"seme" Arama Sonuçları
İLKAV Gençlik Hareketi Kurban Bayramı Öncesi Yetimleri Sevindirdi.
Sulhun ve huzurun kaynağı olan bayramları yeni elbiseler, yeni ayakkabılar ve oyuncak ile geçirmek isteyen ve imkânları olmayan yetim ve ihtiyaç sahibi çocukların gülümsemesine ortak olan hayırseverler İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV Gençlik Hareketi aracılığı ile yüzlerce çocuğun bayram sevincine ortak oldu.
Sulhun ve huzurun kaynağı olan bayramları yeni elbiseler, yeni ayakkabılar ve oyuncak ile geçirmek isteyen ve imkânları olmayan yetim ve ihtiyaç sahibi çocukların gülümsemesine ortak olan hayırseverler İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV Gençlik Hareketi aracılığı ile yüzlerce çocuğun bayram sevincine ortak oldu.
Tekfircilik hastalığı üzerine bir değerlendirme
Aşırılıkları tamponlayabilmek için, hakikatin derinliğine nüfuz etmede acele etmemek, her gruptan müslümanlarla ve farklı cemaatlerle diyalog ve karşılıklı fikir alışverişini önemsemek, hâdiselere çok yönlü ve geniş bakmaya gayret etmek, araştırmaya önem verip taklit ve donukluktan kurtulmak, ahlâken de sabırlı ve hoşgörülü olmak gerekir. Ama, her şeyden önce Kur’an bütünlüğüne vâkıf ve teslim olmak…
Aşırılıkları tamponlayabilmek için, hakikatin derinliğine nüfuz etmede acele etmemek, her gruptan müslümanlarla ve farklı cemaatlerle diyalog ve karşılıklı fikir alışverişini önemsemek, hâdiselere çok yönlü ve geniş bakmaya gayret etmek, araştırmaya önem verip taklit ve donukluktan kurtulmak, ahlâken de sabırlı ve hoşgörülü olmak gerekir. Ama, her şeyden önce Kur’an bütünlüğüne vâkıf ve teslim olmak…
İslam'ın egemenliğinde hayat, câhiliyenin egemenliğinde zulüm vardır
Bu ülkedeki düzen, Rabbimizin ölçü ve hükümlerini benimsemeyen, insan hevasına dayalı bâtıl batı kanunlarını esas alan bir tağut düzeni olduğu gibi, bu düzenin geçmişten bugüne tüm yöneticileri de tağut düzenin hamalı durumunda olan yöneticilerdir ve Allah'ın hükümleriyle hükmetmedikleri için de ülkede yaşanan tüm zulümlerden, fesaddan, fahşadan, münkerattan sorumludurlar. Dolayısıyla açık ve net olarak, Mâide sûresi 44, 45 ve 47. ayetlerin tanımlarına girmiş olmaktadırlar.
Bu ülkedeki düzen, Rabbimizin ölçü ve hükümlerini benimsemeyen, insan hevasına dayalı bâtıl batı kanunlarını esas alan bir tağut düzeni olduğu gibi, bu düzenin geçmişten bugüne tüm yöneticileri de tağut düzenin hamalı durumunda olan yöneticilerdir ve Allah'ın hükümleriyle hükmetmedikleri için de ülkede yaşanan tüm zulümlerden, fesaddan, fahşadan, münkerattan sorumludurlar. Dolayısıyla açık ve net olarak, Mâide sûresi 44, 45 ve 47. ayetlerin tanımlarına girmiş olmaktadırlar.
Kutuplaşma otoriterliğe dâvet
Bazen vermediğimiz veya almadığımız bir selâmla, bazen saklayamadığımız bir küçümsemeyle, bazen müstehzi bir gülüşle, kimi zaman da sosyal medyada paylaştığımız ve birilerini ne kadar inciteceğini düşünmediğimiz bir espriyle hepimiz kutuplaşmaya katkıda bulunuyoruz.”
Bazen vermediğimiz veya almadığımız bir selâmla, bazen saklayamadığımız bir küçümsemeyle, bazen müstehzi bir gülüşle, kimi zaman da sosyal medyada paylaştığımız ve birilerini ne kadar inciteceğini düşünmediğimiz bir espriyle hepimiz kutuplaşmaya katkıda bulunuyoruz.”
Mushaf’ın sayfalarını yırtmak mı, Kur’an’ın hükümlerini çiğnemek mi daha büyük suçtur?
Devlet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmese de olur. Ama, aman ha, kimse Kitabımın yazıldığı sayfaları kitaptan yırtmasın. Yırtanlara engel olun. Mushaf’a saygısızlık yaptırmayın. Ancak, o Kitabı önemsemeyin, mehcur bırakın, sanki Kitapsızmışsınız gibi yaşayın. Okullarınız başka kitapları baştacı etsin, Devletin Anayasa adlı başka kutsal kitabı olsun, onu tatbik etsin. Ekonomide “para” adlı başka kitabınız olsun... Böyle mi diyor Rabbimiz?
Devlet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmese de olur. Ama, aman ha, kimse Kitabımın yazıldığı sayfaları kitaptan yırtmasın. Yırtanlara engel olun. Mushaf’a saygısızlık yaptırmayın. Ancak, o Kitabı önemsemeyin, mehcur bırakın, sanki Kitapsızmışsınız gibi yaşayın. Okullarınız başka kitapları baştacı etsin, Devletin Anayasa adlı başka kutsal kitabı olsun, onu tatbik etsin. Ekonomide “para” adlı başka kitabınız olsun... Böyle mi diyor Rabbimiz?
“Güzel söz, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir''
Sözün aslını kökünü önemsemek gerekiyor eğer bir meyve umuyorsak şayet, maksadımız bağı viran etmek, içimizdeki cerahati orta yere saçmak ise çirkinlik yolunun yolcusuyuz demektir. Söz, nerede sarf edilirse edilsin ondan mesulüz. Kötü sözden medet ummak köksüz kuru bir ağaca çaput bağlamaktan öte bir iş değildir. Güzel sözün müşterisi olmak ise meyvelerinden tekrar toprağa tohum saçan bir ağacın bereket dolu gölgesinde oturmak gibi.
Sözün aslını kökünü önemsemek gerekiyor eğer bir meyve umuyorsak şayet, maksadımız bağı viran etmek, içimizdeki cerahati orta yere saçmak ise çirkinlik yolunun yolcusuyuz demektir. Söz, nerede sarf edilirse edilsin ondan mesulüz. Kötü sözden medet ummak köksüz kuru bir ağaca çaput bağlamaktan öte bir iş değildir. Güzel sözün müşterisi olmak ise meyvelerinden tekrar toprağa tohum saçan bir ağacın bereket dolu gölgesinde oturmak gibi.
Kavram: Bâtıl inanç - Hurafe
Hurafe ve hurafeciliği küçümsememek gerekir. İslam’la hurafeler bir arada bulunamaz. İslam’ın hak inancı tertemizdir, şirkin hiçbir tonuna geçit vermez. İslam’da Allah’ın şanı belli, insanın -rasûl de olsa- mevkii bellidir. Allah’ın eşi-benzeri, ortağı, vekili yoktur. Hesabı sadece Allah görecektir, hesap görürken hiç kimseden yardım (şefaat) talebinde bulunmayacaktır. Batıl inanışlara ve hurafelere sahip çıkmak, kişinin imanını ve İslamı’nı malül hale getirir.
Hurafe ve hurafeciliği küçümsememek gerekir. İslam’la hurafeler bir arada bulunamaz. İslam’ın hak inancı tertemizdir, şirkin hiçbir tonuna geçit vermez. İslam’da Allah’ın şanı belli, insanın -rasûl de olsa- mevkii bellidir. Allah’ın eşi-benzeri, ortağı, vekili yoktur. Hesabı sadece Allah görecektir, hesap görürken hiç kimseden yardım (şefaat) talebinde bulunmayacaktır. Batıl inanışlara ve hurafelere sahip çıkmak, kişinin imanını ve İslamı’nı malül hale getirir.
Pamak´tan çağrı: “Yeni 28 şubat”a ve yaygın sekülerleşmeye, büyük yozlaşmaya karşı ittifak oluşturmalıyız
Asker öncülüğündeki oligarşik Kemalist vesayetin darbe süreçleri ve baskıya, zora dayalı sekülerleştirme dönemleri, tevhidî uyanışın son derece diri ve zinde, İslami duyarlıkların yüksek ve laik Kemalist sisteme karşı direnişin güçlü olduğu dönemlerdi.Bu baskıcı sekülerleştirme sürecinden sonraki 16 yılda ise, kimi yasaklarda geri adım atılarak görece özgür bir ortam oluşturulmak suretiyle gönüllü sekülerleşme süreci başlatıldı. Bu süreç devam etmekte olup tevhidi uyanış süreci bu dönemde büyük yara almış, çok ciddi bir kan kaybı yaşamış bulunmaktadır. Kur’an halkaları, daha baskıcı dönemlerdeki yaygınlığını, diriliğini ve ruhunu kaybetmiş, birçokları dağılıp yok olmuştur. Hâlâ devam edenler ise ruhsuz rutinler haline dönüşmüştür. Tevhidî davet çalışmaları çok azalmış, bu çabayı göstermeye devam edenlere ise, “siz hâlâ orada mısınız?” küçümsemesi ile bakılır olmuştur.
Asker öncülüğündeki oligarşik Kemalist vesayetin darbe süreçleri ve baskıya, zora dayalı sekülerleştirme dönemleri, tevhidî uyanışın son derece diri ve zinde, İslami duyarlıkların yüksek ve laik Kemalist sisteme karşı direnişin güçlü olduğu dönemlerdi.Bu baskıcı sekülerleştirme sürecinden sonraki 16 yılda ise, kimi yasaklarda geri adım atılarak görece özgür bir ortam oluşturulmak suretiyle gönüllü sekülerleşme süreci başlatıldı. Bu süreç devam etmekte olup tevhidi uyanış süreci bu dönemde büyük yara almış, çok ciddi bir kan kaybı yaşamış bulunmaktadır. Kur’an halkaları, daha baskıcı dönemlerdeki yaygınlığını, diriliğini ve ruhunu kaybetmiş, birçokları dağılıp yok olmuştur. Hâlâ devam edenler ise ruhsuz rutinler haline dönüşmüştür. Tevhidî davet çalışmaları çok azalmış, bu çabayı göstermeye devam edenlere ise, “siz hâlâ orada mısınız?” küçümsemesi ile bakılır olmuştur.
Feministler ve erken evlilik
Üniversite mezunlarının diploma kibri ile “Ayy yazııık! İnsancıklar okuyamamış.” küçümsemesi aslında kendinin de okuyamadığını gösterir. Âyet-i Kerime’de buyrulduğu gibi “Nice kitap taşıyan eşekler vardır.” Allah onlardan etmesin. Batının insanları daha bilgili olabilir fakat Doğu’nun insanlarında bilge daha çok. Hayat mektebinde okuyorlar.
Üniversite mezunlarının diploma kibri ile “Ayy yazııık! İnsancıklar okuyamamış.” küçümsemesi aslında kendinin de okuyamadığını gösterir. Âyet-i Kerime’de buyrulduğu gibi “Nice kitap taşıyan eşekler vardır.” Allah onlardan etmesin. Batının insanları daha bilgili olabilir fakat Doğu’nun insanlarında bilge daha çok. Hayat mektebinde okuyorlar.
Ehl-i Kitap ve İşbirlikçileri Mü’minlerden Razı Olmazlar
Yüce Allah, mü’minlere; önlerine çıkacak engel ve tuzakların, göğüs gerecekleri işkence, fedakarlık, çile ve imtihanların niteliğini anlatmaktadır. Onların dikkat ve basiretlerini bu engin bilgisine çekmektedir. Onlardan sadece kendisine bağlanmalarını istemektedir. Zaten bu durum gerçekleşirse eziyeti de ölümü de hiçe sayacaklardır. Mal ve canları konusunda uğrayacakları fitneleri önemsemeyeceklerdir.
Yüce Allah, mü’minlere; önlerine çıkacak engel ve tuzakların, göğüs gerecekleri işkence, fedakarlık, çile ve imtihanların niteliğini anlatmaktadır. Onların dikkat ve basiretlerini bu engin bilgisine çekmektedir. Onlardan sadece kendisine bağlanmalarını istemektedir. Zaten bu durum gerçekleşirse eziyeti de ölümü de hiçe sayacaklardır. Mal ve canları konusunda uğrayacakları fitneleri önemsemeyeceklerdir.
"Sizi kışkırtarak kendimize benzeteceğiz"
Hamid Golpira şöyle yazmıştı: Zulme karşı mücadele azmimizi korumalıyız fakat mücadelede düşmanın ahlaksız ve adaletsiz yöntemlerini benimsememeliyiz. İnsanlığımızı kaybetmemeliyiz. Zalimlerin başlıca emellerinden birisi de bu zaten: Bize insanlığımızı kaybettirmek... Onlar bizi insan olarak görmüyorlar ama biz onları insan olarak görmekten (ve onlarla mücadelede insan haklarını gözetmekten) vazgeçemeyiz. Aksi takdirde bizi kendilerine benzeterek savaşı kazanmış olurlar.
Hamid Golpira şöyle yazmıştı: Zulme karşı mücadele azmimizi korumalıyız fakat mücadelede düşmanın ahlaksız ve adaletsiz yöntemlerini benimsememeliyiz. İnsanlığımızı kaybetmemeliyiz. Zalimlerin başlıca emellerinden birisi de bu zaten: Bize insanlığımızı kaybettirmek... Onlar bizi insan olarak görmüyorlar ama biz onları insan olarak görmekten (ve onlarla mücadelede insan haklarını gözetmekten) vazgeçemeyiz. Aksi takdirde bizi kendilerine benzeterek savaşı kazanmış olurlar.
Mehmed Durmuş'la
"Kuşkusuz ‘Müslüman şahsiyeti’ deyince, durum biraz farklılaşmaktadır. Çünkü artık, kişilik, İslam gibi, dinlerden bir din değil, inançlardan bir inanç değil, yegâne hak din, yegâne hak inanç olanla izdivaç etmektedir. Dolayısıyla bu izdivacın tevlid edeceği semerenin harika olması beklenir."
"Kuşkusuz ‘Müslüman şahsiyeti’ deyince, durum biraz farklılaşmaktadır. Çünkü artık, kişilik, İslam gibi, dinlerden bir din değil, inançlardan bir inanç değil, yegâne hak din, yegâne hak inanç olanla izdivaç etmektedir. Dolayısıyla bu izdivacın tevlid edeceği semerenin harika olması beklenir."
Mısır siyonist işgal rejimine rest çekti
Siyonist medya kaynakları, Mısır’daki yeni yönetimin Siyonist rejimin ikili ilişkileri geliştirme çabalarını önemsemediğini duyurdu.
Siyonist medya kaynakları, Mısır’daki yeni yönetimin Siyonist rejimin ikili ilişkileri geliştirme çabalarını önemsemediğini duyurdu.
Kâğıttan kaplan, Ali Bulaç'tan İslamcı!
Ali Bulaç, sanırım kırka yakın kitabı, 1980’lerden beri, yayınlanan her dergiye verdiği sayısız makaleleri, röportajları ve gazete yazıları ile belki de Türkiye'nin en çok yazan yazarıdır. Onun birikimini küçümsemem mümkün değil. İslam'a olduğu gibi batı düşüncesine de vakıftır. Fakat bilgi birikimi ile ‘Müslüman ilim adamı’ duruş ve tavrı farklı şeylerdir. Bu iki güzellik herkeste -maalesef- bir araya gelemiyor. Ali Bulaç birikimleriyle beraber nerede durmaktadır? Safı neresidir?
Ali Bulaç, sanırım kırka yakın kitabı, 1980’lerden beri, yayınlanan her dergiye verdiği sayısız makaleleri, röportajları ve gazete yazıları ile belki de Türkiye'nin en çok yazan yazarıdır. Onun birikimini küçümsemem mümkün değil. İslam'a olduğu gibi batı düşüncesine de vakıftır. Fakat bilgi birikimi ile ‘Müslüman ilim adamı’ duruş ve tavrı farklı şeylerdir. Bu iki güzellik herkeste -maalesef- bir araya gelemiyor. Ali Bulaç birikimleriyle beraber nerede durmaktadır? Safı neresidir?
Durmuş: Ahlak olmadan asla!
Durmuş, hemen hepimizin siyasal okumalar içinde adeta kaybolduğumuzu, oysa ne tür okuma yaparsak yapalım, Allah adıyla kalplerimizin ürpermesi gerektiğini Kur'an'ın hatırlattığını söyledi. “Ahlak olmadan asla!” diyen Durmuş, devlet yıkıp devlet kursak bile, ahlakı önemsemedikçe bunun bir öneminin olmayacağını ifade etti.
Durmuş, hemen hepimizin siyasal okumalar içinde adeta kaybolduğumuzu, oysa ne tür okuma yaparsak yapalım, Allah adıyla kalplerimizin ürpermesi gerektiğini Kur'an'ın hatırlattığını söyledi. “Ahlak olmadan asla!” diyen Durmuş, devlet yıkıp devlet kursak bile, ahlakı önemsemedikçe bunun bir öneminin olmayacağını ifade etti.
Bacık: Başörtüsü benim için temel meseledir
"Bir Proje Olarak Türkiye'de Sol" başlıklı yazısındaki bir cümleden ötürü dün eleştirel bir yoruma konu ettiğimiz Doç Dr. Gökhan Bacık, söz konusu cümledeki kastının kesinlikle başörtüsü meselesini küçümsemek olmadığını, başörtüsü sorununun kendisi için temel bir mesele olduğunu ifade etti.
"Bir Proje Olarak Türkiye'de Sol" başlıklı yazısındaki bir cümleden ötürü dün eleştirel bir yoruma konu ettiğimiz Doç Dr. Gökhan Bacık, söz konusu cümledeki kastının kesinlikle başörtüsü meselesini küçümsemek olmadığını, başörtüsü sorununun kendisi için temel bir mesele olduğunu ifade etti.
"Hızır" sakın sizi aldatmasın!
Hurafecilik, israiliyyat sevicilik, İslam dışı hayali rivayetleri büyük bir ihlas görüntüsüyle benimseme, bütün bid’at ve hurafeleri büyük bir vecd ile benimseme tam bir inanç, iz’an ve fikir hastalığıdır. Bu hastalıklardan, Kur'an şifahanesinde, tam teşekküllü bir tedavi programına talip olmaksızın kurtulmak mümkün değildir. Allah’ın şerefli elçilerinden hiçbiri ve son elçi Muhammed (sav) Hızır gibi, Hıdırellez gibi hurafelere, mitolojilere asla inanmadılar, böyle bir dalaleti telaffuz etmediler.
Hurafecilik, israiliyyat sevicilik, İslam dışı hayali rivayetleri büyük bir ihlas görüntüsüyle benimseme, bütün bid’at ve hurafeleri büyük bir vecd ile benimseme tam bir inanç, iz’an ve fikir hastalığıdır. Bu hastalıklardan, Kur'an şifahanesinde, tam teşekküllü bir tedavi programına talip olmaksızın kurtulmak mümkün değildir. Allah’ın şerefli elçilerinden hiçbiri ve son elçi Muhammed (sav) Hızır gibi, Hıdırellez gibi hurafelere, mitolojilere asla inanmadılar, böyle bir dalaleti telaffuz etmediler.
İslam'ın şartı 5 mi?
Gülerce'nin Emevi-Abbasi döneminde uydurulan ve ümmete kakalanan, Kur'anın mesajını hükümden düşürüp İslam'ın yaşanışını birkaç kalem ibadetle ve birkaç temel esasla sınırlama amacı güden bu yaklaşımı benimsemesi çok tuhaf.
Gülerce'nin Emevi-Abbasi döneminde uydurulan ve ümmete kakalanan, Kur'anın mesajını hükümden düşürüp İslam'ın yaşanışını birkaç kalem ibadetle ve birkaç temel esasla sınırlama amacı güden bu yaklaşımı benimsemesi çok tuhaf.
Makaleler
Hava Durumu