
"olmasa" Arama Sonuçları

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

Şeklen aynı yöne, aynı Allah’a yönelmemize rağmen düşünce ve eylemlerimizin pusulası farklı yönleri göstermektedir. Kalıcı olan ahir hayatını değil dünya hayatını öncelediğimiz için daha dün Kur’an’ın elinin tersiyle ittiği bir toplumun kıblesine bugün şeklen olmasa da düşünsel, karakter ve mizaç olarak teslim olmuş vaziyetteyiz. Bu acınası durumdan bizi kurtaracak olan reçete malum, Allah’ın Kitabı ve Rasulün bizzat yaşadığı sünnetidir.

Müslümanların sessizce bu savaşı ve katliamları seyredişlerinin altında ümmet olma fikrinden uzaklaşmış olmaları ve ulusal çıkarların gölgesinde hesap yapıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Elbette ulus devlet düzenini kabul etmiş ve batıl değerleri kendisine misyon edinmiş siyasal erklerin yapacağı şey Allah'ın razı olacağı şeyler olmasa gerek. İsrail terör şebekesiyle ticaret hacminin artarak devam etmesi ulus devlet anlayışı için anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek.

Yaratmanın ve emretmenin elinde olduğu Rabbimizin farzına uymak yerine, çağın dayattığı tarzların peşisıra koşuşturmanız, Rabbinizin emirlerine tâbi olarak anlamlı bir hayatın öznesi olmak varken, modernizmin iğvasına kapılarak tüketilen, tüketen ve tükenen bir hayat anlayışının nesnesi olmanız, siz farkında olmasanız bile biz mü’minleri fazlasıyla üzmektedir.

Ben tüm bunların yanında; bağımlılıkla, ‘bağımsızlık’ arasında büyük bir bağlantı olduğunu da düşünüyorum. Çünkü günümüzde kişisel bağımlılıkla birlikte toplumsal bağımlılık da söz konusu. Herkes online kullanıcı. Herkes sosyal medyada. Yani herkes bağımlı olmasa da adayı. Bağımlı bir toplumun bağımsızlığı ne kadar mümkün olabilir?

Kadınlar anamız, bacımız, kızımız, halamız, teyzemiz, ninemiz, ablamız ve eşimizdir. Kadınlarımız varlık sebebimizdir. Kadınlar hayatın ağır yükünü omuzlayarak erkeklere yardımcı olan eli öpülesi mübarek varlıklardır. Onlar olmasaydı, erkekler hayat denen bu ağır yükü taşıyamazlardı. Onlar zorlu hayat yolculuğumuzda bize omuz veriyorlar.

Bu gayretin sahipleri bu gerçeğin farkında olsalar da olmasalar da, propaganda ettikleri modernist yaklaşımlar hep bu talebe karşılık gelmektedir: “Bu Kur’an’ı değiştirin, bizim ictimai-siyasi-iktisadi düzenimizi tehdit eden ahkâmını revize veya iptal edin yahut da razı olacağımız, bizim düzenimizle çatışmayacak yeni bir Kur’an getirin!”

Küfre, şirke ve ifsada karşı tevhid ve ıslah mücadelemizde, bizzat Müslümanların nefsanîyet konusunda, ilkesel eksende, birbirine ve çevreye güven veren eminlik ve Kur’an ahlakını temsil bağlamında içine düştükleri zaaflardan kaynaklanan engeller olmasaydı, Allah’ın rahmeti üzerimize yağar ve bugün çok daha iyi bir konumda olurduk.

Benlik zindanı kadar sert ve baş edilmesi zor bir zindan olmasa da bu zindan da bir o kadar mücadelesi çetin ve hayatımızın her aşamasını şekillendiren bir olgu olma yolunda ilerliyor.

Hiçbir insan için böyle denilmesi doğru olmaz çünkü. Hem Atatürk gerçekten vatanı kurtardı mı? Kendi doğduğu şehir olan Selanik’i, kendi memleketini bile kurtaramayan şahıstan bahsediyoruz. Yemen, Arap yarımadası, Irak, Suriye, Ürdün, Kuzey Afrika, Yunanistan, Bulgaristan toprakları Atatürk’ten önce Osmanlı toprakları değil miydi? O kadar ki, Atatürk’ün gençliğinde Osmanlı toprakları bugünkü toprakların tam 12 katı idi. 12’de 11’i kaybeden komutan nasıl vatan kurtarmış oluyor?

Ne kadar da ‘keşke’miz var değil mi? ‘Keşke’si olmayanımız var mı acaba? ‘Keşke’ keşkelerimiz olmasa! Hem de hiç! Ne iyi olurdu!

Sağlık Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimettir. İnsanın kendi eliyle bu nimeti yok etmesi kadar vahim başka bir fiil olmasa gerek. Irkçı emperyalizmin insanın fizyolojisine dönük bu ifsad çalışmasının temelinde, insanlığın hem fiziksel hem de zihinsel olarak köleleşmesi amacı vardır

Havada uçuşan laiklik modelleri... Fransız uygulaması, Anglosakson sekülarizmi... Jakobenlik artık pek fiyakalı olmasa da Anglosakson sekülarizminden yana duranlar için Türkiye'ye özgü model avuntusu devrede...

Atatürk olmasaydı, İngilizler Kastamonu'ya aniden çıkarma yapar. Churchill herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşları için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye iki önemli şehri Rize'yi ve Trabzon'u denizden bombalatırdı....

Evet, “O” olmasaydı siz olmazdınız. Onun açtığı yoldan ilerleyerek, çokça onun adını paravan yaparak memleketin adeta iliğini kemiğini sömürüp, neticede hükümetleri dahi parmağınızda oynatacak düzeye ulaşan şu devasa yapıya ulaşamazdınız. Orası kesin.

Müslümanların ufku mevcut sistem içi muhalefet algısıyla o kadar daralmış ki, bizler gibi birkaç yayın organı dışında kimse çıkıp "Allah'ın hükümleriyle değil de bâtıl hükümlerle hükmettikten sonra başörtülü olsan ne olur, olmasan ne olur?" diye sormayı aklına getirmiyor.

'Olmasaydın… Olmazdık.' reklamının 'muhafazakar' medyada boy göstermesini rekabetin, piyasa şartlarının her tür değeri metalaştırma gücü olduğu açıklamasıyla geçiştirilmesi mümkün değil. Reklamda yer alan ifadenin hem reklamı veren hem de yayınlayan açısından çelişkili ve kendini inkarı ihtiva eden anlamı, neo-liberalizmin ne türden bir tipoloji ürettiğine çarpıcı bir örnek.

BM ve Arap Birliği Suriye özel temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi, ''Suriye'de Kurban Bayramı'nın mutlu olmasa bile sükunet içinde geçeceğinden ümitliyiz'' dedi

Suriye’de eşim dostum, arkadaşım ahbabım olmasa “haklı olabilir mi” diye soracağım kendime. Ama işte, Beşşar zulmü başladı başlayalı Suriye’deki arkadaşlarımla konuşuyorum, görüşüyorum. Ve Dürzi, Hıristiyan, Sünni, Kürt, Türk, Arap arkadaşlarımın tamamı diyor ki “Beşşar Esad’ın ordusu sokakta tavuk keser gibi adam kesiyorlar. Çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek dinlemiyorlar.”
Makaleler
Hava Durumu