
"ulamaya" Arama Sonuçları

Filistin halkıyla empati yapabilme noktasında, İslâm coğrafyasında belki de en hassas halk, Güney Afrika Müslümanları. Dışarıdan gelip yerleşerek, bir halkın yüzyıllardır yaşadığı toprakları işgal eden ve 1948’den 1990’lara kadar akla hayale gelmedik zulümleri uygulamaya koyan “Beyaz” ırkçıların kurduğu Apartheid rejimi, bugün İsrail’in uygulamalarında yaşamaya devam ediyor. Her iki yönetimin de 1948’de sahneye çıktığı gerçeği, meselenin bir başka hatırlatıcı unsurunu oluşturuyor.

Böyle bir süreçte, zikrettiğimiz bunca yozlaşmanın ve Müslümanları sekülerleştirmenin müsebbibi olan laik bir iktidara destek uğruna Müslümanlarla vahdeti oluşturma çabalarını feda etmek sapması sürdürülürse, Rabbimizin huzurunda nasıl hesap verilecektir?

Üstelik bütün bu ifsadın arkasında, istikamet krizindeki tevhîdî kesimin desteği bulunmaktadır. Bu vebalin altından nasıl kalkacaklarını neden hiç düşünmezler?

Bütün bu alanlarda yapılan dualar ve kullanılan İslâmî şiarlar, bu laik kurumların mevcut halleriyle devam etmelerini “dindar” kitleler nezdinde meşrulaştırmaktan başka bir anlam taşıyor mu? Bu uygulamalar, bizi İslâmî kimlik ve temel ilkelerimiz bakımından çok rahatsız edip İslam’ın laiklikle hükmeden bu Atatürkçü kurumlar için kullanılmasına itiraza sevk ederken, neden geçmişte aynı çizgide olduğumuz Haksöz Haber’i çok memnun edebiliyor?

Evet, hepinizin de takip ettiğiniz üzere, tevhidî uyanış süreci bakiyesi grupların savrulması ve ortak birikimimizi laik bir iktidara destek uğruna harcamaları yüzünden büyük bir yozlaşma yaşanıyor. Onlar yanlıştan dönüp tevbe ederek eski istikametlerine yönelerek ıslah çabası göstermeden susmak hem onlara hem de Allah’ın dinine zulümdür ve büyük vebale ortak olmaktır.

Bu sebeple, hiç ara vermeden bir yandan tevhidî davet, şahidlik ve eğitim çabalarımızı yeni hamleler yaparak bıkmadan, yılmadan ve yaşanan büyük olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa düşmeden sürdürmek, diğer yandan da hiçbir sebeple asla terk edemeyeceğimiz emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker görevimizi yerine getirmek sorumluluğu altındayız.

Kimi İslami çevreler, o günlere kadar istikrarlı bir şekilde, sebat üzere sürdürdükleri söz konusu akidevi/ilkesel tutumu, 28 Şubat döneminde uygulamaya konulan zulümlere son verilmeye başlanmasıyla birlikte, akidevi7ilkesel tutumu arka plana atarak yaşanan sürecin cazibesine kapıldı ve o güne kadar savunulan Kur’ani/Nebevi ilkelerle bağı koparılmış, reel politik bir düzleme oturan “maslahat”, “merhale fıkhı” gibi söylemlerle giderek Ak Parti’nin aktif destekçisi haline geldi. 2009 yılında Davos’ta yaşanan “van minut” olayı, İslami çevrelerin o güne kadar haklı olarak câhiliye kavramı çerçevesinde değerlendirdikleri mevcut sistem içi politik süreçler ve aktörlere “İslami anlamlar” yükleme noktasında etkili bir olay oldu.

Ankara'da yönetimin 25 yıl sonra CHP'ye geçmesinin ardından Kılıçdaroğlu'nun Mansur Yavaş'a ilk talimatı "heykel yap" oldu.

Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.

Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu “sıfır hoşgörü” politikası ile Meksika üzerinden ABD’ye girmeye çalışırken yakalanan aileler birbirinden ayrılıyor.

Son dönemde "reformlar" ile gündemden düşmeyen Suudi Arabistan`da Hac Bakanlığı Müslümanların tepkisini alan bir uygulamaya bir karara imza attı.

Allah’ın (cc) dinini kişiliği ile temsil eden Peygamberimiz (sav), Kur’an-ı Kerim’i kendisine daima ahlak edinmiş; akîde, söz ve ameliyle de Kur’an-ı Kerim’i pratik alanda uygulamaya geçirmiştir. Onun için Müminler, pratik hayat için Kur’an-ı Kerim’e başvurduğunda, Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz (sav)’i örnek gösterir.

Komisyonculuk faaliyetinde üç taraf vardır: Satıcı (mal sahibi), alıcı (müşteri), satıcıyla alıcıyı buluşturan kişi (komisyoncu). Eski uygulamaya göre komisyoncu, şehirde yaşamakta ve pazarları bilmektedir. Bu açıdan şehri ve pazarları bilmeyen satıcıdan malı alır, “Sen satma, ben senin yerine satayım.” der ve onun vekili gibi o malı satışa çıkarır. Yahut da, satıcı ile komisyoncu arasında bir akit imzalanır ve her iki taraf da zarara uğramayacak şekilde anlaşılır. Bu durumda komisyoncu, satıcının bir nevi işçisi olur.

Ben bu açık mektubumda sizleri, toplum olarak maruz bırakıldığımız kültürel iğva ve işgal konusunda düşünmeye ve halimizi sorgulamaya dâvet etmek istiyorum.

Çocuklarımıza doğru rol modeller vermeliyiz, kahramanları o şu bu olmamalı, İslami öncüler, liderler olmalı diyoruz. Peki bu öncülerden Hasan el Benna’yı çocuğumuza nasıl anlatacağız ve nasıl uygulamaya geçeceğiz.

Ülkelerindeki iç savaştan kaçan Suriyeliler için umudun adreslerinden biri de İzmir. Kent içinde barınma fırsatını bulamayanlar, hijyenden yoksun boş bir araziye kurdukları çadırlarda yaşama tutunma derdinde. İstekleri ise, çocuklarını soğuktan korumak için barınacak bir ev ve sürekli bir iş sahibi olmak.

Müslümanlar olarak her türlü teröre karşı açık tavır almamız gerekir: İslam dünyasında süre giden emperyalist teröre de, işbirlikçi devletlerin terörüne de, her ne adına hareket ederse etsinler örgütlerin terörüne de net ve "ama"sız tavır almadıkça İslam dünyası bu kandan, bu cinnetten kurtulamayacaktır.

Mısır'da katılımın az olması sebebiyle seçimler bugün de devam edecek. Sabbahi, uygulamaya itiraz etti fakat reddedildi. Kurmayları ile yaptacağı görüşmeden sonra seçimden çekilebileceği bildiriliyor.

Son olarak CNN Türk'te program yapan ve Radikal gazetesinde yazı yazan Beki'nin, Hürriyet gazetesinde yazmaya başlayacağı bildirildi.

Mısır’daki darbenin neden olduğu dumanlı havadan işgalci siyonist böylesine gaddarca bir yasayı ve daha nice çirkin oyunları uygulamaya geçirmede yararlanırken, onun çıkarlarını himaye etmeyi resmî politika haline getiren ABD’nin Dış İşleri Bakanı John Kerry de bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin amacı, normalde 2009’un başında başkanlık süresi bittiği için uygulamadaki anayasaya göre o tarihten beri Meclis Başkanına teslim etmiş olması gereken başkanlık koltuğunda adeta darbeci general gibi oturmaya devam eden Özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas’ı tüm ön şartlarından vazgeçerek yeniden masa başı görüşmelerine oturmaya ikna etmekti.
Makaleler
Hava Durumu