"afak" Arama Sonuçları
“Suriyeliler gitsin” diyorsun öyle mi? Neden rahatsız oldun?
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Suriyelilere yönelik tepkileri konu aldığı yazısında, eğer bu ülkeden birinin gitmesi gerekiyorsa sen git! Kibrini, ırkçılığını, faşistliğini, kararmış kalbini, karakterin olmuş kötülüğünü, pisliğini, sarhoşluğunu, çıplaklığını, din düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, ateizmini, şamanizmini, deizmini, sapkınlığını… al defol git diye yazdı.
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Suriyelilere yönelik tepkileri konu aldığı yazısında, eğer bu ülkeden birinin gitmesi gerekiyorsa sen git! Kibrini, ırkçılığını, faşistliğini, kararmış kalbini, karakterin olmuş kötülüğünü, pisliğini, sarhoşluğunu, çıplaklığını, din düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, ateizmini, şamanizmini, deizmini, sapkınlığını… al defol git diye yazdı.
Şimdi İslam zamanı
Bir de, demokrasi kötüdür, laiklik şöyle şöyle din dışıdır vb. demek aslında bir şey demek değildir. Esas belirleyici olan, “demokrasi kötüdür”den sonra kuracağımız cümledir. Devamında “İslam iyidir” cümlesini kurarsak, yerde ve gökte, âfakta ve enfüste, ezelde ve ebette en büyük doğruyu söylemiş olacağız. Platon’dan bu yana pek çok demokrat da demokrasiyi eleştirmektedir. Demokrasi için “yetmez ama evet” diyenler azımsanmayacak kadardır ama bu insanlar seçimlerini Allah ve Rasûlden/Rasûllerden yana yapmadıkları müddetçe, bir şey demiş sayılmazlar.
Bir de, demokrasi kötüdür, laiklik şöyle şöyle din dışıdır vb. demek aslında bir şey demek değildir. Esas belirleyici olan, “demokrasi kötüdür”den sonra kuracağımız cümledir. Devamında “İslam iyidir” cümlesini kurarsak, yerde ve gökte, âfakta ve enfüste, ezelde ve ebette en büyük doğruyu söylemiş olacağız. Platon’dan bu yana pek çok demokrat da demokrasiyi eleştirmektedir. Demokrasi için “yetmez ama evet” diyenler azımsanmayacak kadardır ama bu insanlar seçimlerini Allah ve Rasûlden/Rasûllerden yana yapmadıkları müddetçe, bir şey demiş sayılmazlar.
Yeni Şafak yazarından isyan gibi yazı: Merdiven altı mescit
Merdiven altı üretim, merdiven altı ibadet. Daha sırada kim bilir neler var merdiven altına girecek... Artan “dindarlığımız” imanımızı değil ama kapitalizm ile muhabbetimizi gittikçe kavileştiriyordu.
Merdiven altı üretim, merdiven altı ibadet. Daha sırada kim bilir neler var merdiven altına girecek... Artan “dindarlığımız” imanımızı değil ama kapitalizm ile muhabbetimizi gittikçe kavileştiriyordu.
Yeni Şafak'ın nevzuhur ulusalcı yayın yönetmenine, gazetenin yazarından Doğu Türkistan cevabı
Yeni Şafak'ın yayın yönetmeni İ.Karagül'ün son birkaç yıldır Perinçekleşme sendromunun bütün semptomlarını göstermekte olduğu malum. Son olarak, Doğu Türkistan'da artık tam anlamıyla bir toplu asimilasyon ve soykırım hedefine yönelen Çin zulmüne karşı Türkiye kamuoyunda oluşmaya başlayan tepkiler karşısında ilgili zat yine çıktı sahneye ve zulme karşı tepkileri mahkûm edecek izan ve insaf dışı yorumlarda bulundu. İşte bu yorumlara gazetenin yazarı Zekeriya Kurşun sessiz kalmadı...
Yeni Şafak'ın yayın yönetmeni İ.Karagül'ün son birkaç yıldır Perinçekleşme sendromunun bütün semptomlarını göstermekte olduğu malum. Son olarak, Doğu Türkistan'da artık tam anlamıyla bir toplu asimilasyon ve soykırım hedefine yönelen Çin zulmüne karşı Türkiye kamuoyunda oluşmaya başlayan tepkiler karşısında ilgili zat yine çıktı sahneye ve zulme karşı tepkileri mahkûm edecek izan ve insaf dışı yorumlarda bulundu. İşte bu yorumlara gazetenin yazarı Zekeriya Kurşun sessiz kalmadı...
Bilgen: İnsanlık Suriye’de dibe vurdu
Suriye’deki gelişmeleri, başından buyana yerinden takip eden Yeni Şafak ve Tv Net muhabiri Yılmaz Bilgen’le konuştuk. Suriye’de Esed diktasına karşı 2011’de halk ayaklanması olarak başlayan ve rejimin barışçıl gösterilere ağır silahlarla cevap vermesi sonrası savaş ortamına dönüşen 7 yıllık büyük kaosu ve Soçi’deki İdlib mutabakatıyla gelinen noktayı değerlendirdiğimiz söyleşide Bilgen, şu acı tesbiti yapıyor: “Aslında Suriye savaşının kaybedeni maşeri vicdandır, insanlığın bu anlamda dibe batmasıdır. İnsanlık Suriye'de dibe vurmuştur."
Suriye’deki gelişmeleri, başından buyana yerinden takip eden Yeni Şafak ve Tv Net muhabiri Yılmaz Bilgen’le konuştuk. Suriye’de Esed diktasına karşı 2011’de halk ayaklanması olarak başlayan ve rejimin barışçıl gösterilere ağır silahlarla cevap vermesi sonrası savaş ortamına dönüşen 7 yıllık büyük kaosu ve Soçi’deki İdlib mutabakatıyla gelinen noktayı değerlendirdiğimiz söyleşide Bilgen, şu acı tesbiti yapıyor: “Aslında Suriye savaşının kaybedeni maşeri vicdandır, insanlığın bu anlamda dibe batmasıdır. İnsanlık Suriye'de dibe vurmuştur."
Eski başdanışman ve milletvekili Aydın Ünal'dan, gelinen noktaya ağır salvolar
Son seçimlere kadar, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı ile milletvekili olarak AKP'nin önemli isimlerinden olan, dahası Erdoğan'ın konuşma metinlerini yazan isim olan Aydın Ünal, Yeni Şafak'taki dünkü yazısında gelinen noktaya tam anlamıyla feryat ediyor, ağıt yakıyor. İşte Ünal'ın söz konusu yazısı...
Son seçimlere kadar, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı ile milletvekili olarak AKP'nin önemli isimlerinden olan, dahası Erdoğan'ın konuşma metinlerini yazan isim olan Aydın Ünal, Yeni Şafak'taki dünkü yazısında gelinen noktaya tam anlamıyla feryat ediyor, ağıt yakıyor. İşte Ünal'ın söz konusu yazısı...
"Tam bağımsız Türkiye" sloganları arasındaki soğuk gerçek: NATO mızrağı Türkiye
Yeni Şafak yazarı Nedret Ersanel, Hürriyet yazarı Murat Yetkin'in gündeme getirdiği "NATO mızrağı" konusunu değerlendirdi... "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından yurtdışında katılacağı ilk uluslararası toplantı olan NATO zirvesi, Türkiye’nin NATO’daki mevcut sorumluluklarına ek yeni roller için de önem taşıyor”... “Bunların arasında 2014 Zirvesi’nde karar verilen Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin komutasını 2021’de üstlenmesi geliyor. Bu kuvvet 2002’de oluşturulan ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı NATO Acil Müdahale Birliği’nin ‘Mızrak Ucu’, yani ‘Öncü Kuvveti’ olarak düşünülmüş."
Yeni Şafak yazarı Nedret Ersanel, Hürriyet yazarı Murat Yetkin'in gündeme getirdiği "NATO mızrağı" konusunu değerlendirdi... "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından yurtdışında katılacağı ilk uluslararası toplantı olan NATO zirvesi, Türkiye’nin NATO’daki mevcut sorumluluklarına ek yeni roller için de önem taşıyor”... “Bunların arasında 2014 Zirvesi’nde karar verilen Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin komutasını 2021’de üstlenmesi geliyor. Bu kuvvet 2002’de oluşturulan ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı NATO Acil Müdahale Birliği’nin ‘Mızrak Ucu’, yani ‘Öncü Kuvveti’ olarak düşünülmüş."
Yeni Şafak yazarından ibretlik yazı: Dayatılan Batıcılığa karşı damıtılan Batıcılıkta anlaştık
Yeni Şafak yazarı Faruk Aksoy dün ibretlik bir yazı kaleme aldı. "Türkiye'de herkes herkesle anlaşmış, dayatılan Batıcılıktan damıtılan Batıcılığa gönüllü geçiş tamamlanmıştır" ifadelerini kullanan Aksoy, seçim sürecinde partilerin Güney Kore modelini örnek alacakları vaadlerini de bu çerçevede değerlendiriyor ve Kore modeli denen şeyin gönüllü Amerikan sömürü olmanın örtülü biçimi olduğunu dile getiriyor. İşte o ibretlik yazı:
Yeni Şafak yazarı Faruk Aksoy dün ibretlik bir yazı kaleme aldı. "Türkiye'de herkes herkesle anlaşmış, dayatılan Batıcılıktan damıtılan Batıcılığa gönüllü geçiş tamamlanmıştır" ifadelerini kullanan Aksoy, seçim sürecinde partilerin Güney Kore modelini örnek alacakları vaadlerini de bu çerçevede değerlendiriyor ve Kore modeli denen şeyin gönüllü Amerikan sömürü olmanın örtülü biçimi olduğunu dile getiriyor. İşte o ibretlik yazı:
Yeni Şafak yazarı, Türkiye'nin ismini zikretmeden "Yeni Türkiye" sistemini özetledi: Dindar laiklik
Taha Kılınç, Yeni Şafak'taki bugünkü yazısında eski Türkiye ve Tunus'taki jakoben laikliğe karşı Fas ve Mısır örneğini anlatırken, isim vermeden yeni Türkiye'deki sistemi de özetlemiş oldu. "İslâm dünyasındaki laiklik tecrübesi sadece yasakçı, jakoben laiklik biçiminde tezahür etmedi. Tunus ve Türkiye örneklerinin aksine Fas ve Mısır’da da laik rejimler oluşturuldu. Ama “dinle barışık” bir laiklikti bu. İslâm görünürde mevcuttu, hayatın her alanında çeşitli tezahürleriyle arz-ı endam ediyordu; fakat bazı kritik alanlara din kesinlikle sokulmuyordu. İşin garibi, halkın geneli de zamanla bu duruma rıza olur hale gelmişti. Dinin, sosyal hayatın her alanında ayan-beyan görünürken, girmeye müsaade alamadığı yerler şunlardı: Dış politika, ekonomi ve devlet yönetimi" tesbiti yapan Kılınç'ın yazısını sistemiz okurlarının dikkatine sunuyoruz:
Taha Kılınç, Yeni Şafak'taki bugünkü yazısında eski Türkiye ve Tunus'taki jakoben laikliğe karşı Fas ve Mısır örneğini anlatırken, isim vermeden yeni Türkiye'deki sistemi de özetlemiş oldu. "İslâm dünyasındaki laiklik tecrübesi sadece yasakçı, jakoben laiklik biçiminde tezahür etmedi. Tunus ve Türkiye örneklerinin aksine Fas ve Mısır’da da laik rejimler oluşturuldu. Ama “dinle barışık” bir laiklikti bu. İslâm görünürde mevcuttu, hayatın her alanında çeşitli tezahürleriyle arz-ı endam ediyordu; fakat bazı kritik alanlara din kesinlikle sokulmuyordu. İşin garibi, halkın geneli de zamanla bu duruma rıza olur hale gelmişti. Dinin, sosyal hayatın her alanında ayan-beyan görünürken, girmeye müsaade alamadığı yerler şunlardı: Dış politika, ekonomi ve devlet yönetimi" tesbiti yapan Kılınç'ın yazısını sistemiz okurlarının dikkatine sunuyoruz:
15 yıllık bir "at izi iti izi" hikâyesi... Kültür dindarlığından, kültür Atatürkçülüğüne
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, son 15 yılda Türkiye'de yaşanan "at izinin it izine karışması" süreçlerinin trajik hikâyesini kaleme aldı...
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, son 15 yılda Türkiye'de yaşanan "at izinin it izine karışması" süreçlerinin trajik hikâyesini kaleme aldı...
Darbeyi ABD’li komutan John F. Campbell yönetti
Yeni Şafak'a konuşan kaynak, darbe sürecini hazırlayan ve yöneten unsurlar arasında ISAF Komutanı General John F. Campbell'ın bulunduğunu kaydetti.
Yeni Şafak'a konuşan kaynak, darbe sürecini hazırlayan ve yöneten unsurlar arasında ISAF Komutanı General John F. Campbell'ın bulunduğunu kaydetti.
Tasavvuf profesöründen, Rasulullah'a "Fusûsu'l-Hikem" iftirası
Marmara Üniversitesi Tasavvuf Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, vahdet-i vücud sapkınlığının öncü isimlerinden Muhyiddin Arabi'nin sapkın yaklaşımlarını içeren "Fusûsu'l-Hikem" adlı kitabının Allah Rasulü tarafından ona yazdırıldığını öne sürdü. Kılıç, Yeni Şafak Kitap Eki'nde yayınlanan söyleşisinde şu hezeyanı dile getirdi: "Peygamberimiz İbn Arabî'nin manasına, rüyasına giriyor ve ona, “Bu kitap hikmetlerin menbalarını, yuvalarını gösteren bir kitaptır, bunu al ve ehline anlat” der. Yani Fusûsu'l-Hikem'in asıl kaynağı Peygamberimizin İbn Arabi'ye mana âleminde bildirdiği bilgilerdir. Bundan dolayı da yoğun bir metafizik vardır kitapta."
Marmara Üniversitesi Tasavvuf Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, vahdet-i vücud sapkınlığının öncü isimlerinden Muhyiddin Arabi'nin sapkın yaklaşımlarını içeren "Fusûsu'l-Hikem" adlı kitabının Allah Rasulü tarafından ona yazdırıldığını öne sürdü. Kılıç, Yeni Şafak Kitap Eki'nde yayınlanan söyleşisinde şu hezeyanı dile getirdi: "Peygamberimiz İbn Arabî'nin manasına, rüyasına giriyor ve ona, “Bu kitap hikmetlerin menbalarını, yuvalarını gösteren bir kitaptır, bunu al ve ehline anlat” der. Yani Fusûsu'l-Hikem'in asıl kaynağı Peygamberimizin İbn Arabi'ye mana âleminde bildirdiği bilgilerdir. Bundan dolayı da yoğun bir metafizik vardır kitapta."
"Müslüman'ın birinci vazifesi düzeni değiştirmektir "
Yeni Şafak yazarı Prof. Hayrettin Karaman bu günkü yazısında, 'Müslümanın laik düzende din ve kültürünü koruması zor' diyor. 'Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir' diyen Karaman, konuyla ilgili bazı izahlarda bulunuyor.
Yeni Şafak yazarı Prof. Hayrettin Karaman bu günkü yazısında, 'Müslümanın laik düzende din ve kültürünü koruması zor' diyor. 'Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir' diyen Karaman, konuyla ilgili bazı izahlarda bulunuyor.
İşgalci çeteden Filistinlilere şafak operasyonu
İşgalci İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te şafak vakti baskınlar düzenledi.
İşgalci İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te şafak vakti baskınlar düzenledi.
Şafak bulutları, çığır-insan sahabe timsaller nerede!
Yalnızca tek derdi hakikat olan, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, bu dünyayı aşma derdiyle yanıp tutuşan, bu dünyanın ayartıcı ve azmanlaştırıcı “nimet”lerini elinin tersiyle iten hakikat adamları, önümüzdeki çakıl taşlarını temizleyerek bizi sâhil-i selâmete çıkarabilir.
Yalnızca tek derdi hakikat olan, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, bu dünyayı aşma derdiyle yanıp tutuşan, bu dünyanın ayartıcı ve azmanlaştırıcı “nimet”lerini elinin tersiyle iten hakikat adamları, önümüzdeki çakıl taşlarını temizleyerek bizi sâhil-i selâmete çıkarabilir.
NATO'ya başvurulması, muhafazakarlığın maskesini düşürüyor
Yeni Şafak yazarı Akif Emre, "Putin, NATO; İslamcılar" başlıklı yazısında, hiçbir zaman İslamcılık iddiasında bulunmamış AK Parti'nin icraatlarıyla İslamcılığın mahkum edildiğine dikkat çekti.
Yeni Şafak yazarı Akif Emre, "Putin, NATO; İslamcılar" başlıklı yazısında, hiçbir zaman İslamcılık iddiasında bulunmamış AK Parti'nin icraatlarıyla İslamcılığın mahkum edildiğine dikkat çekti.
İtirazım var
Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci, partilerin seçim vaatlerinin sanki bir müzayede salonundaymışçasına sadece maddi tekliflerden oluşmasına itirazı olduğunu belirttiği yazısında, muhalefetten iktidara, herkesi içine alarak “Geldiğimiz yer, gelmek istediğimiz yer midir?” diye sordu.
Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci, partilerin seçim vaatlerinin sanki bir müzayede salonundaymışçasına sadece maddi tekliflerden oluşmasına itirazı olduğunu belirttiği yazısında, muhalefetten iktidara, herkesi içine alarak “Geldiğimiz yer, gelmek istediğimiz yer midir?” diye sordu.
Yeni Şafak yazarına göre Türkiye 'tek İslam ülkesi'
Yeni Şafak Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Ölüm satrancı" başlıklı yazısında Ortadoğu üçgeninde Suriye ve Irak'taki iç çatışmaları bölgesel boyutlarıyla ele aldı. Suriye konusunda Türkiye'nin bazı hataları olmasına rağmen muhaliflere verdiği desteği doğru bulurken, IŞİD'e karşı İran'ın Irak ordusuna verdiği desteği de bölgesel çıkar meselesine dayandırdı. Kılıçarslan, Dünya Müslümanlarının bunca insan ölürken sessiz kalmalarını da acziyet olduğunu belirtirken Türkiye'yi de 'Tek İslam ülkesi' ilan etti.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Ölüm satrancı" başlıklı yazısında Ortadoğu üçgeninde Suriye ve Irak'taki iç çatışmaları bölgesel boyutlarıyla ele aldı. Suriye konusunda Türkiye'nin bazı hataları olmasına rağmen muhaliflere verdiği desteği doğru bulurken, IŞİD'e karşı İran'ın Irak ordusuna verdiği desteği de bölgesel çıkar meselesine dayandırdı. Kılıçarslan, Dünya Müslümanlarının bunca insan ölürken sessiz kalmalarını da acziyet olduğunu belirtirken Türkiye'yi de 'Tek İslam ülkesi' ilan etti.
Türkiye’nin pagan medyayla ve cinayetleriyle imtihanı
Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, toplumu tanımanın medyadan geçtiğini belirtti ve Türkiye medyasına eleştirilerde bulundu.Yabancılaştırıcı, yozlaştırıcı ve sığlaştırıcı sömürge kafalı bir medya rejiminin hakim olduğunu ifaden eden Kaplan, çatışmaya değil konuşmaya dayalı bir medya olması gerektiğini yazdı.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, toplumu tanımanın medyadan geçtiğini belirtti ve Türkiye medyasına eleştirilerde bulundu.Yabancılaştırıcı, yozlaştırıcı ve sığlaştırıcı sömürge kafalı bir medya rejiminin hakim olduğunu ifaden eden Kaplan, çatışmaya değil konuşmaya dayalı bir medya olması gerektiğini yazdı.
Makaleler
Hava Durumu