"takva" Arama Sonuçları
Kadın ve Erkeklerin İktidar Yarışı
Oysa biz Müslümanlara bu yarışı sonlandırmamız ve yaradan Rabbe kulluk yarışı emredilmişti. Biz yaradan, tek olan Rabbin rızası için mi yarışıyoruz yoksa şeytanın güzel gösterdikleri için mi? Oysa okuduğumuz kitap bize yarışacağımız bir yol sunmuştu, takvada yarışın diyordu. Biz takvayı mı yanlış anladık acaba!
Oysa biz Müslümanlara bu yarışı sonlandırmamız ve yaradan Rabbe kulluk yarışı emredilmişti. Biz yaradan, tek olan Rabbin rızası için mi yarışıyoruz yoksa şeytanın güzel gösterdikleri için mi? Oysa okuduğumuz kitap bize yarışacağımız bir yol sunmuştu, takvada yarışın diyordu. Biz takvayı mı yanlış anladık acaba!
Nida Dergisi 208. sayısıyla okuyucuyla buluştu
208. Sayısında Nida Dergisi ‘Meşruluk ve Meşruluğun Görünümleri' konusunu ele alıyor. Arka kapakta Weal Hallaq’tan bir alıntıyla konuya dikkat çekiyor: “ Meşruiyet, dinin, ilmin, takvanın ahlaki faziletin varlığına; kısacası Peygamber ve selef-i salihinin(kurucu ümmet)örnekliği hakkında derin bilgi sahibi olan ve yaşamalarını buna göre tanzim eden kişilere dayanıyordu..”
208. Sayısında Nida Dergisi ‘Meşruluk ve Meşruluğun Görünümleri' konusunu ele alıyor. Arka kapakta Weal Hallaq’tan bir alıntıyla konuya dikkat çekiyor: “ Meşruiyet, dinin, ilmin, takvanın ahlaki faziletin varlığına; kısacası Peygamber ve selef-i salihinin(kurucu ümmet)örnekliği hakkında derin bilgi sahibi olan ve yaşamalarını buna göre tanzim eden kişilere dayanıyordu..”
Muttaki bilinç açısından dünya hayatı
İslâm nizamındaki her tür ayrıntıya Âhiret hayatına iman açısından bakılabilir. Ahiret hayatının düşünceye bahşettiği güzellik, yücelik ve enginlik açısından, ahlâka verdiği üstünlük, arılık ve hoşgörü bakımından hak ve takva konusundaki sıkı tavsiyelerden ve insânî faaliyetlere bahşettiği samimiyet, güven ve düzenlilik zaviyesinden bakılabilir. İşte bütün bunlardan dolayı âhirete kesin bir şekilde inanılmadan İslâmî bir hayatın istikamet bulmasına imkân yoktur.
İslâm nizamındaki her tür ayrıntıya Âhiret hayatına iman açısından bakılabilir. Ahiret hayatının düşünceye bahşettiği güzellik, yücelik ve enginlik açısından, ahlâka verdiği üstünlük, arılık ve hoşgörü bakımından hak ve takva konusundaki sıkı tavsiyelerden ve insânî faaliyetlere bahşettiği samimiyet, güven ve düzenlilik zaviyesinden bakılabilir. İşte bütün bunlardan dolayı âhirete kesin bir şekilde inanılmadan İslâmî bir hayatın istikamet bulmasına imkân yoktur.
Takva...
Kur’an’ın onayladığı mü’min tipinin özelliklerinin anlatıldığı kavramlardan olan takva kavramı yalnızca mü’mine hasredilmiş bir kavramdır. Adeta mü’minin iman etme hususundaki zirve halini temsil eder.
Kur’an’ın onayladığı mü’min tipinin özelliklerinin anlatıldığı kavramlardan olan takva kavramı yalnızca mü’mine hasredilmiş bir kavramdır. Adeta mü’minin iman etme hususundaki zirve halini temsil eder.
Milyonlarca Kurban Kesilmesine Rağmen, Niçin Takva Toplumu Olmuyoruz? (VİDEO)
Kur'an Nesli Yapım sunar: Milyonlarca Kurban Kesilmesine Rağmen, Niçin Takva Toplumu Olmuyoruz?
Kur'an Nesli Yapım sunar: Milyonlarca Kurban Kesilmesine Rağmen, Niçin Takva Toplumu Olmuyoruz?
Bazı dâvetçi mü'minlerden "Koronavirüs" değerlendirmesi ve insanlığa çağrı (VİDEO)
İslami dâvet çalışmalarıyla tanınan bir grup mü'min, "Koronavirüs" gündemini değerlendirip, bu virüsün verdiği mesajlar üzerinden insanlığa mevcut istiğna, istikbar ve tuğyan halini sorgulama ve halini ıslah etme çağrısı içeren bir metin yayınladı. "Bizim insanlığa çağrımız, bu virüs musibetine köklü bir muhasebe ve özeleştiri ile yaklaşmak, insanların dünya ve âhiret saadetini harap eden, başta şirk ve tuğyan olmak üzere her türlü pisliklerden imana ve onun gerektirdiği takvaya hicret etmeye gayret etmektir. Nasuh bir tevbeyle İslâmî hayata topluca yönelmek ve yeryüzünde İslâm nizamını egemen kılma gayretine sarılmaktır" ifadelerine yer verilen metni ve bu metne göre hazırlanan videoyu dikkatlerinize sunuyoruz:
İslami dâvet çalışmalarıyla tanınan bir grup mü'min, "Koronavirüs" gündemini değerlendirip, bu virüsün verdiği mesajlar üzerinden insanlığa mevcut istiğna, istikbar ve tuğyan halini sorgulama ve halini ıslah etme çağrısı içeren bir metin yayınladı. "Bizim insanlığa çağrımız, bu virüs musibetine köklü bir muhasebe ve özeleştiri ile yaklaşmak, insanların dünya ve âhiret saadetini harap eden, başta şirk ve tuğyan olmak üzere her türlü pisliklerden imana ve onun gerektirdiği takvaya hicret etmeye gayret etmektir. Nasuh bir tevbeyle İslâmî hayata topluca yönelmek ve yeryüzünde İslâm nizamını egemen kılma gayretine sarılmaktır" ifadelerine yer verilen metni ve bu metne göre hazırlanan videoyu dikkatlerinize sunuyoruz:
Takva sahibi olma yükümlülüğü
Takvânın aslı, önce şirkten, sonra günah olan fiillerden, daha sonra da günah olması muhtemel olan şüpheli hareketlerden kaçınmaktır. En son olarak da, kendisini ilgilendirmeyen (mâlâyani) faydasız ve lüzumsuz olan şeyleri de terk etmektir.
Takvânın aslı, önce şirkten, sonra günah olan fiillerden, daha sonra da günah olması muhtemel olan şüpheli hareketlerden kaçınmaktır. En son olarak da, kendisini ilgilendirmeyen (mâlâyani) faydasız ve lüzumsuz olan şeyleri de terk etmektir.
Mehmed Durmuş'la söyleşi: Bir Müslümanın şahsiyeti nasıl olmalıdır?
Mehmed Durmuş: Takva, dünyadan el etek çekmek, topluma karışmamak, kadının bulunduğu ortamda erkeğin, erkeğin bulunduğu ortamda kadının zinhar bulunmaması demek değildir. Bilakis, Müslüman şahsiyet hayatın tam da merkezinde yer almak durumundadır. Peygamberlerin sünneti budur. Böyle iken kendimizi haramdan korumak takvadır. Allah meleklerin takvasından değil de, insanın takvasından bahsetmektedir.
Mehmed Durmuş: Takva, dünyadan el etek çekmek, topluma karışmamak, kadının bulunduğu ortamda erkeğin, erkeğin bulunduğu ortamda kadının zinhar bulunmaması demek değildir. Bilakis, Müslüman şahsiyet hayatın tam da merkezinde yer almak durumundadır. Peygamberlerin sünneti budur. Böyle iken kendimizi haramdan korumak takvadır. Allah meleklerin takvasından değil de, insanın takvasından bahsetmektedir.
Kalem-Der'de Ramazan Bayramı Vaaz ve Hutbesi
Kalem-Der'de Ramazan Bayramı Vaazında A. Turgut Ulucak, İslâmî Kimliği Muhafaza Edebilmenin önemini gündeme getirirken, Ahmed Kalkan hoca ise Bayram Hutbesinde, Bayramı Takva Ölçüsünde Yaşamanın gerekliliği üzerinde durdu
Kalem-Der'de Ramazan Bayramı Vaazında A. Turgut Ulucak, İslâmî Kimliği Muhafaza Edebilmenin önemini gündeme getirirken, Ahmed Kalkan hoca ise Bayram Hutbesinde, Bayramı Takva Ölçüsünde Yaşamanın gerekliliği üzerinde durdu
İnsanları ‘Allah ile aldatma’da üç kategori
“İbadet, takva, farz” diyerek insanları demokrasi sandığına sevk etmek için İslami kavram ve değerleri araçsallaştıranlar, şirk anayasasında yine şirkle hükmederek yapılan değişiklikleri onaylamak üzere yapılan birinci referandumda verdikleri oylarla FETÖ’nün vesayetine destek verme konumuna düştüler.
“İbadet, takva, farz” diyerek insanları demokrasi sandığına sevk etmek için İslami kavram ve değerleri araçsallaştıranlar, şirk anayasasında yine şirkle hükmederek yapılan değişiklikleri onaylamak üzere yapılan birinci referandumda verdikleri oylarla FETÖ’nün vesayetine destek verme konumuna düştüler.
Hutbe: Takva elbisesi ve tesettürde yozlaşma sorunu (VİDEO)
Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi - Cuma Hutbesi - Takva Elbisesi ve Tesettürde Yozlaşma Sorunu - Şükrü Hüseyinoğlu - 2 Cemaziyelahir 1440 / 8 Şubat 2019 Cuma
Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi - Cuma Hutbesi - Takva Elbisesi ve Tesettürde Yozlaşma Sorunu - Şükrü Hüseyinoğlu - 2 Cemaziyelahir 1440 / 8 Şubat 2019 Cuma
Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa, ancak Kur’an’a uygun yaşayıp takvayı kuşananlar ulaşabilir
Vahyin belirlediği ve Rasûlün (s) sünnetinin güzel örneğini oluşturduğu sahih İslam anlayışıyla bağdaşmayan ve yüzyıllara sâri yozlaşma sürecinde üretilen birçok bid’at ve hurafelerle kuşatılmış geleneksel din anlayışında, yaşantısına bakılmaksızın lâfzen “kelime-i şahadet”i söyleyen ve “müslümanım” diyen herkesin Allah’ın rahmetine müstahak olduğu ve kurtuluşa ereceği zannedilir. Ve ölen herkese kolayca “rahmet ve mağfiret” duası yapılır. Hâlbuki Kur’an’daki birçok âyet, Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa erebilmek için, kişinin Allah’ın azabından korkup sakınarak O’nun emir ve yasaklarına uyma sorumluluk bilinciyle Kur’an’a uygun takvalı bir hayat yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah’ın, ancak böyle bir hayatı yaşayarak kurtuluşu hak edenlere rahmet edeceği bildirilmektedir.
Vahyin belirlediği ve Rasûlün (s) sünnetinin güzel örneğini oluşturduğu sahih İslam anlayışıyla bağdaşmayan ve yüzyıllara sâri yozlaşma sürecinde üretilen birçok bid’at ve hurafelerle kuşatılmış geleneksel din anlayışında, yaşantısına bakılmaksızın lâfzen “kelime-i şahadet”i söyleyen ve “müslümanım” diyen herkesin Allah’ın rahmetine müstahak olduğu ve kurtuluşa ereceği zannedilir. Ve ölen herkese kolayca “rahmet ve mağfiret” duası yapılır. Hâlbuki Kur’an’daki birçok âyet, Allah’ın rahmetine ve kurtuluşa erebilmek için, kişinin Allah’ın azabından korkup sakınarak O’nun emir ve yasaklarına uyma sorumluluk bilinciyle Kur’an’a uygun takvalı bir hayat yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah’ın, ancak böyle bir hayatı yaşayarak kurtuluşu hak edenlere rahmet edeceği bildirilmektedir.
Yaratan'dan ötürü yaratılanı sevmeli miyiz?
İslam nazarında mutlak bir insan sevgisi yoktur. İnsanı sevmek şartlı, sınırlıdır. Allah nazarında müminin, Dine koşulsuz teslim olan müslimin bir değeri vardır. Mümin çok kıymetlidir, müslim çok kıymetlidir. Mümin ve müslim kişi takvalı, muhlis, munis, mutî, infak eden, hayrı öğütleyen gibi çok sayıda isim ve sıfatlarla tavsif edilir, bu isim ve sıfatların tazammun ettiği anlamlara göre yaşar ve Allah'ın rızasını kazanır ve Allah'ın vaat ettiği o sonsuz lütuflara liyakat kesbeder.
İslam nazarında mutlak bir insan sevgisi yoktur. İnsanı sevmek şartlı, sınırlıdır. Allah nazarında müminin, Dine koşulsuz teslim olan müslimin bir değeri vardır. Mümin çok kıymetlidir, müslim çok kıymetlidir. Mümin ve müslim kişi takvalı, muhlis, munis, mutî, infak eden, hayrı öğütleyen gibi çok sayıda isim ve sıfatlarla tavsif edilir, bu isim ve sıfatların tazammun ettiği anlamlara göre yaşar ve Allah'ın rızasını kazanır ve Allah'ın vaat ettiği o sonsuz lütuflara liyakat kesbeder.
İnsanın sorumluluğu
Kur’an’ın ifadesiyle birisi takva diğeri ise fısk ve fücur olan iki ana yolu belirleyen unsurlar vardır. Toplumların ana çatılarını oluşturan din ve yaşam biçimi, insanın içindeki farklı seslerin bir uzantısı ve yansımasıdır. Allah da insana aklını ve iradesini, takvasını ve fıskını vererek önünde doğruya ve yanlışa gidebileceği yolları gösteriyor. “Nefse ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, Elbette nefsini temizleyip arındıran kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir”. (Şems: 7-9)
Kur’an’ın ifadesiyle birisi takva diğeri ise fısk ve fücur olan iki ana yolu belirleyen unsurlar vardır. Toplumların ana çatılarını oluşturan din ve yaşam biçimi, insanın içindeki farklı seslerin bir uzantısı ve yansımasıdır. Allah da insana aklını ve iradesini, takvasını ve fıskını vererek önünde doğruya ve yanlışa gidebileceği yolları gösteriyor. “Nefse ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, Elbette nefsini temizleyip arındıran kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir”. (Şems: 7-9)
Osmanlı'da hâkim kültür üzerine kısa bir değini
'...Örneğin, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, askeri başarıyı garantilemek için bütün ruhani güçler bizzat halife sultanın izniyle yardıma çağrılmıştı. Dervişler, Şumnu'da dokuz kez şehri tavaf edip dua ettiler ve düşman ordularının geçeceği yerleri 'hiyel-i metin-i takva' ile bağladılar. Sofya'da Aziz Bali'nin ruhani güçlerinden yararlanmak istediler ve hatta Osmanlı sarayında zikir törenleri yapılmaya başlandı. Tabii ki, tüm o hurafeler Osmanlı ordularını feci şekilde yenilmekten kurtaramadı ya da Rus ordularının adı geçen yerleri almasını ve İstanbul'a dayanmasını önleyemedi. Ancak ulema bildiğini okumaya devam etti ve bilmediğini de hurafeler yardımıyla uydurdu...'
'...Örneğin, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, askeri başarıyı garantilemek için bütün ruhani güçler bizzat halife sultanın izniyle yardıma çağrılmıştı. Dervişler, Şumnu'da dokuz kez şehri tavaf edip dua ettiler ve düşman ordularının geçeceği yerleri 'hiyel-i metin-i takva' ile bağladılar. Sofya'da Aziz Bali'nin ruhani güçlerinden yararlanmak istediler ve hatta Osmanlı sarayında zikir törenleri yapılmaya başlandı. Tabii ki, tüm o hurafeler Osmanlı ordularını feci şekilde yenilmekten kurtaramadı ya da Rus ordularının adı geçen yerleri almasını ve İstanbul'a dayanmasını önleyemedi. Ancak ulema bildiğini okumaya devam etti ve bilmediğini de hurafeler yardımıyla uydurdu...'
Eylül’ün, Leyla’nın başına gelenler senin eserindir, ey İslam dışı düzen -II
Çözüm İslâm’dır. Sadece ahlâkıyla değil; hukukuyla, insana ve hayata bakışıyla, evliliği kolaylaştıran özellikleriyle, inanç ve ibadet sistemiyle, hanımların yüzünde haramların isi, erkeklerin gözünde haramların izi bulunmayacak şekilde yetiştiren takvâ bilinciyle İSLÂM.
Çözüm İslâm’dır. Sadece ahlâkıyla değil; hukukuyla, insana ve hayata bakışıyla, evliliği kolaylaştıran özellikleriyle, inanç ve ibadet sistemiyle, hanımların yüzünde haramların isi, erkeklerin gözünde haramların izi bulunmayacak şekilde yetiştiren takvâ bilinciyle İSLÂM.
Kalkan: Ramazan takva ayıdır
Bir gazete tarafından Ahmed Kalkan'la gerçekleştirilen ve fakat asli bölümleri kırpılarak çok sınırlı bir kısmı yayınlanan röportajı siz okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz:
Bir gazete tarafından Ahmed Kalkan'la gerçekleştirilen ve fakat asli bölümleri kırpılarak çok sınırlı bir kısmı yayınlanan röportajı siz okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz:
Cuma Hutbesi: Kur’an’da takva ehlinin özellikleri (VİDEO)
Kalem-Der / Cuma Hutbesi - Kur'an'da Takva Ehlinin Özellikleri - Asım Şensaltık
Kalem-Der / Cuma Hutbesi - Kur'an'da Takva Ehlinin Özellikleri - Asım Şensaltık
Hutbe: Kendini tezkiye eden kurtulur
Tezkiye-i Nefs yani insanın kendisini arındırması, temizlemesi; kişinin kendisini her türlü kirden, küfr, cehalet, kötü duygular, yanlış itikadlar ve fücur gibi edepsizlik ve kötü ahlâktan uzak olma, bunlardan korunma ve ilim, hayırlı ameller ve güzel huy gibi takva hasletleriyle donatıp hayır ve bereket yayacak, iyiliği artıracak hale gelmektir. Yani, tezkiye kişinin kendisini sırf temizlemesi, arındırması değil, aynı zamanda ricsden korumak, sonra da kendisini hayır, bereket ve birr yayan, hayrı sürekli artıran bir mertebeye getirmesidir.
Tezkiye-i Nefs yani insanın kendisini arındırması, temizlemesi; kişinin kendisini her türlü kirden, küfr, cehalet, kötü duygular, yanlış itikadlar ve fücur gibi edepsizlik ve kötü ahlâktan uzak olma, bunlardan korunma ve ilim, hayırlı ameller ve güzel huy gibi takva hasletleriyle donatıp hayır ve bereket yayacak, iyiliği artıracak hale gelmektir. Yani, tezkiye kişinin kendisini sırf temizlemesi, arındırması değil, aynı zamanda ricsden korumak, sonra da kendisini hayır, bereket ve birr yayan, hayrı sürekli artıran bir mertebeye getirmesidir.
Makaleler
Hava Durumu