
"llallah" Arama Sonuçları

Peki, böyle özgürlükçü bir toplum neden Muhammed (s.a.s) bana Risalet verildi deyince “Lâ ilâhe illallah” deyin kurtulun çağrısına şiddetle karşı çıktılar? Neydi onları Hz. Peygambere hasım eden?

Ramazan Yazçiçek: Çağın tanıkları olarak bizler çözüm keşfine çıkmak zorundayız. Var olan ancak şimdilerde kayıp olan Lâ İlâhe İllâllah hakîkatinin yeniden farkına varmak zorundayız. Bu keşif yeni değil, var olanı yeniden keşif olacaktır. Kök sorunu da kök cevabı da kendinde mahfuz Lâ İlâhe İllallah, insanlık için yegâne kurtuluş reçetesidir.

Gerçektende bu sapık kavim, şimdiye kadar hiç bir toplumun yapmadığı sapıklığı kendilerine ilke olarak görmüşlerdi. Lut (as)’ da, lâ bilincini bu sapık kavme sürekli hatırlatıyordu. Maalesef kendileri bile pis bir toplum olduklarını kabul ediyor, Lut (as)’a “fazla temiz insan” diyorlardı. Allah’tan bu kadar uzak olan bu topluluk, illallah sarayını hiç mi hiç merak dahi etmiyorlardı ki, “Lâ” desinler. İşte bu kavme azap hak olmuştu.

İslâm hayat binasını “lâ ilâhe illallah” kâidesi üzerine bina etmek için gelmiş bir nizamdır. Ve bunu tahakkuk ettirmek için insanları gerçek Rab’lerine kul edecektir. Toplumu Allah’ın hâkimiyetine ve şeriatına teslim edecektir. Bu nizam, Allah’ın ulûhiyetine ve saltanatına yönelik olarak haddini aşmış olan zalim diktatör ve despotları bu zulüm ve tecâvüzden alıkoyacak ve bütün insanlığa şamil hak ve adalet sigortasını kuracak, insanlar arasında değişmez ölçülere göre hakkâniyeti yerleştirecek, Allah’ın nizamına uygun olarak hilâfet mükellefiyetini omuzlayarak yeryüzünü imar edip geliştirecek bir nizamdır.

Tarih boyu tevhid dâvâsının/dâvetinin temel vasfı hep öncelikle hakla bâtılı kesin olarak ayrıştırmak ve böylece insanların haktan veya bâtıldan yana tercihlerini net olarak yapabilecekleri zemini oluşturmak olmuştur. Lâilahe’siz bir İllallah dâvâsı/dâveti hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Zira bâtılın kalıntıları üzerine bir hak binası inşa etmek mümkün değildir.

Osman Yıldız - Şahin Özdaş Lâ ilâhe İllâllah'ın anlamı üzerine - Radyo Denge

Edebiyle evinde oturan kızdan daha hayalı bir Peygamber’in (sav) Ümmetiyiz. Edebi ve hayayı kaybeden bir ümmet, yok olmanın eşiğine gelmiştir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) edeb mektebinde yetişen güzide sahabelerin edebiyle edeplenmemiz gerekmektedir. O’nun kendi dönemi için en hayırlı nesil dediği “Sahabe nesli” örneğimizdir. Allah onlardan razı olsun ki, bu dinde eksik kalacak hiçbir şey bırakmadan gittiler. Kapanmayacak çığırlar açtılar.

Kalem-Der Cuma Hutbesi: La İlahe İllallah Demek Neyi Gerektirir? 25 Mart 2016

Biz muvahhidler Peygamber tasavvurumuzu vahiyden alırız. Vahye rağmen bir Resûl anlayışı geliştiremeyiz... Vahyin ortaya koyduğu Peygamber; güllerle ifade edilen bir peygamber değildir. O, yani Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem, güllerin efendisi de değildir. O çiçeklerle ifade edilemez. Onun mesajı bir gül gibi belli bir dönemde açıp kokusunu salan, sonra da kuruyup giden bir mesaj değildir.
Makaleler
Hava Durumu