
"manet" Arama Sonuçları

İslam’ın bizlere öğrettiği temel değerlerden biri emanet bilincidir. İnsanların geçmişten günümüze fert ve topluluklar planında en büyük sapmalarından biri, Allah’ın bahşettiği nimetlere emanet bilinci çerçevesinde yaklaşmak ve ictimai, siyasi, iktisadi iş, ilişki ve işleyişlerini bu bilinç çerçevesinde yürütmek yerine, mülkiyet iddiasına kalkışmaları, emaneti mülk edinmeye çalışmaları olmuştur.

Mehmed Durmuş, Türkiyeli Müslümanların çok önemli bir değeri olan ve birkaç gün önce Rabbine uğurladığımız Ahmed Kalkan hocaya dair şahitliğini kaleme aldı...

Çocuklar bizim malımız değil, ama bizim eserimiz ve onlar bize Allah’ın emanetidir. Biz gerekeni hakkıyla yerine getirelim ondan sonra Hz. Nuh’u, (as) Hz. İbrahim’i, (as) Hz. Yusuf’u (as) ve Hz. Lokman’ı örnek verelim.

Bu yazımda daha çok Allah’ın bizlere emaneti olan ve geleceğimiz, umudumuz ve yarınlarımız olan çocuklarımızın televizyonun etkisi altında kaldığı tehlike ve tehditlerden bahsetmek ve acizane ebeveynleri bu konuda uyarmak ve bilgilendirmek istiyorum.

Hazine Bakanı ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, geçen hafta açıklanan YEP ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken "“Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik" açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz hafta Venhar Cumartesi sohbetlerinde konu "Allah'ın İnsana Yüklediği Emanet" ve konuşmacı Mehmet Emmi idi. Emmi, insan ve cinler dışındaki varlıkların emaneti hakkıyla taşıyarak (fıtratına uygun) yaşadığını söylediği konuşmasında, Kur'an'da "emanet" kavramı ile anlatılmak istenilenlerin üzerinde durdu. Emmi, toplumların da kendilerine verilen emanete sahip çıkabildikleri ölçüde felaha erebileceklerini hatırlatarak konuşmasına devam etti. Bu oturumun videosunu de siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz. Faydalanabilmek duası ile...

Evreni yaratan Allah insanı da (cc) yaratmış, insana da bir kanun bir kural ve bir kaide belirlemiştir. Hatta evrenden fazla olarak (Ahzab-72) dağların semavatın ve arzın yüklenmekten çekindikleri emanetlerden biri olan sorumluluk bilincini insana bahşetmiştir.

Televizyon kanallarında her gün yeni bir formatta başlayan ve ahlak, vicdan, gelenek, görenek, din gibi değerlerin hiçbirini dikkate almayan programlar toplumsal yapıyı bozarken, safi duyguları sömürüp yozlaşmaya sebebiyet veriyor.

Şehid imam/öğretmen Hasan el-Benna, yarınların, yorgun olanların değil, rahatından vazgeçenlerin olacağını söyler. Hani nerede rahatlarını bozanlarımız? Nerede Hakk için, ebedî âlem için koşturan öğretmenlerimiz? Rahat yüzü nedir bilmeyen Hasan el-Benna, adam akıllı öğretmendi, Hocaydı ve mücadele halindeyken kırk üç yaşında Rabbine şehadetle gidiverdi. Hocalığın sanat olduğu konusuyla ilgili bir vakit küçük bir risale yayınlatan rahmetli Osman Öztürk Hoca, “Meslek çilelidir, korkma ve usanma! Öğrenci, Allah’ın emanetidir, titizlik göster. Emeğine acıma; samimiyetle yapılan hiçbir hizmet karşılıksız kalmaz. Kimseden karşılık ve vefa bekleme; sabırlı ol, vadeli mükâfat, hesaba sığmayacak kadar çok olacaktır.” türünden nice öğütler veriyordu meslektaşlarına.

Ölüm Bir Son Değil; Başlangıçtır, Köprüdür. Ölümü, yok oluş, bitiş ve neticesiz olarak gören insan, hayatın mânâsından da uzaktır. Onun için hayat, tesadüfler oyuncağıdır, kabir karanlıklara açılan bir kapı, ecel bütün sevdiklerinden bir daha kavuşmamak üzere bir ayrılıştır. Bunun için âhirete inanmayan kimsenin ruhu acı ve ıstırap içindedir; dehşet ve vahşet içindedir, mânen kıvranmaktadır. Böyle bir insana hangi şey teselli verebilir? Cansız ve şuursuz cisimlerin bir zerresi bile kaybolmaz iken ve dağılan yıldızların atomlarından yeniden bir başka yıldız yaratılırken; büyük emânete tâlip, yeryüzünün efendisi/halîfesi insanın ölümden sonra bir avuç toprak olacağını düşünmek, insafsızlık olsa gerek. O, ölümünün ardından, sahip olduğu nimetlerden, yüklendiği emânetten hesaba çekilecek, mükâfat veya ceza için Cennet ya da Cehenneme gönderilecektir.

İslâmcılık, muhafazakârlık, dindarlık, vb. yeni mefhumlar üretmek ve tüketmek yerine, Müslüman kavramının azametini Müslümanlara anlatmanın, neden sosyolojik bir kategorinin ötesine işaret ettiğini göstermenin, bizlere emanet edilmiş bu kıymetli ismin arkasında barındırdığı ontoloji, epistemoloji ve aksiyolojiyi idrak edip tavzih etmenin gerekli olduğu kanaatindeyim.

1982'de Afganistan'dan ayrılırken gözyaşlarıyla 'Hoda hafız biraderanı mücahidan! (Allah'a emanet olun mücahit kardeşlerim)' diyen yazar Bahattin Yıldız,17 Mayıs 2010’da çok sevdiği Afganistan’da bir uçağın düşmesi sonucunda hayatını kaybetmişti. Yıldız, 13 Mayıs 2012 Pazar günü İzmir’de anılacak.

İstanbul Fatih'te faaliyet gösteren Haydar İlim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Hay-Der)'de pazartesi akşamları periyodik olarak gerçekleştirilen bilinç serisinin bu haftaki konusu "Emanet - Eminlik Bilinci".

12 Eylül ve YAŞ mağduru askerlerin önce kendilerini atan YAŞ'a sonra Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne (AYİM) gönderilmesine mağdurlardan tepki geldi. Başbakan Erdoğan'a samimiyet çağrısı yapıldı.

Savaşların, işgallerin, doğal afet ve fakirliğin yetim bıraktığı çocuklar İstanbul’da buluşuyor. 4. Uluslararası Yetim Buluşması 17 Ekim Cumartesi (Bugün) saat 19:00’da Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenecek.

"Eşyâdır; yanabilir, çürüyebilir, dökülebilir fakat Efendimiz'in huyu, ahlâkı, davranışları, sözleri, eseri ve emâneti sapasağlam ayaktadır; onları tamir veya muhafaza etmek için –çok şükür- Brezilyalardan uzman getirtmeye filân hâcet yoktur."

Bugüne kadar Filistinli binlerce yetime yardım elini uzatan İHH İnsani Yardım Vakfı, son siyonist saldırılarında yetim kalan tüm Gazzeli çocuklara bakma kararı aldı.

Akıp giden zaman içerisinde kulluk ve onun gereği olan ibadetlerin de kesintisiz ve noksansız devam etmesi gerekir. Mü’min, emanet olarak verilen hayatın, hiç ara vermeden tükendiğini unutmamalı ve kulluğun ebediyete uzanan çizgide sürekli devam etmesi gerektiğini aklından asla çıkarmamalıdır.

Mescid-i Aksa'daki yıkımı belgelediği için kutsal mabede yaklaşmasına izin verilmeyen İslami Hareket lideri Raid Salah, “Mescid-i Aksa bize emanettir. Müslümanlar ona sahip çıkmalıdır” dedi.

Konuştuğu zaman sadece doğruyu konuşan, yalan söylemeyen, insanlara bir söz verdiği zaman sözünde duran, emanet bir şey verildiği zaman hiç bir zarar vermeden aynen aldığı gibi iade eden, herkesin kendisine güvendiği ve itimat ettiği ne kadar özü sözü bir Müslüman tanıyorsunuz? Bir toplum böylesi Müslümanlardan oluşmuyorsa, bu toplum "sözde müslüman" bir toplum değil midir?
Makaleler
Hava Durumu