
"ekran" Arama Sonuçları

İran’ın İsrail’e müteveccihen bir avuç barut patlatmasını müteakiben ekranlarına ‘İsrail’in sonu’ diye yazan bazı yayın organlarının tutumları bizi acı acı gülümsetse de, müminler olarak İsrail’in sonunun bir gün geleceğine olan inancımız tamdır.

Meydanlarda Filistin davası ile ilgili samimiyetlerinin sorgulanmasına köpürenler, “İsrail’le ticaret Filistin’e ihanet” yazılı sıradan bir pankartın ekranlara yansımasını hazmedemiyorlar. Peki karanlıklarda bile söylenmesinden korkulan bu hakikatin, mahşerde gün gibi ortaya çıkacağını da mı bilmiyorlar?

Şükrü Hüseyinoğlu ile Hasan Taştekin, Gurbet24 Tv Ekranında Ramazan ile ilgili Bakara Suresi 183-185. ayetlerde bulunan kavramlar üzerinden hasbihal ettiler.

Medya ise hakikatleri çarpışmada bir numaralıdır. Egemenlerle kanka gibidir. İnsanlar görülen ekrana inanırlar. Arka planda yapılanları pek düşünmezler. Medya iyiyi kötü gösterir, kötüyü iyi gösterir. Masum insanlara iftira ve çamur atmaktan çekinmezler. Yalanları ortaya çıktı mı ya kıvırlar, ya da görmezden gelirler. Algı ile yalanlarına insanlar zamanla alışırlar ve tepki bile göstermezler.

Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Pandemi sürecinde çocuklar az sosyalleşti, ekran başında daha çok zaman geçirdi. Bu durum internet bağımlılığına yatkın çocuklar için oldukça sorun teşkil etti” dedi.

Hayal dünyaları video oyunlarıyla, televizyon ekranından üzerlerine fışkıran şiddetle ve kapitalizmin bu hayâsız saldırısıyla târümâr olan çocuklar bu muhasaradan nasıl etkilenir? Çalışmalar saldırgan reklâmcılığın çocuğun iç dünyasında izler bıraktığını gösteriyor.

Bizim toplumumuzda insanların dinlerine ait bilgileri Tv’lerden öğrenmeye başladığından beri Tv hocaları diye bir kavram girdi hayatımıza. Neredeyse her kanalın kendine özgü bir Hoca’sı vardı ve bu hocalar televizyon ekranlarından kendilerince din anlatmaya çalışıyorlardı. Elbette Hoca ile yayın yapılan kanalın siyasi bakışı arasında da bir uyum olması gerekiyordu, onun için her kanal kendisine yakın olan veya kendisinden yana olacak bir hoca bulmakta pekde zorlanmıyordu.

Kapitalist sistem bizleri bilinci körelmiş tüketim nesneleri haline getirdi. Bizler dizilere ve eğlence programlarına odaklı yaşayıp hoşça vakit geçirdiğimizi düşünürken, zihnimize gönderilen mesajlar, davranışlarımızı ve tüketim şeklimizi şekillendirmeye başladı. Giyim tarzımızı, yeme içme adabımızı, insanlarla ilişkilerimizi bize ekranlarda sunulan modele uydurarak sisteme entegre olmaya başladık

Evet, IŞİD katillik yaptı, canilik yaptı, zalimlikte yaptı. Bunu yaparken de en çok Müslümanlara ve İslam’a zarar verdi. Bu bir gerçek… Peki ya Diyarbakır’da balkondan aşağı atılan, öldüğü halde yakılarak işkence edilen, üzerinde arabayla geçilerek ezilen Yasin Börü’nün katilleri için aynı ekranlar ne dediler. O katillerin bağlı olduğu ve hizmet ettiği PKK-YPG militanları için ne dediler? Özgürlük savaşçıları dediler. Kobani’yi özgürleştiren savaşçılar dediler. Kobani’yi YPG’ye kim bırakmıştı biliyor musunuz? Ben hatırlatayım. 2012 ortalarında saraylarını ve başkent Şam’ı korumak için Kuzey Suriye’den çekilmek zorunda kalan Baas rejimi bırakmıştı. Baas rejimi Kuzey Suriye’deki Kürtlere daha önce kimlik bile vermezken bunu yapmıştı. Algınızın nasıl yönetildiğinin farkında mısınız şimdi?

Son günlerde ailelerin, çocuklarının ekran ve internet bağımlılığıyla ilgili şikayetlerinin önemli ölçüde arttığı belirtiliyor.

Ramazan ayının yaklaşması ile kurulan İlahiyatçı borsasında ciddi rakamlar telafüz ediliyor. Afyon niteliğinde din anlatımlarıyla öne çıkan isimler, Ramazan boyunca servet kazanmaya devam edecek

FOX TV Ana Haber'de Fatih Portakal'ın, "Bir de paketin gayrimüslimler bölümü var" dedikten sonra, ekrana semah dönen Alevilerin getirilmesine Aleviler tepki gösterdi.

“Neo menkıbeciler” olarak nitelendirdiğimiz kişiler, maalesef geçmişte yaşanan hadiseleri anlatırken tam anlamıyla masal formatında anlatıyor, geçmişte yaşananların bugünle, hayatla bağını kurmuyor. Din adına ekranlardan masal anlatıp, insanları mest ediyor, ağlatıyor, duygu sağanağıyla insanları ekrana bağlayıp medya patronlarının reklam pastasını büyütüyor.

Eski rapçi Diam's, Müslüman olduktan sonra tesettürlü olarak ilk defa televizyon ekranlarında yer aldı, düşüncelerini anlattı

Kanal 7'de ekrana gelen Cuma Sohbetleri adlı programda bir izleyicinin cenaze namazıyla ilgili sorusuna verilen cevap "Bu kadarına da pes" dedirtti.

12 Eylül darbesinden sonra Mamak Cezaevi’nde akıl almaz işkencelere maruz kalan Yılmaz Cerek, işkencecilerin adını savcıya teslim etti.

"Ulusa Sesleniş" konuşması için ekranların karşısına geçen Erdoğan, halkın gösterdiği istikameti yegâne doğru istikamet olarak gördüklerini söyledi.

İsmi "Allah'ın kılıcı" anlamına gelen, fakat kendisi "Kukla Kadirov'un kılıcı" olarak görev yapan söz konusu programcının Kanal 7 ekranlarından aylardır sürdürdüğü bu çirkin, bu yanıltıcı, bu işgali meşrulaştırıcı kara propagandasını lanetliyor, Kanal 7 yöneticilerini esefle kınıyoruz.

Artık Ramazan ayı başta olmak üzere “önemli gün ve geceler”de büyük bir star patlaması yaşanıyor. Ekran vaizlerinin başarısı ve vaizlerin kitap satışlarının yüz binlerle ifade edilmesi gibi olaylar art arda eklenince ekran vaizliği, hem kolay yoldan şöhret ve “cennet”, hem de iyi para kazanılan bir meslek olarak görülmeye başlandı.

Nasuhi Güngör, Samanyolu Tv'de yayınlanan "Tek Türkiye" adlı dizi çerçevesinde Gülen cemaatinin içerisine düştüğü çelişkiyi kaleme aldı: "Kışkırtıcı ve aşağılayıcı bir üslupla, köhne bir sağcılığın tezlerini ekrana taşıyan bu dizinin, hangi akla hizmet ettiğini anlamak gerçekten zor."
Makaleler
Hava Durumu