"Ziyad" Arama Sonuçları
Son Seyahatimizden Yansımalar
Hedefe vasıl olduğumuzda oradaki muhabbet ve fikri diyalog sırf bilgilenme, bilgi yükleme, tek taraflı dikteden ziyade göz göze, nefes nefese, ‘ru be ru’ görüşmelerin önemini ve yerini bir kez daha yakinen müşahede etmemize vesile oldu. ‘Bilgi ve görgü’ meselesi iç içe…
Hedefe vasıl olduğumuzda oradaki muhabbet ve fikri diyalog sırf bilgilenme, bilgi yükleme, tek taraflı dikteden ziyade göz göze, nefes nefese, ‘ru be ru’ görüşmelerin önemini ve yerini bir kez daha yakinen müşahede etmemize vesile oldu. ‘Bilgi ve görgü’ meselesi iç içe…
Diyanet Niçin Kuruldu, Mevcut Durumda İşlevi Nedir?
Günümüzde jakoben dayatmacı laiklikten ziyade anglo-sakson ılımlı laikliğin câri olduğu işleyiş içinde Diyanet, kendisi için biçilen işlevi farklı biçimlerde yerine getirmeye devam etmektedir.
Günümüzde jakoben dayatmacı laiklikten ziyade anglo-sakson ılımlı laikliğin câri olduğu işleyiş içinde Diyanet, kendisi için biçilen işlevi farklı biçimlerde yerine getirmeye devam etmektedir.
Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler perişan
bugün Arakan Müslümanları bir özgürlük mücadelesinden ziyade varlık, yani var olma, varlığını koruma mücadelesi veriyor. Çünkü bölgeyi kontrolünde tutan zulüm rejimi, Müslümanları ya tamamen dinî ve etnik kimliklerini unutarak köleleşmeyi kabul ya da öz yurtlarını terk arasında tercihe zorladı.
bugün Arakan Müslümanları bir özgürlük mücadelesinden ziyade varlık, yani var olma, varlığını koruma mücadelesi veriyor. Çünkü bölgeyi kontrolünde tutan zulüm rejimi, Müslümanları ya tamamen dinî ve etnik kimliklerini unutarak köleleşmeyi kabul ya da öz yurtlarını terk arasında tercihe zorladı.
İtiraz
Her şeyi kabul etmek, yine her şeye huyurun efendim, doğru söylüyorsunuz ve haklısınız efendim demek, kaliteli, nitelikli, keyfiyet sahibi, karakterli ve şahsiyetli insanların değil, daha ziyade karaktersiz, şahsiyetsiz, ilkesiz menfaat düşkünü, haysiyet yoksunu ve de onursuz, münafık tipli, bukalemun insanların vasıflarıdır...
Her şeyi kabul etmek, yine her şeye huyurun efendim, doğru söylüyorsunuz ve haklısınız efendim demek, kaliteli, nitelikli, keyfiyet sahibi, karakterli ve şahsiyetli insanların değil, daha ziyade karaktersiz, şahsiyetsiz, ilkesiz menfaat düşkünü, haysiyet yoksunu ve de onursuz, münafık tipli, bukalemun insanların vasıflarıdır...
Tesettürün evrenselliğinden, çıplaklığın evrenselliğine
Evet, hak asıl bâtıl arızidir. Âlemlerin Rabbi’ne itaat, emirlerine ittiba asıl, tuğyan arızidir. Namazın ikamesi asıl, namazsızlık arızidir. İffet asıl, iffetsizlik arızidir. Tesettür asıl, tesettürsüzlük arizidir. İnsanların asıldan ziyade arızi olana rağbet etmeleri, asıl olanı arızi, arızi olanı asıl yapmaz.
Evet, hak asıl bâtıl arızidir. Âlemlerin Rabbi’ne itaat, emirlerine ittiba asıl, tuğyan arızidir. Namazın ikamesi asıl, namazsızlık arızidir. İffet asıl, iffetsizlik arızidir. Tesettür asıl, tesettürsüzlük arizidir. İnsanların asıldan ziyade arızi olana rağbet etmeleri, asıl olanı arızi, arızi olanı asıl yapmaz.
Olmayan kıtlık ve olan pahalılık
Aslında fakirlerin ihtiyaçlı olmasından ziyade, zenginlerin "açlığı" söz konusu. Doymuyorlar, bu gidişle hiç doymayacaklar. Kibirlilik, doyamama, bencillik cimrilik yaşam tarzlarıdır. Bizden ya köle, ya da ölü olmamızı istiyorlar. Soluduğumuz hava onların elinde olsaydı ücrete tabi tutarlardı.
Aslında fakirlerin ihtiyaçlı olmasından ziyade, zenginlerin "açlığı" söz konusu. Doymuyorlar, bu gidişle hiç doymayacaklar. Kibirlilik, doyamama, bencillik cimrilik yaşam tarzlarıdır. Bizden ya köle, ya da ölü olmamızı istiyorlar. Soluduğumuz hava onların elinde olsaydı ücrete tabi tutarlardı.
Çeviri kavramlarla sığınmacı düşmanlığı
Göç araştırmacısı Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Hein de Haas Avrupa ülkelerinde 2016’da zirveye ulaşan göç karşıtlığını “ istila miti” kavramıyla açıklamıştı. Bunu bir iklim olarak değerlendirip, “istila” içeriğinin de Hristiyanlık-Müslümanlık ekseninden ziyade, Avrupa toplumlarının din ile irtibatını göz önünde bulundurularak, “zengin ülkelerin, yoksul ülkeler tarafından istilâ edildiği”ne çevrildiğine dikkat çekmişti.
Göç araştırmacısı Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Hein de Haas Avrupa ülkelerinde 2016’da zirveye ulaşan göç karşıtlığını “ istila miti” kavramıyla açıklamıştı. Bunu bir iklim olarak değerlendirip, “istila” içeriğinin de Hristiyanlık-Müslümanlık ekseninden ziyade, Avrupa toplumlarının din ile irtibatını göz önünde bulundurularak, “zengin ülkelerin, yoksul ülkeler tarafından istilâ edildiği”ne çevrildiğine dikkat çekmişti.
Feminizmin çeşitleri
Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.
Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.
Kur’ân-ı Kerim’in anahtar kelimelerinden: Rab
Ulûhiyyet, kendisini Allah lâfzından ziyâde Rab lâfzını kullanarak izhâr etmiştir. Kur’ân’da Rab kelimesi 980 kez geçerken Allah Lâfzı 2697 kez geçmektedir.
Ulûhiyyet, kendisini Allah lâfzından ziyâde Rab lâfzını kullanarak izhâr etmiştir. Kur’ân’da Rab kelimesi 980 kez geçerken Allah Lâfzı 2697 kez geçmektedir.
Hz. Peygamber’in hoşgörüsü ve affediciliği
Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulullah iki şey arasında serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı müddetçe kolay olanı tercih ederdi. Günah olan işlerden son derece kaçınırdı.” (Buhari, Savm 53) Hoşgörü, daha ziyade şahsî hataları, kişinin yüzüne vurup utandırmadan, başkalarının yanında onu rencide etmeden, sabır ve anlayışla karşılamak, hatasını anlamasına, telafi etmesine imkân vermek kastedilir.
Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulullah iki şey arasında serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı müddetçe kolay olanı tercih ederdi. Günah olan işlerden son derece kaçınırdı.” (Buhari, Savm 53) Hoşgörü, daha ziyade şahsî hataları, kişinin yüzüne vurup utandırmadan, başkalarının yanında onu rencide etmeden, sabır ve anlayışla karşılamak, hatasını anlamasına, telafi etmesine imkân vermek kastedilir.
Ey "Müslüman"lar gelin "Müslim" olalım
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
Üç "İkna Odası"
İşte Türkiye’de 80’li yılların sonu ile 90’lı yılların ortalarına kadar her alanda akidevi netliğe ulaşıp ciddi bir güç haline gelen tevhidi mücadele hattının, Kur’ani-Nebevi ilkelerden ziyade “maslahatlar”a vurgu yapmaya başlaması ve imha ve inşa edici, bağımsız, özgün bir mücadele hattı olmaktan uzaklaşıp, mevcut sistem içi muhafazakâr demokrat değişim sürecine eklemlenme yoluna girmesi bu “ikna odaları”nın eseri olmuştur.
İşte Türkiye’de 80’li yılların sonu ile 90’lı yılların ortalarına kadar her alanda akidevi netliğe ulaşıp ciddi bir güç haline gelen tevhidi mücadele hattının, Kur’ani-Nebevi ilkelerden ziyade “maslahatlar”a vurgu yapmaya başlaması ve imha ve inşa edici, bağımsız, özgün bir mücadele hattı olmaktan uzaklaşıp, mevcut sistem içi muhafazakâr demokrat değişim sürecine eklemlenme yoluna girmesi bu “ikna odaları”nın eseri olmuştur.
Siyonist işgal rejimi, Filistinli Bakanı katletti
Batı Şeria’da Filistinli aktivistlerin zeytin ağacı diktiği bölgeye İsrail ordusunun saldırması üzerine çıkan arbedede, Filistin birlik hükümetinin bakanlarından Ziyad Ebu Ayn katledildi.
Batı Şeria’da Filistinli aktivistlerin zeytin ağacı diktiği bölgeye İsrail ordusunun saldırması üzerine çıkan arbedede, Filistin birlik hükümetinin bakanlarından Ziyad Ebu Ayn katledildi.
Bir cahiliye eylemi olarak kürtaj
"Kürtaj tartışması elbette önemlidir ama benzeri her konuda olduğu gibi, asıl meseleyi gölgede bırakmamak koşuluyla… Önemi, bir kadının bir cana kıymasından ziyade, insanın azgınlaşması, istikbara kalkışması, Rabbini unutması, Rabbine kafa tutar hale gelmesidir" diyor Mehmet Durmuş İktibas'taki yazısında... işte o yazı
"Kürtaj tartışması elbette önemlidir ama benzeri her konuda olduğu gibi, asıl meseleyi gölgede bırakmamak koşuluyla… Önemi, bir kadının bir cana kıymasından ziyade, insanın azgınlaşması, istikbara kalkışması, Rabbini unutması, Rabbine kafa tutar hale gelmesidir" diyor Mehmet Durmuş İktibas'taki yazısında... işte o yazı
M. Durmuş: İslami mücadele, doğası gereği sistem dışı olmalıdır
Özgün-Der'de konuşan Mehmed Durmuş: Aslında sistem-içi mücadele derken bunun bir tevhid mücadelesinden ziyade, sistem içinde bir yer edinme, sistemden kendine yer kapma, en kaba tabirle sistemden rant devşirme mücadelesi olarak adlandırılması sanırım daha doğru olur. Dolayısıyla ‘sistem-içi mücadele’ kavramı bizi yanıltmamalı. Sanki ortada iki türlü sahih mücadele biçimi/yöntemi var da; birinin adı sistem-dışı, diğeri sistem-içi. Bunun her ikisi de İslamîdir gibi bir zanna kapılmamalıyız. İslamî mücadele zaten, doğası gereği sistem-dışı olmak zorundadır.
Özgün-Der'de konuşan Mehmed Durmuş: Aslında sistem-içi mücadele derken bunun bir tevhid mücadelesinden ziyade, sistem içinde bir yer edinme, sistemden kendine yer kapma, en kaba tabirle sistemden rant devşirme mücadelesi olarak adlandırılması sanırım daha doğru olur. Dolayısıyla ‘sistem-içi mücadele’ kavramı bizi yanıltmamalı. Sanki ortada iki türlü sahih mücadele biçimi/yöntemi var da; birinin adı sistem-dışı, diğeri sistem-içi. Bunun her ikisi de İslamîdir gibi bir zanna kapılmamalıyız. İslamî mücadele zaten, doğası gereği sistem-dışı olmak zorundadır.
Askeri mahkemeden Canan'ın katline garip savunma
16 yaşındaki Canan Saldık'ın Hacıbekir Kışlası'ndan gelen bir kurşunla hayatını kaybetmesinden sonra Van Askerî Mahkemesi'nde görülen davanın gerekçeli kararında ilginç tespitler yer aldı: "Kazanın yaşanmasında asıl sebep, kişisel kusurdan ziyade atış alanının, şehrin genişlemesi yüzünden meskûn mahal içinde kalmasıdır."
16 yaşındaki Canan Saldık'ın Hacıbekir Kışlası'ndan gelen bir kurşunla hayatını kaybetmesinden sonra Van Askerî Mahkemesi'nde görülen davanın gerekçeli kararında ilginç tespitler yer aldı: "Kazanın yaşanmasında asıl sebep, kişisel kusurdan ziyade atış alanının, şehrin genişlemesi yüzünden meskûn mahal içinde kalmasıdır."
Kitap Tanıtımı: İslam Tarihinden Portreler
Ali Değirmenci “İslam Tarihinden Portreler” isimli kitabında Hz. Hatice, Erkam bin Ebü'l Erkam, Ammar bin Yâsir, Bilal Habeşî, Cafer bin Ebû Talib, Ka'b bin Malik, Abdullah bin Zübeyr, Süleyman bin Surad, Tarık bin Ziyad, Battal Gazi, Nureddin Zengi ve Selahaddin Eyyubî gibi önemli isimlerin hayat hikâyelerini edebi bir üslupla anlatıyor.
Ali Değirmenci “İslam Tarihinden Portreler” isimli kitabında Hz. Hatice, Erkam bin Ebü'l Erkam, Ammar bin Yâsir, Bilal Habeşî, Cafer bin Ebû Talib, Ka'b bin Malik, Abdullah bin Zübeyr, Süleyman bin Surad, Tarık bin Ziyad, Battal Gazi, Nureddin Zengi ve Selahaddin Eyyubî gibi önemli isimlerin hayat hikâyelerini edebi bir üslupla anlatıyor.
"Turizmde İsrailiyat" uyarısı
Kudüs Tarihi Araştırmacısı Abir Ziyad, İsrail Turizm Bakanlığı tarafından Kudüs'e gelen turistlere Kudüs'ün tarihiyle ilgisi olmayan Siyonist propaganda maksatlı bir takım bilgiler aktarıldığına dikkat çekerek, Kudüs'e gelen Müslüman ziyaretçileri uyardı.
Kudüs Tarihi Araştırmacısı Abir Ziyad, İsrail Turizm Bakanlığı tarafından Kudüs'e gelen turistlere Kudüs'ün tarihiyle ilgisi olmayan Siyonist propaganda maksatlı bir takım bilgiler aktarıldığına dikkat çekerek, Kudüs'e gelen Müslüman ziyaretçileri uyardı.
Makaleler
Hava Durumu