"bilginin" Arama Sonuçları
Siyer mi Kur'an'a tâbidir, Kur'an mı Siyer'e -II-
Her konuda olduğu gibi Siyer konusunda da temel kaynak Kur’an’dır, Kur’an olmak durumundadır. Kendisinde şüphe olmayan yegâne kaynak olan Kur’an, bu biricik niteliği sebebiyle her bilginin, haberin kendisine arz edilmesi gereken bir konumdadır. İlk neslin algısında aktif olan bu bilinç ve pratik, maalesef sonraki dönemlerde yitirilmiş ve devreden çıkmıştır. Aksine Kur’an naslarını rivayetler üzerinden anlama ve yorumlamaya yönelinmiştir.
Her konuda olduğu gibi Siyer konusunda da temel kaynak Kur’an’dır, Kur’an olmak durumundadır. Kendisinde şüphe olmayan yegâne kaynak olan Kur’an, bu biricik niteliği sebebiyle her bilginin, haberin kendisine arz edilmesi gereken bir konumdadır. İlk neslin algısında aktif olan bu bilinç ve pratik, maalesef sonraki dönemlerde yitirilmiş ve devreden çıkmıştır. Aksine Kur’an naslarını rivayetler üzerinden anlama ve yorumlamaya yönelinmiştir.
Hamd etmek fark etmektir
Bütün bir güç, kuvvet ve kudretin sahibi, sayısız âlemlerin, sürüp gitmekte olan sonsuz olayların, hakikatine varamadığımız nice bilginin, nice hikmetin yaratıcısı olan Rabbimize hamd etmek, akıl ve irade sahibi olmanın, insan olmanın bir gereğidir.
Bütün bir güç, kuvvet ve kudretin sahibi, sayısız âlemlerin, sürüp gitmekte olan sonsuz olayların, hakikatine varamadığımız nice bilginin, nice hikmetin yaratıcısı olan Rabbimize hamd etmek, akıl ve irade sahibi olmanın, insan olmanın bir gereğidir.
"Tuhaf zamanlar"ın profan kutsallıkları
Modern insan, bilimsel bilginin ölçülerine uymayan, bir tür kalp para muamelesi gören insanlık birikimleriyle, kadim geleneklerle/hurafelerle savaşarak hakimiyetini pekiştirmişti. Aklın dışında, deneysel tecrübenin dışında ne gerçeklik vardı, ne de hakikat. Bu nedenle yaşadığı gerçeklikle yüzleşmekten, hesaplaşmaktan, yıktığı kutsalların yerine inşa ettiği profan kutsallığın kristal kulesinin paramparça olmasından korkuyor. Aklını, insan tekini putlaştırarak kendini de aşan, ihata edemediği, inkar etse de baş edemediği, içinden atamadığı hakikatle yüzleşmekten korkuyor.
Modern insan, bilimsel bilginin ölçülerine uymayan, bir tür kalp para muamelesi gören insanlık birikimleriyle, kadim geleneklerle/hurafelerle savaşarak hakimiyetini pekiştirmişti. Aklın dışında, deneysel tecrübenin dışında ne gerçeklik vardı, ne de hakikat. Bu nedenle yaşadığı gerçeklikle yüzleşmekten, hesaplaşmaktan, yıktığı kutsalların yerine inşa ettiği profan kutsallığın kristal kulesinin paramparça olmasından korkuyor. Aklını, insan tekini putlaştırarak kendini de aşan, ihata edemediği, inkar etse de baş edemediği, içinden atamadığı hakikatle yüzleşmekten korkuyor.
Allahsız bilginin nesi kutsal olabilir ki?
‘Bilim söylüyorsa doğrudur’ yalanına inanmak zorunda mıyız? Günümüzde bilimlerin hangileri aslında bilim bile değil, cevabı bu kitapta.
‘Bilim söylüyorsa doğrudur’ yalanına inanmak zorunda mıyız? Günümüzde bilimlerin hangileri aslında bilim bile değil, cevabı bu kitapta.
Bir Şahid, Bir Şehid: Sedat Yenigün
Sedat, bilginin peşinden; aydın olmak, kariyer yapmak, statü kazanmak kompleksi ile değil, daha iyi bir amele ulaşmak, daha sahih ve organize bir mücadeleyi güçlü kılabilmek amacıyla, mümince bir sorumluluk azmi içinde koşmuştu.
Sedat, bilginin peşinden; aydın olmak, kariyer yapmak, statü kazanmak kompleksi ile değil, daha iyi bir amele ulaşmak, daha sahih ve organize bir mücadeleyi güçlü kılabilmek amacıyla, mümince bir sorumluluk azmi içinde koşmuştu.
"Modernizme direnmek cemaatle mümkün"
"Bütün ilişki bağlarını kaybeden modern toplumun bireyi, sadece banka hesabına, emekli cüzdanına ya da sağlık karnesine güvenir ve hayatı onlara yaslanarak yaşamaya çalışır. Müslümanlar eğer bu duruma düşmek istemiyorlarsa ve alternatif bir topluluk olmak istiyorlarsa, evvelce akrabalık bağlarını güçlendirmeli ve cemaat olmanın bütün imkanlarını aramalarıdırlar. Cemaat Müslüman’ın koruyucu sosyal formudur, onun kıymetini iyi bilmeliyiz. Unutmamak lazım ki Müslümanları cemaat yapan, onlara cemaat olmanın bütün imkanlarını sunan bizzat vahyî bilginin kendisidir. Cemaatin kıymetini bilmeyen vahyin bilgisini yeteri kadar anlayamaz; ve tabii ki politik gücünü de.
"Bütün ilişki bağlarını kaybeden modern toplumun bireyi, sadece banka hesabına, emekli cüzdanına ya da sağlık karnesine güvenir ve hayatı onlara yaslanarak yaşamaya çalışır. Müslümanlar eğer bu duruma düşmek istemiyorlarsa ve alternatif bir topluluk olmak istiyorlarsa, evvelce akrabalık bağlarını güçlendirmeli ve cemaat olmanın bütün imkanlarını aramalarıdırlar. Cemaat Müslüman’ın koruyucu sosyal formudur, onun kıymetini iyi bilmeliyiz. Unutmamak lazım ki Müslümanları cemaat yapan, onlara cemaat olmanın bütün imkanlarını sunan bizzat vahyî bilginin kendisidir. Cemaatin kıymetini bilmeyen vahyin bilgisini yeteri kadar anlayamaz; ve tabii ki politik gücünü de.
Makaleler
Hava Durumu