"isterse" Arama Sonuçları
Evlilik teklifi çılgınlıkları
Haberlerde dinledim. Bir mekanda evlilik teklifi organizasyonu fiyatı 5 bin TL civarındaymış. Özel isteklere göre fiyatlar artıyormuş. Mesela güvercin uçurtma isterseniz 250 TL, Boğaz Köprüsü'ne "Benimle evlenir misin" yazdırmak 500 TL, kemancı isterseniz 500 TL. Dronla yüzük getirme 500 TL...
Haberlerde dinledim. Bir mekanda evlilik teklifi organizasyonu fiyatı 5 bin TL civarındaymış. Özel isteklere göre fiyatlar artıyormuş. Mesela güvercin uçurtma isterseniz 250 TL, Boğaz Köprüsü'ne "Benimle evlenir misin" yazdırmak 500 TL, kemancı isterseniz 500 TL. Dronla yüzük getirme 500 TL...
Müslümanlığın "ebeveyn mirası" mı, yoksa sen mi seçtin?
İnsanlar ister müslüman bir ailede, isterse de İsviçre'de inançsız bir ailede doğmuş olsunlar farketmez. Eğer onlara verilen akıl içerisinde bulunduğu bedeni ve evreni kendisi "yaratmadıysa" elbetteki bir başkasının yaratmış olduğunu şüphesiz kabul edecektir.
İnsanlar ister müslüman bir ailede, isterse de İsviçre'de inançsız bir ailede doğmuş olsunlar farketmez. Eğer onlara verilen akıl içerisinde bulunduğu bedeni ve evreni kendisi "yaratmadıysa" elbetteki bir başkasının yaratmış olduğunu şüphesiz kabul edecektir.
Demokrasi bir dindir!
Demokrasi, tanım(lar)ından da anlaşılacağı üzere, -içi boş bir iddia olsa da- halkın iradesini esas alan bir yönetim şeklidir. Oysa demokrasilerde hiçbir zaman halkın iradesi esas alınmamıştır. Demokrasilerde esas olan irade bir avuç güçlü, elitist azınlığın iradesidir. Demokrasilerde ister halkın iradesi, isterse bir avuç azınlığın iradesi esas alınsın, her iki halde de hüküm koymada İlahi Vahiy değil, halkın iradesi esas alınmaktadır. Bu ise halkın iradesinin ilahlaştırılması anlamına gelmektedir. Oysa İslami hükümleri esas alan sistemlerde ilahi vahiy esas alınmaktadır. Demokrasiler, çoğunluğun (aslında küçük, ama güçlü kapitalist/sermayedar bir grubun) görüşünü, İslami sistemler ise, -çoğunluk ya da azınlık fark etmez- Allah’ın hükümlerini esas alır. Yani helal ve haramı tayinde, hele kanun ve şeriat vaz’ etmede ‘çoğunluk’ kavramının hiçbir anlamı ve önemi yoktur.
Demokrasi, tanım(lar)ından da anlaşılacağı üzere, -içi boş bir iddia olsa da- halkın iradesini esas alan bir yönetim şeklidir. Oysa demokrasilerde hiçbir zaman halkın iradesi esas alınmamıştır. Demokrasilerde esas olan irade bir avuç güçlü, elitist azınlığın iradesidir. Demokrasilerde ister halkın iradesi, isterse bir avuç azınlığın iradesi esas alınsın, her iki halde de hüküm koymada İlahi Vahiy değil, halkın iradesi esas alınmaktadır. Bu ise halkın iradesinin ilahlaştırılması anlamına gelmektedir. Oysa İslami hükümleri esas alan sistemlerde ilahi vahiy esas alınmaktadır. Demokrasiler, çoğunluğun (aslında küçük, ama güçlü kapitalist/sermayedar bir grubun) görüşünü, İslami sistemler ise, -çoğunluk ya da azınlık fark etmez- Allah’ın hükümlerini esas alır. Yani helal ve haramı tayinde, hele kanun ve şeriat vaz’ etmede ‘çoğunluk’ kavramının hiçbir anlamı ve önemi yoktur.
Venhar'da konu "Tevhid-Şirk Mücadelesi"
Cumartesi Sohbetlerimizin bu haftaki oturumunun konuşmacısı " Risaletin İlk Yılları ve Mekke'den Günümüze TEVHİD-ŞİRK Mücadelesi" konu başlığı ile Mehmet Kantar olacak... Nuh (a.s.) bu yana eskimeyen bu mücadeleyi bir de Sayın Mehmet Kantar'dan dinlemek isterseniz buyurun Venhar Kur'an Evi'ne...
Cumartesi Sohbetlerimizin bu haftaki oturumunun konuşmacısı " Risaletin İlk Yılları ve Mekke'den Günümüze TEVHİD-ŞİRK Mücadelesi" konu başlığı ile Mehmet Kantar olacak... Nuh (a.s.) bu yana eskimeyen bu mücadeleyi bir de Sayın Mehmet Kantar'dan dinlemek isterseniz buyurun Venhar Kur'an Evi'ne...
Mesele, Hz. Yusuf gibi olabilmek
Yusuf olabilmek oyun kurmaktan, senaryo yazmaktan değil, Cenab-ı Hakk'a kendini tercih ettirecek kadar has kul olabilmekten geçiyor. Ve hadiseler -Mısır'a sultan olmak ne ki- insanlar Hz. Yusuf gibi olabilsinler diye arkası arkasına geliyor. Mesele de, ister sarayda olalım, ister zindanda ve isterse kardeş eliyle itildiğimiz kuyunun dibinde, nerede bulunursak bulunalım Hz. Yusuf gibi davranabilmektir zaten.
Yusuf olabilmek oyun kurmaktan, senaryo yazmaktan değil, Cenab-ı Hakk'a kendini tercih ettirecek kadar has kul olabilmekten geçiyor. Ve hadiseler -Mısır'a sultan olmak ne ki- insanlar Hz. Yusuf gibi olabilsinler diye arkası arkasına geliyor. Mesele de, ister sarayda olalım, ister zindanda ve isterse kardeş eliyle itildiğimiz kuyunun dibinde, nerede bulunursak bulunalım Hz. Yusuf gibi davranabilmektir zaten.
Makaleler
Hava Durumu