
"nanmak" Arama Sonuçları

Grant’ın özel bir misyonla gönderildiğini tahmin eden resmî makamlar Türkiye’nin din hususunda Lozan’da verdiği sözü tutmaktaki sebatının sınanmak istendiğini düşünmüş olmalıdır. O yılların bazı uygulamaları bu çerçevede atılmış adımlar olarak görülebilir.

İnanmak zorundayız. İnanmak ve hayalini kurmak. Ben bu teklifi yaparken, inanarak ve hayalini kurarak yapıyorum. Sizler de eğer inanıp hayalini kurarsanız, hep birlikte bu işe gönül verirsek Allah’ın yardımının da gelebileceğini düşünüyorum.

Meryem Cemile, Batı’nın kadına bakışını eleştirdikten sonra o döneme göre Batılı bir kadından beklenmeyecek şu dikkat çeken Kur’ani tespiti yapmaktadır: “Her kadının mümkün olan en iyi eğitimi alması gerektiğine inanmakla beraber, kadının iş âleminde erkeklerle yarışmalarına karşıyım. Bence kadının yapacağı en iyi şey, çocuk bakımını anaokullarından evlere kaydırabilecek ölçüde çocuk terbiyesi öğrenmesidir.”

Ercümend Özkan’ın ilk kitabı olan “İnanmak ve Yaşamak” kitabının yeni baskısı çıktı.

Şunu sormalıyız kendimize: “Niçin varız bu dünyada? Yapmamız gereken, bizden istenen nedir?” Bir amaç uğruna varız burada. Bu amaç; daha iyi, daha ahlaklı birey olmak konusunda yarışmak, ancak ulvî değerlere bağlı kalarak kalıcı değerler üretmenin mümkün olduğuna inanmak ve Yaratan’ın rızasına nâil olmak.

Kur’an ile her türlü şiddet önlenir. Öncelikle buna, şiddetten kurtulmak isteyenlerin inanmaları gerekir. İnanmak da yeterli değildir. İmanın etkili olması için yeteri ölçüde bilgi birikimi olmalıdır. İlim sahibi olmayanın dindarlığı eksik kalır. Çünkü “cahilin sofusu şeytanın maskarası olur. ” Şiddetten kurtulmak isteyenlerin imanlı, ilim ehli, ihlas ve sadakat sahibi olmaları gerekmektedir. Bunlarla beraber iyi niyet, güçlü irade ve kişilik gerekir.

28 Kasım 2015 tarihinde, Venhar Kur'an Evinin konuşmacısı Ali Sürer idi...

Venhar'ın kuruluşunun birinci yılında, geçtiğimiz Cumartesi günü (1 Mart) Prof.Dr.Yaşar Düzenli, Venhar Kur'an Evi'nin konuğu idi.

İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın inzal olduğu ay olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.

‘Bilim söylüyorsa doğrudur’ yalanına inanmak zorunda mıyız? Günümüzde bilimlerin hangileri aslında bilim bile değil, cevabı bu kitapta.

İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak bu açıdan kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın doğum ayı olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.

İslam Ümmeti Gazze ile sınanmaktadır... Ya bizler sadık müminler olarak Gazzeli kardeşlerimizle birlikte cihad ve direniş meydanlarında buluşacağız, ya da yahudiler gibi "Sen git Rabbinle birlikte savaş" diyeceğiz...

"İktidarla sınanmak, sınavların en zorlularından biri. Ama kardeşlerinin kendisini içine attıkları ölüm kuyusundan Rabbine güvenip dayanarak kurtulan, kadınların yaman tuzağını yine Rabbine sığınarak alteden, sekiz yıllık çileli zindan hayatını sabırla tamamlayan Hz.Yûsuf Mısır’da en yetkili makama gelmesine rağmen asla istikametini şaşırmamış, ihlasını ve ihsanını yitirmemiş, değişmemiş, dönüşmemiş, hep “millet-i İbrahim” üzre yürümüş. Bir başka ifade ile, üzerine giydiği tevhîd gömleğini çıkarmamıştır."

Dîni Allah’a has kılmak, biz insanlar açısından geçerli bir tutum, davranış ve iman biçimidir... Dîni Allah’a has kılmak, öz olarak, Dîn’i Allah’ın dîni olarak kabul etmektir; dîni Allah’ın indirdiği gibi kabul etmek demektir; dîni tahrif, tağyir ve tebdil etmemek demektir. İlah ve Rab olarak Allah’ı tanımak, ibadeti yalnızca Allah’a yapmak, Allah’dan başkasından yardım talep etmemek, Allah’dan başkasının şefaat edeceğine inanmamak, yani din gününün sahibinin yalnızca ve yalnızca Allah olduğuna inanmaktır. Dîni kendimize değil, kendimizi dîne uydurmaktır.

Beni bu yazıyı yazmaya sevkeden, İngiltere Kraliçesi'nin Türkiye'de bulunduğu günlerde ana haber bültenlerinde kraliçe için, 'Majesteleri' denilirken yapılan vurgudaki abartılı saygı oldu. Aslında karakalabalıkların seçkinlerle eşitliğine inanmakta zorlanan bir seçkinin bilinçaltını dışavuruyor, bu vurgulama.
Makaleler
Hava Durumu