"zelinde" Arama Sonuçları
Ashabı Uhdud’dan Ashabı Gazze’ye
Emperyalizmin taşeronluğunu yapan sözüm ona Müslüman devletçiklere gelecek olursak; bunların Ashabı Uhdud kıssasında Allah’ın lanetlediği grubu teşkil ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü bugün Filistin genelinde ve Gazze özelinde yaşananlara tamamen ortaktır bu devletçikler ve başındaki yöneticiler. Daha da ötesi tüm İslam beldelerinde dökülen kanların birinci sorumlusu bunlar.
Emperyalizmin taşeronluğunu yapan sözüm ona Müslüman devletçiklere gelecek olursak; bunların Ashabı Uhdud kıssasında Allah’ın lanetlediği grubu teşkil ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü bugün Filistin genelinde ve Gazze özelinde yaşananlara tamamen ortaktır bu devletçikler ve başındaki yöneticiler. Daha da ötesi tüm İslam beldelerinde dökülen kanların birinci sorumlusu bunlar.
Mülteci Meselesi Özelinde, Kadim Ve Modern Cahiliye Karşılaştırması
Kısacası, cahiliye döneminde Hicaz bölgesinde ciddi oranda bir "mülteci" kitlesi vardı, fakat "mülteci sorunu" yoktu. O insanalr, mülteci olarak kendiklerine sığınanlara düşmanlık değil,i ev sahipliği yapmışlardı. Tabi bu durum, İslam döneminde daha da yaygın ve örnek bir hale geldi.
Kısacası, cahiliye döneminde Hicaz bölgesinde ciddi oranda bir "mülteci" kitlesi vardı, fakat "mülteci sorunu" yoktu. O insanalr, mülteci olarak kendiklerine sığınanlara düşmanlık değil,i ev sahipliği yapmışlardı. Tabi bu durum, İslam döneminde daha da yaygın ve örnek bir hale geldi.
“Lesvos Adası’nda büyük bir ihmal ve zenofobi (yabancı nefreti) ile karşılaştım”
Yunanistan’ın Lesvos Adası’ndaki mülteci kampında gönüllü hekimlik yapan Dr. Nabiha İslam, Lesvos Adası özelinde Avrupa’daki mülteci kamplarında yaşanan insandışılaştırma ve zenofobiyi (yabancı nefreti) kaleme aldı. Kaynak: “Lesvos Adası’nda büyük bir ihmal ve zenofobi (yabancı nefreti) ile karşılaştım”
Yunanistan’ın Lesvos Adası’ndaki mülteci kampında gönüllü hekimlik yapan Dr. Nabiha İslam, Lesvos Adası özelinde Avrupa’daki mülteci kamplarında yaşanan insandışılaştırma ve zenofobiyi (yabancı nefreti) kaleme aldı. Kaynak: “Lesvos Adası’nda büyük bir ihmal ve zenofobi (yabancı nefreti) ile karşılaştım”
Ümniyye/Emaniyye kavramı
“Emaniyye” kavramı, “Ümniyye” kavramının çoğulu olup, Kur’an’da ilme, sahih bilgiye dayalı sahih inanç ve sâlih amel üzere bulunmanın zıddı olarak, sahih bilgiye / ilme dayanmayan, bir gerçekliği olmayan temenni ve inanışlar, kulaktan dolma bilgiler anlamına gelmektedir. Rabbimiz Kur’an’da, o dönemin Kitab Ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlar özelinde bize, kendilerini nisbet ettikleri Kitab’ın bilgisine sahip olmayan ve dolayısıyla “ümmiliğe” mahkûm olan insanların, Kitab bilgisine sahip olmadıkları için bu boşluğu uydurma, kulaktan dolma bilgilerle doldurduklarını bildirmektedir
“Emaniyye” kavramı, “Ümniyye” kavramının çoğulu olup, Kur’an’da ilme, sahih bilgiye dayalı sahih inanç ve sâlih amel üzere bulunmanın zıddı olarak, sahih bilgiye / ilme dayanmayan, bir gerçekliği olmayan temenni ve inanışlar, kulaktan dolma bilgiler anlamına gelmektedir. Rabbimiz Kur’an’da, o dönemin Kitab Ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlar özelinde bize, kendilerini nisbet ettikleri Kitab’ın bilgisine sahip olmayan ve dolayısıyla “ümmiliğe” mahkûm olan insanların, Kitab bilgisine sahip olmadıkları için bu boşluğu uydurma, kulaktan dolma bilgilerle doldurduklarını bildirmektedir
Başka bir etnik zulüm şahidi olarak "Endülüs’ün Kız Kardeşi"
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
Muin Naim: Normalleşme anlaşmalarının stratejik hedefi, bölgenin düşman konseptini değiştirmektir
Filistinli gazeteci Muin Naim’le, BAE ve Bahreyn rejimlerinin ABD himayesinde siyonist işgal rejimiyle gerçekleştirdiği normalleşme anlaşmaları özelinde, Filistin meselesinin bugünü ve yarını üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Söz konusu anlaşmaların stratejik hedefinin, bölgenin düşman eksenini değiştirmek olduğunu kaydeden Naim; “Şu anda bölgenin düşmanı İsrail’dir, ama bu anlaşma konseptine göre yeni düşman Türkiye ve İran’dır” ifadelerini kullanıyor.
Filistinli gazeteci Muin Naim’le, BAE ve Bahreyn rejimlerinin ABD himayesinde siyonist işgal rejimiyle gerçekleştirdiği normalleşme anlaşmaları özelinde, Filistin meselesinin bugünü ve yarını üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Söz konusu anlaşmaların stratejik hedefinin, bölgenin düşman eksenini değiştirmek olduğunu kaydeden Naim; “Şu anda bölgenin düşmanı İsrail’dir, ama bu anlaşma konseptine göre yeni düşman Türkiye ve İran’dır” ifadelerini kullanıyor.
Enbiya ve Rum Sureleri özelinde Şeriati’nin tarihe bakışı
Ali Şeriati, ''İki Sure İki Yorum''da Kerim kitabımız yüce Kur’an’ın mesajını anlamayan, anlamak istemeyen, ona kulaklarını tıkayanların tarih boyunca hep zelil duruma düştüklerinden, kaybettiklerinden, helak olduklarından dem vuruyor. Fatih Pala yazdı.
Ali Şeriati, ''İki Sure İki Yorum''da Kerim kitabımız yüce Kur’an’ın mesajını anlamayan, anlamak istemeyen, ona kulaklarını tıkayanların tarih boyunca hep zelil duruma düştüklerinden, kaybettiklerinden, helak olduklarından dem vuruyor. Fatih Pala yazdı.
Suud ve İran özelinde ulus devletler dönemindeki statüko dinleri
Suud kraliyet yönetiminde bulunanlar, saray ulamasının da dolaylı ya da dolaysız onayı ile İslâm adına ürettikleri muharref "statüko dini"ni ve Vehhâbîliği, bir yandan kapitalist emperyalizmin emrinde komünizme karşı "Yeşil Kuşak" projesi için bir araç olarak seferber ettiler. İranda ise, Şahlık statükosundan sonra İslâmi ölçülerin belirleyici olması gerekirken bu sefer de mezhebî ölçülerin ve ulusal çıkarın belirleyici olduğu yeni bir Şii-Farisî ulus devlet statükosuna sürüklenilmiştir.
Suud kraliyet yönetiminde bulunanlar, saray ulamasının da dolaylı ya da dolaysız onayı ile İslâm adına ürettikleri muharref "statüko dini"ni ve Vehhâbîliği, bir yandan kapitalist emperyalizmin emrinde komünizme karşı "Yeşil Kuşak" projesi için bir araç olarak seferber ettiler. İranda ise, Şahlık statükosundan sonra İslâmi ölçülerin belirleyici olması gerekirken bu sefer de mezhebî ölçülerin ve ulusal çıkarın belirleyici olduğu yeni bir Şii-Farisî ulus devlet statükosuna sürüklenilmiştir.
Radyo Denge'de, Sakarya’daki vahşi cinayetin niçinleri konuşuldu (VİDEO)
Radyo Denge'de Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programında Ahmed Kalkan ile, Sakarya’da vahşice katledilen Suriyeli 9 aylık hamile Emani Al-Rahmun ve 10 aylık bebeği özelinde kimi insanların nasıl da esfele safilin haline geldiği, bunun sebepleri ve insanlığın nasıl kurtulacağı konuşuldu.
Radyo Denge'de Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programında Ahmed Kalkan ile, Sakarya’da vahşice katledilen Suriyeli 9 aylık hamile Emani Al-Rahmun ve 10 aylık bebeği özelinde kimi insanların nasıl da esfele safilin haline geldiği, bunun sebepleri ve insanlığın nasıl kurtulacağı konuşuldu.
İslam'a en büyük zararı onlar verdi
Deniz Balaban, İslam'a en büyük zararı veren Yeşilçam'ın baş aktörlerinden olan Kemal Sunal hakkında "Kemal Sunal Filmleri Özelinde Eski Türk Filmlerinin Zararları" başlıklı çarpıcı bir blog yazısı kaleme alarak gerçek yüzlerini ortaya koydu.
Deniz Balaban, İslam'a en büyük zararı veren Yeşilçam'ın baş aktörlerinden olan Kemal Sunal hakkında "Kemal Sunal Filmleri Özelinde Eski Türk Filmlerinin Zararları" başlıklı çarpıcı bir blog yazısı kaleme alarak gerçek yüzlerini ortaya koydu.
"Ortadoğu ve Müslümanların gelecek tasavvuru" konuşuldu
İzmir'de faaliyet gösteren Özgün-Der'in düzenlediği ve Mehmet Pamak’ın sunduğu “Mısır ve Suriye Özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru” konulu konferans gerçekleştirildi
İzmir'de faaliyet gösteren Özgün-Der'in düzenlediği ve Mehmet Pamak’ın sunduğu “Mısır ve Suriye Özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru” konulu konferans gerçekleştirildi
"Müslümanların Gelecek Tasavvuru" konferansından notlar
İLKAV’ın düzenlediği ve Mehmet Pamak’ın sunduğu “Mısır ve Suriye Özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru” konulu konferansta, toplumun henüz İslami sisteme müstahak ve hazır hale gelmediği bu tür kaotik ortamlarda ve küresel ve yerel güçlerin/statükonun çok boyutlu kuşatması altında sistem içi hükümetlere talip olmak yerine, yeni gelişen görece özgür ortam kullanılarak İslami toplumsal dönüşüm ve Kur’ani inkılap üzerine yoğunlaşmanın önemi ve Allah’ın yardımını celp edecek tevhidi stratejik yürüyüşte ısrarlı ve istikrarlı olmanın gereği hatırlatılarak içine düşülen istikamet krizlerinde yol gösterici uyarılarda bulunuldu.
İLKAV’ın düzenlediği ve Mehmet Pamak’ın sunduğu “Mısır ve Suriye Özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru” konulu konferansta, toplumun henüz İslami sisteme müstahak ve hazır hale gelmediği bu tür kaotik ortamlarda ve küresel ve yerel güçlerin/statükonun çok boyutlu kuşatması altında sistem içi hükümetlere talip olmak yerine, yeni gelişen görece özgür ortam kullanılarak İslami toplumsal dönüşüm ve Kur’ani inkılap üzerine yoğunlaşmanın önemi ve Allah’ın yardımını celp edecek tevhidi stratejik yürüyüşte ısrarlı ve istikrarlı olmanın gereği hatırlatılarak içine düşülen istikamet krizlerinde yol gösterici uyarılarda bulunuldu.
İLKAV'dan "Müslümanların Gelecek Tasavvuru" konferansı
İLKAV, "Mısır ve Suriye özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru" konulu konferans düzenliyor. Kısa adı İLKAV olan İlim ve Kültürel Araştırmalar Vakfıson zamanlarda çeşitli gelişmelerin yaşandığı Mısır ve Suriye'yi merkeze alarak Ortadoğu'nun ve müslümanların geleceğini masaya yatırıyor. Mehmet PAMAK'ın sunumuyla gerçekleşecek program 15 Eylül 2013 Pazar günü AnkaraKocatepe Kültür Merkezinde (Kocatepe Camii Karşısı) saat 14:00'da başlayacak ve ailece katılabilmek mümkün olacak. Detaylı bilgiyi için: İLKAV: 0 312 229 79 76
İLKAV, "Mısır ve Suriye özelinde Ortadoğu ve Müslümanların Gelecek Tasavvuru" konulu konferans düzenliyor. Kısa adı İLKAV olan İlim ve Kültürel Araştırmalar Vakfıson zamanlarda çeşitli gelişmelerin yaşandığı Mısır ve Suriye'yi merkeze alarak Ortadoğu'nun ve müslümanların geleceğini masaya yatırıyor. Mehmet PAMAK'ın sunumuyla gerçekleşecek program 15 Eylül 2013 Pazar günü AnkaraKocatepe Kültür Merkezinde (Kocatepe Camii Karşısı) saat 14:00'da başlayacak ve ailece katılabilmek mümkün olacak. Detaylı bilgiyi için: İLKAV: 0 312 229 79 76
"Taksim’den Tahrir’e Küresel Kuşatma” panelinden notlar
"Taksim'den Tahrir'e Küresel Kuşatma Paneli" Ankara Başkent Öğretmenevi Konferans salonunda yapıldı. Panelde İslâm coğrafyasındaki son zamanlardaki olayların perde arkası Mısır özelinde masaya yatırıldı.
"Taksim'den Tahrir'e Küresel Kuşatma Paneli" Ankara Başkent Öğretmenevi Konferans salonunda yapıldı. Panelde İslâm coğrafyasındaki son zamanlardaki olayların perde arkası Mısır özelinde masaya yatırıldı.
Özgün-Der'de "Mevlana Özelinde Mistik Dünya" konferansı
Prof. Dr. Mikail Bayram "Mevlana Özelinde 100 Yıllık Mistik Dünya" konulu bir konferans vermek üzere İzmir'de Özgün-Der'in konuğu olacak.
Prof. Dr. Mikail Bayram "Mevlana Özelinde 100 Yıllık Mistik Dünya" konulu bir konferans vermek üzere İzmir'de Özgün-Der'in konuğu olacak.
Pamak: 'İnşa ve ıslah edici, basiret ve merhamet dili' hangisi?
Yayınlamakta olduğumuz dokuzuncu bölümde Pamak, referandum sürecinde yaşanan tartışma ve ayrışmalar özelinde Türkiye'deki eski statüko ve kurulmakta olan yeni statüko karşısında Müslümanların konumlarını ele alıyor ve önemli tesbit ve uyarılarda bulunuyor. Söz konusu tartışmalar bağlamında gündeme gelen "çözülmüş dil", "dikte dili" ve "inşa ve ıslah dili" tartışması da bu bölümde Pamak'ın ele aldığı konular arasında yer alıyor.
Yayınlamakta olduğumuz dokuzuncu bölümde Pamak, referandum sürecinde yaşanan tartışma ve ayrışmalar özelinde Türkiye'deki eski statüko ve kurulmakta olan yeni statüko karşısında Müslümanların konumlarını ele alıyor ve önemli tesbit ve uyarılarda bulunuyor. Söz konusu tartışmalar bağlamında gündeme gelen "çözülmüş dil", "dikte dili" ve "inşa ve ıslah dili" tartışması da bu bölümde Pamak'ın ele aldığı konular arasında yer alıyor.
Makaleler
Hava Durumu