"devletini" Arama Sonuçları
Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
ABD’nin çıkarlarına hizmet eden BMGK ve BM’de Filistin devletinin tanınmasına yönelik son girişimin de akim kalması üzerine, Hamas yaptığı açıklamada uluslararası toplumu ABD’nin iradesini aşarak Filistin halkının direnişini desteklemeye davet etti.
ABD’nin çıkarlarına hizmet eden BMGK ve BM’de Filistin devletinin tanınmasına yönelik son girişimin de akim kalması üzerine, Hamas yaptığı açıklamada uluslararası toplumu ABD’nin iradesini aşarak Filistin halkının direnişini desteklemeye davet etti.
Müslümansız Hindistan istiyorlar
Siyonist İsrail rejiminin Filistin’de sürdürdüğü zulüm stratejisi, Hindistan rejimi için adeta rol model oluyor. Hindutva ideolojisinin kurucusu olan Vinayak Damodar Savarkar’ın Siyonizm’e övgüler dizdiği ve Yahudi devletinin kurulmasını desteklediği yazılı belgeler hâlâ göz önünde dururken, Savarkar’ın izini takip eden Hindu ırkçılar da İsrail’i, Hindistan’ın can dostu olarak görmeye devam ediyor.
Siyonist İsrail rejiminin Filistin’de sürdürdüğü zulüm stratejisi, Hindistan rejimi için adeta rol model oluyor. Hindutva ideolojisinin kurucusu olan Vinayak Damodar Savarkar’ın Siyonizm’e övgüler dizdiği ve Yahudi devletinin kurulmasını desteklediği yazılı belgeler hâlâ göz önünde dururken, Savarkar’ın izini takip eden Hindu ırkçılar da İsrail’i, Hindistan’ın can dostu olarak görmeye devam ediyor.
İşgal rejimini güçlendiren “normalleşme” sürecine Türkiye'nin de katılımı üzerine
Ulusal ekonomik çıkarlar uğruna terör devletinin başkanı Herzog’u Türkiye’ye davet edip mutlu aile fotoğrafı çektiren Erdoğan, sert çıkışlarının “halkın gazını alma” amaçlı bir söylemden ibaret olduğunu bir daha ispat etmiş olmaktadır. Yani Erdoğan sert söylemlerle “Türkiye halkının gazını almak” hedefini güderken, Herzog’u davet edip ağırlamak suretiyle ise İsrail’e somut ve büyük kazanç sağlayan “Filistin Halkının Gazını Çalmak” eylemini onaylama konumuna savrulmaktadır.
Ulusal ekonomik çıkarlar uğruna terör devletinin başkanı Herzog’u Türkiye’ye davet edip mutlu aile fotoğrafı çektiren Erdoğan, sert çıkışlarının “halkın gazını alma” amaçlı bir söylemden ibaret olduğunu bir daha ispat etmiş olmaktadır. Yani Erdoğan sert söylemlerle “Türkiye halkının gazını almak” hedefini güderken, Herzog’u davet edip ağırlamak suretiyle ise İsrail’e somut ve büyük kazanç sağlayan “Filistin Halkının Gazını Çalmak” eylemini onaylama konumuna savrulmaktadır.
Acı veren Kudüs raporu: 1 yılda 349 Müslüman katledildi
Mirasımız Derneği’nin “2021 Kudüs Raporu” işgal devletinin Kudüs’teki saldırganlığını ve yıkımını gözler önüne seriyor. Bu yıl Kudüs’te 349 Müslüman katledildi. 3 bin kişi Mescid-i Aksa’yı fanatik Yahudilerden korumaya çalışırken tutuklandı. İsrail güçleri 500 eve baskın düzenledi. Müslümanların işlettiği iş yerlerine 4,5 milyon dolar ceza kesildi. Ambargo ile Kudüs’teki yoksulluk oranı yüzde 85’e çıktı.
Mirasımız Derneği’nin “2021 Kudüs Raporu” işgal devletinin Kudüs’teki saldırganlığını ve yıkımını gözler önüne seriyor. Bu yıl Kudüs’te 349 Müslüman katledildi. 3 bin kişi Mescid-i Aksa’yı fanatik Yahudilerden korumaya çalışırken tutuklandı. İsrail güçleri 500 eve baskın düzenledi. Müslümanların işlettiği iş yerlerine 4,5 milyon dolar ceza kesildi. Ambargo ile Kudüs’teki yoksulluk oranı yüzde 85’e çıktı.
Filistin’in paylaştırılmasının yıldönümünde
Kararın amacı siyonist terör örgütlerinin devletleşmesini sağlamaktı. Bu terör örgütleri aynı zamanda uluslararası emperyalizmin desteğini arkalarına aldıklarından karardan yararlanmayı başardı ve çıkarılmasından beş buçuk ay sonra (14 Mayıs 1948’de) “İsrail” adlı bir işgal devletinin kuruluşunu ilan ettiler. İsrail, kuruluşunun ilan edilmesinden hemen sonra da BM üyeliğine kabul edildi.
Kararın amacı siyonist terör örgütlerinin devletleşmesini sağlamaktı. Bu terör örgütleri aynı zamanda uluslararası emperyalizmin desteğini arkalarına aldıklarından karardan yararlanmayı başardı ve çıkarılmasından beş buçuk ay sonra (14 Mayıs 1948’de) “İsrail” adlı bir işgal devletinin kuruluşunu ilan ettiler. İsrail, kuruluşunun ilan edilmesinden hemen sonra da BM üyeliğine kabul edildi.
Yanlış anlamalar ve ideolojik saldırılar karşısında, "İslam devleti" mefhumunu doğru anlamak
Acaba, İslam devletinin değil de, ‘leviathan’ terimine birebir denk düşen çağdaş demokratik devletin tam bir totaliterizm olduğunu söyleyecek bir babayiğit var mıdır, muhafazakar demokratlar arasında? İslam'ın değil, İslam dışında ne kadar cahiliye ideolojisi varsa, onların zorla yaşatılmaya ihtiyacı vardır. Bunu, kendisini İslam'a nisbet eden her gazeteci-yazarın bilmesi gerekir.
Acaba, İslam devletinin değil de, ‘leviathan’ terimine birebir denk düşen çağdaş demokratik devletin tam bir totaliterizm olduğunu söyleyecek bir babayiğit var mıdır, muhafazakar demokratlar arasında? İslam'ın değil, İslam dışında ne kadar cahiliye ideolojisi varsa, onların zorla yaşatılmaya ihtiyacı vardır. Bunu, kendisini İslam'a nisbet eden her gazeteci-yazarın bilmesi gerekir.
Suriyeli hâmile kadının esas katili, laik düzendir!
Suriye’li hamile kadının ırzına ve canına kast edilmesin diyorsanız; “ben İslâm’ı, İslâm Devletini istiyorum” demiş oluyorsunuz. Çünkü başka hiçbir sistem, hiçbir dünya görüşü bu gibi konulara çözüm getiremez, getiremiyor, getiremeyecek.
Suriye’li hamile kadının ırzına ve canına kast edilmesin diyorsanız; “ben İslâm’ı, İslâm Devletini istiyorum” demiş oluyorsunuz. Çünkü başka hiçbir sistem, hiçbir dünya görüşü bu gibi konulara çözüm getiremez, getiremiyor, getiremeyecek.
ABD için çocukları vurmak serbest
Amerikalı drone pilotu, 12 yaşındaki erkek çocukları meşru hedef saydıklarını itiraf etti. Operasyonların Alman devletinin bilgisi dahilinde yürütüldüğünü belirten Bryant, Almanya’nın kimlik bilgisini verdiği kişileri de infaz ettiklerini ifşa etti.
Amerikalı drone pilotu, 12 yaşındaki erkek çocukları meşru hedef saydıklarını itiraf etti. Operasyonların Alman devletinin bilgisi dahilinde yürütüldüğünü belirten Bryant, Almanya’nın kimlik bilgisini verdiği kişileri de infaz ettiklerini ifşa etti.
BM Filistin tasarısını reddetti
Siyonist işgal rejiminin 1967 yılında işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı kabul edilmedi.
Siyonist işgal rejiminin 1967 yılında işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı kabul edilmedi.
Filistin Devleti tasarısı BM'ye sunuldu
İsrail'in 2017 sonuna kadar işgal ettiği Filistin topraklarından çıkması ve 1967 öncesi sınırlar çerçevesinde Filistin devletinin kurulmasını öngören tasarı BM'ye sunuldu
İsrail'in 2017 sonuna kadar işgal ettiği Filistin topraklarından çıkması ve 1967 öncesi sınırlar çerçevesinde Filistin devletinin kurulmasını öngören tasarı BM'ye sunuldu
"Allah'ın yardımı hak edilmeden zafere ulaşılmaz"
Radyo Denge, İLKAV Başkanı Mehmet Pamak'la, Siyonist terör devletinin Gazze'ye yönelik alçakça saldırısı ve gerçekleştirdiği vahşi katliam vesilesiyle, hem bu konu hem de tüm İslam coğrafyasında yaşanan işgal, despotizm, zulüm ve katliamlar ile aynı anda yaşanan değişim ve dönüşüm süreçleri üzerine Ramazan ayı sonunda bir söyleşi gerçekleştirdi. Pamak, Ankara'da yayın yapan Radyo Denge'de (92.1) gerçekleşen ve yaklaşık iki saat süren canlı yayında Osman Yıldız'ın tüm bu konularla ilgili sorularını cevapladı. Daha sonraki süreçte de konuyla bağlantılı olarak sorulabilecek bütün soruları sormaya çalıştığımız için kapsamı genişleyen bu söyleşinin son gelişmelerle güncelleştirilip geliştirilmiş tam metnini iki bölüm halinde ilgi ve istifadenize sunuyoruz.
Radyo Denge, İLKAV Başkanı Mehmet Pamak'la, Siyonist terör devletinin Gazze'ye yönelik alçakça saldırısı ve gerçekleştirdiği vahşi katliam vesilesiyle, hem bu konu hem de tüm İslam coğrafyasında yaşanan işgal, despotizm, zulüm ve katliamlar ile aynı anda yaşanan değişim ve dönüşüm süreçleri üzerine Ramazan ayı sonunda bir söyleşi gerçekleştirdi. Pamak, Ankara'da yayın yapan Radyo Denge'de (92.1) gerçekleşen ve yaklaşık iki saat süren canlı yayında Osman Yıldız'ın tüm bu konularla ilgili sorularını cevapladı. Daha sonraki süreçte de konuyla bağlantılı olarak sorulabilecek bütün soruları sormaya çalıştığımız için kapsamı genişleyen bu söyleşinin son gelişmelerle güncelleştirilip geliştirilmiş tam metnini iki bölüm halinde ilgi ve istifadenize sunuyoruz.
Anti-siyonist Yahudilerden siyonist işgal rejimine protesto
New York'ta bir araya gelen 50 bin Yahudi, siyonist işgal devletinin politikalarını protesto etti.
New York'ta bir araya gelen 50 bin Yahudi, siyonist işgal devletinin politikalarını protesto etti.
65. Yılında Filistin Felaketi: "Nekbe"
Filistinliler için 1948 yılı tehcir, işkence, yıkım, enkaz ve İsrail devletinin kuruluş yılı olduğu için bir büyük felakettir, "Nekbe"dir.
Filistinliler için 1948 yılı tehcir, işkence, yıkım, enkaz ve İsrail devletinin kuruluş yılı olduğu için bir büyük felakettir, "Nekbe"dir.
Filistin Toprak Günü (VİDEO)
30 Mart tarihi Filistin’de her yıl Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. Bundan elli yıl önce yani 30 Mart 1948′de siyonist işgal devletinin resmileştirilmesi için ilk önemli adım atılmıştı. Bu yüzden 30 Mart tarihi, Filistin topraklarının bütünlüğünün yeniden gündeme getirilmesi, siyonist devletin bir işgal devleti olduğunun vurgulanması ve Filistin topraklarında siyonistlerin meşru bir haklarının olmadığının dile getirilmesi amacıyla Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. 30 Mart’ın Toprak Günü olarak kutlanması geleneği 21 yıldır sürdürülüyor. Bu vesileyle Beytullah Önce tarafından hazırlanan konuyla ilgili videoyu dikkatlerinize sunuyoruz...
30 Mart tarihi Filistin’de her yıl Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. Bundan elli yıl önce yani 30 Mart 1948′de siyonist işgal devletinin resmileştirilmesi için ilk önemli adım atılmıştı. Bu yüzden 30 Mart tarihi, Filistin topraklarının bütünlüğünün yeniden gündeme getirilmesi, siyonist devletin bir işgal devleti olduğunun vurgulanması ve Filistin topraklarında siyonistlerin meşru bir haklarının olmadığının dile getirilmesi amacıyla Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. 30 Mart’ın Toprak Günü olarak kutlanması geleneği 21 yıldır sürdürülüyor. Bu vesileyle Beytullah Önce tarafından hazırlanan konuyla ilgili videoyu dikkatlerinize sunuyoruz...
Çanakkale Savaşı Batı'nın kirli bir senaryosuydu
Çanakkale savaşı, sadece Osmanlı Devletini yıkmaya değil aynı zamanda beyin gücünün ve manevi ruh gücünün bitirilmesine yönelik bir savaştır.
Çanakkale savaşı, sadece Osmanlı Devletini yıkmaya değil aynı zamanda beyin gücünün ve manevi ruh gücünün bitirilmesine yönelik bir savaştır.
Osmanlı millet sistemi: İşleyişi ve çözülüşü
Osmanlı devletinin, egemenliği altındaki toplulukları, din ya da mezhep esasına göre örgütleyerek yönetmesine “millet sistemi” denir. Osmanlıda bu sistem İslam hukukuna dayanmaktadır. Osmanlı bu kavramı Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimleri tanımlamak için kullanmıştır. İslam’da millet kavramı din, mezhep; bir din ve mezhebe bağlı topluluk manalarına gelir. Bu kavram Kur'an'da din ve şeriat anlamında 15 yerde geçmektedir.
Osmanlı devletinin, egemenliği altındaki toplulukları, din ya da mezhep esasına göre örgütleyerek yönetmesine “millet sistemi” denir. Osmanlıda bu sistem İslam hukukuna dayanmaktadır. Osmanlı bu kavramı Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimleri tanımlamak için kullanmıştır. İslam’da millet kavramı din, mezhep; bir din ve mezhebe bağlı topluluk manalarına gelir. Bu kavram Kur'an'da din ve şeriat anlamında 15 yerde geçmektedir.
Suriyeli muhalifler: Esad Moğollar gibi saldırıyor
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Duff: Erdoğan Kemalist olmasa da devleti ateşli savunuyor
Erdoğan'ı ''ikinci Atatürk'' olarak gördüğünü dile getiren Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi İngiliz Liberal Andrew Duff, ''Atatürk gibi Erdoğan'ın da kendine güveni ve cesareti var. Erdoğan her ne kadar Kemalist olmasa da Türk devletini ateşli savunuyor. Önceliklerinde Kıbrıs, AB üyeliğinden daha ileri sırada'' değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan'ı ''ikinci Atatürk'' olarak gördüğünü dile getiren Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi İngiliz Liberal Andrew Duff, ''Atatürk gibi Erdoğan'ın da kendine güveni ve cesareti var. Erdoğan her ne kadar Kemalist olmasa da Türk devletini ateşli savunuyor. Önceliklerinde Kıbrıs, AB üyeliğinden daha ileri sırada'' değerlendirmesinde bulundu.
Finkelstein: İsrail öldürmekten haz alır
"Soykırım Endüstrisi" kitabıyla tanınan ünlü Yahudi akademisyen Norman Finkelstein, İsrail devletinin insanları öldürmekten keyif aldığını söyledi.
"Soykırım Endüstrisi" kitabıyla tanınan ünlü Yahudi akademisyen Norman Finkelstein, İsrail devletinin insanları öldürmekten keyif aldığını söyledi.
Gülen'den sonra Kimse Yok mu: "Gazze İsrail'in şehri"
Gülen cemaatinin yardım kuruluşu Kimse Yok mu Derneği Genel Başkanı Mehmet Özkara, Vatan gazetesine siyonist yetkilileri aratmayan açıklamalar yaptı: "İsrail’le hiçbir diplomatik sıkıntı yaşamadık. Her şey İsrail’in onayıyla oluyor. Çünkü uluslararası hukukta ve görünürlükte Gazze, İsrail devletinin içinde bir şehir. Türkiye’deki Edirne, Erzurum’dan farkı yok. İsrail izin vermediği zaman kapı kapalı kalıyor."
Gülen cemaatinin yardım kuruluşu Kimse Yok mu Derneği Genel Başkanı Mehmet Özkara, Vatan gazetesine siyonist yetkilileri aratmayan açıklamalar yaptı: "İsrail’le hiçbir diplomatik sıkıntı yaşamadık. Her şey İsrail’in onayıyla oluyor. Çünkü uluslararası hukukta ve görünürlükte Gazze, İsrail devletinin içinde bir şehir. Türkiye’deki Edirne, Erzurum’dan farkı yok. İsrail izin vermediği zaman kapı kapalı kalıyor."
Makaleler
Hava Durumu