaleler
Hava Durumu